Gelişmiş Arama
Ziyaret
15874
Güncellenme Tarihi: 2011/08/16
Soru Özeti
Hz. Fatıma (s.a) Mushaf’ı nedir? Acaba Peygamber (s.a.a) ve Ehlibeyt’in (a.s) ondan haberdar idiler mi?
Soru
Kuleyni kitabında (Kâfi, 1.c, 239.s) diyor ki: “Ashabımızdan bir kısım Ahmet b. Muhammed’den, O da Abdullah b. Huccal’dan, Ahmet b. Ömer Halebî ve O da Ebu Basir’den naklederek şöyle diyor: “İmam Sadık’ın (a.s) huzuruna vardım ve Ona arz ettim: Canım sana feda olsun! Senden bir şey sormak istiyorum. Burada sesimi duyabilecek birisi var mı?” O sırada Ebu Abdullah (a.s) iki ev arasındaki perdeyi aralayarak baktı ve şöyle buyurdu: Her ne istersen sorabilirsin. …(Ben Hz. Fatma'nın mushafı ile ilgili soruyu sorunca) İmam sükût etti ve sonra : “Fatıma’nın (s.a) Mushaf’ı bizim yanımızdadır. Halk Fatıma (s.a) Mushaf’ının ne olduğunu bilmezler.” diye buyurdu. Dedim ki: “Fatıma (s.a) Mushaf’ı nedir?” Buyurdular ki: “Sizin elinizde bulunan Kuran’ın üç katı büyüklüğünde bir Mushaf'tır. Allah’a ant olsun sizin elinizdeki Kuran’ın bir harfi bile onda yoktur.” Dedim ki: “Allah’a ant olsun kâmil ilim budur.” İmam (a.s): “Bu da bir ilimdir ama kâmil ilim değil.” diye buyurdu.”
Acaba Peygamber (s.a.a) ve ashabı, Fatıma’nın (s.a) Mushafından haberdarlar mıydı? Eğer Allah Resulü (s.a.a), peygamber olmasına rağmen onu bilmiyor ve haberdar değildiyse, nasıl olur da Ehlibeyt’in (a.s) ondan haberi olur? Eğer ondan haberdardıysa neden onu ümmetten sakladı? Oysaki Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:
“Ey Peygamber! Rabbinden sana indirileni ilet. Eğer bunu yapmazsan, O’nun mesajını iletmemiş olursun.”
Kısa Cevap

Fatıma (s.a) Mushaf’ı, Fatıma Zehra (s.a) zamanında Ali’nin (a.s) eliyle yazılmış olan bir kitaptır. Bu kitabın içeriği özel bir melek veya Cebrail (a.s) vasıtasıyla Hazreti Fatıma’ya (s.a) öğretilmiştir. Bu kitap, gaybî olayları ve Âli Muhammed’in (s.a) sırlarını içerir. Aynı zamanda İmametin bir nişanesi olup imamların birinden diğerine geçmiştir. Şu anda ise zamanın imamı Hazreti Mehdi’nin (a.f) elindedir. Birçok rivayete dayanarak bu kitabın Allah Resulü’nün (s.a.a) vefatından sonra yazılmasından ötürü, Allah Resulü’nden onun hakkında bir rivayet nakledilmemiştir. Ama bu, Peygamber’in (s.a.a) ondan haberdar olmadığı anlamını taşımaz. Zira bizler Peygamber’in (s.a.a) Allah’ın izniyle gelecekten de haberdar olduğuna inanmaktayız. Bu Mushaf’ın, imametin nişanelerinden olması ve Onlara has olması sebebiyle muhtevası halka bildirilmemiş ve umum için karar kılınmamıştır.

Ayrıntılı Cevap

Hz. Fatıma Mushaf’ı

Ciltlenmiş olarak yani iki kapak arasında toplanan her yazıma, Mushaf denir. Bu yüzden her kitaba Mushaf demek mümkündür. İslam’ın ilk yıllarında Kuran’a da Mushaf denmiştir.[i]

İslam kaynaklarında Masumlara (a.s) has kılınan kitaplar zikredilmiştir ve onlar bu kitapların muhtevasından haberdardılar. Örneğin Ali’nin (a.s) kitabı, Ali (a.s) Mushaf’ı ve Fatıma (s.a) Mushaf’ı…

Bu kaynaklarda zikrettiğimiz son kitap için Fatıma (s.a) Mushaf’ı, Sahife-i Fatıma (s.a) ve Fatıma’nın (s.a) Kitabı gibi unvanlar kullanılmıştır.[ii] Bu konu ile ilgili birçok rivayet mevcuttur. Bu hadislerden bazıları senet yönünden zayıftır ama bazıları ise senet yönünden sahihtir. Bu nedenle, her ne kadar bu hadislerin teferruatlarında farklılık olsa da böyle bir kitabın varlığı hususu kesindir.

Fatıma Mushaf’ının Yazılması

Peygamber’in (s.a.a) vefatından sonra, mübarek kızı babasını kaybetmesinden ötürü çok üzülüyordu. Fatıma Zehra (s.a)’nın babasının ayrılığının tahammülü çok zordu.

Muteber bir rivayette Peygamber’in (s.a.a) vefatından Hazreti Zehra’nın şahadetine kadar olan süreçte, Allah tarafından görevli bir melek teselli vermek için Peygamber’in (s.a.a) kızına nazil oluyordu. Bazı rivayetlerde bu meleğin Cebrail (a.s) olduğu söylenir.[iii] O, Zehra’yı (s.a) babasının berzah âlemindeki durumundan ve gelecekteki olaylardan haberdar ediyordu.

İmam Sadık’tan (a.s) şöyle naklediliyor:“Allah Resulü (s.a.a) vefat ettiğinde Fatıma (s.a) babasının vefatından dolayı o kadar mahzun olmuştu ki bu gam ve hüznün şiddetini sadece Allah bilir. Bu yüzden Allah-u Teâlâ, Ona (s.a) teselli vermesi ve kederini gidermesi için bir melek gönderdi. Fatıma (s.a), Ali’yi (a.s) bu konuda bilgilendirdi ve Ali (a.s) meleğin Hz. Fatma'ya ilettiği tüm o sözleri yazdı. Fatıma Mushaf’ı bu şekilde yazılmış oldu.”[iv]

Bu ve buna benzer başka rivayetlerden bu Mushaf’ın, Peygamber’in (s.a.a) vefatından sonra İmam Ali’nin (a.s) tarafından yazıldığı ve bir meleğin Hz. Fatma Zehra’ya (s.a.) aktarmış olduğu bilgi ve sözlerden oluştuğu anlaşılmaktadır. Elbette önceki rivayetlere nispet daha az olan bazı rivayetlerde bu Mushaf’ın, Allah Resulü (s.a.a) zamanında yazıldığı nakledilmiştir. Seyit Cafer Murtaza Amili ( tarih alanında tanınmış muasır Şii âlimi) farklılıkların ortadan kalkması ve rivayetleri bir araya getirmek amacıyla şöyle diyor: Mushaf, Allah Resulü (s.a.a) zamanında yazılmaya başladı ve bir kısmı Peygamber'in hayatı döneminde yazıldı. Devamı ise Peygamber’in (s.a.a) vefatından sonra yazıldı.[v]

İlahi bir meleğin Hazreti Fatıma (s.a) ile konuşması uzak bir görüş değildir. Zira Kur'an'da seçkin kadınların meleklerle konuştukları açıkça beyan edilmiştir. Bu konuda Kur'an şöyle buyuruyor: “Hani melekler, “Ey Meryem! Allah seni seçti, arındırdı ve seni âlemlerin kadınlarına üstün kıldı.” dediler.”[vi] Oysaki Hazreti Meryem (s.a) sadece kendi zamanının kadınlarından üstündü ama Fatıma (s.a) tüm zamanlardaki kadınlardan daha üstündür.

Mushaf’ın Muhtevası

Rivayetlerin incelenmesiyle bu kitapta şu konuların işlendiğini görüyoruz:

1-     Gelecekteki olaylardan haberler.[vii]

2-     Hazret-i Fatma Zehra’nın (s.a) vasiyeti.[viii]

3-     Kıyamet gününe kadar, hüküm sürecek olan emirler.[ix]

4-     Hazret-i Fatma Zehra’nın (s.a) soyunun başına gelecek olanlar.[x]

5-     Allah Resulü’nün (s.a.a) vefatından sonraki berzah alemindeki durumu hakkında bilgi.[xi]

Burada örnek olarak bir rivayete değineceğiz: İmam Sadık (a.s) buyuruyor ki: “Şüphesiz Fatıma (s.a), Peygamber’den (s.a.a) sonra yetmiş beş gün yaşadı. Bu müddette babasını kaybetmesinden dolayı çok kedere büründü. Bu sırada Cebrail (a.s) O’nun yanına geliyor ve Zehra’ya (s.a) teselli veriyordu. Onu sakinleştiriyor ve babasının durumundan ve yerinden haberdar ediyordu. Çocuklarının geleceği konusunda bilgiler veriyordu. Ali (a.s) ise tüm bunları yazıyordu ve Mushaf bu şekilde yazılmış oldu.”[xii]

İmamların (a.s) Söz konusu Mushaf’ın Kuran’la Farklılığına Tekitleri

Bazı kimseler bu mushaf konusunu bahane ederek Şia'ya Kuran’da tahrif olduğunu ve bir takım ayetlerin bu Mushaf'ta olduğuna inandıkları isnat edebilirler. Bu yüzden İmamlar (a.s) bu Mushaf'ta herhangi bir Kuran ayetinin olmadığı vurgusunu yapmışlardır.[xiii] Allame Askeri şöyle yazıyor: “Bazı Ehli Sünnet yazarları, Ehlibeyt mektebi mensuplarına töhmet atıyor ve diyorlar ki: Onların Fatıma Mushaf'ı adında başka bir Kuranları var. Çünkü Fatıma’nın (s.a) kitabının adı Mushaf'tır ve İslam’ın ilk yıllarında beri bazı Müslümanlar Kuran’a Mushaf da demişlerdir.”[xiv] Bu şüphenin ortadan kalkması için Ehl-i Beyt'en gelen hadislere dikkat etmek yeterlidir. Onlar açıkça Fatıma'nın mushafının Kur'an'la bir alakasının olmadığını beyan buyurmuşlardır. İmam Sadık’tan (a.s) nakledilen bir hadiste şöyle diyor: “Allah’a ant olsun Fatıma Mushaf’ı bizim yanımızdadır ve onda Kuran’dan bir ayet dahi yoktur.”[xv]

İmamet Nişanesi

Uzunca bir hadiste İmam Rıza (a.s) imamın nişanelerini sayıyor ve buyuruyor ki: “İmamın alametlerinden birisi de Fatıma Mushaf’ının onun yanında olmasıdır.”[xvi] Ayrıca İmam Sadık (a.s) buyuruyor ki: “İmam Bakır (a.s) şehit olmadan önce Fatıma Mushaf’ını bana teslim etti.”[xvii]

Bu Mushaf, yazılışından sonra İmamların elindeydi ve imamlar arasında elden ele geçmiştir. Şu anda ise bu Mushaf zamanın imamı Hazreti Mehdi'nin (a.f) yanındadır.

Peygamberin (s.a.a) Mushaf Hakkındaki Bilgisi

Birçok rivayete dayanarak Mushaf’ın Allah Resulü’nün (s.a.a) vefatından sonra yazıldığı anlaşılmaktadır. Buna göre, Peygamber (s.a.a) bu Mushaf’a hiç işarette bulunmamıştır, ama bu Allah Resulü’nün (s.a.a) o Mushaf'tan haberdar olmadığı anlamına gelmez. Bizler, Peygamber’in (s.a.a) Allah’ın izni ile gelecekten haberdar olduğuna inanmaktayız. Hazret Resulullah (s.a.a), şu anda bile Kuran ayetinin de buyurduğu gibi bütün amellere ve olaylara şahitlik etmektedir. Elbette bu kitap İmamlara özel olup İmametin nişanelerinden olduğu için halkına geneline açıklanmamıştır.

Daha önce de söylediğimiz gibi, hatta bazı rivayetlere göre Mushaf’ın bir kısmı Peygamber'in (s.a.a) zamanında yazılmıştır.

Buna ilaveten Fatıma Mushaf’ı, Kuran’ın bir bölümü değildi ki Peygamber (s.a.a) onu beyan etmede vazifeli olsun. Diğer taraftan İslam Peygamberi (s.a.a) teferruatla ilgili bir çok hükmü veya Kur'an'ın gelecekle ilgili ayetlerinin tefsirini zamanı gelmediği için beyan etmemiş ve bunları İmamlara bırakmıştır.[xviii] Çünkü kendisinden sonraki masum olan mercileri yani Ehl-i Beyt imamlarını tanıtmakla gerçekte dinin her yönünün anlaşılmasını sağlamış ve her şeyi genel anlamda açıklamıştır. Buna binaen, Efendimizin bir konuda haber vermemesi ondan habersiz olduğuna delil sayılmaz.



[i] Lisan’ul-Arap, 9.c, 186.s

[ii] İbni Babeveyh Kummi, El-İmametu vet-Tebsire, 12.s

[iii] Kâfi, 1.c, 241.s

[iv] Kâfi, 1.c, 238.s

[v] Seyit Cafer Murtaza, Halfiyyatu Kitabi Me’setuz-Zehra, 6.c, 57-58.s

[vi] Âli İmran Suresi, 42. Ayet

[vii] El-İhticac, 2.c,134.s

[viii] El-İhticac, 1.c,241.s

[ix] El-İhticac, 2.c, 134.s

[x] Kâfi, 1.c, 241.s

[xi] Kâfi, 1.c, 241.s

[xii] Kâfi, 1.c, 241.s

[xiii] Muğniye, Muhammed Cevad, Eş-Şiatu fil-Mizan, 61.s

[xiv] Mealim’ul-Medreseteyn, 2.c, 32.s

[xv] Kafi, 1.c, 238.s

[xvi] Men La Yehzuruhul-Fakih, 4.c, 419.s

[xvii] Bihar’ul-Envar, 26.c, 47.s

[xviii] Mutevatir hadis olan Sakaleyn Hadisi’nde belirttiği gibi:  إِنِّی تَارِکٌ فِیکُمُ الثَّقَلَیْنِ مَا إِنْ تَمَسَّکْتُمْ بِهِمَا لَنْ تَضِلُّوا کِتَابَ اللَّهِ وَ عِتْرَتِی أَهْلَ بَیْتِی وَ إِنَّهُمَا لَنْ یَفْتَرِقَا حَتَّى یَرِدَا عَلَیَّ الْحَوْضَ Vesail’uş-Şia, 27.c, 33.s

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Berzahta veya kıyamette ezan okunacak mı?
    7481 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/04/03
    1- Berzah aleminde ezan okunması konusunda hadis kaynaklarında herhangi bir şey yoktur. 2- Bir rivayette İmam Bakır (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Resul-i Ekrem (s.a.a) miraca gittiğinde geçmiş bütün Peygamberler Onun yanına geldiler. Cebrail, Allah’ın emriyle ezan okudu ve kamet getirdi.[1] 3- ...
  • Aşura günü oruç tutma hakkında Peygamberden (s.a.a) hadis var mı? Aşura günü oruç tutmak müstehap mıdır?
    10676 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/15
    Şianın muteber kaynaklarında Hz. Muhammed’den (s.a.a) aşura günü oruç tutmanın müstehap olduğunu gösteren herhangi bir hadise rastlanmamaktadır. Sadece O’nun (s.a.a) siretinde aşura günü oruç tuttuğunu gösteren hadisler vardır. Örneğin bir hadiste İmam Rıza (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Resulullah (s.a.a) aşura günü oruç tutardı.’ Ama böyle rivayetleri esas alarak ...
  • acaba hem Allah-ı sevmek ve hem de ondan korkmak mümkün müdür?
    9244 Pratik Ahlak 2010/12/18
    Allah u Teâlâ'ya yönelik, ümit ile korkunun birlikte ve beraber oluşları, bazı yerlerde ve zamanlarda da mehabetin oluşu hiç de hayret verici bir durum değildir. Zira bu durum yaşamımızın her tarafını kapsamış, ancak biz bu durumdan, bu durumun şiddetli bir şekilde açık olduğundan dolayı gafiliz. ...
  • Hz Zehra’nın şehadetinin kesin tarihi nedir?
    10332 تاريخ بزرگان 2012/04/15
    Hz Zehra’nın (a.s) şehadet günü hakkında tarih kitaplarında birkaç görüş vardır. Bazı tarihçiler bunun Hz Peygamberin vefatından 40 gün sonra bazıları 6 ay sonra ve bir grup da 8 ay sonra gerçekleştiğini belirtmiştir. Aynı şekilde imamlarımızdan (a.s) nakledilen rivayetlerde iki tarih belirtilmiştir ve birçok Şia âlimi Hz ...
  • Arafat’ta durmanın sır, fazilet ve adabı nedir?
    10983 Pratik Ahlak 2011/08/17
    Arafat’ta durmanın sırrı hakkında birçok rivayet bulunmakta ve hepsi bu mübarek günün azamet ve faziletini göstermektedir. Arafat günü insanın kendisini tanıdığı ve de dua ve yakarış ile Allah’ın kerem ve ihsan sofrasında yer edinebilmek için arı bir niyet ile Allah’ın misafirliğine kabul olduğu gündür. Şeytan bu günde ...
  • Yaşamımda sürekli sorun ve buhranlarla karşı karşıyayım, benim için bir çözüm yolu var mıdır?
    7409 Eski Kelam İlmi 2011/04/11
    İnsanlar sürekli değişik yollarla Allah’ın sınamasına tabi tutulur ve başarılı şahıslar ancak bu sınamalardan yüz akıyla çıkanlardır. Bu esas uyarınca Allah’ın rahmetinden meyus olmayın ve Allah’a dua etmeyle, O’ndan rızık talebinde bulunmayla ve sorunları gidermeyi istemeyle birlikte mevcut durumunuzun iyilileşmesi için çalışın. Her halükarda ...
  • Neden Allah boşanmadan çok nefret etmektedir?
    9671 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2012/03/12
    Boşanma ve evlilik arasında bir karşıtlık bulunduğundan, Allah’ın boşanmadan nefret etmesinin nedenini öğrenmek için, ilkönce evliliğin önemi açıklanmalıdır.[1] Yüce Allah Kur’an’da insanların çift yaratılmasını huzur ve sükûnet sağlayan ilahi ayet ve nişanelerden saymıştır.[2] Masumların (a.s) rivayetlerinde de evlilik büyük bir öneme ...
  • İslami düşüncenin kapsamlılığıyla ilgili dengeli bir proje sunmak mümkün müdür?
    8109 Eski Kelam İlmi 2007/08/23
    İslam, gönderilmiş olan son ve en mükemmel dindir. Bundan dolayı insan hayatını ilgilendiren bütün toplumsal ve ferdi alanlarda bu dinin yol gösterici olması beklentisi içerisindeyiz. “İslam’da sistematik düşünce teorisi “ İslam dininin kapsamlılığıyla ilgili dengeli bir teoridir. ...
  • Yezit İmam Hüseyin’i (a.s) neden öldürdü?
    14560 Eski Kelam İlmi 2011/08/03
    Birçok delil Yezit b.Muaviye’nin ahiret ve kıyamete hiçbir inancı olmadığını göstermektedir. O, üç yıllık yönetimi süresince İmam Hüseyin’i (a.s) şehit etmek, Medine’yi yağmalamak ve tahrip etmek, sahabelerden ve diğer kesimlerden[1] birçok ferdi öldürmek ve Allah’ın evini taşa tutmak ve ...
  • İlim ve ameli birleştirmek için uygun ve etkili çözüm nedir?
    6344 Pratik Ahlak 2012/01/18
    İslamî usuller esasınca, ancak salih ameli peşinden getiren bir ilim ve bilgi faydalı olabilir. Ama bununla birlikte bazı âlimlerin salih amel işlemekten geri kaldığını gözlemlemekteyiz. Bu konu değişik nedenlerden kaynaklanabilir. Mesela onlar sadece bir takım ıstılahları öğrenmiş, gerçek bilgin olmamış, bilgilerine önem vermemiş, dünya hayatını ahirete tercih etmiş, dinî ...

En Çok Okunanlar