Gelişmiş Arama
Ziyaret
17487
Güncellenme Tarihi: 2010/07/05
Soru Özeti
Cennet ve cehennemde ölüm var mıdır?
Soru
Kıyamet koptuğu ve insanların cennet ve cehenneme gittiği zaman ölüm yine var mıdır?
Kısa Cevap

Kur’an, rivayet ve aklî deliller, insanların cennete veya cehenneme gittiği zaman artık bir ölümün olmadığı hususunda müttefiktirler. Kur’an’ı Kerim bir taraftan kıyameti daimi gün (ebediyet günü) olarak adlandırmış ve öte taraftan da cennetlikleri daimiler (ebediler) sıfatıyla nitelemiştir. Rivayetlerde geldiği üzere cennetlik ve cehennemliklere şöyle hitap edilecektir: Ebedisiniz. Artık ölüm yok (ey cennet ehli ebedisiniz artık ölüm yok ve ey cehennem ehli ebedisiniz artık ölüm yok). Ölümü bir koyun suretinde onların yanına getirecek ve kurban edeceklerdir. Akıl açısından da insan nefsi soyut ve her soyut varlık da ölümsüz olduğundan, insanlar cennet veya cehenneme gittikten sonra ölüm olmayacaktır.

Ayrıntılı Cevap

Berzah âleminden sonra ilkinden sonuna kadar tüm insanların toplanacağı, yaşam ve hayatın yeni bir merhalesine girecekleri ve dünyevî amel ve davranışlarının mükâfat ve cezalarına ulaşacakları büyük kıyamet denilen âlemde[1] Kur’an ayetleri, rivayetler ve aklî delillerin ittifak ettiği üzere ölüm yoktur. Şimdi onların bazılarına işaret ediyoruz:

Kur’an, kıyameti her birinin bir özellik ve hususiyetine işaret ettiği yetmiş isimle dile getirmektedir; örneğin tüm insan ve varlıkların o günde dirilmeleri nedeniyle dirilme günü ve sürekli olması ve ölümün onda mümkün olmaması nedeniyle de ebediyet günü olarak adlandırmıştır.[2] Bu ad, bir mübarek surede (Kaf) yer almıştır.[3] Buna ek olarak Kur’an yetmiş defadan fazla olmak üzere cennet ve cehennemi daimilik ve ebediyet sıfatıyla nitelemektedir. Numune olarak Kur’an’dan iki ayeti beyan ediyoruz:

“Evet, kötülük işleyip suçu benliğini kaplamış (ve böylece şirke düşmüş) olan kimseler var ya, işte onlar cehennemliklerdir. Onlar orada ebedî kalacaklardır.”[4]

“İman edip salih ameller işleyenler ise cennetliklerdir. Onlar orada ebedî kalacaklardır.”[5]

Rivayetlerde de kıyamette ölüm olmayacağı beyan edilmiştir. Bu cümleden olmak üzere Allame Meclisi Biharu’l-Envar’ın sekizinci cildinde (bap. 26) ölümü koyun suretinde cennet ve cehennem ehli karşısında kurban ettiklerini sayılı bir takım hadislerde nakletmektedir. Bunlardan biri de Peygamber’den (s.a.a) nakledilen şu hadistir: Allah cennet ehlini cennete soktuğu ve cehennem ehlini de cehenneme soktuğu vakit, ölüm bir koyun gibi getirilir ve onların gözü önünde kurban edilir. Sonra görevli ey cennet ehli ebedisiniz artık ölüm yok ve ey cehennem ehli ebedisiniz artık ölüm yok diye seslenir.[6] Yani artık kıyamette ölüm yoktur, tersine ebediyet vardır.[7] Akıl açısından da insan nefsi soyut ve her soyut varlık da ölümsüz olduğundan, insanlar cennet veya cehenneme gittikten sonra ölüm olmayacaktır.

Bilge ve Mütekellimlerin Nefsin Soyut Olduğuna Dair Bazı Delilleri:

1-     Nefis tümelleri idrak eder ve tümel soyuttur. O halde onun yeri de soyut olmalıdır.

2-     Nefis, sonsuz şeyleri tasavvur etmek gibi cismanî boyutun güç yetiremeyeceği bir takım şeylere güç yetirmektedir.

3-     Biz, bir şeyin tüm duyu algılarını idrak ettiğini müşahede ettiğimiz zaman, bu nefsin soyut oluşunun delilidir. Zira duyular birbirlerinin algılarından habersizdir. Örneğin göz, şeker gibi bir cismin beyazlığını görür ama onun tadını bilmez. Yahut görmediğimiz bir şeyi ağzımıza koyduğumuzda onun tadını alır ama rengini görmeyiz. O halde içimizde bütün bunları idrak eden tümel soyut bir şeyin olduğu anlaşılmaktadır.

4-     Cismanî güçler kullanılma neticesinde pörsümeye yüz tutar. Lakin nefis gücü bunun tersinedir. Zira ussal hareketliliklerin çokluğu onu güçlendirir. Öyleyse nefis cisim türünden değildir, soyuttur.[8]

5-     Nefsin soyut olmasının bir başka delili de şahsiyetin birliğidir. Beden değişime uğrar ama nefis diye adlandırdığımız sabit bir şey bu değişimlerin tümünde mevcuttur. Bu nefis maddenin değişmesiyle değişime uğramamaktadır; dolayısıyla maddeden soyuttur.[9]

Elbette bir grup, bunlara muhalif olup ruhu maddî ve beyin ile bir bilmektedir. Lakin onların delilleri beynin söz konusu tümel idraki gerçekleştirdiğini değil, sadece beyin hücrelerinin idrak ile irtibatını ispat etmektedir.  Bundan ötürü, ruhun bekası meselesinin ruhun bağımsız ve soyut oluşuyla yakın bir ilişkisi vardır; zira soyut olması kaydıyla ölüm sonrası baki kalabilir. Elbette soyut varlıkların ölümsüzlüğü felsefî konulardan sayılır ve onlar hakkında bilgi edinmek için felsefî kitaplara müracaat etmeniz gerekir.



[1] Berzah âlemi şahsidir ve her insan öldüğünde berzaha girer. Büyük kıyamet ise herkes ile ilgilidir; yani dünyadaki herkes bir anda dirilecektir. Bkn: Cihan Bini-i Şehid Mutahhari, Bahs-i Mead, s. 31

[2] Mekarim Şirazî, Peyam-i Kur’an, Bahs-i Mead, c. 5, s. 58

[3] Oraya esenlikle girin. İşte bu, ebedîlik günüdür. Kaf. 34

4 Bakara. 81

5 Bakara. 82

6 Ebu Said Hodri’den gelen senetle Müslüm’ün Sahih’te rivayet ettiğine göre Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Cennet ehli cennete ve ateş ehli de ateşe girdiği zaman ey cennet ehli ve ey ateş ehli diye seslenilir. Onlar bakar ve sonra ölüm bir koyun suretinde getirilir ve onlara ölümü tanıyor musunuz diye sorulur. Onlar da evet ölüm budur der ve hepsi onu tanır. O getirilir ve kurban edilir. Sonra ey cennet ehli artık ebedisiniz ölüm yok ve ey ateş ehli artık ebedisiniz ölüm yok denir. Bu, onları hasret gününden korkut ayetine atıftır.” Bkn: Biharu’l-Envar, c. 8, s. 344-345

7 Elbette bu, her cehenneme girenin orada ebedi kalacağı anlamında değildir; cehennemde ebedi kalmak özel bir gruba mahsustur.

8 Allame Şa’ranî, Tercüme-i Şerhi’l-İtikad, s. 242-262 

9 Mekarim Şirazi, Peyam-i Kur’an, Bahs-i Mead, c. 5, s. 287

 

 

 

 

 

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    6842 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Bu asırda kızları köleliğe çekmek caiz midir?
    6938 Eski Kelam İlmi 2011/10/23
    Her şeyden önce köleliğin İslam dini tarafından temelleri atılan bir kurum olmadığını, bilakis bu fenomenin İslam’ın doğduğu çağda dünyanın tüm bölgelerinde yaygın olan bir realite olduğunu bilmeliyiz. İslam köle sahiplerine ciddi bir zarar vermeksizin ve mevcut toplumsal dengeyi ani ve hızlı bir girişimle ortadan kaldırmaksızın imkânların elverdiği ölçüde ve ...
  • Çocukken bir defa kız kardeşimin sütünü içmiş olan amcakızım ile evlenebilir miyim?
    7868 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Allah gerçekleşmeden önce insan amelini nasıl bilmektedir?
    6359 Eski Kelam İlmi 2011/08/21
    Bizim için böyle bir sorunun meydana gelmesinin sebebi, Allah ile zaman arasındaki bağı doğru anlamamamızdır. Allah ezeli, ebedi ve zaman üstüdür; yani Allah zamanı kuşatmıştır ve onunla sınırlı değildir. Esasen Allah geçmişte gelecek hakkında bilgi sahibidir diye bir şey söylememiz doğru değildir; çünkü Allah için geçmiş ve gelecek diye ...
  • Eğer birisi ramazan ayında tutmamış orucunu bir sonraki ramazan ayına kadar kaza etmezse hükmü nedir?
    6682 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/09/14
    sorunuzun üç sureti var: biz mercii taklitlerin görüşlerini dikkati nazarda tutarak sorununuzun her bir suretini ayrı ayrı cevaplandırırız. Bir: eğer hastalıktan ötürü orucunu tutmamış ve hastalığı bir sonraki ramazana kadar devam etmişse, tutmamış oruçlarının kazası farz değildir ve her gün yerine yaklaşık on sir (750 gram) denkliğinde ...
  • Eğer bir kız ve erkek evlenmeyi kararlaştırırlarsa ve aralarında ilişki olursa, ama erkek ahdine vefa göstermez ve kızı terk ederse günah işlemiş sayılır mı?
    9322 Pratik Ahlak 2011/08/21
    İslam ahit ve anlaşma dini olup ahde vefa göstermeyi müminlerin alamet ve sıfatlarından biri saymaktadır. Peygamber-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyurmaktadır: Müminler şart ve taahhütlerine bağlıdır.[1] Maalesef bazı insanlar bu önemli hususa bağlı değildir ve menfaat, heves ve arzularının ...
  • Ben hastayım ve cep haclığımı da babamdan alıyorum. Bunun dışında param yoktur ki orucumun kefaretini verebileyim, Acaba yine orucumun kefaret üzerimde farz mıdır? Bu senenin kefaret miktarı kaç tümendir?
    6170 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/14
    Fukahanın (fıkıh âlimleri) fetvası esasınca orucunu kasten (amdi olarak) ve her hangi bir mazereti olmaksızın yiyen bir kimse üç çeşit kefaretten birisini seçmek arasında muhayyerdir. Birincisi: Bir köle azat etmek. Günümüz dünyasında köle konusu mevcut olmadığından dolayı bu şık kendiliğinden devre dışı kalıyor.
  • İmam Ca'fer Sadık'a göre Kur'an karisinin özellikleri
    12688 Kur’anî İlimler 2011/07/19
    İmam Cafer Sadık (a.s) Kur'an karisi için bir takım özellikler ve vasıflar zikretmiştir. Bu cümleden şu vasıfları zikredilebilir: Ehl-i Beyt'in velayetini bilmesi, Kur'an'ı doğru okuması, Kur'an'ı okurken ondan etkilenmesi, abdestli olması, doğru bir kimse olması ve yağcılıktan uzak durması, Kur'an'a karşı tevazu ve huşu göstermesi, ilim öğrenmek yolunda çaba göstermesi, ...
  • Hangi surede hay ve kayyum sıfatları yer almaktadır?
    17459 Tefsir 2010/11/08
    Hay ve kayyum Yüce Allah’ın iki zatî sıfatıdır. “Hay” “diri” manasında ve “kayyum” da “zatıyla kaim olan ve başkalarının kendisiyle kaim olduğu varlık” anlamındadır. Bu iki sıfat beraber bir şekilde Kur’an surelerinin üç ayetinde yer almaktadır:1. Bakara suresi 255. ayet: “
  • Dinin afetleri nelerdir?
    12217 Din Felsefesi 2010/08/22
    Din, kendisinde hata, yanlış, hasar ve afetin yer alamayacağı kutsî ve ilahî bir olgudur. Hata ve yanlış yapma beşerî hususlarla ilgilidir. Din ve dindarlığın hasarlarını bilme bahsindeki hasar ve afet, dinin hakikatiyle ilgili değildir. Bilakis insanların dine bakış tarzları, insanın dini anlama ve telaki etme şekli, ...

En Çok Okunanlar