Gelişmiş Arama
Ziyaret
10937
Güncellenme Tarihi: 2011/01/31
Soru Özeti
Acaba Allah, kendisinin yok ve imha edemeyeceği bir varlık türünü yaratabilir mi?
Soru
Acaba Allah, kendisinin yok ve imha edemeyeceği bir varlık türünü yaratabilir mi?
Kısa Cevap

Allahın kudreti her ne kadar kapsamlı ise de ama tahakkuk bulma kabiliyetine sahip ve mümkün olan şeylere taalluk eder. Bu nedenle zati itibariyle mümteni (imkansız) veya zati olarak mümteni ve muhal değil ama mümteni ve muhal olan durumları gerektirecek şeylere taalluk etmiyor. Oysaki Allah, kendisinin yaratmış olduğu bir şeyi yok edememesi muhaldir. Zira Allahın yaratmış olduğu şey “mümkünü’l-vücut” ise yok olma kabiliyetine sahiptir. Eğer yok edilme imkânına sahip değilse o zaman “vecibu’l-vücut” olması gerekir. Bu da muhaldir. Zira bunun gereksinimi şudur ki söz konusu olan şey Allahın ortağı olmuş olsun. Oysaki böyle bir şeyin tasavvuru bile çelişkilerin içtima ettiğini gösterir. Şöyle ki: tek bir şey (Allahın şeriki) Allahın ortağı olması itibariyle “vacibu’l-vücut” olması lazım, Allahın mahlûku olduğu cihetiyle de bu şey “mümkünü’l-vücut” olması gerekmektedir. Zira soruda ortaya atılan faraziye şudur ki söz konusu olan şey Allahın yaratmış olduğu bir şey olmasıdır.   

Ayrıntılı Cevap

Kudret, zati ihtiyar ve istek esasınca bir fiili icat ve gerçekleştirmekten ibarettir.[1]

Allahın zati sıfatlarından birisi onun, sonsuz ve sınırsız kudret sahibi olmasıdır. Bunun delili yaratılıştaki itkanlık, muhkemlik ve göz kamaştırıcı düzen ve nazımdır. Zira fiilin (yaratılışın) özne ve failin (yaratıcı) varlığına delalet ettiği gibi fiilin (yaratıkların) nitelikleri de failin ve öznenin (yaratıcının) niteliklerine delalet eder. Sanat ve yaratıklar muhkemlik ve itkan ve güzelliklere sahip oldukları vakit yaratıcının ilim ve kudretine de delalet eder. Zira eğer Allah böyle bir kudret ve güce sahip olmamış olsaydı böyleli düzene sahip ve göz kamaştırıcı çok dakik nitelik ve niceliklere sahip olan bu varlıkları yaratamazdı.[2]

Kuranı kerimde şöyle okumaktayız: “Allah, yedi göğü ve yerden bir o kadarını yaratandır. Allah’ın emri bunlar arasından inip durmaktadır ki, Allah’ın her şeye kadir olduğunu ve Allah’ın her şeyi ilmiyle kuşattığını bilesiniz”.[3] Bu ayeti kerime Allahın gökyüzünün ve yeryüzünün yaratılışındaki büyük kudretine ve hakeza insanın sonsuz ve sınırsız olan bu ilahi kudret ve yetenek hakkındaki marifetine işaret etmektedir.

İmam Ali (a.s.) “ayet ve yaratıkları onun kudretine delildir”.[4] Hakeza şöyle buyuruyor. “Allah u Teâlâ kendi kudretiyle varlıkları yarattı”.[5] Allahın kudretinin kapsamlılığı genel, mutlak ve sınırsızdır.  Kuranı kerimin ayetleri de bu sınırsızlığa delalet etmektedir. “Allah her şeye gücü yetendir”.[6]

Ama Allahın sahip olduğu kudretinin sınırsızlığı ve kapsamlılığı, tahakkuk bulması olanaklı ve mümkün olan şeylere taalluk eder. Bu nedenle zati itibariyle mümteni (imkansız) veya zati olarak mümteni ve muhal değil ama mümteni ve muhal olanları gerektirecek şeylere taalluk etmiyor. Zira bu durumda olanlar, “şey” ve “mümkün” dairesine girmiyor. Dolayısıyla ilahi kudrete muteallak olmuyor. Netice itibariyle bu durumların tahakkuk olmaya olanaklı olmamaları onlardaki kabiliyetsizlikten ve onlardaki kusur ve sorundan kaynaklanıyor fail ve öznenin kusurlu olduğuna delil değildir.[7]  Başka bir ifadeyle bu durumlar mümteni ve muhal olduklarından dolayı vücudu kabul etme istidadına sahip değildirler.

Buna binaen yukarıdaki açıklamaları dikkate alarak sorulan sorunun cevabında şöyle diyoruz:

  1. Allah, kendisinin yaratmış olduğu bir şeyi yok edememesi muhaldir. Zira Allahın yaratmış olduğu şey “mümkünü’l-vücut” ise yok olma kabiliyetine sahiptir. Eğer yok edilme imkânına sahip değilse o zaman “vecibu’l-vücut” olması gerekir. Bu da muhaldir. Zira bunun gereksinimi şudur ki Allahın ortağı var olmuş olmasıdır. Oysaki böyle bir şeyin tasavvuru çelişkilerin içtima etmiş olması gerektirmektedir. Şöyle ki: tek bir şey (Allahın şeriki) hem “vacibu’l-vücut” olması gerekmektedir, Allahın ortağı olması itibariyle, hem “mümkünü’l-vücut” olması lazımdır, Allahın mahlûku olduğu cihetiyle. Zira soruda ortaya atılan faraziye şudur ki söz konusu olan şey Allah yaratığı olmuş olmasıdır. [8]    
  2. Allahın yok edemeyeceği bir şeyin yaratılması mümteni ve muhal şeylerdendir. Zira söz konu olan şey ilahi kudretin alanına girecek kabiliyetine sahip bile değildir. Oysaki Allahın kudret ve gücü mümkün ve olanaklı olan şeylere taalluk eder. Bu nedenle buradaki sorun kabilin (yaratılması istenilen şeyin) kabiliyet ve istidadından kaynaklanmaktadır. Fail ve öznenin (yaratıcının) kabiliyetinden kaynaklanmıyor. Yani bu şeyin (yaratılması istenen) kendisi yaratılmaya kabil değildir Allahın onu yaratamayacağından kaynaklanmıyor.

Konuyla alakalı daha fazla bilgi edinmek için aşağıdaki indekslere bakabilirsiniz:

1 . «نشانه های قدرت خدا»؛ سؤال 9508 (سایت: 9485)

2. «قدرت الاهی و اسباب و مسببات»؛ سؤال 25279 (سایت: 7471)

3. «رابطۀ ممکن الوجود و ممکن العدم بالذات با ممکن بالذات»؛ سؤال 19037 (سایت: 18495)

 


[1] SUBHANİ, Cafer, “Muhaderatun fil, İlahiyat”, tahlis: RABANİ GÜLPAYGANİ, Ali, Kum: Baskı, 7, Neşri Müesesei İmam Sadık, (a.s.), 1425 kameri, s. 101.

[2] A.g.e., s. 103; MUHAMMED RIZAYİ, Muhammed, “İlahiyat Felsefi”, baskı, 1, Çapı Kuds, intişarati defteri Tebliğati İslami Havze-i Kum, 1383, şemsi, s. 163.

[3] Talak, 12.

[4] KÜLEYNİ, “el-Kafi”, Tahran: Darul- Kutubul İslamiye, 1365, c. 1, s. 139.

[5] MECLİSİ, Muhammed Bakır, “Biharul-Envar”, Beyrut/Lübnan: Müesesei el-Vefa, 1404, kameri, c. 4, s. 248; “Nehcül Balaga”, Kum: intişarati Darul-Hicre, s. 39.

[6] Bakare, 20.

[7] MUHAMMED RIZAYİ, Muhammed, “İlahiyat Felsefi”, baskı, 1, Çapı Kuds, intişarati defteri Tebliğati İslami Havze-i Kum, 1383, şemsi, s. 163-164.

[8] SUBHANİ, Cafer, “Muhaderatun fil, İlahiyat”, tahlis: RABANİ GÜLPAYGANİ, Ali, Kum: Baskı, 7, Neşri Müesesei İmam Sadık, (a.s.), 1425 kameri, s. 105-106.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Rastgele Sorular

  • Hz. İsa’nın evlenmemesinin özel bir nedeni mi vardı?
    25668 Eski Kelam İlmi 2012/05/30
    Hz. İsa’nın evlenmesi konusunda dini öğretilerde işaret edilen bazı meselelere bakıldığında ilk anda Hz. İsa’nın evliliğe karşı olduğu düşüncesini doğurmaktadır. Ancak Kur’an ve rivayetlerin önemle yaptıkları tavsiyeler göz önüne alındığında ve Hz. İsa’nın (a.s) yaşamı incelediğinde Onun evliliğe karşı olmadığı görülecektir. Onun evlenmemesinin nedeni kendi özel yaşamının ...
  • Anne ve babanın isteğine amel etmenin ölçüsü nedir?
    9828 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/09/09
    Anne ve babaya yapılan eziyetler; onları kızdırmak, incitmek ve hatta ikisinden birisi dahi olsa da anne ve babanın hatırını kırmaktan ibarettir. Bu konuda ayet ve rivayetlerin incelenmesiyle şöyle bir netice alınabilir: Anne ve babanın isteklerine amel edilmesi farz olan hakların ölçüsü, ahlaki açıdan bu hakların yerine getirilmesiyle ...
  • İmam tanınmadığı takdirde cemaat namazının hükmü nedir?
    5569 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/11/27
    Cemaat imamının şartlarından biri de onun adil olmasıdır[1] ve bu adalet cemaat imamında görülmeli ve ispat edilmelidir.[2] "Adalet" insanı büyük günah işlemekten ve küçük günahı tekrarlamadan alıkoyan batındaki bir Allah'tan korkma haletidir. ...
  • Ürün satışında özelliklede el sanatları çalışmalarında ne miktar kazanç elde etmek caizdir?
    3742 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2018/11/17
    Saygıdeğer okurumuz, Cevap olarak İslam İnkılabı Dini Liderine sorulmuş olan fıkhi soruya dikkatinizi çekmek isteriz; Soru: Bendeniz elektronik eşyaları üreten biriyim, Acaba ürünlerimi arz talep çerçevesinde istediğim her fiyata satabilir miyim? Cevap: Devletin fiyat tayin etmediği ürünleri alıcı ve satıcının anlaştıkları ve alıcıya haksızlık olmayacak şekilde satılabilir ...
  • Tahtel Hanekten (Çene altı)Maksat nedir?
    7561 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/10/09
    Namaz esnasında (sarığın bir ucuyla) çene altını bağlamanın sünnet olduğu hakkında her hangi bir rivayet elimizde yoktur. Sadece şeyh Saduk “Men la Yahdurul-Fakih” adlı kitabında bu amelin meşhur oluşunu kendi şeyh ve üstatlarına nisbetlendirmiş. Ama yolculukta veya her hangi bir ihtiyacı gidermek peşinde olduğu esnada çene altını ...
  • Allah tabii kanunların kuşatıcılığı altında mıdır?
    5927 Eski Kelam İlmi 2012/03/12
    Yüce Allah tüm tabiat kanunlarını koyandır ve zaten kendi iradesi dışında hiçbir öznenin kuşatıcılığı altında değildir. O’nun işleri yapmadaki iradesi sebepler kanalından geçer. Yanı sıra alt âlemlerdeki bir kaidenin daha üstün bir güç vasıtasıyla ihlal edilmesi özel bir ilahi kaidedir ve bu imkan dâhilinde olan ve mucize ...
  • Eğer birisi kuranla yemin eder ve sonra yeminine uymazsa günah işlemiş olur mu?
    15788 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/06/21
    Yemin etmenin bir takım şartları vardır. Bütün bu şartlar tahakkuk bulduğu zaman yemin eden kişi ettiği yeminine amal etmekle yükümlüdür. Bu durumda yeminine amel etmezse kefaret gerekecektir. Ama söz konusu olan şartlardan her hangi birisi tahakkuk bulmazsa yemin gerçekleşmemiş oluyor ve dolayısıyla ...
  • Necis bir yerde yatmak bedeni necis eder mi?
    19810 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/12/19
    Eğer temiz bir şey necis bir şeye değerse ve onların her ikisi veya sadece biri ıslaklığını diğerine sirayet ettirecek şekilde ıslak olursa, temiz şey necis olur. Eğer ıslaklık diğer şeye ulaşmayacak kadar az olursa, temiz olan şey necis olmaz.[1]
  • Berzah âleminde ilmî tekâmül gerçekleşebilmektedir, ama amelî tekâmül mümkün değildir. Bu konu felsefî açıdan ispat edilebilir mİ?
    11102 İslam Felsefesi 2012/01/23
    Kur’an ve rivayet açısından berzah eksenli tekâmül kabul edilmiş bir konudur. Felsefe de buna değinmiş ve onun hakkında değişik bahisler dile getirilmiştir. İnsanın berzah âleminde farzları yerine getirerek ve haramlardan sakınarak daha yüksek bir tekâmüle ulaşması anlamında olan ilmî tekâmülün mümkün olmadığını ilkönce hatırlatmak gerekir; çünkü berzah âlemi yükümlülük ...
  • Bu devirde temizliğe riayet etmemize rağmen, adet görme guslünün felsefesi nedir?
    6335 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2012/05/16
    İslam’ın tüm hüküm ve buyrukları insanların maddi ve manevi maslahat ve menfaatleri korumak için oluşturulmuş ve bundan başka hiçbir hedef gözetilmemiştir. Yüce Allah bu hükümler ile insanlar için hem manevi hem de cismani taharet ve temizliğin sağlanmasını istemektedir. Esasen guslün ve adet guslünün hikmet ve sırları, zahiri ...

En Çok Okunanlar