Gelişmiş Arama
Ziyaret
7026
Güncellenme Tarihi: 2011/04/21
Soru Özeti
Spor müsabakalarında şarta girmek hakkında İslam’ın hükmü nedir?
Soru
İslam’ın şarta girmek hususunda hükmünün ne olduğunu bilmek istiyorum. Spor müsabakalarında (at yarışı, futbol, tenis vb.) kendi paramla şarta girmem caiz midir?
Kısa Cevap

Müsabaka tarafları her kim mağlup olursa galip tarafa bir şey vermeli veya onun için bir iş yapmalıdır diye bir karar alırlarsa, bu anlamıyla müsabakada şarta girmek haramdır. Aynı şekilde taraftarların birbirleriyle şarta girmesi de haramdır. Elbette bu haram hüküm at yarışı ve ok atma müsabakalarına katılanlar için geçerli değildir.[1] Aynı şekilde devlet, bir organ, müessese veya üçüncü bir şahıs tarafından müsabakada kazanan tarafa hediye, ödül veya başka bir sıfatla bir mal verilirse, bu şarta girmek sayılmaz ve bir sakınca taşımaz. Ama ilk başta müsabaka masraflarını karşılamak için taraflardan bir ücret alınırsa ve en sonda da onun bir kısmı ödül için kullanılırsa, ödül mağlup tarafın malından alındığından bu şarta girmek ve haram olur.[2] Bazı taklit mercileri şarta girmede malî ve manevî şarta girmek arasında bir fark gözetmemiştir. Onlara göre hatta bir müsabakada her kim mağlup olursa galip şahsın ölüleri için bir cüz Kur’an okumalıdır diye şarta girilse bile bu şart sakınca taşır.[3] Ama bazı taklit mercileri de manevî şartların sakıncasız olduğunu söylemektedir.[4] Ama taraflar şarta girmede ciddi olmazlarsa, müsabaka için uyulması gereken bir şart koymazlarsa, sadece eğlence ve şaka olsun diye bir karar alırlarsa ve kendilerini ona onu yerine getirmeye mecbur bilmezlerse, gerçekte şarta girmiş sayılmazlar ve bu herhangi bir sakınca taşımaz.

Ayetullah Mehdi Hadevi Tahrani’nin (ömrü uzun olsun)Yanıtı:

1. At yarışı, fil yarışı ve yayla ok atma müsabakalarında şarta girmek caizdir.

2. Modern silahlarla kurşun sıkmak veya el bombası atmak gibi savaşa hazırlanmayı sağlayan müsabakalarda şarta girmek caizdir.

3. Kazanıldığında İslam ülkesinin yücelmesine veya Müslüman birey veyahut toplumun menfaat elde etmesine neden olan spor müsabakalarında şarta girmek caizdir.

4. İhtiyat olarak ikinci kısım ile yani savaşa hazırlanmayı sağlayan müsabakalar ile yetinmek gerekir ve ihtiyata bundan daha yakın olan ise sadece birinci hususta şarta girmektir.

5. Köpek yarışı veya horoz dövüşü gibi ilk üç kısmın özelliklerini barındırmayan müsabakalarda şarta girmek haram ve geçersizdir.

6. Şarta girmekten maksat, bir müsabakaya katılanlar arasındaki şarta girmek veya üçüncü bir şahıs tarafından onlara ödül verilmesidir. Dışarıda olan şahısların netice hakkında şarta girmesi ise mutlak surette caiz değildir ve anlaşıldığı kadarıyla asıl soru da bu hususla ilgilidir.      



[1] Bkz: İmam Humeyni, Tevzihü’l-Mesail, (el-Mahşi), c. 2, s. 962, Müessesetü’n-Neşri’l-İslamî, et-Tabaa’s-Samine, Kum, 1424 k; Mahmudî, Seyid Muhsin, Mesail-i Cedid Ez Didgah-ı Ulema ve Meraci’ Taklid, c. 1, s. 107, İntişarat-ı İlmî Ferhengi Sahibi’z-Zaman, çap. 14, zımıstan 1384; İstiftaat-ı Meraci’ der sayt-ı defater işan.

http://www.sistani.org/local.php?modules=nav&nid=5&cid=932

[2] Bkz: Ayetullah Behçet’in bürosunun sitesinde yer alan fetvaları:

http://www.mt-bahjat.com/index.php?option=com_content&task=view&id=130&Itemid=56

Ayetullah Mekarim Şirazi’nin bürosunun sitesinde yer alan fetvaları:

http://www.makaremshirazi.org/persian/estefta/index.php 

[3] Ayetullah Mekarim Şirazi’nin bürosunun sitesinde yer alan fetvaları:

 http://www.makaremshirazi.org/persian/estefta/index.php

[4] Ayetullah Sistani’nin bürosunun sitesinde yer alan fetvaları:

Ayrıntılı Cevap
Bu sorunun ayrıntılı cevabı yoktur.
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Yabancı ülkelerde ve İslami olmayan muhitlerde nasıl imanımızı koruyabiliriz?
    3762 Pratik Ahlak 2019/09/23
    İnsani, İslami değerlere sahip çıkmak, dini desturlara amel etmek ve onları ihya etmek dünya hayatındaki saadet ve afiyete direkt etkisi olan unsurlardır. Beşerin hayvani güdülerle kurduğu aşağılık ve rezil hayatı temiz, pak bir yaşama dönüştürmektedir. İfrat ve tefritte kalmadan, hurafelereden uzak saf ve sahih dine gerçekten uyan ...
  • Berzahta veya kıyamette ezan okunacak mı?
    7663 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/04/03
    1- Berzah aleminde ezan okunması konusunda hadis kaynaklarında herhangi bir şey yoktur. 2- Bir rivayette İmam Bakır (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Resul-i Ekrem (s.a.a) miraca gittiğinde geçmiş bütün Peygamberler Onun yanına geldiler. Cebrail, Allah’ın emriyle ezan okudu ve kamet getirdi.[1] 3- ...
  • Peygamber Efendimizin (a.s.s) mubarek dişinin kırılmasından sonra Üveysi\'n, kendisi de kendi dişini kırdığı şeklinde söylentiler derde doğru mudur? Üveys Karani\'nin hayatı ve şahsiyeti hakkında bilgi verebilirmisiniz?
    21869 تاريخ بزرگان 2012/05/12
    Künyesi Ebu Amr olan Üveys Bin Amir Muradi Karani, tabiinlerin büyüklerinden olup ünlü zahitlerdendi. Öyleki, ühdü, takvası ve ahlaki faziletleri havas ve avam için emsal olmuştu. Üveys, İslam Peygamber'i (a.s.s) zamanında iman getirmiş Onun ziyaretine muvaffak olmadı. Annesine itiatkar oluşu nediyle Medine'den ...
  • Şer’i yükümlülük için erginliğin şart olmasına binaen, çocukların yaptığı iyi ve kötü işlerin hükmü nedir?
    7318 Eski Kelam İlmi 2012/05/27
    Her ne kadar insanın Allah tarafından belirlenmiş şer’i yükümlülük şartı erginlik yaşına ermek olsa da tüm çocukların bütün çocukluk döneminde tamamen başıboş oldukları ve her işi yapabilecekleri sanısı akla gelmemelidir. İslam fakihleri iyi ve kötüyü anlayabilecek olan çocukları istisna etmişlerdir. Onların fetvasına göre eğer işleri ayırt edebilen ...
  • Yüzüğün kaşını avuç içine döndürmenin (çevirmenin) kaynağı nedir?
    10256 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/11/13
    Bu konuda “Vesailu’ş-Şia” kitabında rivayet zikredilmiştir, rivayet şöyledir:Hz. İmam Rıza (a.s) şöyle buyurur: “Parmağında akik yüzüğüyle sabahlayan ve hiç kimseyle görüşmeden önce yüksüğün kaşını avuç içine döndürerek “Kadir” Suresini sonuna kadar okuyup ardından “ Amentü billahi vahdehu la şerikeleh ve amentü bıserri âli muhammedi ve alaniyyetihim” duasını tilavet eden ...
  • Gusül alırken bedenin mutlaka yıkanması gereken yerleri neresidir?
    10067 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/01/17
    Guslün doğru olmasının şartlarından biri suyun bedenin görünen dış yüzünün tümüne ulaşmasıdır. Nitekim Tevzih-ul Mesail’de şöyle yazar: ‘Gusül alırken bedende iğne ucu kadarda yıkanmayan yer kalırsa gusül batıldır. Ama kulak ve burun içi gibi görünmeyen yerlerini yıkamak farz değildir.’
  • Aceleyi gidermek için ne yapılmalıdır?
    6800 Teorik Ahlak 2012/05/03
    Acele, dinsel öğretilerin men ettiği hususlardandır. Bu, işleri yapmada erken girişimde bulunmak anlamına gelir. Acele etmek hız ve işleri zamanında yapmak ile fark eder. Hız, öncüllerin ve gerekli şartların hazır olmasından sonra insanın fırsatı elden vermemesi ve işi yapmak için girişimde bulunmasıdır. Acelenin karşısında ise soğukkanlılık ve ...
  • Mübarek Ramazan ayının 21’inde yolculuk yapmanın hükmü nedir?
    5485 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/08/14
    Mübarek ramazan ayında yolculuk yapmanın sakıncası yoktur, ancak oruçtan kaçmak için olursa mekruhtur.[1] insan yolculuktan dolayı tutamadığı orucunu ramazan ayından sonra tutmalıdır. Bu hükümderamazanın ayının 21’i ile diğer ...
  • Ahlakla tevekkülün arasında nasıl bir bağlantı vardır?
    9932 Teorik Ahlak 2011/03/03
    İnsanın nefsinde ‘meleke’ haline gelen sıfatlara ahlak denir. Meleke ise, insanın ruhunda nüfuz eden öyle bir sıfattır ki, o sıfata uygun amel ve davranışlar kendiliğinden yapılır. Ahlak, fazilet ve rezalet olmak üzere ikiye ayrılır. Tevekkül ise, ahlaki faziletlerden biri olup kulun Allah’a güvenmesi ve bütün işlerini ona havale ...
  • Kısaca Hz. Nuh (a.s)’ın kıssasını açıklarmısınız?
    9179 نوح 2019/10/21
     Bazı tarihi nakiller ‘Muteşelh’in oğlu ‘Lemek’in Nuh (a.s)’ın babası olduğunu ve ‘Brakil’in kızı ‘Kaynuş’unda annesi olduğunu yazmaktadır.[1]Ayrıca Hz. Nuh (a.s)’ın Hz. Adem (a.s)’ın vefatından 126 yıl sonra doğmuştur. Böylece Hz. Adem (a.s)’ın dünyaya gelmesinden  1056 yıl sonra doğmuş olmaktadır.[2]

En Çok Okunanlar