Gelişmiş Arama
Ziyaret
39472
Güncellenme Tarihi: 2009/07/22
Soru Özeti
Ulu'l-azm peygamberleri kimlerdir ve kitaplarının adları nedir? Bunlara niçin ulu’l-azm denir? Niçin Zerdüşt ve Davud ulu’l-azm değildirler.
Soru
Ulu'l-azm peygamberler kimlerdir ve kitaplarının adı nedir? Niçin Zerdüşt ve Davud kitap sahibi olmalarına rağmen ulu’l-azm değillerdir.
Kısa Cevap

Ulu'l-azm ifadesi Ahkaf suresinin 35 ayetinde yer alır. Azim hüküm ve şeriat anlamındadır. Ulu'l-azm peygamberler müstakil şeriat ve dini olan peygamberlerdir. Hadislerde ulu’l-azm peygamber için bir takım özellikler zikredilmiştir:

1- Cihanşumul bir davete sahip olmak

2- Din ve şeriat sahibi olmak

3- Allah tarafından gönderilen kitaba sahibi olmak

Sadece 5 peygamber bu özelliklere sahiptiler; yani genel bir davet ve misyona sahip olmanın yanı sıra kitap ve şeriat sahibidirler. Bunlar; Hz. Nuh, Hz. İbrahim, Hz. Musa, Hz. İsa, ve Hz. Muhammed’dir. Hadislerde Hz. Nuh ve İbrahim’in kitapları suhuf olarak anılır. Hz. Musa’nın kitabı Tevrat, Hz. İsa’nın kitabı İncil ve Hz. Muhammed’in kitabi Kur’an-ı Kerim’dir.

Ayrıntılı Cevap

Ulu'l-azm kelimesi bir defa Kur’an’da geçer. Allah Teala buyurmuştur ki: “Ulu'l-azm peygamberler gibi sen de sabret…”[1] Azim, irade ve kararlılık anlamındadır. Ragip İsfahani Müfredat’ta şöyle der: “Azm, bir işi yapmaya karar almak anlamındadır.”[2]

Lisanu’l-Arap adlı eserde şöyle geçer: “Ulu'l-azm peygamberler Allah’a yerine getirmesini söz verdikleri işi yapmada kararlı olan peygamberlerdir.”[3] Kur’an-ı Kerim’de ise azm bazen sabır[4] bazen de ahdine vefa anlamında kullanılmıştır.[5]

Tefsir kitaplarında yer alan açıklama ise şöyledir: Şeriat ve yeni din sahibi peygamberler daha fazla zorluklarla karşı karşıya geldikleri ve bu sıkıntı ve zorluklara karşı koyabilmek daha sağlam irade ve azmi gerektirdiği için bu peygamberlere ulu’l-azm denilmiştir. Bazıları azim ve azimeti hüküm ve şeriat olarak tefsir etmişlerse işte bu noktadan dolayıdır.[6] Yoksa azım lügatte şeriat anlamına gelmemiştir.[7]

Bir peygamberin ulu’l-azm oluşu onun şeriat sahibi oluşunun göstergesidir. Buna göre özel bir dine sahip olan bir peygamberden sonra gelen peygamberler yeni bir din sahibi peygamber zuhur edinceye kadar onun dinin yayarlar.[8]

Allah Teala Kur’an-i Kerim’de dinin yasanması ve peygamberler tarafından iletilmesine işaret ederek bu bağlamda dört Peygamber’in adını zikreder. Bu ayette son dinin getiricisi olan İslam Peygamber’ine hitap edildiği nazara alındığında beş peygamber’in bu özelliğe sahip oldukları ortaya çıkar. Allah Teala şöyle buyurur:

“Dinden Nuh'a tavsiye ettiğini, sana vahyettiğimizi, İbrahim'e, Musa'ya ve İsa'ya tavsiye ettiklerimizi size de din (ve kanun) olarak belirledi. Dini yaşatın ve onda ayrılığa düşmeyin…”[9]

Hadislerde Ulu'l-azm Peygamberler

Şia olmayan bazı ilk dönem müfessirler ulu’l-azm peygamberleri cihatla yükümlü olan veya mucizelerini açıklamakla görevli olan peygamberler olarak tarif etmiş ve bunun örneklerini açıklarken Nuh, İbrahim, İshak, Yakup, Yusuf, Eyyub’u veya İbrahim, Nuh, Hud, ve Muhammed’i zikretmiş olsalar da[10] ancak Ehl-i Beyt İmamlarından gelen hadislerde hem ulu’l-azm peygamberlerin vasıfları hem niçin bu isimle anıldıkları hem de kimler oldukları açıklanmıştır.

Bu hadisler uyarınca ulu’l-azm peygamberlerin özellik ve vasıfları şunlardan ibarettir:

1- Bütün insan ve cinlerin kapsayan cihanşümul bir davet sahibi olmak[11]

2- Yeni bir şeriat ve müstakil bir dine sahip olmak[12]

3- Kendisine kitap verilmiş olması[13]

Bazı hadislerde bu özelliklerden sadece ikisi zikredilmiş ancak diğer bazı hadislerde her üç özellik bir arada zikredilmiştir.

İmam Rıza (a.s), “Bu peygamberler (Hz. Nuh, İbrahim ve…) niçin ulu’l-azm oldular, sorusuna şöyle cevap verir: “Çünkü bunlar özel bir kitap ve şeraitle gönderilmişlerdir.”[14]

Buna göre kitap sahibi olmak ulu’l-azm peygamber olmanın şartlarından biridir. Ancak bundan başka iki önemli şart da vardır. Yani bütün insan ve cinleri kapsayacak cihanşümul bir davete sahip olmak ve özel bir şeriatı olmak.

Şu noktayı unutmamak gerekir ki müstakil şeriatı olmak onun getirdiği şeriatın önceki peygamberlerin şeriatıyla tamamen farklı olduğu anlamına gelmez. Sadece zamanın şartlarına göre şeraitlerin birbirinden farklı olabileceğini ifade eder.

Hz. Davud (a.s) ilahi bir kitaba sahip olmasına rağmen onun kitabı yeni hükümleri ve müstakil bir şeriatı içermiyordu Nitekim Hz. Adem, Şeys ve İdris de kitap sahibi olmalarına rağmen ulu’l-azm peygamber değildiler.[15]

Hadislerde açıkça ulu’l-azm peygamberlerin isimleri açıklanmıştır. Hz. İmam Ali b. Hüseyn Zeynü’-Abidin’in şöyle dediği nakledilmiştir: “Ulu'l-azm peygamberler beş kişidirler Hz. Nuh, Hz. İbrahim, Hz. Musa, Hz. İsa Hz. Muhammed (s.a.a).”[16] Aynı manayı içeren bir hadis de İmam Cafer Sadık[17] ve İmam Riza’dan[18] nakledilmiştir. Hadislerde Hz. Nuh ve Hz İbrahim’in kitapları Suhuf olarak anılmıştır. Kur’an’da Hz. Musa’nın kitabından Suhuf olarak söz edilmesine rağmen[19] bu sahifelerin tümü Tevrat olarak adlandırılmıştır. Hz. İsa’nın kitabı İncil ve Hz. Muhammed’in kitabı Kur’an’dır.

Ama Evista Zerdüştilerin kitabıdır. Bu kitabın onların peygamberi olan Zerdüşt’e Allah tarafından verilen kitap olup olmadığı tartışılabilir konudur. Evista’nın çeşitli bölümlerinde onun sözleri, yaratıcı veya halkla konuşmaları nakledilir.[20] Bkz. Evista’nın eski bölümü olan Yesna Fasıl 46 b. 1-2 Elbette hadislerde Zerdüşt kitap sahibi bir peygamber olduğu kaydedilmiştir.[21]



[1] Ahkaf: 35

[2] Müfredat-i Rağip Azm maddesi

[3] و أُولُو العَزْمِ من الرُّسُلِ: الذینَ عَزَمُوا على أَمرِ الله فیما عَهِدَ إلیهم،  Bkz. Lisanu’l-Arap c. 12 s. 399

[4] Şura: 43

[5] Taha: 115

[6] Allame Tabatabi Azmin azimet yani şeriat ve hüküm anlamına geldiğinin hadislerce teyit edildiği görüşündedir. Tercüme-i El-Mizan c. 18 s. 332

[7] Tefsir-i Nümune: c. 21 s. 379

[8] Misbah-i Yezdi, Usul-i Akait, s. 339

[9] Şura: 13

[10] Biharu’l- Envar c. 11 s. 35 Beyrut Vefa yay.

[11] Ade s. 32

[12] Ade. 34; İleluş’şerai, c. 1 s. 149 Bab. 101

[13] Ade. 35

[14] Ade. 56

[15] El-Mizan c. 2 s. 142

[16] Biharu’l-Envar, c. 11 s. 32

[17] Ade. C 11 s. 56

[18] İlelu’ş-Şerai c. 1 s. 149 Bab 101

[19] A’la: 19

[20] Rabert Hum; Edyan-i Zinde-i Cihan, s. 278

[21] Men Layehzeruhu’l-Fakıh, c. 2 s. 53 H. 1678; Sefinetu’l-Bihar, c. 4 s. 346

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • imamların (a.s.) isimleri Şia'nın hangi mütevatir hadislerinde tasrih (açık bir şekilde zikir) edilmiştir.
    6986 Eski Kelam İlmi 2011/04/13
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Nasıl irabın olmamasına rağmen Kur’an tahriften uzak kalmıştır?
    7842 Kur’anî İlimler 2010/07/24
    Peygamber (s.a.a) döneminde Arapça dilini oluşturan harfler noktalama işaretini ayrıca her hangi nişane ve alametleri de taşımamaktaydı. Doğal olarak Kur’an da bu şekilde yazılmıştı ve iraba sahip değildi. Buna rağmen daha İslam dininin ilk döneminden itibaren Müslümanlar Kur’an’ı Kerim’i hıfz etmiştiler ve ...
  • İlime hakiki anlamda iştiyak kazanmanın yolu nedir?
    6897 Pratik Ahlak 2011/07/23
    Ayetullah Hadevi Tehrani'nin bu konuyla ilgili görüşü şöyledir:İlime duyulan iştiyak ilahi bir lütuftur. Ancak bu hissi bazı yollardan güçlendirmek mümkündür:1- Sırayı gözeterek ve düzenli bir şekilde ders okuma. Bu tür ders alma insanda öğrenme ve ilime ilgi hissini güçlendirir ...
  • Gaybî varlıkların varlık felsefesi nedir?
    11859 İslam Felsefesi 2011/07/14
    Gayb âlemi şahadet âleminin mukabilindendir. Şahadet ve huzur da 1- mekânsal huzur; 2- zahirî hisler nezdinde huzur; 3- fikir ve ilimde huzur; 4- marifet ve basiret makamında huzur gibi mertebelere sahip olduğundan, bu mertebelerin her biri karşısında gaybte de bir mertebe mevcuttur. Eğer gayb âlemindeki varlıklardan kastedilen, soyutların aklî ...
  • Gün batımı vakti borç ödemenin sakıncası var mı?
    5354 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/07/28
    Borç, bir insanın üzerinde başkasına ait olan maldır. Bununda sebebi ya borç almaktır, ya insanın kendi elinde olan başka şeylerdir (örneğin borcun, selem muamelede mal kabul edilmesi veya onun borç muamelesinde para olarak sayılması yahut kirada kira ücreti veyahut nikahta mihr, hul talakta karşılık olması vb. ...
  • İslam Peygamberi (s.a.a.) Peygamber olmadan önce hangi veya kimin dini üzerindeydi?
    45794 Eski Kelam İlmi 2011/05/23
    Bu bağlamda farklı görüşler var olmaktadır. Ancak kanaatimizce aşağıdaki görüş doğru olana daha yakındır: Peygamber (s.a.a.) şahsen Allah tarafından kendisine verilen has bir programa sahipti. O programa uygun bir şekilde eylemlerini ve yaşamını düzenliyordu. Yani asıl itibariyle İslam dini kendisine gelinceye kadar bu ona mahsus bir ...
  • İran ve Irak savaşında şehit düşen bazı fertlerin cenazelerinin dağılmadığını ve yok olmadığını duydum. Bu duyumlar muteber ve güvenilir midir?
    6708 Eski Kelam İlmi 2012/04/04
    Canlı yaratıkların cisimlerinin yapısı gereği, ruh bedenden çıktıktan sonra tabii olarak beden kokar, çürür ve yok olur. Bu nedenle bazı bedenlerin yıllar geçtikten sonra aynı şekilde salim kalması uzak bir ihtimaldir. Ama Allah her şeye kadir olduğundan[1] böyle bir şey zihinden uzak tutulmamalı ve ...
  • Kur’an’ın adlarını nedir?
    26274 Kur’anî İlimler 2009/07/11
    Kur’an için birçok isim zikredilmiştir, elbette sadece bunlardan bazıları müslümanlar arasında meşhurdur. Ayrıca Kur’an için zikredilen isimlerden bazıları Kur’an’da, Kur’an’ın ismi değil vasfı olarak gelmiştir. Kur’an’ın isim ve vasıflarını birbirinden ayırmak konusundaki ihtilaf yüzünden Kur’an’ın isim ve vasıflarının sayısı konusunda farklı görüşler ortaya çıkmıştır.
  • Eğer tırnaktaki ojeyi temizleme imkânı yoksa vazife cebire abdesti almak mıdır yoksa teyemmüm mü?
    18659 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/21
    Belirtilen soruyu büyük mercilerin bürolarından sorduk ve alınan yanıtları aşağıda açıklıyoruz: Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (ömrü uzun olsun) Bürosu:Sorudaki durumda cebire abdesti alması gerekir.Hz. Ayetullah Uzma Safi Gülpaygani’nin (ömrü uzun olsun) Bürosu:Eğer abdest ve gusül yerine bir şey yapışmışsa ve bunu kaldırmak mümkün ...
  • Şiiler neden belirli İmamlara inanıyorlar?
    8777 Eski Kelam İlmi 2010/01/02
    Sizin sormak istediğiniz şey galiba şudur: Biz bir imamın imam olduğunu nereden anlayacağız ve buna nasıl inanacağız? Ama her şeyden önce şu soruya cevap bulmak zorundayız: Neden imamet inancına sahip olmalıyız?

En Çok Okunanlar