Gelişmiş Arama
Ziyaret
8081
Güncellenme Tarihi: 2009/12/20
Soru Özeti
Niçin evli erkekler eşlerinin izni olmadan geçici evlilik yapabiliyorlar?
Soru
Evli bir erkeğin eşinin izni olmadan geçici evlilik yapmasının caiz oluşunun sebebi nedir?
Kısa Cevap

Cinsel istek, en güçlü cismi isteklerden birisidir ve insanın diğer doğal istekleri gibi bu cinsel istek de doğru bir şekilde karşılanmalıdır. Çünkü insanın doğasından kaynaklanan istekleri söndürmek mümkün değildir. Eğer bu istekleri bastırmayı başarsak dahi, bu akıllıca bir iş değildir ve yaratılış kanunlarıyla mücadele etmek demektir. Bu yüzden insan doğasından kaynaklanan istekleri doğru ve akıllıca bir yolla karşılamak gerekmektedir.

Diğer taraftan birçok yerde bazı kimseler belli yaşlarda sürekli evliliğe güçleri yoktur ya da bazı evli erkekler, uzun yolculuklar, özel görevler veya başka sorunlardan dolayı bu cinsel isteklerini karşılayamamaktadırlar. İslam dini topluma zarar veren, cinsel isteğin karşılanamamasından kaynaklanan sorunların çözümü için, bir bayanla daimi evliliği caiz kılmasına ilave olarak çok evliliği ve geçici evliliği de caiz kılmıştır.

Bununla beraber aşağıdaki şu noktalara da dikkat edecek olursak:

1) Biz, kullarına karşı merhametli olan ve sebepsiz yere hiçbir hükmü göndermeyen bir Allah’a inanmaktayız, yani O’nun kanunları maslahat ve hikmet üzeredir.

2) Geçici ve çok evliliği engellemek, topluma ve bireylere telafisi mümkün olmayan zararlar verir. Kanunları ilahi olan İslam dininde geçici ve çok evlilik caiz kılınmış ve bu hak birinci eşin izni şart kılınmadan erkeğe verilmiştir. Eğer bu hak birinci eşin iznine şart kılınmış olsaydı, bayanların bu konuya olan hassasiyetlerini ve genellikle kocalarının ikinci bir evlilik yapmalarına karşı çıkacaklarını göz önünde bulunduracak olursak, Allah-u Teâlâ’nın istediği maslahat gerçekleşmezdi.

Tabii ki bazı müçtehitler şöyle buyurmuşlardır: Eğer Müslüman olan bir erkek, Ehl-i kitap olan bir bayanla geçici evlilik yapmak isterse ve müslüman bir eşi varsa, bunun için müslüman eşinden izin alması gerekmektedir.

Ayrıntılı Cevap

Cinsel istek, Allah-u Teâlâ’nın insana bağışladığı bir içgüdüdür. Bu isteği karşılamak doğal ve gerekli bir iştir. Ruhbanlığı yayan şahıslar ve ekollerin tersine bu cinsel isteği bastırmak doğru bir iş değildir ve bu isteği bastırmak psikolojik sorunların oluşmasına sebep olur. Bu cinsel isteğin karşılanmasında başıboşluğun ve kuralsızlığın olması da insanın yaratılış hedefiyle uyuşmamaktadır. Bu yüzden kadın ve erkek arasındaki irtibatın en doğal ve iyi şekli şu özelliklere sahip olmasıdır:

1) Karı koca arasındaki irtibatın kanun ve kural üzerine olması,

2) Tek eşlilik

3) Daimi evlilik.

Ama bazı sebeplerden dolayı eğer daimi evlilik mümkün olmazsa veya tek evlilik, insanı veya toplumu bazı özel sorunlarla karşı karşıya bırakırsa, böylesi bir durumda gayrimeşru ilişkilerin mi önerilmesi gerekir ya da bazı kadın veya erkeklerin şehvetleri peşinde koşmalarını engelleyecek geçici veya ikinci bir evlilik gibi çözümleri mi sunmak gerekmektedir? Bu hususta iki görüş vardır:

1) Peygamber (s.a.a.) ve pak 12 imamlar (a.s) yoluyla açıklanmış olan İslam dini, geçici ve çok evliliği caiz bilmektedir. (Tek ve daimi evliliğe ve aile kurulmasına teşvik edildiğine dikkat edilmelidir. Ama zorunlu durumlarda-tek ve daim evliliğin karşısında değil-bu geçici ve çok evliliğin önü açıktır.)

2) Yukarıda açıklanan yola karşı erkeğin birden fazla bayanla olan ilişkisinin kanun çerçevesinde olmasının gerekli görülmemesi. Bu ise İslam dışı bir yöntemdir.

Batıda, cinsel hayattaki başıboşluk ve sonsuz özgürlüğün olması bu ikinci görüşün benimsendiğini göstermektedir. Ama batılı bilim adamları, geçici evlilik gibi evliliklerin toplumsal gereklilikler ve zorunluluklardan olduğunu ve bu geçici ve çok evliliği yasaklamanın telafisi olmayan zararlara yol açacağını itiraf etmektedirler.

Toplumlarda özellikle de günümüz şartlarında cinsel ilişkiyi, daimi evlilikle sınırlamak mümkün değildir ve hiçbir hükümet ve toplum, bu doğal içgüdünün karşılanmasını engelleyemez. Bu cinsel isteğin, toplumların çoğunda olduğu gibi gayrimeşru ve zina yoluyla karşılanması ve hatta kadın ve kızların bu yolda satılmaları İslam dinini onaylamaz. İslam dini buna şiddetli bir şekilde karşıdır ve bu işi kadına ihanet ve onun hak ve şahsiyetine tecavüz, toplumsal ahlakla zıt ve ailelerin yıkılma sebebi olarak görmektedir. Sonuç olarak geriye birinci seçenek yani geçici veya çok evlilik kalmaktadır; yani kadın ve erkeğin belli meşru anlaşmalarla, birbirlerinin haklarına dikkat ederek ve ahlaki, insani ve şer’i kurallar çerçevesinde evlenmeleridir. Geçici evlilikle daimi evlilik arasındaki fark, birisinde zamanın belli olması ve diğerinde ise belli olmamasıdır ve bu, daimi evliliğin mümkün olmadığı ve çeşitli sorunların ortaya çıktığı durumlardadır.

Allah-u Teâlâ kullarına karşı merhametlidir ve hiçbir kanunu boş yere koymamıştır ve İslam dini de ilahi kanunların açıklayıcısıdır. Gerçekten var olan maslahat üzerine, İslam dini, geçici ve çok evlilik hakkını erkeğe vererek caiz kılmıştır[1] ve erkeğin bu haktan faydalanabilmesi için de eşinin izin vermesini göz önünde bulundurmamıştır.[2] Çünkü eğer bu hak birinci eşin iznine şart kılınmış olsaydı, bayanların bu konuya olan hassasiyetlerini ve genellikle kocalarının ikinci bir evlilik yapmalarına karşı çıkacaklarını göz önünde bulunduracak olursak, Allah-u Teâlâ’nın istediği maslahat gerçekleşmezdi.

Tabii ki bazı müçtehitler şöyle buyurmuşlardır: Eğer Müslüman olan bir erkek, ehl-i kitap olan bir bayanla geçici evlilik yapmak isterse ve müslüman bir eşi varsa, bunun için müslüman eşinden izin alması gerekmektedir.[3]



[1] Daha fazla bilgi edinmek için: Konu: Çok evliliğin erkek için caiz olması, 692. soru.

[2] Bu yüzden müçtehitler şöyle buyurmuşlardır: Kadın, kocasının bu haktan faydalanmasını engelleyemez. İmam Humeyni, Sorulara cevap, c: 3, s: 100, soru: 55.

[3] Sırat-un Necat, Tebrizi, Şeyh Cevat, c: 2, s: 270. Alakalı konular: 1209. soru, Ehl-i Kitap bayanlarla geçici evlilik yapılması.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Rastgele Sorular

  • Cemaat namazında mezhebi Sünni olan bir imama iktida etmek caiz midir?
    9848 Varie 2014/01/21
    Ehlisünnetin cemaat namazına katılmak ve onlara uymak sakıncasızdır. Bazı nakledilen muteber hadislerde onların namazlarının ilk safında durup onlara katılanlar Allah Resulü’nün (s.a.a) arkasındaki ilk safta durup namaz kılan kimseye benzetilmiştir.[1] Ama imkân dâhilinde Şialar gibi namaz kılınmalıdır. Eğer bir takiye durumu bulunmuyorsa ve Ehlisünnet ...
  • Ferdi namaz cemaat namazıyla birleştirilebilir mi? (Merciim rehberdir)
    5444 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    Ferdi namaz cemaat namazıyla birleştirilemez; elbette insan farz bir namazı kılma esnasında cemaat namazı kılınmaya başlarsa, eğer üçüncü rekata girmemişse ve namazı bitirdikten sonra cemaat namazına yetişemeyeceğinden korkarsa, namazı müstehap bir namaz niyetiyle iki rekat olarak tamamlayıp cemaate yetişmesi müstehaptır. Eğer müstehap namazı tamamlamayla da cemaate ulaşamıyorsa, müstehap namazı ...
  • Cabir İbn-i Hayyan’ın kısa biyografisini açıklar mısınız?
    10944 تاريخ بزرگان 2011/08/16
    Cabir İbn-i Hayyan, Ebu Abdullah veya Ebu Musa Cabir İbni Abdullah-i Tarsus-i Kufi olarak tanınanmeşhur bir sofidir (tasavvufçudur). [1]İbni Nedim “El-Fihrist” kitabında onun künyesini Ebu Abdullah olarak zikir ederek, şöyle diyor: Razi (Zekeriya-i Razi) fenni kitaplarında Cabir ...
  • Peynir yemek neden mekruhdur.
    64972 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2010/08/14
    Hikmet sahibi Allah, kullarının faydasına olan şeyleri farz kılmış, onların zararına olan şeyleride ya haram yahutta mekruh etmiştir. Masum İmamlardan (a.s) peynir hakkında bize ulaşan rivayetlerden, peynirin tek başına yenildiğinde mekruh olduğu anlaşılmaktadır. Ama cevizle yenirse zararı olmayacağından mekruhta olmayacaktır.       ...
  • İmam Ali (a.s) zamanında kimler humus toplamakla görevliydi?
    10027 تاريخ بزرگان 2011/11/13
    Müslümanların tamamı, humusun ilahi farzlardan bir tanesi olduğuna inanmış ve bunu herkesin zorunlu olarak kabul etmeleri gerektiğini söylemişlerdir. Bu hükmün, Bedir savaşından sonra bir kanun haline gelerek sürekli uygulanmıştır. Hz. Ali (a.s)’de bu ilahi farzın uygulanmasında Peygamber (s.a.a)’in yanında yer alıp Peygamberle (s.a.a) gerekli işbirliği içinde olan ve Peygamber (s.a.a)’in ...
  • Ayağı ağrıdığı için veya başka bir hastalıktan dolayı oturarak namaz kılan kimsenin namazı doğru mudur?
    10536 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/28
    Namaz, İslamda çok önemli bir yere sahip olup hiçbir durumda terkedilemez. Ancak tüm şartlarını yerine getirmeye gücü yetmeyen kimseyi de zora sokmamış hatta tüm şartları hasıl olmasa da kılınan namazı yeterli görmüştür. Bütün taklit mercilerinin bu konuda ki görüşleri şöyledir: Ayakta namaz kılamayan veya ayakta ...
  • Peygamberler imamların geleceğini müjdelemişler midir?
    5169 Eski Kelam İlmi 2010/11/27
    İslam Peygamberi ve imamlardan gelen bir takım hadisler, Peygamber ve imamların isimlerinin kutsal kitaplarda yer aldığına tanıklık etmektedir. Artı, Yahudiler ve Hıristiyanların elindeki mevcut kitaplarda da imamlardan bazıları mevcuttur. 1. Dini Öğretilerin İncelenmesiİmam Hasan’dan (a.s) nakledildiği ...
  • Zina zade hakkında rivayet edilen hadisler hangileridir?
    8126 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/02/14
    Zina sonucu doğan çocuğun (zina zade) İslam nazarında Peygamber Efendimiz (s.a.a) ve masum İmamlarımızın (a.s.) rivayetlerinde beyan edilmiş, özel hükümleri vardır. O, hadislerden bazılarının adresleri şunlardır:1-   Zina zadenin mirası: “Vesailuş-Şia”, c.26, ...
  • Allah-u Teala, Şeytanı niçin yaratmıştır?
    20413 Eski Kelam İlmi 2008/05/04
    Şeytanın, insanların yoldan çıkartılması ve saptırılmasındaki rolü sadece davet etmekle sınırlıdır ve diğer yandan insanın tekâmüle ermesi, her zaman için zıtlıklar, çelişkilerden ve çekişmelerden geçmekle gerçekleşmektedir. Bu yüzden en mükemmel bir düzende böyle bir varlığın yaratılması boş ve yersiz olarak algılanmamaktadır. Tam tersine böyle bir varlığın olması hayır ve hikmet ...
  • İmam Ca'fer Sadık'a göre Kur'an karisinin özellikleri
    11957 Kur’anî İlimler 2011/07/19
    İmam Cafer Sadık (a.s) Kur'an karisi için bir takım özellikler ve vasıflar zikretmiştir. Bu cümleden şu vasıfları zikredilebilir: Ehl-i Beyt'in velayetini bilmesi, Kur'an'ı doğru okuması, Kur'an'ı okurken ondan etkilenmesi, abdestli olması, doğru bir kimse olması ve yağcılıktan uzak durması, Kur'an'a karşı tevazu ve huşu göstermesi, ilim öğrenmek yolunda çaba göstermesi, ...

En Çok Okunanlar