Gelişmiş Arama
Ziyaret
8609
Güncellenme Tarihi: 2011/09/21
Soru Özeti
İslam toplumlarının önderleri için “Müslümanların emir sahibi” lakabını kullanmak doğru mudur?
Soru
Bazı fertler İslam toplumlarının önderleri için “Müslümanların emir sahibi” lakabını kullanmanın doğru olmadığı ve bu lakabın «أَطیعُوا اللَّهَ وَ أَطیعُوا الرَّسُولَ وَ أُولِی الْأَمْرِ مِنْکُم» ayeti gereğince sadece temiz imamlar (a.s) için kullanılabileceği iddiasını gütmektedir. Bu konuda bir açıklama yapar mısınız?
Kısa Cevap

Soruda belirtilen ayet gereğince halkın mal ve nefislerine velayet etmek, ilahi rububi hususlardandır ve sadece Yüce Allah’ın ataması ve izniyle meşruiyet taşır. Nitekim biz bu şerî ve yasal gücün Peygamber-i Ekrem (s.a.a) ve sırasıyla masum imamlara verildiğine inanmaktayız. Ama zamanın imamının (a.c) gıyabında birçok aklî delil ve masum imamlardan (a.s) nakledilen rivayetler esasınca, gerekli şartlara haiz fakih velayet ve İslam toplumunun önderliği sorumluluğunu üstlenir ve onun tarafından genel bir şekilde atanır. Bu yüzden “Müslümanların emir sahibi” lakabı, masum imamın (a.s) gıyabında toplumun siyasal, ekonomik ve toplumsal işlerine önderlik etmek ve bunları yürütmek için masum imamlar tarafından atanan gerekli şartlara haiz fakih için alıntılanmış gerçek lakaplardan biridir.

Ayrıntılı Cevap

Cevaptan önce şu noktanın bilinmesi gerekmektedir: İslam’ın siyasal düzeninde halk ile toplum önderi arasındaki karşılıklı ilişki, rivayetlerde sıfat ve lakapların mutlak şekilde kullanılmasının yasaklanması türünden değildir. Bilakis iki tür lakap ve sıfat bulunmaktadır; birinci tür, dinsel öğretilerin onayladığı ve onlardan alıntılanmış ve de din önderlerinin yaşamlarında mütedavil olan sıfat ve lakaplardır. İkinci tür ise birey ve topluma yönelik menfi etki ve getirileri veya masumlara[1] (a.s) özgü olması nedeniyle kullanılması kati şekilde yasaklanan sıfatlardır. “Uzma” gibi kelimeler de “Ayetullah Uzma” denilerek taklit mercileri için kullanılmaktadır. Bu, İslamî gelenekte vurgulanmış âlime bir tür manevi saygı göstermeyi içerir.[2] İmam Ali’den (a.s) nakledilen bir hadiste şöyle yer almaktadır: “Bir âlime saygı duyan kimse, Rabbine saygı duymuştur.”[3] Aynı şekilde “Müslümanların emir sahibi” sıfatı da dinsel bir dayanağa sahip olup Kur’an-ı Kerim ve masum imamların hadislerinden (a.s) alıntılanmıştır; zira halkın mal ve nefislerine velayet etmek ilahi rububi hususlardandır ve sadece Allah’ın ataması ve izniyle meşruiyet bulur. Aynı şekilde biz bu yasal gücün Peygamber-i Ekrem (s.a.a) ve sırasıyla masum imamlara (a.s) verildiğine inanmaktayız.[4] Nitekim Kur’an-ı Kerim’de şöyle okumaktayız:

[5]«یا أَیُّهَا الَّذینَ آمَنُوا أَطیعُوا اللَّهَ وَ أَطیعُوا الرَّسُولَ وَ أُولِی الْأَمْرِ مِنْکُم‏» “Emir sahipleri” toplumu yönetmede Allah tarafından tayin edilmiş düşünce ve görüş sahipleridir.[6] Burada, söz ve davranışlarında masum olan ve Allah ve Resulü’ne itaatin farz olması manasında kendilerine itaatin farz olduğu ümmetten bireyler kastedilir.[7] Ama Hz. Hüccet b. Hasan Askeri’nin (a.s) gıyabında birçok aklî delil ve masum imamlardan (a.s) nakledilen rivayetler esasınca, gerekli şartlara haiz fakih velayet ve İslam toplumunun önderliği sorumluluğunu üstlenir ve zamanın imamı (a.s) tarafından genel bir şekilde atanır.[8] Veliyy-i fakih gıyap döneminde masum imam (a.s) tarafından atanmış olması nedeniyle, gerçekte ona itaat etmek emir sahiplerine (masum imamlara) itaat etmek sayılır.

Netice: “Müslümanların emir sahibi” lakabı, masum imamın (a.s) gıyabında toplumun siyasal, ekonomik ve toplumsal işlerine önderlik etmek ve bunları yürütmek için masum imamlar (a.s) tarafından atanan gerekli şartlara haiz fakih için kullanılan gerçek lakaplardan biridir. Bizzat veliyy-i fakihin masum imamlardan (a.s) alınmış velayet ve halifelik lakaplarını kendisi için seçmesi de söz konusu de değildir



[1] Örnek: İmam Ali (a.s) hakkında Müminlerin Önderi ve Vasilerin Efendisi künyelerinin kullanılması. “İmam Ali’nin (a.s) Lakapları Ve Peygamberi (s.a.a) Onlarla Anmak”, Soru: 16667 (Site:).

[2] Bkz: “İmamlar Ve Mercilere Ayetullah Uzma Hitabında Bulunmak”, Soru: 13653 (Site: 13427).

[3] «من وقر عالماً فقد وقر ربه» Temimi Amedi, Abdülvahid b. Muhammed, Gurerü’l-Hikem Ve Durerü’l-Kelim, s. 47, İntişarat-ı Defter-i Tebliğat-ı İslamî, Kum, 1366 ş.

[4] Bkz: “İmametin Peygamber Nesline Özgü Oluşu”, Soru: 2969 (Site: 3209); “İmamet Ve İmamlara İnanmanın Delilleri”, “Soru: 321 (Site: 2707).

[5]Ey iman edenler! Allah'a itaat edin; Peygambere itaat edin, sizden olan emir sahiplerine de.” (Nisa, 59).

[6] Hüseyni Hemedani, Seyid Muhammed Hüseyin, Tahkik: Behbudi, Muhammed Bakır, Envar-ı Derehşan, c. 4, s. 93, Kitabfuruşi Lütfi, Tahran, çap-ı evvel, 1404 k.

[7] Tabatabai, Seyid Muhammed Hüseyin, el-Mizan, Fi Tefsiri’l-Kur’an, c. 4, s. 398, Defter-i İntişarat-ı İslamî, Kum, çap-ı pencom, 1417 k; ve bkz: “İmamet Ve İmamlara İnanmanın Delilleri”, Soru: 321 (Site: 2707).

[8] Bkz: “Velayet-i Fakihin Peygamber Ve İmamların Velayeti İle İlişkisi”, Soru: 9294 (Site: 9467).

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Vaktin başında namaz kılmak mı iyidir yoksa iki doğuş arasında yatmamak mı?
    5640 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/11
    Her şeyden önce bir noktaya dikkat etmeniz lazımdır:Kerahete neden olan uyku ister sabah namazından sonra olsun, ister ondan önce olsun iki doğuş arasındaki uykudur. Bu yüzden sorunuza göre siz iki doğuş arasında uyuduğunuzdan dolayı her iki durumda da kerahete mürtekip olmuş bulunmaktasınız. ...
  • Ahmet ismi İncil’in neresinde gelmiştir?
    26742 Eski Kelam İlmi 2011/11/12
    Bu konuda dikkat edilmesi gereken önemli nokta şudur: Kur’an, İncil’de İslam Peygamber’inin (s.a.a) müjdeleyici olduğunu söylüyorsa, tahrif edilmiş İncil’i değil, Hz. İsa’nın (a.s) getirdiği incili kastetmektedir. Elbette tahrif edilmiş hali hazırdaki İncil’de de, bu meseleye işaret edilmesi dikkate değer bir konudur.Hz. Mesih (a.s), “Farkilit”ın geleceği müjdesini vermişti. Bu kelime ...
  • Bazen kıbleye doğru oturuyor ve temiz imamlar (a.s) ile sohbet ediyorum ve bu esnada bedenimde özel bir hal hissediyorum ve deyim yerindeyse tüm tüylerim ürperiyor. Bu hal neyin işaretidir?
    10283 Pratik Ahlak 2012/01/18
    Bildiğiniz gibi masum hazretler (a.s) bizim amellerimizi gözetlemektedir ve rivayetlerde de bu konuya işaret edilmiştir. Kesinlikle bu ilgi onların haremindeyken veya dikkatle kendilerine sevgi ifadesinde bulunduğumuzda daha çok ve belirgindir. Öte taraftan bedenin heyecanlıyken ve manevi hallerde reaksiyon göstermesi, hepimiz için vuku bulmuştur ve ayet ve rivayetlerde de bunun ...
  • Bankanın halktan geciken taksitten dolayı aldığı “gecikme parası” faiz sayılıyor mu?
    5983 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/09/09
    Banka aracılığıyla gecikmiş taksitten dolayı alınan gecikme parasın hükümü hakkında bazı mercilerin görüşleri aşağıda açıklandığı şekildedir: Ayetullah Uzma Hamenei’nin (Allah onun ömrünü uzun etsin) Defteri: Çalışmalarını “İslami Şura Meclisi’nin” tasvip ettiği kanunlar esasına göre yapan ve “Gözetleme Şurası’nın” teyit ettiği bankanın uygulamasında bir ...
  • İlahi yaşam nasıl bir yaşamdır? Şu andaki yaşamla bir tezaddı var mı?
    7834 Pratik Ahlak 2012/01/05
    Kur’an’a baksak ve ‘’Neden yaratıldık? sorusunu ona sorsak şu cevabı verecektir: ‘Ben, cinleri ve insanları, sadece bana kulluk etsinler diye yarattım.’ İbadet nedir? İbadet yani Allah’a kulluk etmektir. Yani yaptığımız bütün işler, hatta yemek içmek gibi günlük ve çok normal işlerimiz bile ilahi ve ibadi ...
  • Acaba Şia mezhebinden Sünni mezhebine geçmek caiz mi?
    4784 Diğer Konular 2018/12/08
    Esasen din ve inanç insanın akıl ve mantık yoluyla hakikati araştırması ve araması sonucu kendi seçimiyledir. İnsan temel inançlarında araştırma yapmalı ve hakikate ulaştıktan sonra onu seçmelidir. Din ve mezhep insana büyüklerinden miras kalmaz. Buna binaen dinin temel inançlarında taklit caiz değildir.[1] Zira din, ...
  • Rivayetlere göre iyi bir ortağın taşıması gereken özellikler nelerdir?
    3561 Şirket 2020/01/20
  • Anne (kadınlar) yoluyla da seyitli intikal eder mi?
    16105 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/06/20
    Hz. Zehra’nın (a.s) tüm evlatlarının Peygamberin (s.a.a) evlatları olduğu hususunda hiçbir şüphe yoktur. Ama Allah Resulü’nün (s.a.a) evladı olmak sıfatı ile seyit ve Haşimi olmak sıfatı arasında fark bulunduğuna dikkat etmek gerekir. Soyu Fatıma Zehra’ya (a.s) ulaşan herkes İslam Peygamberinin (s.a.a) neslindendir, ama seyitlerden değildir; zira seyit ve Haşimî ...
  • Bilal-i Habeşî Ve Hilafet Meselesi
    9683 تاريخ بزرگان 2011/08/03
    Tarihten anlaşıldığı kadarıyla Bilal-i Habeşî halifeler biat etmemiş, bazı yerlerde onlara itiraz etmiş ve hilafet sistemi için ezan okumaktan uzak durmuştur. Bu yüzden Şam’a sürgüne gönderilmiş ve orada vefat etmiştir. ...
  • “Farz” ve “vacip” hangi manaya gelmektedir? Bu iki kelime arasındaki fark nedir?
    10232 مبانی فقهی و اصولی 2014/01/21
    Farz ve vacip eğer değişik durumlarda ve özellikle ayrı (birlikte değil) bir şekilde kullanılırsa, kesinlik ve belirleme anlamına gelir[1] ve ıstılahtaki manası ise mütealliklerinin zorunlu olmasıdır. Ama bu iki kelime arasında bir farkın olduğu bazı lügat kitaplarında zikredilmiştir. Farz ve vacip arasındaki fark, farzın ...

En Çok Okunanlar