Gelişmiş Arama
Ziyaret
28624
Güncellenme Tarihi: 2012/04/15
Soru Özeti
Haram aylarda savaşmak hakkında İslam’ın görüşü nedir?
Soru
Bakara suresinin 217. ayeti şöyle buyurmaktadır: “Ey Peygamber eğer insanlar haram aylarda savaşma hakkında senden sorarlarsa bunun büyük bir günah olduğunu söyle. Ama insanları Allah’ın yolundan alı koymak, Allah’ın evinin saygınlığını ayaklar altına almak ve Kâbe ehlini dışarıya çıkarmak daha büyük bir günahtır. Bozgunculuk çıkaran fitne öldürmekten daha kötüdür. Sana haram ayda savaşmayı soruyorlar. De ki: O ayda savaş büyük bir günahtır. Allah’ın yolundan alıkoymak, onu inkâr etmek, Mescid-i Haram’ın ziyaretine engel olmak ve halkını oradan çıkarmak, Allah katında daha büyük günahtır. Zulüm ve baskı ise adam öldürmekten daha büyüktür. Onlar, güç yetirebilseler, sizi dininizden döndürünceye kadar sizinle savaşmaya devam ederler. Sizden kim dininden döner de kâfir olarak ölürse, öylelerin bütün yapıp ettikleri dünyada da, ahirette de boşa gitmiştir. Bunlar cehennemliklerdir, orada sürekli kalacaklardır.” Bu ayetler Arapların dört ay boyunca savaş kaygısı sürmeksizin yaşadığı haram ayların artık bir anlam ifade etmediğini mi yansıtmaktadır?
Kısa Cevap

Ayet ve rivayetlere göre, İslam haram aylarda (Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Recep) savaşmayı caiz görmemekle kalmamış, hatta hiç kimsenin bu aylarda savaşmayı düşünmemesi için katı bir tutum sergilemiştir. Hatta soruda belirtilen ayette haram aylarda savaşmak büyük bir günah sayılmış ve istenmeden işlenen cinayetlerin diyeti bile artırılmıştır. Bütün bunlar İslam’ın haram aylara duyduğu saygı ve hürmetin önemini yansıtmaktadır. Haram aylarda savaşı yasak bilmek, herkesin bu ayları saygın bilmesine bağlıdır. Ama bazı fertlerin Müslümanların bu aylara duyduğu saygıyı kötüye kullanmaları, bu ayların saygınlığını ayaklar altına almaları ve silaha başvurmaları durumunda Yüce Allah Müslümanların da onlara karşılık vermesini ve tecavüz, zulüm ve sitemlerinin önünü almasını emretmiştir.

Ayrıntılı Cevap

Haram aylardan maksat, yüce Allah’ın saygınlığına riayet etmeyi müminlere farz kıldığı aylardır. Hz İbrahim ve Hz İsmail zamanından bu aylarda savaşmak çirkin sayılmaktaydı. Bu gelenek İslam’ın doğuşuna dek aynı şekilde Araplar arasındaki ameli kaideye göre saygın sayılmıştır. Kur’an-ı Kerim de bunun doğrulamış ve haram ayların saygınlığını imzalamıştır. Nitekim yüce Allah şöyle buyurmaktadır: “Şüphesiz Allah’ın gökleri ve yeri yarattığı günkü yazısında, Allah katında ayların sayısı on ikidir. Bunlardan dördü haram aylardır. İşte bu, Allah’ın dosdoğru kanunudur. Öyleyse o aylarda kendinize zulmetmeyin. Fakat Allah’a ortak koşanlar sizinle nasıl topyekûn savaşıyorlarsa, siz de onlarla topyekûn savaşın. Bilin ki Allah, kendine karşı gelmekten sakınanlarla beraberdir.”[1] Haram aylar Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Recep’ten ibarettir. Bu ayların saygın oluşu birtakım felsefe ve faydalar esasıncadır. Bu hususta muhtemelen savaşçıların düşünme fırsatı bularak savaşı sonlandırması, barış ve huzura davet etmek, hac ibadetini yerine getirme imkânı ve ticarete işaret etmek mümkündür. İslam haram aylarda savaşmayı caiz bilmemekle kalmamış, hatta bu aylarda hiç kimsenin savaşmayı düşünmemesi için buna karşı katı bir tavır takınmıştır. Hatta sorudaki ayette bu aylarda savaşmak büyük bir günah sayılmış[2] ve bilmeyerek işlenen cinayetlerin diyeti de arttırılmıştır.[3]

Ama Mekke müşrikleri bu meseleden yararlanmak istediklerinden ve haram aylarda Müslümanlara saldırdıklarından (çünkü onlar Müslümanların bu aylarda karşılık vermeyeceğini düşünmekteydi) Yüce Allah eğer onlar haram aylarda silaha başvururlarsa, Müslümanlar da onlara karşı koysunlar diye emretti ve “Haram ay haram ay karşısındadır”[4] diye buyurdu. Yani düşmanlar bu ayların saygınlığını çiğner ve sizinle savaşırlarsa, siz de misliyle buna karşılık verme hakkına sahipsiniz. “Zira haramların kısası vardır.”[5] Bundan dolayı her ne kadar İslam haram aylarda savaşmayı (ki Hz İbrahim zamanından beri Araplar arasında bulunmaktaydı) imzalamışsa da düşmanların kötü istifadelerinin önünü almak için bu kanuna dönük bir istisna göz önünde bulundurmuş ve şöyle buyurmuştur: “Haram aylarda cihadın önemli olduğu doğrudur, ama “Sana haram ayda savaşmayı soruyorlar. De ki: “O ayda savaş büyük bir günahtır. Allah’ın yolundan alıkoymak, onu inkâr etmek, Mescid-i Haram’ın ziyaretine engel olmak ve halkını oradan çıkarmak, Allah katında daha büyük günahtır.[6] Zulüm ve baskı ise adam öldürmekten daha büyüktür. Onlar, güç yetirebilseler, sizi dininizden döndürünceye kadar sizinle savaşmaya devam ederler. Sizden kim dininden döner de kâfir olarak ölürse, öylelerin bütün yapıp ettikleri dünyada da, ahirette de boşa gitmiştir. Bunlar cehennemliklerdir, orada sürekli kalacaklardır.” Fitne yaratmak (insanları Allah’ın dininden alı koymak) öldürmekten bile daha kötüdür.  Çünkü öldürmek insan bedenine yönelik bir fiildir, oysaki bu cinayet insan, can, ruh ve imanına kastetmektedir. Daha sonra şöyle devam etmektedir: Müslümanlar müşriklerin sapık propagandalarının etkisine kalmamalıdır; zira onlar daima sizinle savaşmakta ve sizi dininizden döndürmek istemektedir.” O halde onların karşısında sağlam ve dirençle durun ve onların haram aylardaki ve diğer hususlardaki vesveselerine itina etmeyin.[7] Haram aylara saygı duymak onu saygın bilen kimseler içindir. Lakin Mescidü’l Haram, haram aylar ve ihram halinin saygınlığını ayaklar altın alan kimseler için saygınlık duymak lazım değildir ve hatta onlar ile haram aylarda ve Mescidü’l Haram’da bile savaşılmalıdır. Ta ki bir başka defa haram ayların saygınlığını çiğnemeye cüret etmesinler.[8]

 


[1] Tevbe Suresi, 36.

[2] Bakara Suresi, 217.

[3] Tusi,Tehzibu’l Ahkam, c: 10, s: 215, Tahran: Daru’l Kitabı İslamiye, 1365 h.ş,

بَابُ الْقَاتِلِ فِي الشَّهْرِ الْحَرَامِ وَ الْحَرَمِ، 1-  الْحُسَيْنُ بْنُ سَعِيدٍ عَنْ فَضَالَةَ بْنِ أَيُّوبَ عَنْ كُلَيْبِ بْنِ مُعَاوِيَةَ قَالَ سَمِعْتُ أَبَا عَبْدِ اللَّهِ (ع) يَقُولُ مَنْ قَتَلَ فِي شَهْرٍ حَرَامٍ فَعَلَيْهِ دِيَةٌ وَ ثُلُثٌ و ... .

[4] Bakara Suresi, 194. ayet; “Haram ay, haram aya karşılıktır. Hürmetler (saygı gösterilmesi gereken şeyler) kısas kuralına tabidir. O hâlde kim size saldırırsa, size saldırdığı gibi siz de ona saldırın, (fakat ileri gitmeyin). Allah’a karşı gelmekten sakının ve bilin ki, Allah kendine karşı gelmekten sakınanlarla beraberdir.”

[5] Tefsir-i Numune, 31 – 32.

[6] Bakara Suresi, 217.

[7] Tefsir-i Numune, c: 2, s: 111 – 112 – 113.

[8] Envaru’l-İrfan Fi Tefsiri’l Kur’an, c: 3, s: 557.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Diriliş cisimsel mi yoksa ruhani midir?
    17927 معاد و قیامت 2012/05/27
    Her ne kadar akli deliller ahiret ve bu dünyevi hayat dışındaki başka bir dünyanın gerekliliğine tanıklık etse de ahretin nitelik ve keyfiyeti, ahiretin sadece ruhani olup olmayacağı veya hem ruhani ve hem cismani olup olmayacağı ve de cisimsel dirilişi kabul etme durumunda bu cismin maddi mi yoksa ...
  • Mescidin hangi halısının necis olduğunu bilmiyorsak, onu nasıl temizleyebiliriz?
    6067 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/23
    Büyük mercilerin (Allah onları korusun) bürolarının yanıtları şunlardır: Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (ömrü uzun olsun) Bürosu: Sorulan sorudaki varsayıma göre belirtilen tüm halılar yıkanmalıdır. Hz. Ayetullah Uzma Sistani’nin (ömrü uzun olsun) Bürosu: Yakin hâsıl olması için tüm halılar yıkanmalıdır. Hz. Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi’nin (ömrü uzun olsun) Bürosu: Eğer ...
  • İmam Ali (a.s)’ın hayatını özet olarak beyan edebilir misiniz?
    2908 امام علی ع 2020/01/19
  • Yabancı şirketlere yapılan yatırımların kazançının hükmü nedir?
    13571 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2019/06/24
    Yabancı şirketlerde yatırım yapmak eğer müslümanların izzetine, bağımsızlığına zarar vermiyor ve Müslümanların onlara bağlanmalarına ve derin bağlar kurmalarına yol açmıyorsa sakıncası yoktur. Bu bağlamda Müslüman olmayan birinden faiz almak Taklit Mercilerin kahir çoğunluğunun fetvasına göre caizdir. ...
  • Ayakların üstünü mesetme konusunu hadisler ile ispatlayınız?
    8250 بیشتر بدانیم 2012/07/21
    “Vesailu’ş - Ş,a” gibi Şia’nın Muteber Kitaplarında İmamlardan (a.s.) nakledilmiş olan hadislere baktığımızda abdest alınırken başın ön kısmının ve ayakların üstünün Mes edilmesinin vacip olduğunu görürüz. Keza hadislerden istifade ediliyor ki ayaklar Mes edilirken sağ ve sol sırasını dikkate alarak ayakların parmaklarından başlayarak ayaklarda var olan çıkıntıya ...
  • Düğünlerde klasik müzikler kullanılması halinde, kadının kadın için dans etmesinin hükmü nedir?
    7608 کلیات 2012/04/07
    Ayetullahe'l-uzma HAMANEİ’NİN (Allah yüce gölgesini devam ettirsin) defteri: Kadının kadınlar için dans etmesi eğer lehv unvanı kendisine sıdk ediyor; örneğin kadınlar meclisini dans meclisine dönüştürüyor olması gibi, sakıncalıdır ve ihtiyatı vacip gereğince terk edilmelidir. Bu durum dışındaki durumlarda eğer şehveti uyandıracak nitelikte veya haram bir ...
  • İmam Ali’nin Zülfikar’ı şimdi nerededir?
    69010 تاريخ بزرگان 2011/10/30
    Zülfikar, Allah Resulü’nün (s.a.a) kılıcının adıdır.[1] Bu kılıcın bununla adlandırılması hakkında şöyle demişlerdir: Kılıcın arkasında insanın belkemiği gibi kısa ve uzun çıkıntılar bulunmaktaydı.[2] Zülfikar’ın macerası İslam’ın ilk yıllarındaki savaşlardan ...
  • Rehberliğin görüşüne göre “bilerek” namazı bozmanın hükmü nedir?
    31000 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    İradi olarak farz namazı bozmak ve kesmek haramdır ama bir kefareti yoktur. Eğer insan namazını doğru kılıp kılmadığına dair şüphe ederse şüphesine itina etmemeli, namazını doğru kıldığına hükmetmeli ve namazı bozmamalıdır. Ama namazını bozarsa bunun bir kefareti yoktur. Elbette farz namazı iradi olarak bozmak haramdır ama ...
  • Kimsenin olmadığı bir yerde çıplak olmak veya çıplak uyumak günah mıdır?
    55543 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2019/11/26
    Dini metinlerden ve kaynaklardan elde edilen veri böyle bir davranışın özünde haram olmadığı ama mekruh olduğu yönündedir. Zira bu halet şeytanın vesvese etmesine bir anlamda alt yapı oluşturabilir. ...
  • Tahrip edilmiş korunaktan hırsızlık yapmanın hükmü nedir?
    6908 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/21
    Hırsızın elinin kesilmesinin şartları şunlardır:1. Erginlik2. Akıl3. İrade4. Zorunluluğun olmaması5. İster yalnız başına ve ister beraberce olsun hırsızın korunağa saygısızlık etmesi6. Eşyayı korunaktan çıkarması7. Hırsızın mal sahibinin babası olmaması8. Korunağa saygısızlığın ve hırsızlığın gizlice yapılması; açıkça ve aşikâr olarak korunak kırılır ...

En Çok Okunanlar