Gelişmiş Arama
Ziyaret
8354
Güncellenme Tarihi: 2010/04/13
Soru Özeti
Şia âlimleri Allah’ın yeryüzüne inmesini küfür olarak mı değerlendirmektedir?
Soru
Usul-i Kâfi, c.1 s. 90 ve 91’de ilk dönem Şia âlimleri Allah’ın yeryüzüne indiğini ret etmekte ve bu sıfatı ispatlayan kimsenin küfrüne hüküm ektedirler. Bu söz doğru mudur?
Kısa Cevap

Şia İmamlarından nakledilen rivayetler mantıklı bir açıklama çerçevesinde Allah’ın yeryüzüne inmesi inancının geçersizliğini dile getirmekte ve buna inananların küfrüne işaret etmemektedir. Allah’ın yeryüzüne indiğine inanmak tahrif edilmiş bir rivayetin yanlış anlaşılmasından kaynaklanmaktadır. Bunun neticesi Allah Azze ve Celle’nin cisimlendirilmesidir. Allah’ı cisim bilmek Şii ve Sünni âlimleri açısından eğer bir şekle indirgenirse küfre neden olur.

Ayrıntılı Cevap

İslam’ın yayılıp genişlemeye başladığı İlk dönemlerden bugüne dek fırka ve kelam mezhepleri arasındaki ihtilaf ve tartışmalardan biri, Allah’ın zati ve haberi sıfatları konusu olmuştur. Elbette bu kelamsal tartışma haberi sıfatlarda daha çok meydana gelmiş ve bazen karşı tarafı tekfir etmeye neden olmuştur. Fetihler döneminde Müslümanlar tedrici olarak yenilmiş ve komşu kavimlerin düşünce, inanç, gelenek ve görenekleriyle aşina olmuş ve bazı hususlarda bu ilişkiler bazı düşünürlerin bu kavim ve milletlerin inanç ve düşüncelerinden etkilenmesine neden olmuştur. Bazı mezhep fırkalarının görüşlerine tam bir şekilde bakıldığında onların kozmoloji ve ilahiyat alanlarındaki etki miktarları gözlemlenebilir. Yeni Plâtonculuk, Yahudilik ve Zerdüştilikten alınan bazı düşünceler bu kabildendir. İnançsal konularda genel olarak ve Allah’ın sıfatları konusunda ise özel olarak Müslümanlar her zaman diğer dinlerin düşüncelerinden etkilenmiş bazı bilginlerin yanlış yorumlarıyla karşı karşıya kalmışlardır. Kur’an’da Allah’ın kendini nitelediği haberi sıfatlar hakkında tartışmaların gerçekleştiği bir atmosferde bir grup (hadis ehli) Kur’an’da bulunan “ید الله فوق ایدیهم”, “و یبقی وجه ربک” ve rivayetlerde bulunan “ینزل  الی السماء الدنیا”, “قلب المؤمن بین اصبعین من...” esinlenerek haberi sıfatlar hakkında yüzeysel bir yorum yapmış, başkalarıyla tartışmalarda bulunmuş ve bu da Allah’ın teşbihi ve cisim olduğu inancını ortaya çıkarmıştır. Bunun ardından Eşaire tecessümden kaçmak için onlardan farklı bir yorum ortaya atmış ve bu sıfatların niteliksiz bir şekilde bulunduğu inancını dile getirmiştir. O, bununla tecessümden sakınma hedefini gütmüş, lakin bir tür paradoks meydana getirmiştir. Bir başka grup da bu iki görüşün karşısında haberi sıfatları temelsiz ve esassız bir şekilde tevil etmeye yönelmiştir. Böyle bir durumda Şii imamları da bu meselelere yönelik kendi görüşlerini açıklamaları ve böylece Şii’lerin inançsal olarak sapmasını engellemeleri gerekiyordu. Bunun için uygun zamanlarda bu konular ile yüzleştiklerinde söz konusu soru ve şüpheleri delilli ve açık bir şekilde beyan etmekteydiler. Her ne kadar sorunuzda belirttiğiniz adreste konuyla ilgili rivayeti bulmasak da Usul-i Kâfi’de imamların bu konuyu açıklamak için sergilediği çabaları gösteren bir takım rivayetler mevcuttur.[1] İmam Sadık (a.s), İmam Kazım (a.s) ve İmam Hadi (a.s) Allah’ın dünya göğüne veya yeryüzüne inmesi konusunda ileriye sürülen delili çürütmüş ve muhatabı Allah için bir had gözetmekten, O’nun bir eksiği olduğunu söylemekten ve O’nu yaratıklardan birine benzetmekten sakındırmıştır. Bu rivayetlerin tecessüme inananların küfrüne işaret etmediğini hatırlatmak gerekir. Bu rivayet; yani Allah’ın dünya göğü veya yeryüzüne indiği konusu ne kadar doğrudur? Akli ve nakli deliller ile bu rivayetin bu şekliyle kabul edilemeyeceğini söylemek gerekir.

1. Bildiğiniz gibi akli deliller Allah Tebarek ve Teâlâ’nın cisim olduğunu reddeder, yukarıdan aşağıya doğru inmek Allah’ı cisim olarak algılamayı gerektirir, bu da O’nun bir eksikliği olduğunu yansıtır ve mekânın O’nu kuşattığı neticesini ortaya çıkarır. Aynı şekilde bir yerden başka bir yere hareket etmek Allah için bir sınırın olduğunu ve O’nun hareket ettiğini gerektirir; oysaki bu yaratıkların özelliklerindendir ve rivayet de zarif bir şekilde buna itiraz etmektedir. Kur’an-ı Kerim de açıkça bu konuya işaret etmiş ve Allah’ın imkân âleminin yaratıcısı olduğu ve onu ihata ettiği bildirilmiştir: O, gökleri ve yeri altı günde (altı evrede) yaratan, sonra Arş’a kurulandır. Yere gireni, ondan çıkanı, gökten ineni, oraya yükseleni bilir. Nerede olsanız, O sizinle beraberdir. Allah, bütün yaptıklarınızı hakkıyla görendir.[2] Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin ona verdiği vesveseyi de biz biliriz. Çünkü biz, ona şah damarından daha yakınız.[3] O, gökte de ilâh olandır, yerde de ilâh olandır. O, hüküm ve hikmet sahibidir, hakkıyla bilendir.[4] Bu ayetler belirtilen hususa delalet eder. O halde Allah’ın belirli bir mekânda bulunduğu ve başka mekânlara intikal ettiği şeklinde bir algımızın olması doğru değildir. Allah’ın dünya göğüne indiğini belirten rivayet hadis kaynaklarında nasıl dile getirilmiş ve Ehlisünnet arasında nasıl yaygınlık kazanmıştır? İmam Rıza’nın (a.s) buyruğuyla bu rivayet saptırılmıştır. Şöyle ki; rivayette Allah’ın emrinin inmesi kastedilmiştir ve sonra emir sözcüğü rivayetten silinmiştir.[5] Sorulan soru münasebetiyle belirtmek gerekir ki bazı Şii ve Sünni âlimlerinin inancına göre, Kur’an’daki haberi sıfatlar veya Allah için bu tür sıfatları zikreden rivayetler bağlamında, eğer birileri bu sıfatlar ile ilgili olarak Allah’ın cisim ve eksik addedilmesine neden olacak bir yorumu benimserlerse ve bu yoruma inanacak olursa kâfir sayılırlar. Burada bu gerçekliği ifade eden iki Ehlisünnet âliminin sözlerine işaret ediyoruz:

1. Ebu Hamid Gazali, Allah’ın eli (یدالله) hakkında şöyle demektedir: Her kim Allah’ın cisim olduğunu ve azalardan teşkil olduğunu sanırsa putperesttir; çünkü her cisim yaratıktır ve yaratığa ibadet etmek küfürdür.[6]

2. İbn. Cezm Endülisi de el-Fasl kitabında şöyle demektedir: Her kim Allah’ın cisimlerden bir cisim olduğunu söylerse, eğer cahilse veya bunu tevil ediyorsa mazurdur ve ona gerçeği öğretmek farzdır. Eğer Kur’an ve sünnetten ona delil getirirlerse ve o inatçılık yüzünden delile muhalefet edecek olursa kâfir olur.[7]

Bütün bu durumlarda (Müslümanlar arasında sıfatların değişik yorumları), Şii imamları da tüm Müslümanlar ile ilişkilerde diyaloğu, cenaze merasimlerine katılmayı ve mescitlerde bulunmayı emretmiştir. Bu emir imamların onları kâfir değil, Müslüman bildiğine tanıklık eder.[8] Şii imamları imamet dönemleri boyunca her zaman Müslümanların inançsal görüşlerini düzeltmeye çalışmış, hatta tecessüme eğilimli olan bireyler topluluğunu bile bu işten sakındırmış ve onlara öğretmenlik ve kılavuzluk etmiştir. Aynı şekilde Şii fakih ve mercileri de küfrü tanımlamada açık bir tanım dile getirmiş ve Allah için ortak koşmayan ve O’nun elçisine iman eden herkesi Müslüman saymışlardır.[9]

 


[1] Kuleyni, Muhammed bin Yakup, El- Kafi, c. 1, s. 125 – 126, babı El- Hareke ve’l İntikal, Daru’l Kutubu’l İslamiye, çapı çaharum, Tahran, 1365 h.ş.

[2] Hadid Suresi, 4. ayet.

[3] Kaf Suresi, 16. ayet.

[4] Zuhruf Suresi, 84. ayet.

[5] Saduk, Muhammed bin Ali, Men la Yehzeruhu’l Fakih, c. 1, s. 421, Müessese-i İntişaratı İslami, çapı sevvum, Kum, 1413 h.k.

[6] Subhani, Cafer, Muhazırat fi’l İlahiyat, s. 133, çapı heştum, Müessese-i İmam Sadık (a.s), Kum, 1426 h.k.

[7] Endulisi, Ali bin Ahmet, El- Fasl fi’l Milel ve’l Havau ve’n Niheli c. 2, s. 269.

[8] El- Kafi, c. 2, s. 635.

[9] Tevzihü’l-Mesail (el-Mahşi lil-İmami’l-Humeyni), c. 1, s. 76, m. 106, çapı heştum, Defteri İntişaratı İslami, Kum, 1424 h.k.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Rastgele Sorular

  • Kopya çekmek ve tez notuyla oynamanın hükmü nedir?
    3054 Yasa Ve Kanunlara Riayet Etmek 2019/12/09
    Kopya çekmek ve aynı sonucu doğuran eylemler haramdır. Buna bina tövbe etmeli ve Allah’tan bağışlanma dilemelisiniz. Ama eğer mesleğinizi yapacak gerekli bilimsel birikime sahipseniz bu alanda çalışmanızın da ve karşılında aldığınız paranın da sakıncası yoktur.Bu soruya Taklit Mercilerin vermiş olduğu cevaplar:[1]
  • İran’da halktan zekatı, devlet mi yoksa devlete bağlı kurumlar mı alır?
    5427 Tefsir 2010/10/12
    İslam Cumhuriyeti devleti, yetkililer ve ülkenin kültürel konulardaki uzmanlarının çabalarıyla, İslam dininin für’ûundan olan, Kur’an-ı Kerimde yer yer namazın yanında zikredilen ve İslamın önemli buyruklarından olan zekat kültürünün ihya ve yaygınlaşması için bir kaç yıldır bütün İran’da çalışmalar yapılmaktadır. Köylü ve çiftçilerden zekatın kolay ...
  • “Zer Âlemi” Nedir?
    18797 Eski Kelam İlmi 2007/10/25
    “Zer” veya “Misak alemi” bu alemden önce olan bir dönem, aşama, sahne, yer veya alemden ibarettir. Allah Teala Hz. Âdem’in soyundan olan bütün soyları küçük zerreler halinde var etmiş ve o zerrelere ruh verdikten sonra onlardan kendisinin rablığı, peygamberlerin peygamberliği ve masum imamların velayetine inanacaklarına dair kesin ...
  • İdari memuriyet esnasında veya başka bir zamanda, idari saatler içinde veya onun dışında devlet plakası taşıyan bir otomobile insanın eşi veya akrabalarını bindirmesinin hükmü nedir?
    4621 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/23
    Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (ömrü uzun olsun) Bürosu:Sorudaki varsayımda caiz değildir. Hz. Ayetullah Uzma Sistani’nin (ömrü uzun olsun) Bürosu:Eğer salahiyet taşıyan sorumlunun izniyle olursa, sakınca taşımaz.Hz. Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi’nin (ömrü uzun olsun) Bürosu:Bu iş caiz değildir. Elbette kanunlar izin verirse sakıncasızdır. Veya bu ...
  • Kemale nasıl ulaşılabilir?
    11621 Pratik Ahlak 2010/02/01
    1- Soruya dört bölümde cevap vermek mümkündür:a) Kemal’in tarifi ve onun ‘tamam’la olan farkı,b) İnsanın kemali,c) İslam dinine göre insanın kemali,
  • Hz. Ali (a.s) Ebubekr, Ömer ve Osman’a biat etti mi? Neden?
    20265 Eski Kelam İlmi 2010/08/14
    1-     İmam Ali (a.s) ve Peygamberin ashabından bazıları başlangıçta Ebubekr’e biat etmediler. Sonradan biat ettilerse de bunu İslamın korunması ve İslam devletinin hayırı için yaptılar.
  • Muta hakkında rivayet edilen bütün rivayetler güvenilir midir?
    10335 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/02/19
    Kuranı kerimde geçici evliliğin caiz oluşu ilan edilmiş olan islami sünnetlerdendir. Bu sünneti hasene, Peygamber Efendimiz (s.a.a) zamanında ve birinci halifenin halifelik süresinde ve ikinci halifenin döneminin belirli bir kesiminde de İslam toplumu içinde uygulanılıyor. Bu durum ...
  • Acaba Ehlisünnet ile Şia arasında münazaraların yapılmasına taraftar ve teyit ediyor musunuz?
    7417 Eski Kelam İlmi 2011/07/24
    Semavi dinler, özellikle İslam dini diyalog ve görüş alış verişinin yapılmasına önem vermiş/vermekte ve buna has bir ilgi göstermiş ve göstermektedir. Zira dinin temel hedefi insanları saadete tekâmüle ve doğru yola, doğru bir şekilde hidayet etmektir. Bu hedef ve maksadın gerçekleşmesi sadece ve ...
  • Ehlisünnetin görüşünde beyan edilen Ehlibeyt kimlerdir?
    11876 Eski Kelam İlmi 2012/07/25
    “Ehlibeyt” kelimesi iki defa Kur’an-ı Kerim’de zikrolunmuştur.[1] İlki Hz İbrahim’in (a.s) ailesi hakkında ve diğer ayet ise konumuz olan Ahzab suresinin 33. ayetinde. Bu ayetin sonunda, Allah-u Teala iradesinin Ehlibeyt’in tathiri olduğundan haber vermektedir. Tarih boyunca bu ayet farklı yönlerden İslami ilimler bilginlerinin araştırma ...
  • İslam Peygamberine atfedilen timsal ve resmin tarihçesini beyan eder misiniz? Acaba bu yüce zatların resmini yapmak ve onu hediye etmenin şerri bir sakıncası var mı?
    3462 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2018/12/08
    Sormuş olduğunuz soruya tarihi ve şerri açıdan olmak üzere iki açıdan cevap verilecektir. Öncelikle tarihi açıdan bu ve benzeri resimlerin (tasvirlerin) özelliklede İslam Peygamberine atfedilen resimlerin (sizin sorunuzda bununla alakalı) hiçbir tarihi dayanağı yoktur. Yalnızca mensup bilinmesinden ibarettir.[1] Taklit mercilerin soru cevap risalelerinde

En Çok Okunanlar