Gelişmiş Arama
Ziyaret
29428
Güncellenme Tarihi: 2010/10/07
Soru Özeti
Günahta ısrar etmek cezanında artmasına neden olur mu?
Soru
Zina, müzik dinlemek vs. günahlar devamlı işlendiğinde ilk defa yapılana göre cezalarıda artar mı?
Kısa Cevap

Günahta ısrar etmek, deyimi iki manada kullanılmaktadır: 1)Günahı tekrarlamak, 2)Günah işledikten sonra tövbe ve istiğfar etmemek.
Günahta ısrar etmenin çok kötü sonuçları vardır. Ayet ve rivayetlerde bu durum şiddetle kınanmış ve küçük günahın büyük günaha dönüşmesi, takva dairesinden çıkılması, bedbahtlık, itaat etmemek, insanı küfür ve ateitstlik sınırına götürmesi gibi bazı kötü sonuçlarına işaret edilmiştir. Günahta ısrar ve tekrar etmenin kötülüklerinden biri dünya ve ahiretteki cezasının artmasıdır. Mesela büyük günah işleyen ve iki kere had uygulanan kimse üçüncü defada öldürülür.

Ayrıntılı Cevap

Konuya girmeden önce günahta ısrar etmek ve onun manaya geldiğine bakmak lazım. Günahta ısrar etmek iki manada kullanılmaktadır:
1-Günahı tekrarlamak: Israrın kesin manası ‘günahı amelde pişman olmadan tekrarlamak
tır, yani örfçe ‘günaha devam ediyor’ denilmesidir. Günahta ısrar edenin pişman olmayacağıda bellidir.
2-Tövbe ve istiğfar etme azmi olmadan günah işlemek (bir defa bile olsa): Bir rivayette İmam Bakır (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Günahta ısrar etmek demek insanın günah işleyip istiğfar etmemesi, tövbe etmeye azimli ve kararlı olmaması demektir.’[1]
Bir başka rivayette Resul-ü Ekrem (s.a.a) şöyle buyurmaktadır: ‘İstiğfar edenin günahında ısrar yoktur, hatta bir günahı günde yetmiş kere işlese de.’[2]

Bu ve benzeri hadisler, günah işlendikten sonra tövbe ve istiğfar edilmemesine ‘günahta ısrarlı olmak’ dendiğini göstermekteler.

Günahta Israr Etmenin Sonuçları
Günahta ısrar etmek ayet ve rivayetlerde şiddetle kınanmış ve bazı kötü sonuçları şöyle belirtilmiştir:
1-Küçük günahların büyük günahlara dönüşmesi: Bir rivayette, ‘Hiçbir günah ısrar edildiğinde küçük değildir, ve hiçbir günah istiğfar edildiğinde büyük değildir’ diye buyurulmaktadır.[3] Yani insan günah işlemekte ısrar ederse, günahı küçükte olsa büyüğe dönüşür. Tövbe ve istiğfar eden kimsenin ise günahı büyük olsa da o günah artık büyük günah olmaktan çıkar.
2-Takva dairesinden çıkmak: Kur’an muttakiler hakkında şöyle buyuruyor: ‘Onlar, kötü bir iş işlediler mi, yahut nefislerine bir zulümde bulundular mı Allah'ı anıp suçlarının bağışlanmasını dileyenlerdir ve Allah'tan başka kimdir günahları bağışlayan? Onlar, işledikleri suçta, bile bile ısrar da etmezler.’[4]
3-İtaatlerin kabul olmaması: İmam Sadık (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Andolsun Allah’a, kulun günahta ısrarından dolayı Allah onun itaatinden hiçbir şeyi kabul etmez.’[5]
4-Bedbahtlık getirmesi: İmam Sadık (a.s) buyuruyor: ‘Resul-ü Ekrem (s.a.a) şöyle buyuruyordu: Bedbahtlığın alameti şunlardır: Gözün kuru olması (gözyaşının ve ağlamanın olmaması), kalbin katılaşması, dünyaya aşırı düşkünlük ve günahta ısrar etmek.’[6]
5- Günahın öneminin azalması.
6- İnsanı küfür ve dinsizlik sınırına götürmesi: Kur’an bu konuda şöyle buyuruyor: ‘Sonra da Allah'ın delillerini yalanladıkları ve onlarla alay ettikleri için o kötülük edenlerin sonu kötü oldu gitti.’[7]
7- Günahın dünya ve ahiret cezalarının çoğalması: Rivayetlerde şöyle gelmiştir: Büyük günah işleyen ve iki kere had uygulanan kimse üçüncüsünde öldürülür.[8]
Nitekim kötü bir amel olan zinayı işleyen kimse üç kere kırbaçlanırsa dördücüsünde öldürülür.[9]

Dolayısıyla küçükte olsa insan her günah işledikten sonra hemen tövbe etmeli ve yeniden günaha dönmeme kararı almalıdır, zira günahta ısrar etmek ve onu tekrar tekrar yapmak kulu Allah’tan uzaklaştırır, kalbini siyahlaştırır. Bu da insanın tövbe etmesini zorlaştırır.  


[1] -İmam Bakır (a.s) ‘Onlar, işledikleri suçta, bile bile ısrar da etmezler.’ ayeti hakkında şöyle buyurdu: ‘Günahta ısrar etmek demek…’ (Muhammed b. Yakup Kuleyni, Usul-u Kafi, c.2, s.288, Bab-ul Israr Ala’z Zenb, H.2)

[2] -Envar-ut Tenzil, c.1, s.182.

[3] -Kafi, c.2, s.282, Bab-ul Israr Ala’z Zenb, H.1

[4] -Al-i İmran/135

[5] -Kafi, c.2, s.288, Bab-ul Israr Ala’z Zenb, H.3

[6] -Şeyh Hür Amuli, Vesail-uş Şia, c.15, s.377, H.20680

[7] -Rum/10

[8] -Kafi, c.7, s.191, H.2

[9] -a.g.e, H.1

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    6842 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Bu asırda kızları köleliğe çekmek caiz midir?
    6938 Eski Kelam İlmi 2011/10/23
    Her şeyden önce köleliğin İslam dini tarafından temelleri atılan bir kurum olmadığını, bilakis bu fenomenin İslam’ın doğduğu çağda dünyanın tüm bölgelerinde yaygın olan bir realite olduğunu bilmeliyiz. İslam köle sahiplerine ciddi bir zarar vermeksizin ve mevcut toplumsal dengeyi ani ve hızlı bir girişimle ortadan kaldırmaksızın imkânların elverdiği ölçüde ve ...
  • Çocukken bir defa kız kardeşimin sütünü içmiş olan amcakızım ile evlenebilir miyim?
    7868 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Allah gerçekleşmeden önce insan amelini nasıl bilmektedir?
    6359 Eski Kelam İlmi 2011/08/21
    Bizim için böyle bir sorunun meydana gelmesinin sebebi, Allah ile zaman arasındaki bağı doğru anlamamamızdır. Allah ezeli, ebedi ve zaman üstüdür; yani Allah zamanı kuşatmıştır ve onunla sınırlı değildir. Esasen Allah geçmişte gelecek hakkında bilgi sahibidir diye bir şey söylememiz doğru değildir; çünkü Allah için geçmiş ve gelecek diye ...
  • Eğer birisi ramazan ayında tutmamış orucunu bir sonraki ramazan ayına kadar kaza etmezse hükmü nedir?
    6682 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/09/14
    sorunuzun üç sureti var: biz mercii taklitlerin görüşlerini dikkati nazarda tutarak sorununuzun her bir suretini ayrı ayrı cevaplandırırız. Bir: eğer hastalıktan ötürü orucunu tutmamış ve hastalığı bir sonraki ramazana kadar devam etmişse, tutmamış oruçlarının kazası farz değildir ve her gün yerine yaklaşık on sir (750 gram) denkliğinde ...
  • Eğer bir kız ve erkek evlenmeyi kararlaştırırlarsa ve aralarında ilişki olursa, ama erkek ahdine vefa göstermez ve kızı terk ederse günah işlemiş sayılır mı?
    9322 Pratik Ahlak 2011/08/21
    İslam ahit ve anlaşma dini olup ahde vefa göstermeyi müminlerin alamet ve sıfatlarından biri saymaktadır. Peygamber-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyurmaktadır: Müminler şart ve taahhütlerine bağlıdır.[1] Maalesef bazı insanlar bu önemli hususa bağlı değildir ve menfaat, heves ve arzularının ...
  • Ben hastayım ve cep haclığımı da babamdan alıyorum. Bunun dışında param yoktur ki orucumun kefaretini verebileyim, Acaba yine orucumun kefaret üzerimde farz mıdır? Bu senenin kefaret miktarı kaç tümendir?
    6170 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/14
    Fukahanın (fıkıh âlimleri) fetvası esasınca orucunu kasten (amdi olarak) ve her hangi bir mazereti olmaksızın yiyen bir kimse üç çeşit kefaretten birisini seçmek arasında muhayyerdir. Birincisi: Bir köle azat etmek. Günümüz dünyasında köle konusu mevcut olmadığından dolayı bu şık kendiliğinden devre dışı kalıyor.
  • İmam Ca'fer Sadık'a göre Kur'an karisinin özellikleri
    12688 Kur’anî İlimler 2011/07/19
    İmam Cafer Sadık (a.s) Kur'an karisi için bir takım özellikler ve vasıflar zikretmiştir. Bu cümleden şu vasıfları zikredilebilir: Ehl-i Beyt'in velayetini bilmesi, Kur'an'ı doğru okuması, Kur'an'ı okurken ondan etkilenmesi, abdestli olması, doğru bir kimse olması ve yağcılıktan uzak durması, Kur'an'a karşı tevazu ve huşu göstermesi, ilim öğrenmek yolunda çaba göstermesi, ...
  • Hangi surede hay ve kayyum sıfatları yer almaktadır?
    17459 Tefsir 2010/11/08
    Hay ve kayyum Yüce Allah’ın iki zatî sıfatıdır. “Hay” “diri” manasında ve “kayyum” da “zatıyla kaim olan ve başkalarının kendisiyle kaim olduğu varlık” anlamındadır. Bu iki sıfat beraber bir şekilde Kur’an surelerinin üç ayetinde yer almaktadır:1. Bakara suresi 255. ayet: “
  • Dinin afetleri nelerdir?
    12217 Din Felsefesi 2010/08/22
    Din, kendisinde hata, yanlış, hasar ve afetin yer alamayacağı kutsî ve ilahî bir olgudur. Hata ve yanlış yapma beşerî hususlarla ilgilidir. Din ve dindarlığın hasarlarını bilme bahsindeki hasar ve afet, dinin hakikatiyle ilgili değildir. Bilakis insanların dine bakış tarzları, insanın dini anlama ve telaki etme şekli, ...

En Çok Okunanlar