Gelişmiş Arama
Ziyaret
9008
Güncellenme Tarihi: 2010/10/12
Soru Özeti
Allah’ın sıfatları içinde neden yalnızca adalet sıfatı usul-u dinden sayılmıştır?
Soru
Neden usul-i din’de Allah’ın yalnızca adalet sıfatından bahsedilmiş, ama diğer sıfatlardan bahsedilmemiştir?
Kısa Cevap

Şianın akaid temelleri, Tevhid, Adalet, Mead, Nübüvvet ve İmamet’tir. Adalet, ilahi sıfatlardan biri olduğundan diğer sıfatlar gibi Tevhid’in içinde ele alınması gerekir, ancak sahip olduğu önemden dolayı ayrı olarak ele alınmıştır.

Adalet sıfatının önemli olmasının nedeni, Adliye (Şii ve Mutezili) kelamı ile Eş’ari kelamının birbirlerinden ayrılmasına sebep olduğu içindir. Bu öyle bir sıfattır ki, onu kabul veya reddetmek değişik ve çelişik sonuçlar doğurmaktadır. Ancak belirtmek gerekir ki, Eş’ariler Allah’ın adaletini reddetmiyorlar; onlar diyorlar ki, Allah’ın yaptığı her şey akıla göre zulümde olsa adalettir.

Ayrıntılı Cevap

Ehl-i Beyt mektebinin akaid temelleri Tevhid, Adalet, Mead, Nübüvvet ve İmamet’tir. Bütün Müslümanlar Tevhid, Adalet ve Mead’ı kabul etmekteler, ama adalet ve imamet meselesi Oniki İmam Şiası ile diğer mezhepler arasında (Şia ile adalet meselesinde aynı görüşe sahip olan Mutezili’nin dışında) ihtilafa yol açmıştır.

Adalet, her ne kadar Allah’ın sıfatlarından biri ise de, akait ilmi ıstılahında tevhid lafzı Allah’ın adalet ve diğer sıfatlarını içine almış olsa da, önemli meselelerden olduğu için Eşaire ile Adliye’nin (İmamiyye şiası ve ilahi adalete inanan Mutezilenin) birbirinden ayrılmasına neden olmuştur. Bu ayrılığın doğurduğu birçok sonuç olduğundan ayrıca ele alınmış ve akaidin temellerinden sayılmıştır. Şia ve Mutezile ilahi adalete inandığı için onlara ‘Adliye’ denmiştir.[1]

Adaletin Manası

Adalete inanmak, hüsn ve kubh-î akli’nin bölümlerindendir.[2] Adliye, fiillerin, Allah-u Teala’ya tekvini ve teşrii (yasama) olarak bağlantısının dışında hüsn (güzellik ve iyilik) ve kubhun (kötülük ve çirkinlik) olduğuna, insan aklının bir yere kadar fiillerin hüsn ve kubhunu anlayabildiğine inanmaktadır. Yani Allah, kabih iş yapmaz. Bunun manası Allah’a emir vermek veya Onu sakındırmak (bunlardan Allah’a sığınırız) demek değildir. Manası şudur: Allah’ın kabih iş yapması imkansızdır. Mutezile’nin bu konudaki görüşlerinin zaafı vardır ki, ayrıca incelenmesi gerekir. ‘Ancak Şia’nın inancı Masumlardan aldığı öğretilere göre böyledir.’[3] Bu açıklamaya göre adalet, Allah’ın subuti kemal sıfatlarındandır.[4] Yani Allah-u Teala, zulmetmez, kabih fiil ve akl-ı selime aykırı bir şey yapmaz.[5] Adliye, hüsn ve kubh kaidesinden yola çıkarak nimet verene şükretmek, lütuf kaidesi, cebir ve ihtiyar meselesi ve bu meselenin doğurduğu sonuçlar gibi bazı kelami kaideleri halletmiştir.[6]

Eşaire: Tarihi ve Akidesi

Basra’lı olan ‘Ebulhasan Eş’ari’nin taraftarlarına Eş’ari denmektedir. O yıllarca Ebu Ali Cubai’nin (Mutezile şeyhi) öğrencilerinden idi. Ancak daha sonra ondan ayrılmış ve kendisine yeni bir kelam ekolü kurmuştur. Onun Mutezile’den ayrılmasının en büyük nedeni adalet ve Kur’anın yaratılması konusundaki ihtilafları oldu. Bu ayrılık, h. 300 yılında gerçekleşti.[7] Eş’arilerin metodu, Mutezili metodu olan burhan ve kelam’ın dışında olup Ehl-i Sünnet’in yolunu teyit ve takviye eden bir metottur.[8]

Bu kelami mektebin ilerlemesi ve Ehl-i Sünnet’in diğer mezheplerini etkisi altına almasında siyasi maksatlar göz ardı edilemez. Abbasi’lerin döneminde h. 295’den 320’ye kadar yani Mütevekkilin zamanında başlayıp Muktedir’in zamanına kadar Mutezile ve akılcılara baskılar yapıldı. Bu süre (295-320) içinde Ebulhasan Eş’ari, Mutezile ekolünden tövbe etti ve Abbasi halifelerinin daha sonrada Selçuklu padişahlarının kabul edip sürdürdüğü Ehl-i Hadis ekolüne girdi.[9]

Eşaire’nin Akaidi

Ebulhasan Eş’ari, kelamını dört rükun ve her rüknü on asıl üzerine kurdu ki biz onlardan konumuzla ilgili olanlarına işaret edeceğiz:[10]

-Allah, kullarının fiillerini yaratandır.

-Allah, insanın gücünün üstünde görev verebilir (yani akli olarak kabih olan bir fiili yapabilir).

-Allah, günahsız kimselere azap edebilir.

-Şartlara uygun imam bulunmazsa, o andaki sultanın hükümlerine itaat gereklidir.

-Büyük günahı olan kimse tövbe etmeden ölürse, onun hükmü Allah’ın elindedir; isterse onu rahmetiyle bağışlar, isterse Peygamberinin şefaatine nail eder.

Yine diyorlar ki: Akıl’da eşyanın hüsn ve kubhuna delalet edecek her hangi birşey yoktur; şeriatın hüsn dediği şey o iyidir ve kubh dediği şey kötüdür. Yani Allah, itaatkar birini cehennem ateşine atabilir ve ebedi olarak onu orada tutabilir veya günahkar birini cennete götürebilir (ve bu yaptığıda kabih değildir). Akli hüsn ve kubhu nefyeden ve bunun sonucu olarak ilahi adaleti nefyeden bütün bu batıl görüşlerden, bireysel ve toplumsal yaşamı etkileyen gerekliliklerden dolayı, mezhebin alimleri, bu konuya tekit etmek için adl-i ilahi’yi akaidin temellerinden biri olarak zikrettiler.

Ancak belirtmek gerekir ki Eşaire, Allah’ın adaletini nefyetmiyor, ama onların kelamına göre adalet Allah’ın yaptığı şeydir ve aklın onu anlaması için her hangi bir yol yoktur.

İlgili dizin: Adaletin Usul-i Din’de ki Mefhumu, 147. Soru (Site:2950)


[1] -Ayetullah Misbah Yezdi, Amuzeş-i Akaid, s.161.

[2] -Ayetullah Subhani, Milel ve Nihel, c.2, s.332.

[3] -Ayetullah Misbah Yezdi, a.g.e, s.162.

[4] -Bidayet-ul Maarif (Farsça tercüme), c.1, s.112.

[5] -Şeyh Muhammed Hüseyin Âl-i Kaşif-il Ğita, Asl-uş Şia ve Usuluha, s.74

[6] -a.g.e. s.75.

[7] -Muhammed Cevad Meşkur, Ferheng-i Fırak-I İslami, s.54

[8] -a.g.e. s.56.

[9] -a.g.e. s.56; Ayetullah Subhani, a.g.e. c.2, s.32.

[10] -Muhammed Cevad Meşkur, a.g.e. s.56,57,58.

Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Rastgele Sorular

  • Hz. Hatice (s.a)’nın hayatını kısaca anlatırmısınız?
    2753 تاريخ بزرگان 2019/10/09
  • Karz-ul hasene ev kredisi hesabına humus gelir mi?
    6971 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/13
    Sorunuz büyük taklit mercilerinin bürolarına gönderildi ve şimdiye kadar elimize geçen cevaplar şunlardır:Hz. Ayetullah el-Uzma Hamanaei: Söz konusu meblağın gelirinizden olan miktarına humus gelir, humus yılı başında onun beşte birini vermelisiniz.  Hz. Ayetullah el-Uzma Mekarim Şirazi: Humusunu vermemişseniz, geri kalana humus gelir. ...
  • İmam Hüseyin’in (a.s) mübarek bedenini kim defnetti?
    11128 تاريخ بزرگان 2011/12/20
    Alimlerin bu konudaki görüşleri farklıdır. Bazı rivayet ve tarih kitaplarına dayanarak ileri sürülen görüşlerden bir şudur: İmam Hüseyin’in (a.s) mübarek bedenini, değerli oğlu İmam Zeynulabidin (a.s) Kerbela’da toprağa vermiştir. Yani İmam Seccad (a.s), ‘İmam’ı imamdan başkası gusledemez, kefenleyemez ve defnedemez’ hükmü gereği Kerbela şehidlerini özellikle masum babası ...
  • Namahrem ile tokalaşmak hakkında İslam’ın görüşü nedir?
    17204 Pratik Ahlak 2012/06/14
    Karşı cinsten biriyle tokalaşmak birçok birey için şehvetin tahrik olmasına neden olmayabilir, ama böyle bir sınırlı irtibat ile tahrik olabilecek fertler de mevcuttur. Hatta birinci grup arasında da kendilerini samimi gösterip meşru olmayan ilişkiler için altyapı hazırlamaya çalışan şahısların olması da muhtemeldir. Bu esas uyarınca toplumsal yaşamda ...
  • Alkol veya jelâtin taşıyan çikolata ve ürünleri yemenin hükmü nedir?
    17553 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/23
    Belirtilen sorunun şerî cevabını elde etmek için büyük mercilerden (Allah onları korusun) fetva sorduk ve kendilerinin verdiği yanıtları aşağıda aktarıyoruz: Hz. Ayetullah Uzma Hamney’in (ömrü uzun olsun) Bürosu: Genel olarak aslında sarhoş edici sıvılar kısmından olduğu belli olmayan alkoller temiz hükmündedir. Bunlarla karışmış olan sıvılardan yararlanmak ...
  • Hz. Muhammed (s.a.a) Nerede Toprağa Verilmiştir?
    7898 تاريخ بزرگان 2011/10/23
    İslam Peygamberi, Ebrehe’nin askerleriyle[1] Allah’ın evine hücum ettiği yılda doğmuş ve kırk yaşındayken Hira mağarasında ibadetle meşgulken Allah tarafından peygamberliğe seçilmiştir. Hz. Muhammed (s.a.a) çağrısını ilkönce gizli olarak başlatmış ve Allah’ın emriyle açık çağrısına da yakınlarından başlamıştır.[2] Hz. Peygamberin ...
  • Ahbaricileri nasıl cevaplandırmalıyız?
    5796 Eski Kelam İlmi 2012/08/01
    Ahbariciliğin mebnasını iki kısma ayırabiliriz: Birincisi epistemolojiktir. Diğeri dini öğretileri elde etmek için takip edilen yöntem problemidir. Epistemolojik bağlamda ahbariler dini öğretileri elde etmek için kabul gördükleri tek bilgi kaynağı rivayetlerdir. Ahbariler “kütübi arb’ada”; dört kitapta (Şianın rivayetler bazında kabul gördükleri dört kaynak kitap) zikredilen tüm rivayetler ...
  • Ehlisünnet’in görüşünü dikkate alarak Şia fıkhına göre yolculukta namazı kasır etmek ruhsat mıdır yoksa vacip midir?
    9478 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/06/10
    Kesin ve tartışmasız olan şu ki beş vakit namaz ilkin iki rekâtlı şeklinde teşri ve farz kılınmıştır. Şunda da şüphe yok ki ikametgahta (haderde/ kendi memleketi ve vatanında) kılınan namazlara ikişer rekât izafe edilmiştir. Şu halde zihinlere takılan soru şu: Yolculukta kılınan namazlara da iki rekât izafe ...
  • Hz Masume’nin (s.a) hareminin tarihçesi nedir?
    11697 tarihi Yerler 2012/06/14
    Hz. Masume (s.a) Şiilerin yedinci İmamı Hz. Musa bin Cafer’in (a.s) değerli kızıdır. Onun saygıdeğer annesi Hz. Necme hatundur. Hz. Masume (s.a) hicri-kameri 173. yılın Zilkade ayının ilk gününde Medine’de doğmuştur. Hicri-kameri 200’de Abbasilerden Memun’un ısrar ve tehdidi üzerine İmam Rıza (a.s) sürgünü andırır bir şekilde Merv’e ...
  • Genç ve evli bir bayan, evdeki durumun müsait olmayışından dolayı ramazan ayında sahura kalktığı halde gusül alamamıştır. Acaba bu bayanın vazifesi nedir?
    2937 Cenabet 2019/06/17
    Değerli okuyucumuz, evin kalabalık olması veya başkalarından utanmak geçerli bir mazeretler değildir. Böyle durumlarda gusletme imkanınız veya zamanınız yoksa teyemmüm etmelisiniz. Gusletmemiş ve teyemmüm almamışsanız ve sabah ezanına kadar cenabetli kalmışsanız orucunuz batıl olduğu gibi üzerinize kefarette gelir. Ama o zaman amelinizin doğru olduğunu düşünüyorduysanız kefaret gelmez.

En Çok Okunanlar