Gelişmiş Arama
Ziyaret
15049
Güncellenme Tarihi: 2010/09/22
Soru Özeti
Merak, başkalarının işine karışmak ve dedikodu hakkında bir hadis naklederek ailevî sorunlarımı halledebilir misiniz?
Soru
Kocamın birden çok eşi bulunmaktadır. Kendisinin diğer eşi çok işgüzardır. Bu sadece benim görüşüm değildir, başkaları da bu hususu tecrübe etmişlerdir. Eşimden bu meseleyi halletmesini istedim. Ancak bu hanımın yersiz müdahaleleri ve edepsiz oluşu sayesinde iş öyle bir yere geldi ki artık kendisiyle ilişki kurmamaya çalışıyorum. Merak ve başkalarının işine karışmak hakkında bir hadis veya yazıyla bana yardımcı olabilir misiniz?
Kısa Cevap

Birkaç noktaya dikkatinizi çekiyoruz:

1. Eşiniz şerî açıdan birden çok evlilik yapabilir ama adaleti sağlamak zorundadır.

2. Kocanızın ilk eşi olduğunuz olasılığından hareket ediyoruz; genellikle ilk eş kocasının ikinci eşine yönelik özel hassasiyetler taşır. Bu yüzden mantıklı olmanızı ve etrafınızdaki gerçekliklere ve olgulara ve de hayatınızda cereyan eden meselelere müspet düşünerek ve şefkatlice bakmanızı tavsiye ediyoruz. Hatırlatmak gerekir ki; işgüzarlık, dedikodu ve bireylerin özel yaşantısını araştırmak gibi fiiller nasıl çirkin ve beğenilmeyen işlerse, aynı şekilde kötü zanda bulunmak ve bahane bulmak da yerilen ve beğenilmeyen şeylerdir. İyiliğinizi isteme babından size tavsiyemiz şudur: Bir müddet fikir ve amellerinizi düşünün ve söz konusu hanımdan rahatsızlığınızın nedeninin kocanızın size temayül ve ilgi göstermesini önemsediğinizden ötürü sadece kendinizi düşünmeden kaynaklanan kadıncıl hisler olup olmadığına bir bakın. O hanımın hataları bu kadar büyük gördüğünüz bir düzeyde midir? Bir yanlış anlama olamaz mı? Eğer siz eşinizin ikinci eşi olsaydınız onda size karşı böyle bir his bulunmaz mıydı?!

3. Eğer kocanızı kalben seviyorsanız, mutluluğunu üzüntünüz ile yok etmeyin. Kocanızın size yönelik taşıdığı sevgi derecesini korumaya çalışın. Gerçek aşkın karşı tarafın doğru tüm ilgi ve kararlarına âşıkane bir şekilde saygı duymak ve onu kabullenmek olduğunu unutmayın.

4. Bu düşünce ve değerlendirmelerden sonra kocanızın ikinci eşinin işgüzar ve dedikoducu olduğuna kesin bir bilgiyle inanırsanız, olabildiğince dostça ve müşfikçe ve de delille bunu kocanıza bildirmeniz daha iyi olacaktır.

5. Sakın siz de karşılık vermeye kalkmayın.

6. Ailevî sorunların giderilmesi için “danışma”, “dua” ve “güzel davranış” üçgeninden istifade edin. En güzel dua da Hz. Muhammed ve Muhammed âline salâvat getirmektir.

7. Sizin bizzat kendinizin o hanıma işgüzarlık ve merak hakkında ayet ve hadis okumak istemeniz doğru bir iş gözükmemektedir. Bu, ihtilaf ateşinin daha da alevlenmesine neden olacaktır. O hanımın dostları kanalıyla veya danışmanları ve kılavuzlarından bu açıklamaları iletmelerini istemeniz daha uygundur.

8. Hidayet ve kurtuluş yolunun tüm yolcuları için ibret dersi ve sarsıcı bir uyarı olması gayesiyle kötü zan, merak, gıybet, dedikodu ve yalanı kınayan ve yasaklayan ayet ve sonra da bir takım hadisleri takdim etmeyi uygun görüyoruz: “ Ey iman edenler! Zannın birçoğundan sakının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurlarını ve mahremiyetlerini araştırmayın. Birbirinizin gıybetini yapmayın. Herhangi biriniz ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz! Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah tövbeyi çok kabul edendir, çok merhamet edendir.”[1] Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Zandan sakının; zira zan -içteki- sözün en yalan olanıdır. Kurcalamayın ve tecessüs etmeyin.”[2]

Aynı şekilde şöyle buyurmuştur: “Miraca (semavî yolculuk) çıktığım zaman, başı domuz ve bedeni eşek gibi olan ve değişik azapların uygulandığı bir kadın gördüm. Bir şahıs ey Allah Resulü (s.a.a) bu azap hangi günahtan ötürüydü diye sordu. Allah Resulü (s.a.a) şöyle cevap verdi: O dedikoducu ve yalancı bir kadındı.”[3] Dedikodunun yerilmesi, çirkinliği ve uhrevî azabı hakkında birçok rivayet nakledilmiştir. Bilgi edinmek için şu kaynağa müracaat edebilirsiniz: Mizanu’l-Hikme, Muhammed Reyşehri, “Nun” kelimesi, Babu’n-Nemime.          


[1] Hucurât, 12.

[2] Tefsir-i Kurtubî, c. 16, s. 331.

[3] Biharü’l-Envar, Meclisi, c. 75, s. 264.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    6842 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Bu asırda kızları köleliğe çekmek caiz midir?
    6938 Eski Kelam İlmi 2011/10/23
    Her şeyden önce köleliğin İslam dini tarafından temelleri atılan bir kurum olmadığını, bilakis bu fenomenin İslam’ın doğduğu çağda dünyanın tüm bölgelerinde yaygın olan bir realite olduğunu bilmeliyiz. İslam köle sahiplerine ciddi bir zarar vermeksizin ve mevcut toplumsal dengeyi ani ve hızlı bir girişimle ortadan kaldırmaksızın imkânların elverdiği ölçüde ve ...
  • Çocukken bir defa kız kardeşimin sütünü içmiş olan amcakızım ile evlenebilir miyim?
    7868 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Allah gerçekleşmeden önce insan amelini nasıl bilmektedir?
    6359 Eski Kelam İlmi 2011/08/21
    Bizim için böyle bir sorunun meydana gelmesinin sebebi, Allah ile zaman arasındaki bağı doğru anlamamamızdır. Allah ezeli, ebedi ve zaman üstüdür; yani Allah zamanı kuşatmıştır ve onunla sınırlı değildir. Esasen Allah geçmişte gelecek hakkında bilgi sahibidir diye bir şey söylememiz doğru değildir; çünkü Allah için geçmiş ve gelecek diye ...
  • Eğer birisi ramazan ayında tutmamış orucunu bir sonraki ramazan ayına kadar kaza etmezse hükmü nedir?
    6682 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/09/14
    sorunuzun üç sureti var: biz mercii taklitlerin görüşlerini dikkati nazarda tutarak sorununuzun her bir suretini ayrı ayrı cevaplandırırız. Bir: eğer hastalıktan ötürü orucunu tutmamış ve hastalığı bir sonraki ramazana kadar devam etmişse, tutmamış oruçlarının kazası farz değildir ve her gün yerine yaklaşık on sir (750 gram) denkliğinde ...
  • Eğer bir kız ve erkek evlenmeyi kararlaştırırlarsa ve aralarında ilişki olursa, ama erkek ahdine vefa göstermez ve kızı terk ederse günah işlemiş sayılır mı?
    9322 Pratik Ahlak 2011/08/21
    İslam ahit ve anlaşma dini olup ahde vefa göstermeyi müminlerin alamet ve sıfatlarından biri saymaktadır. Peygamber-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyurmaktadır: Müminler şart ve taahhütlerine bağlıdır.[1] Maalesef bazı insanlar bu önemli hususa bağlı değildir ve menfaat, heves ve arzularının ...
  • Ben hastayım ve cep haclığımı da babamdan alıyorum. Bunun dışında param yoktur ki orucumun kefaretini verebileyim, Acaba yine orucumun kefaret üzerimde farz mıdır? Bu senenin kefaret miktarı kaç tümendir?
    6170 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/14
    Fukahanın (fıkıh âlimleri) fetvası esasınca orucunu kasten (amdi olarak) ve her hangi bir mazereti olmaksızın yiyen bir kimse üç çeşit kefaretten birisini seçmek arasında muhayyerdir. Birincisi: Bir köle azat etmek. Günümüz dünyasında köle konusu mevcut olmadığından dolayı bu şık kendiliğinden devre dışı kalıyor.
  • İmam Ca'fer Sadık'a göre Kur'an karisinin özellikleri
    12688 Kur’anî İlimler 2011/07/19
    İmam Cafer Sadık (a.s) Kur'an karisi için bir takım özellikler ve vasıflar zikretmiştir. Bu cümleden şu vasıfları zikredilebilir: Ehl-i Beyt'in velayetini bilmesi, Kur'an'ı doğru okuması, Kur'an'ı okurken ondan etkilenmesi, abdestli olması, doğru bir kimse olması ve yağcılıktan uzak durması, Kur'an'a karşı tevazu ve huşu göstermesi, ilim öğrenmek yolunda çaba göstermesi, ...
  • Hangi surede hay ve kayyum sıfatları yer almaktadır?
    17459 Tefsir 2010/11/08
    Hay ve kayyum Yüce Allah’ın iki zatî sıfatıdır. “Hay” “diri” manasında ve “kayyum” da “zatıyla kaim olan ve başkalarının kendisiyle kaim olduğu varlık” anlamındadır. Bu iki sıfat beraber bir şekilde Kur’an surelerinin üç ayetinde yer almaktadır:1. Bakara suresi 255. ayet: “
  • Dinin afetleri nelerdir?
    12217 Din Felsefesi 2010/08/22
    Din, kendisinde hata, yanlış, hasar ve afetin yer alamayacağı kutsî ve ilahî bir olgudur. Hata ve yanlış yapma beşerî hususlarla ilgilidir. Din ve dindarlığın hasarlarını bilme bahsindeki hasar ve afet, dinin hakikatiyle ilgili değildir. Bilakis insanların dine bakış tarzları, insanın dini anlama ve telaki etme şekli, ...

En Çok Okunanlar