Gelişmiş Arama
Ziyaret
5582
Güncellenme Tarihi: 2011/09/21
Soru Özeti
İslam şeriatı kemal ve kuşatıcılığa ermeyle tebliğsel nübüvvete değil, teşriî nübüvvete son vermiştir. Bu nedenle tebliğsel nübüvvetin sona ermesi nasıl açıklanabilir?
Soru
İlahî peygamberler iki gruptur: Onların bir grubu, sayıları bir elin parmaklarını geçmeyen bağımsız şeriat sahibi kimselerdir. Bunlar Hz. Nuh, Hz. İbrahim, Hz. Musa, Hz. İsa ve Hz. Muhammed b. Abdullah’tır ve kendilerine “ulu’l-azm ve teşriî” denmektedir. Peygamberlerin çoğunu teşkil eden diğer grup ise bağımsız şeriat sahibi olmayıp sadece önceki şeriatın bildiricisidir. Onlar önceki şeriat üzerindeki tahrif tozlarını alıp onu yaymışlardır. Bu gruptaki peygamberlere de “tebliğsel peygamberler” denmektedir. İslam nübüvvetin sona erdiğini ilan ettikten sonra, sadece teşriî nübüvveti sona erdirmemiş tebliğsel nübüvveti de sonlamıştır. Soru şudur: İslam şeriatı kemal ve kuşatıcılığa ermeyle teşriî nübüvvete son vermiştir, ama tebliğsel nübüvvetin sona ermesi nasıl açıklanabilir? Çünkü halkın her asırda hidayet ve kılavuzluğa ihtiyacı vardır. Bazı peygamberlerin önceki peygamberler gibi gönderilip sadece son şeriat yani İslam’ın tebliğini yapmasının ne gibi bir sakıncası vardır?
Kısa Cevap

Belirtilen şüphenin reddinde iki noktaya dikkat edilmelidir: Birinci nokta: Geçen ümmetlerde tebliğsel nübüvvetin yenilenmesinin felsefesi, o dönemdeki ümmetlerin özelliklerinden kaynaklanıyordu. Tebliğsel peygamberler, insanın henüz kendi zamanının şeriatını tebliğ edecek gücü taşımadığı ve kendi şeriatı hakkında tahlil ve çözümleme yapabilecek kabiliyetten yoksun olduğu bir dönemde gelmekteydiler. O dönemdeki insan akıl ve bilgisi böyle bir fiili yapmaya kadir değildi. Bu nedenle geçmiş peygamberlerin semavî kitapları zamanla yok olmakta ve onlardan bir eser kalmamakta ve de tahrife maruz kalmaktaydı. Ama son peygamberin (s.a.a) ümmeti, belirli usullere riayet ederek kendi dininin usullerini koruyacak ve onda derinleşecek kadar bir bilgi ve ilim seviyesine ulaştı. Bu nedenle tebliğsel peygamberlere bir ihtiyaç kalmadı. Şehid Mutahhari (r.a) geçmiş peygamberlerin ümmetlerini kitaplarını koruyacak güçte olmayan ve kısa bir müddet sonra onu parça parça eden ilkokul çocuklarına benzetmektedir. Bu sebeple, son peygamberin (s.a.a) ümmetinin ilmî ve aklî erginliği ve dinî âlimlerin yetişmesi göz önünde bulundurularak tebliğsel peygamberlik de sona ermiş ve din âlimleri tebliğsel peygamberlerin halifesi olmuştur. İkinci nokta: Birinci merhale yani son peygamberin (s.a.a) ümmetinin aklî erginliği tek başına yeterli değildir. Bu mesele birçok konuyla ilintilidir ve bunların başında da birinci asrın başından büyük gıyaba kadar süren yaklaşık üç asırlık imamların (a.s) varlığıdır. Bu müddette imamlar (a.s) büyük bir din âlimleri topluluğunu eğitebilmiş ve yetiştirebilmiştir. Sadece dört binden fazla şahıs İmam Sadık’ın (a.s) ilmî rahlesinden geçmiştir. Buna ek olarak, aziz İslam Peygamberi (s.a.a) tarafından şerî hükümleri elde etmek için çözüm sıfatıyla bir dizi tümel ve temel kaide ve usulün beyan edilmesi ve aynı şekilde bu alanda hükümlerin kaynaklarından biri olarak aklın karar kılınması çok etkili olmuştur.

Ayrıntılı Cevap
Bu sorunun ayrıntılı cevabı yoktur.
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Rastgele Sorular

  • Kadın evladına süt vermeden dolayı kocasından ücret talep edebilir mi?
    5427 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/04/04
    Şu noktaya dikkat etmek zorunludur: İslam’da fıkhî hükümler ve ahlakî usuller birbirini tamamlar ve aralarında hiçbir ayrılık ve uyuşmazlık bulunmaz.[1] Bundan dolayı fertlerin hakkı sıfatıyla bazı hükümler ispatlanmış olsa da ve yükümlü bu haktan fıkhî bir hüküm sıfatıyla istifade edebilse de, dinsel öğretilerde ahlakî ...
  • Hz. İbrahim’in gerçek babası kimdir?
    76102 تاريخ بزرگان 2011/07/21
    Bu soru iki bölümden oluşmaktadır:1. Hz. İbrahim’in babası ile ilgili bölüm2. Tüm peygamberler ile ilgili bölümBirinci bölümdeki soruyla ilgili olarak iki bakış vardır:1. Ehli Sünnet’e mensup bir grup Hz. İbrahim’in babasının putperest ve ...
  • Şirketin hisse parasıyla ev alınırsa ona humus gelir mi?
    5505 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/07/17
    Hisseler kazancın gelirinden alınmışsa ona humus gelir; ancak yıl içinde alınıp, satılsa ve onun satış parasıyla kişinin örfteki şanına uygun tarzda ihtiyaç duyduğu bir ev temin edilirse humus gelmez. ...
  • Hac amellerini müstehap gusül ile yapmak caiz midir?
    5653 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/17
    Başta hatırlatılmalıdır ki; namaz için yeterli olan her temizlik (abdest, teyemmüm, müstehap gusül, …), temizlik ile yapılması gereken hac amelleri için de yeterlidir. Bundan dolayı ilkönce birkaç noktayı belirtmek gerekmektedir:1. Farz gusül ile namaz veya abdest gerektiren hac amelleri gibi fiiller yerine getirilebilir mi?2. Müstehap gusüller bu ...
  • Eşim istemeden hamile kaldı ve ruhsal sorunlar bizi nutfeyi düşürmemize mecbur etti. Bunun hükmü nedir?
    15374 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/04/04
    Soruda belirttiğiniz özür, çocuğu düşürmek için şer’i cevaz sayılmamaktadır, onu düşürmeniz günahtır ve diyet vermeyi gerektirmektedir. ...
  • Nafile namazlarını hangi zamanlarda kılmak gerekir?
    10835 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/22
    Nafile namazlarını kılmak, farz namazları kılmak için hazırlık oluşmasına ve insanda farzları ve farz namazları yerine getirmeye dönük bir rağbet meydana gelmesine neden olur. Nafilenin en önemli etkisi, yakınlık hadisi adındaki hadiste belirtilen şeydir: İmam Sadık (a.s) büyük atası Peygamberden (s.a.a), Peygamber (s.a.a) Cebrail’den ve Cebrail de Yüce Allah’tan ...
  • Acaba Hz. Masume (s.a) mezarının ziyareti için özel bir gusül mevcut mudur?
    5346 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/20
     Bazı Taklit Mercileri İmamların Haremlerine girmek ve ziyaret etmek için gusül almayı müstehap bilmektedirler. Diğer bazı taklit mercileri ise bu ziyaretler için gusül’ün müstehap oluşunu rivayet açısından sabit bilmemekte şöyle buyurmaktalar: Eğer bir kimse ziyaret için gusül almak isterse bunu reca (sevap ümidi) ile ...
  • Neden biz Şiiler Hamd suresinden sonra “elhamdülillahi rabbi’l-âlemin diye söylemekteyiz?
    8421 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/23
    Bizim ile Ehli Sünnet arasında bir takım şekilsel ihtilaflar mevcuttur. Ehli Sünnet mensuplarının el bağlayarak namaz kılması, onların abdest alma şekli ve bunun Şia ile farklılığı, fıkıh konularındaki bazı şekilsel ihtilaf noktaları olarak adlandırılabilir. Bu ihtilafların nedeni, bu sitedeki diğer sorularda detaylıca işlenen daha genel konulara dönmektedir. (1523, 248 ...
  • acaba meni necis midir, ve başka şeyleri de necis ediyor mu?
    17728 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/03/01
    Eşiyle cinsel ilişkide bulunmak ve aşk yapmak esnasında insandan çıkan su şu aşağıdaki üç taneden birisi olması mümkündür: 1-   Mezi; mezi bazen sevişmekten ve oynamaktan sonra (ama meniden önce) insandan çıkan bir su türüdür. ...
  • Bütün şehirlerde sadece bir yerde mi Cuma namazı kılınmalıdır?
    6420 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/01/14
    Her şehirde bir veya daha çok Cuma namazı kılınması konusunda ölçü, iki namaz namazın kılındığı yerler arasındaki belirlenmiş mesafedir. Müçtehitler, iki Cuma namazının kılındığı yerler arasındaki en az ...

En Çok Okunanlar