Gelişmiş Arama
Ziyaret
12149
Güncellenme Tarihi: 2011/07/14
Soru Özeti
Yüze tokatla vurulduğunda kızarma,morarma ve siyahlık olmazsa bunun şer’i hükmü ne olur?
Soru
Genç bir erkek, çalışan bir kadına hakaret edip onun işini eleştiryor ve aralarında sözlü kavga başlıyor. Sonra kadın gencin yüzüne kızarma veya morarma olmayacak şekilde vuruyor. Ancak kadın şu anda vicdan azabı çektiğinden bunun kaffaretinin ne kadar olduğunu öğrenmek istiyor. Ayrıca kadın o gün (ramazan ayının dışında) oruçlu idi.
Kısa Cevap

Taklit mercilerinin fetvasına göre yüze tokatla vurulduğunda kızarma,morarma ve siyahlık olursa her birinin diyeti vardır, bunlar olmazsa yoktur. Yüzün dışında bir yer kızarma, morarma veya siyahlık olacak şekilde darpedilirse diyeti yüzün diyetinin yarısıdır.

 Yüze tokatla vurulduğunda kızarma veya morarma olmazsa diyeti yoktur, ama vuran kişi karşı tarafın rızasını almalıdır.

Ayrıntılı Cevap

Ayetullah el-Uzma Hamanei’nin de içinde bulunduğu birçok taklit merciî yüze tokatla vurulmasının şer’i hükmü hakkında şöyle buyuruyorlar:

Yüze tokatla vurulduğunda yüzde kızarıklık olursa 1,5 şer’i miskal sikkeli altın, morarısa 3 miskal, siyah olursa 6 şer’i miskal sikkeli altın ödenmelidir.[1] Ama vurmaktan dolayı yüzde değişiklik olmazsa diyeti yoktur. Ancak üzerinde bir şey kalmaması için şu iki yoldan biri yapılmalıdır: Vurulan tokattan ve başkalarının önünde şahsına yapılan hakaretten dolayı rızasını almalı veya kısas yapmalıdır. Kısas için ise önce erkek tarafından bir kadın vekil edilmeli ve aynı ölçüde o kadına bir tokat vurmalıdır.

Hatırlatmak gerekir ki kısas, şer’i hakimin hükmü olmadan insanların kendi başlarına uygulayabileceği meselelerden değildir. Kısas, müslümanların hakimi veya onun tarafından atanan kimsenin yetkilerinin içinde olan bir meseledir. Kısacası, mahkemede kısas hükmü verilir ve şer’i hakim bu iş için birini görevledirirse kısas icra edebilir, aksi taktirde herkes kendi başına kısas yapamaz.[2]  

Vuranın oruçlu olması hükümde etkisi yoktur. Yani tokatla vurmak ne orucu batıl eder, ne de vurmanın hükmünü (kısas ve rızalığın alınmasının farz olmasını) batıl eder. Sonuç olarak ramazan ayında veya ramazanın dışında oruçlu olmak arasında bir fark yoktur.



[1] -Tevzih-ul Mesail-i Meraci, c.2, s.830, 14. Baskı, Defter-i Camiay-ı Müderrisin-i Havzay-i İlmiyyey-i Kum yaynı, H.Ş. 1384

[2] -en-Nihaye Fi Mücerred-il Fıkh ve’l Fetava, s.778

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Rastgele Sorular

  • Velayet-i fakihi dile getiren rivayetler veliyy-i fakihin bir olmasını da yansıtmakta mıdır?
    5904 Düzenler 2012/06/16
    Rivayetler ve velayet-i fakihin kelam eksenli diğer referanslarından veliyy-i fakihin bir veya çok oluşu anlaşılmamaktadır. Düzenin korunması ve kaosun engellenmesi durumunda birkaç fakihin ayrı bir şekilde veya şura şeklinde velayetlerini icra etmesi mümkündür. Şura türü İslam cumhuriyetinin ilk anayasasında (1980) mevcut idi, lakin bir takım sorunların önüne ...
  • Adet günlerinde var olan düzensizliği dikkate alarak benim namaz ve orucumun hükmü nedir?
    12502 2012/03/10
    Eğer doğumlardan sonra âdetiniz adediye (adeti belli olan kimsenin) bir kimsenin adeti gibi altı güne dönmüş ise altı günü hayız ve geride kalan diğer günleri istihaza sayarsınız. Ama eğer âdetin değişmemiş âdetiniz adediye şeklinde yedi gün baki kalmış ise yedi gün hayız diğer günlerini istihaza olarak karar ...
  • Kur’an, beşeriyetin bütün sorunlarını halletmiş midir?
    5970 Yeni Kelam İlmi 2011/04/28
    Biz Müslümanlar Kur’an’ın, beşeriyetin her türlü sorununu halledebilen kapsamlı bir kitap olduğuna inanıyoruz. Ama bu sözün manası ‘bütün meseleleri hatta fizik, kimya vs. meseleleri de Kur’an halleder’ demek değildir.Kur’an-ı Kerim bütün insanların hidayet kitabıdır ve bundan da başka bir işi yoktur. Doğal olarak yalnızca bu ...
  • İddet ve delilleri hakkında açıklamada bulunur musunuz?
    9179 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2010/12/22
    İddet fakihlerin ıstılahında şerî bekleme halidir; kadının boşandıktan ve nikâhın zail olmasından sonra veya vefatın ardından zorunlu olarak bir süre beklemesi ve sonra başka biriyle evlenebilmesi durumudur. İddet türleri şunlardır: 1. Boşanma iddeti. 2. Vefat iddeti. 3. Kayıp iddeti, 4. Yanlışlıkla cinsel ilişki kurma iddeti. Belirtilen ...
  • Hayız kanın özelliklerini görmedim diye kendi adet dönemimin içinde namaz kılabilir miyim?
    47276 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/05/19
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Kadının sebebî mahremleri kimlerdir?
    7694 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/01/17
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • namahrem (insanın kendisiyle evlenebileceği) bir kimseyle evlenmek için tevessül ve dua etmek caiz midir?
    13300 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/13
    muhalif cinse kalben ilgi duymak ve onunla evlenmeyi arzulamak günah ve haram değildir. Hakeza eğer insan bu ilgi ve arzu doğrultusunda meşru olan kendi hedefine (istediği kişiyle evlenme arzusuna) ulaşmak için Allah a yalvarır dua veya nezir ya imamlara tevessül ederse çok güzel bir şey ve istenilen bir ...
  • Kadınlar, arka arkaya 31 gün olan orucun keffaretini hayız halinde nasıl yerine getirebilirler?
    5937 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/02/14
    Arka arkaya tutulması şart olan oruçlarda (keffaret veya adak orucu gibi), hastalık, hayız, nifas vb. özürlerden dolayı mükellef arka arkaya oruç tutamazsa özrü (hastalık, hayız, nifas...) giderildikten sonra orucunu tutmaya hemen devam ederse orucu sahih olur ve yeni baştan oruçları tutmasına gerek yoktur.
  • Zülkarneyn kimdir?
    19464 تاريخ بزرگان 2011/10/22
    Zülkarneyn’in ismi Kehf suresinde geçmektedir. Zülkarneyn’in tarih açısından kim olduğu ve tarihin hangi meşhur şahsiyetine tekabül ettiği konusunda müfessirler ve tarihçiler arasında görüş ayrılıkları ve tartışmalar mevcuttur. Kur’an’da belirtilen özellikler ve tarihçilerin görüşleri dikkate alındığında Zülkarneyn, Kuroş’un kendisidir. Müfessirlerin çoğu, onun insan türünden olduğuna inanmaktadır. Birçok rivayette de onun ...
  • Allah’ın bazı kullarını unutacağı sözünden maksat nedir?
    17560 Tefsir 2010/05/04
    Allah-u Teala Kur’an’ın dört yerinde kullarını unutmayı kendisine nispet vermiştir. Nitekim bir ayette şöyle buyuruyor: ‘Onlar, nasıl bugüne kavuşacaklarını unutup bilebile ayetlerimizi inkâr ettilerse biz de bugün onları unuturuz.’ Bu ve benzeri ayetler ahirette (hatta bu dünyada) Allah’ın bazı kimseleri unutacağı konusunu teyit etmektedirler. Bu ...

En Çok Okunanlar