Gelişmiş Arama
Ziyaret
7719
Güncellenme Tarihi: 2012/03/10
Soru Özeti
Daha evlenmeden önce günah işlemiş olan eşimle yaşamamı sürdüreyim mi yoksa ondan ayrılayım mı?
Soru
Ben eşimin daha önce başkalarıyla telefonla irtibatlı oluğunu hata bir yerde eliyle birisine selam verdiğinden haberdarım. Bu konu evliliğimizden bir müddet geçmesine rağmen hep beni rahatsız etmiş ve kafamın kurcalanmasına neden olmuştur. Bu konu o kadar zihnimi kurcalıyor ki bazen artık talak almaya kadar beni sürüklüyor. Oysaki eşim daha önce gerçekleştirmiş olduğu o işlerden ve günahlardan çok pişmandır ve tövbe etmiştir.
Kısa Cevap

Masum olan (s.a.) kimseler hariç her insan kendi yaşam serüveninde birçok yanlışlıklara ve günahlara müptela olması çok olanaklıdır. Ama eğer günah işlemiş olan kişi daha önceki işlerinden gerçekten pişman ve tövbe etmiş ise kesinlikle Allah’ın inayetine nail olacaktır ve onun tövbesini kabul edecektir. Eğer eşiniz daha önceki işlerinden gerçekten pişman ve tövbe etmiş ise onunla yaşamını sürdür. Kesinlikle bunu bil ki sizin mükâfatınız Allah indinde mahfuzdur.

Ayrıntılı Cevap

Masum (a.s.) olan kimseler günahlardan ve çirkinliklere bulaşmaktan pak ve temizdirler. Masum olan insanlar dışındaki insanlar ise yaşam serüvenlerinde çok yanlışlıklar yapar ve günah işler olmaları olanaklıdır. İmam Sadık (a.s.) şöyle buyuruyor: “Mümin kimsenin günahı tövbe ile bağışlanır. Ve Mümin tövbe ettikten sonra güzel işler yapmayı düşünmelidir…”.[1]

Buna binaen masum olmayan insanlar hariç kendi yaşam serüveninde günah işlemeyen kişileri bulmak çok azdır. Kabul görülmeyen şey günah üzerinde kalıp ona devam etmek ve onu tekrarlamaktır. Eğer günah işlemeye devam eder ve tövbe etme ve onlardan vazgeçme düşüncesinde olmazsa ondan uzak kaçmak gerekir. Ama eğer günah işlemiş kişi kendiişlerinden pişman olmuş ve tövbe etmişse kesinlikle Allahın inayetine nail olacaktır. Onun tövbesi kabul görülecek ve onun gelişmesi ve ilerlemesi için ortam sağlanılacaktır. Günahkâr olan biz de Allah u Teala gibi günahlarından ve yanlışlıklarından vazgeçip pişman olan kimselerin pişmanlıklarını ve tövbe edenlerin tövbesini kabul etmeliyiz.     Onların ayıplarını ve günahlarını başka yerlerde açmamalıyız. Onlardan, gelişmelerinin, rüştlerinin ve yücelere çıkmalarının fırsatını almamalıyız. Buna binaen eğer eşiniz daha önceki işlerinden gerçekten vazgeçmiş, pişman ve tövbe etmiş ise onunla kâmil bir şekilde güzel davranışlarla yaşamını devam ettir. Onun ayıplarını yüzüne vurma ve hiçbir yerde onun ayıplarını söyleme! Allah u Teâlâ ondan kendi nimetlerini esirgemediği gibi sizde ona iyilik yapınız. Kesinlikle biliniz ki sizin ecriniz ve mükâfatınız Allah katında mahfuzdur. Yapılacak bu affın ve bağışın sizler için birçok semeresi ve bereketi olacaktır.

 


[1] Küleyni, “Kafi”, Tahran: İntişarat-i Daru’l - Kitabi’l - İslamiye, c. 2, s. 434, hadis no: 6.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Rastgele Sorular

  • Bizzat varlığı mümkün olan şey ve bizzat yokluğu mümkün olan şey ile bizzat mümkün olan şey arasındaki ilişki nedir?
    10760 İslam Felsefesi 2011/11/22
    Bizzat varlığı mümkün olan şey ve bizzat yokluğu mümkün olan şey, bizzat mümkün olan şeyin ta kendisidir. Başka bir tabirle, bizzat mümkün olan her şey, bizzat yokluğu ve bizzat varlığı mümkün olan şeydir. Yani bizzat varlığı ve yokluğu mümkün olan şeyler, bizzat mümkün olan şey için bir sikkenin iki ...
  • Kur’an’da ‘Leyl’ (gece) kelimesi neden hep ‘Nehar’ (gündüz) kelimesinden önce gelmiştir?
    10477 Tefsir 2012/04/04
    Kur’an’da ‘gece’ kelimesinin ‘gündüz’ kelimesinden önce gelmesi konusunda müfessirlerin öne sürdüğü görüşlerin önemlileri şunlardır: 1- Bazılarına göre gecenin gündüzden önce gelmesinin nedeni Hak Teala’nın geceyi gündüzden önce yaratmasından dolayıdır.[1] 2- Bazılarına göre ‘gece’ kelimesinden sonra ve ‘gündüz’ kelimesinden önce gelen ...
  • Allah İle İrtibat Zamanı Ne Zamandır?
    9408 Pratik İrfan 2011/08/03
    Her ibadetin ruhu Allah ile irtibat kurmak ve O’na yaklaşmaktır. Bu husus namaz, dua ve Allah’ın dergâhına yalvarma ve yakarma ile müyesser olacaktır. Allah ile irtibat kurmak özel bir zaman ve mekâna has değildir. Elbette gece yarısı gibi bazı zamanlar Allah ile irtibat kurmak için en güzel zamanlardır veya ...
  • Kadınların çalışmasının şer’i ölçüleri nelerdir?
    9401 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/06/12
    Konuya girmeden önce: ‘Acaba İslam çalışmayı ve ticari faaliyetlerde bulunmayı yalnızca erkekler için cevaz vermiş ve kadınları tümüyle bu sahanın dışında mı tutmuştur?’ sorusunun cevabını bulmak zorundayız. Sorunun cevabı ‘hayır’dır. Aşağıda bu cevabın delillerinden ikisini getiriyoruz:1- Kadınlarında kendi malları üzerinde mülkiyet hakları vardır. Kur’an şöyle buyuruyor: ...
  • Hayız kanın özelliklerini görmedim diye kendi adet dönemimin içinde namaz kılabilir miyim?
    47256 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/05/19
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Eğer servet yığmayı kınama hakkında nakledilmiş rivayetler doğruysa, insanların ve bazı âlimlerin servet yığması nasıl açıklanabilir?
    8188 Ekonımi Felsefesi 2012/11/06
    Birincisi, belirtilen rivayet her ne kadar senet açısından zayıf olsa da bu konuda bulunan diğer rivayetler göz önünde bulundurulduğunda senet zaafı giderilmektedir. Muhteva açısından bu rivayet ya meşru olmayan yollardan elde edilmiş veya humus ve zekât gibi mali yükümlülükleri yerine getirilmemiş servet yığmaya işaret etmektedir. İslam’da şer’i ...
  • Muhammed b. el-Hasan el-Saffar, müfevvizenin temsilcilerinden miydi?
    7010 Ricalu’l-Hadis (Ravilerin İncelenmesi) 2010/12/29
    Muhammed b. el-Hasan el-Saffar’ın gulat ve müfevvize olmadığını birkaç delil ve karineye dayanarak söyleyebiliriz:1-Rical alimlerinin onun hakkındaki görüşleri: Şianın büyük rical alimlerinin hepsi onu saygıyla anmış ve bazıları da onun ‘Basair-ud Derecat’ kitabını övmüşlerdir.2-Merhum Muhammed b. el-Hasan el-Saffar’ın kendisinin gulatı reddeden kitabı vardır.
  • Rububiyet yalnız Yüce Allah’a mı özgüdür?
    15955 Teorik İrfan 2010/05/04
    Rububiyet Arapça bir sözcük olan rab kökünden türemiştir, rab; sahip ve eğitici anlamındadır. Allah bütün yaratılış aleminin sahibi olması hasebiyle, bu alemin yöneticiliğini de Ona aittir. O, kendisinden başka her şeyin rabbidir. Yaratılış aleminin tüm varlıkları Allah’ın bir simge ve mazharıdır ama bu mazharların da bir takım temelleri ve ...
  • Tuvalet yerini mescide dönüştürmek mümkün müdür?
    8324 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/12/18
    Eğer tuvaletin bulunduğu arsa tuvalet hizmetini karşılamak hedefiyle vakfedilmemişse, onu mescide eklemek mümkündür. Ama tuvalet hizmeti doğrultusunda kullanılmak üzere vakfedilmişse, onu mescide dönüştürmek olanaksızdır. Lakin orada namaz kılmanın bir sakıncası olmaz. Merhum Ayetullah Uzma Gülpaygani (r.a)’dan şöyle bir soru sorulmuştur: “Mescidin genişletilmesi neticesinde onun eski tuvaleti mescidin hayatına eklenmiş, ...
  • Hz. Nuh (a.s) gemiyi yaptığı sırada Cebrail ona, Peygamberimizin abasının altındaki beş mübarek zatın isimlerinin yazılı olduğu çiviler getirdi mi?
    14174 Eski Kelam İlmi 2012/04/11
    Resul-i Ekrem (s.a.a) ve Ehl-i Beyt’in (a.s) azametini gösteren bu rivayet, Şia’nın bazı hadis kaynaklarında gelmiştir. Rivayetin ravileri içinde ‘Yahya b.Eksem’ gibi Sünni olan kimselerde vardır. Rivayet senet yönünden sıkıntlı olsa da Resul-i Ekrem (s.a.a) ve Ehl-i Beyt’in (a.s) azametleri açısından ele alındığında genel olarak ...

En Çok Okunanlar