Gelişmiş Arama
Ziyaret
6240
Güncellenme Tarihi: 2012/02/14
Soru Özeti
Dr. Şeriati gibi şahısların kitaplarını okumak nasıldır?
Soru
Dr. Şeriati gibi şahısların kitaplarını okumak nasıldır?
Kısa Cevap

Şeriati ve onun kitapları hakkında çeşitli görüşler söz konusu edilmiştir ve Şeriati’yi kabul edenler ve etmeyenler tarafından çelişik görüşler ortaya atılmıştır. İslam İnkılâbı Rehberi Ayetullah Hamanei insaflı bir bakış açısıyla Şeriati konusunda şöyle diyor: Bana göre Şeriati mazlum konumunda olan bir kimsedir. Onun bu konuma duçar olmasına kaynaklık yapanlar ise bir taraftan onun taraftarı olan kimseler diğer taraftan da ona muhalif olan kimselerdir. Yani zamanın acayipliklerinden, belki de Şeriati’nin acayipliklerindedir ki, onun taraftarı ve onun muhalifleri tarafından yapılan ortak çalışmalar, dert sahibi ve şuur dolu böyle bir insanı tanınmaz hale getirdiler. Bu ise, ona yapılan bir zülümdür.

Şeriati, hakkında söylenen ve şimdilerde bile zannedilenin aksine, ruhaniyetin karşıtı olmadığı gibi ruhaniyetin misyonuna derinden iman eden birisiydi. Şeriati, ruhaniyetin zaruri ve tartışma götürmez temel bir kurum olduğunu ve ruhaniyetle muhalefet eden kimsenin, kesinlikle sömürücü güçlerden beslendiğini söylüyordu. Bunlar Şeriati’nin itikadıydı ve bunda hiç şüphe etmeyiniz ve bu şeyler Şeriati’nin tartışma götürmez maarifinin bir bölümüdür. Ne var ki Şeriati, ruhaniyetin omuzlarında taşıdığı misyona tam olarak amel etmediğini düşünüyordu.

Ayrıntılı Cevap

Dr. Şeriati ve kitapları konusunda çeşitli görüşler ortaya konulmuştur ve bu bağlamda onun taraftarları ve muhalifleri çelişik ve bazen sert ve aşırı görüşler beyan etmişlerdir. Ama bunlar arasında bazıları da orta yolu tutmuş ve insaflı bir bakış açısıyla bu meseleye bakmışlardır. Bunlardan birisi İslam İnkılâbı Rehberi Ayetullah Hamanei’dir ki biz burada onun sözlerinin açıklanmasıyla yetineceğiz:

“Bana göre Şeriati mazlum konumunda olan bir kimsedir. Onun bu konuma duçar olmasına kaynaklık yapanlar ise bir taraftan onun taraftarı olan kimseler diğer taraftan da ona muhalif olan kimselerdir. Yani zamanın acayipliklerinden, belki de Şeriati’nin acayipliklerindedir ki, onun taraftarı ve onun muhalifleri tarafından yapılan ortak çalışmalar, dert sahibi ve şuur dolu böyle bir insanı tanınmaz hale getirdiler. Bu ise, ona yapılan bir zülümdür.”

“Şeriati’nin muhalifleri, onun yanlışlarını ele alıyorlar ve bu da onun olumlu noktalarını görmemelerine sebep oluyor. Bana göre Şeriati’nin yanlışları vardı ve ben hiçbir zaman bu yanlışların, küçük yanlışlar olduğunu iddia etmiyorum. Ne var ki ben, Şeriati’nin yanlışları olarak isimlendirdiğimiz şeylerin yanı sıra, onun seçkinlik ve güzelliklere de sahip olduğunu iddia ediyorum. O halde eğer onun yanlışları sebebiyle, seçkinlik ve güzelliklerini görmüyorsak, bu ona yapılan bir zülümdür. Ben unutmuyorum; Şeriati ile alakalı söylentilerin son bulduğu merhaleler olarak hesap edebileceğimiz mücadelenin şiddet bulduğu zamanlardı. İmam (r.a) sohbeti arasında birilerinin ismini söylemeksizin, Şeriati’nin durumuna ve onun etrafında olup biten muhalefetlere işaret etti. İmam’ın o zamanda yaptığı sohbetinin kaseti Necef’ten geldi ve bu kaset, ihtilaf ateşinin söndürülmesinde etkiliydi. İmam konuşmasında Şeriati’nin ismini söylemeksizin (yaklaşık olarak) şöyle diyordu: “Birkaç yanlıştan dolayı onun kitaplarını yerden yere vurmayalım.” Bu doğru değil ve bu tamamen, yalnızca Dr. Şeriati’nin şahsiyeti karşısında doğru konumda yer almayı değil, her şahsiyetin karşısında doğru konumda yer almayı göstermektedir. Şeriati’nin, zaman zaman İslam düşüncesinin temel ve köklü meselelerinde yanlışlıklar yapması mümkündür.

Bununla birlikte Şeriati taraftarlarının Şeriati’ye yaptığı zulüm, muhaliflerinin yaptığı zulümden daha az değildi ve hatta daha ezici ve daha şiddetliydi. Şeriati’nin taraftarları, onun olumlu noktalarını söz konusu edip açıklayacakları yerde, Şeriati’nin muhalifleri karşısında saflar oluşturdular ve Şeriatiye nispetle görüşler ortaya koyarak, onu mutlak bir varlık olarak göstermeye ve hatta Şeriati’nin en küçük yanlışlarını bile kabul etmemeye çalıştılar.

Şeriati, İslam hâkimiyeti için gönül yandıran bir şahsiyetti ve İslam’ın bir düşünce suretinde ve toplumsal düzen kuralı ideolojisi olarak söz konusu edilmesinden rahatsızlık duyan bir İslam davetçisiydi. Şeriati İslam’ı; yaşamı yaşam yapan bir tefekkür, toplumsal bir düzen ve hayata çözüm bahşeden bir ideoloji unvanında ortaya koymaya çalıştı.

Şeriati’nin bir girişimci olduğundan şüphe edilmemelidir. O, İslam’ı yeni neslin diliyle söz konusu etmenin başlatıcısıydı. Şeriatiden önce İslam’nın yüce düşüncesini Şeriati gibi anlayan ve günümüz kuşağını veya daha güzel bir ifadeyle söylemek gerekirse Şeriati zamanının o günkü kuşağını, yani Şeriati’nin muhataplarını oluşturan kuşağı cezp edecek cümleler kalıbında söz konusu eden insanların sayısı az değildi. Ne var ki bu insanlar, muhataplarının diliyle hakikatlerin açıklanmasında başarılı olamadılar ve onların anlayacağı şekilde meseleleri söyleyemediler.

Şeriati yüce İslam’ın keşfedilmiş meselelerini en yeni şekliyle söz konusu eden ilk girişimciydi öyle ki; o zamanın kuşağının sorularının cevaplayıcısı ve gizli ve karanlık noktaların açıklayıcısıydı.

Şeriati, hakkında söylenen ve şimdilerde bile zannedilenin aksine, ruhaniyetin karşıtı olmadığı gibi ruhaniyetin misyonuna derinden iman eden birisiydi. Şeriati, ruhaniyetin zaruri ve tartışma götürmez temel bir kurum olduğunu ve ruhaniyetle muhalefet eden kimsenin, kesinlikle sömürücü güçlerden beslendiğini söylüyordu. Bunlar Şeriati’nin itikadıydı ve bunda hiç şüphe etmeyiniz ve bu şeyler Şeriati’nin kesin maarifinin bir cüzüdür. Ne var ki Şeriati, ruhaniyetin omuzlarında taşıdığı misyona tam olarak amel etmediğini düşünüyordu.”[1]

Sonuç itibariyle sizin sorunuzun cevabında şöyle demek gerekir: Her uzmanın ve görüş sahibinin, uzmanlaştığı alanda sahip olduğu görüşünün değerli olduğu ve Merhum Dr. Şeriati’nin uzmanlık alanının Sosyoloji dalında olduğu dikkate alınmalıdır. Bu sebeple Şeriati’nin İslam hakkında ortaya koyduğu görüşleri uzmanlık dışıdır ve zaman zaman yanlışlıklar içermesinin yanında çok faydalı konuları da içermektedir. Buna binaen bu konuda gerekli görülen noktaları hatırlatacağız:

1. Şeriati’nin kitaplarının mütalaasından önce Tefsiri Numune gibi Kur’an tefsirlerinin ve Üstat Şehit Mutahhari’nin kitaplarının ve… Mütalaa edilmesi son derece uygun olur.

2. Şeriati’nin İslam’ı tanıma, İslam tarihi ve İslami konular bağlamında ortaya atmış olduğu görüşlerini Masum (a.s.) kimselerin haricindeki mütefekkirlerin yazmış oldukları konular gibi mutlak ve kesin doğru olduğu unvanıyla bakmayınız. Eğer yukarıdaki konular bağlamında Şeriati’nin görüşleri diğer İslam alimlerinin görüşlerine muhalif olursa onu dinde uzman olan düşünürlerden ve İslami kurumlardan sorunuz.

3. Açıklanan bu konular külli bir asıl olup diğer şahsiyetler hakkında da bu yöntem üzerine amel edilebilinir.

 

 



[1] Daha fazla bilgi edinmek için bakınız: İmam ve ruşenfikran, birinci bölüm; Doktor Şeriati çıgone insan-i bud ve çıra berhi ba o muhalifend ve berhi ez o himayet mi konend?

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Göğe ne kadar çok çıkılsa oksijenin o oranda azaldığı bilimsel bir gerçektir. Kur’an’da bu gerçeğe işaret eden bir ayet var mı?
    13874 Tefsir 2010/12/28
    ‘Kur’an’ın kapsamlılığı’ hakkında görüş bildiren alim ve müfessirler, Kur’an’ın, pozitif bilimlerin bütün mesele ve ayrıntılarını ele alıp almadığı konusunda aralarında görüş birliği yoktur.Kimileri Kur’an’ın -bir ansiklopedi gibi- bilimsel konuların bütün detaylarını içerdiğini söylemekte, kimileri Kur’an, hiç bir bilimsel konuya değinmemiştir demekte, ...
  • Hazreti Muhammed’in (s.a.a) dokuz yaşında eşimi vardı?
    3807 پیامبر اکرم ص 2018/11/14
    İslam peygamberinin hayatını, eşlerinin özeliklerini ve peygamberin onlar ile olan ilişkilerini incelemek şu noktayı açığa çıkarır: Eğer Peygamber müteaddit eş edinmiş ise bu eylemin çeşitli hikmetleri bulunmaktadır. Burada onlardan bazılarına işaret edeceğiz. Öncelikle Peygamberin Ayşe ile olan evliliğinde şunu bilmemiz gerekir ki bu evlilik Ayşe’nin ...
  • Acaba din bir tane midir yoksa çeşitli midir?
    7115 Yeni Kelam İlmi 2010/01/02
    Dinden kasıt, Allah tarafından gönderilen ve Peygamberler (a.s.)'ın vasıtasıyla tebliğ edilen akaid, ahlak, kanunlar topluluğu ise bu durumda din tektir. Dinler arasında ki fark sadece hükümler arasında ki küçük ayrıntılardır ki, bireysel ...
  • Yüksek düzeyde kârla muzarebe yapmak doğru mudur?
    5646 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/29
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Peygamberin buyruğuna göre Kur’an’ın batın ve tefsirini açıklayan kimdir?
    9396 Eski Kelam İlmi 2011/08/17
    Bu içerik değişik tabirlerle imamlar (a.s) hakkında zikredilmiştir. Oların imanın temsilcileri, Kur’an’ın gerçek müfessirleri, konuşan Kur’an ve Kur’an’ın emirlerini aşikâr kılanlar oldukları ve başlarında da İmam Ali’nin (a.s) yer aldığı belirtilmiştir. Elbette bu hususun İslam inançlarında kanıtsal bir desteği de mevcuttur. Buna örnek teşkil edecek rivayetler vardır. Bu cümleden ...
  • Ehl-i kitap, meadın cismani olduğuna inanıyor mu? Lütfen bu alanda bir kaç kitap tanıtır mısınız?
    7999 Tefsir 2010/12/28
    Cevabın daha iyi anlaşılabilmesi için birkaç noktaya dikkat çekmek gerekiyor:1-Ehl-i kitabın (ister Yahudi olsun, ister Hıristiyan, ister Zerdüşt) öğretilerinde cismani mead adı altında bir konudan özel olarak bahsedilmemiştir. Bu yüzden bu konuda söyleyeceğimiz şeyler Ehl-i kitabın dini kitaplarından mead inancı hakkında anladıklarımızdır.
  • Berzah âleminde ilmî tekâmül gerçekleşebilmektedir, ama amelî tekâmül mümkün değildir. Bu konu felsefî açıdan ispat edilebilir mİ?
    11767 İslam Felsefesi 2012/01/23
    Kur’an ve rivayet açısından berzah eksenli tekâmül kabul edilmiş bir konudur. Felsefe de buna değinmiş ve onun hakkında değişik bahisler dile getirilmiştir. İnsanın berzah âleminde farzları yerine getirerek ve haramlardan sakınarak daha yüksek bir tekâmüle ulaşması anlamında olan ilmî tekâmülün mümkün olmadığını ilkönce hatırlatmak gerekir; çünkü berzah âlemi yükümlülük ...
  • Şia’daki adaletin Mutezile ile farkı nedir?
    10518 Eski Kelam İlmi 2012/01/23
    Şia ve Mutezile’den ibaret her iki okul da adaleti kendi mezhep usullerinden biri olarak ilan etmekte ve her ikisi de aklî iyi ve çirkine inanmaktadır; yani bir takım konular hakkında hatta mukaddes şeriat tarafından bir hüküm belirtilmemişse dahi, insan aklı yalnız başına onların iyi veya kötü olduğunu ...
  • Ölümden sonra ruhun, dünyanın işleri ve olaylarından haberi olabilir mi?
    39809 Eski Kelam İlmi 2010/06/12
    Kur’an-ı Kerim’den ve Masum İmamların (a.s) rivayetlerinden, öldükten sonra ruhların dünyaya gelebildikleri, yakınlarının, eş ve dostlarının vs. durumlarından haberdar oldukları anlaşılmaktadır. Meleklerinde bu işteki rolü reddedilmediği gibi buna açıkca değinilmiştirde.Rivayetlerde bu konuda şöyle buyurulmaktadır:1- ‘Şüphe yok ...
  • İkinci Halife, Hz. Ali (a.s)’ın damadı mıydı?
    12708 تاريخ بزرگان 2010/01/16
    İkinci halifenin Hz. Ali (a.s)’ın kızı Ümmü Kulsümle evlendiği konusu hem Şii, hem de Sünni rivayetlerde gelmiştir. Ama bu olayı anlatan rivayetler aynı olmayıp, birbirlerinden farklıdırlar. Sünni ve Şii rivayetlerde ortak olan nokta ikinci halifenin Ümmü Kulsüm’ü istediği, ama ...

En Çok Okunanlar