Gelişmiş Arama
Ziyaret
12027
Güncellenme Tarihi: 2011/11/12
Soru Özeti
Bir kimse, Allah rızası için bir iş yapmaya niyet eder ve niyet ettiği işi yerine getirir getirmez halis niyeti aradan giderse, acaba böyleli bir amelin Allah nezdinde sevabı var mıdır?
Soru
Bir kimse, Allah rızası için bir iş yapmaya niyet eder ve niyet ettiği işi yerine getirir getirmez halis niyeti aradan giderse, acaba böyleli bir amelin Allah nezdinde sevabı var mıdır? Tam olarak halis niyet (temiz ve saf niyet) kavramını açıklayınız. Riya (gösteriş) halis niyetten nasıl ayrılabilir?
Kısa Cevap

İslam kültüründe amellerin kabul edilmesi için, amelin iyi olmasının (hüsnü fiili) yanında, halisane bir niyetin de (hüsnü faili) olması şart koşulmuştur. Buna izafeten, yalnızca amellerin halisane yapılması yeterli değildir. Amellerin kabulünün bir diğer şartı da, niyetteki ihlâsın devamlılığıdır. Allah-u Teâlâ şöyle buyurur: Kim kendisiyle birlikte bir iyilik getirirse, ona on katı vardır. Kim de kendisiyle bir kötülük getirirse, o da sadece o kötülüğün misliyle cezalandırılır ve onlara zulmedilmez”. Gördüğünüz gibi ayette Allah: “Kim iyi bir iş yaparsa” şeklinde değil, “Kim kendisiyle birlikte bir iyilik getirirse” buyuruyor. Bu ayetin manası şudur: İnsan iyi ve güzel amel işledikten sonra, bu salih ameli kendisiyle beraber ebedi yurda götürebilmesi için, bir takım şartları hazırlaması gerekir.

Ayrıntılı Cevap

İşlerin en zor olanlarından bir tanesi, insanın Allah rızası için yaptığı amellerindeki ihlâsın devamlılığıdır. Bazen amelde ihlâs ve ihlâsı devam ettirmek, amelin aslını yerine getirilmesinden daha zordur. İmam Sadık (a.s) şöyle buyuruyor: “Halisane amel üzerinde baki kalmak, amelin kendisinden daha zordur”. [1]

Buna binaen İslam kültüründe, amellerin kabul edilmesi için, sadece amelin iyi olması (hüsnü fiili) gerekli değil, halisane bir niyetin de (hüsnü faili) olması şart koşulmuştur. Buna izafeten, yalnızca amellerin halisane yapılması yeterli değildir. Amellerin kabulünün bir diğer şartı, halisane niyetin sürekliliğidir. Allah-u Teâlâ, Kur’an’ı Kerim’de bu meseleyi çok güzel bir şekilde açıklamıştır. Sadakalar konusunda şöyle buyrulur: Ey iman edenler! Allah’a ve ahiret gününe inanmadığı halde insanlara gösteriş olsun diye malını harcayan kimse gibi, sadakalarınızı başa kakmak ve gönül kırmak suretiyle boşa çıkarmayınız. Böylesinin durumu, üzerinde biraz toprak bulunan ve maruz kaldığı şiddetli yağmurun kendisini çıplak bıraktığı bir kayanın durumu gibidir. Onlar kazandıklarından hiçbir şey elde edemezler. Allah, kâfirler topluluğunu hidayete erdirmez ”. [2]

Bu ayet, iyi amel işleyen ve amelini halis niyetle yerine getiren, ama daha sonra minnet altında bırakmak ve eziyet etmek (ki bunlar niyetin halisane olmadığının göstergesidir) sebebiyle amelini batıl eden kimselerin halini açıklamaktadır. Allah-u Teâlâ bu fertleri, baştan beri riyada bulunmak suretiyle amellerinin tamamını batıl eden riyakârlara benzetmektedir.

O halde iyi amelin tavsiye edildiği gibi, amelin korunması da önemli sayılmıştır. Beğenilen amellerin işlenmesi, tıpkı kıymetli bir cevherin ele geçirilmesi gibidir. Böyle bir cevheri ele geçiren kimsenin, piyasa değerince satabilmesi için, onu koruması gerekir. Allah-u Teâlâ şöyle buyurur: Kim kendisiyle birlikte bir iyilik getirirse, ona on katı vardır. Kim de kendisiyle bir kötülük getirirse, o da sadece o kötülüğün misliyle cezalandırılır ve onlara zulmedilmez”. [3] Görüldüğü gibi ayette Allah-u Teâlâ: “Kim iyi bir iş yaparsa” değil, “Kim kendisiyle birlikte bir iyilik getirirse” şeklinde buyurmuştur. Bu ayetin manası şudur: İnsan iyi ve güzel amel işledikten sonra, bu salih ameli kendisiyle beraber ebedi yurda götürebilmesi için, bir takım şartları hazırlaması gerekir. [4] Bundan dolayı iyiliklerin yok olmasına sebep olacak her türlü riyadan, minnet altında bırakmaktan ve... sakınılmalıdır.

Bazı rivayetlerden istifade edildiği kadarıyla, bir kimse, azda olsa Allah’tan başkası için amel işlerse, kabul edilmez. İmam Sadık (a.s) şöyle buyururlar: Allah-u Teâlâ şöyle buyurmuştur: Ben ortakların en güzeliyim. Hem benim için hem de benden başkası için amel işleyen bir kimsenin, amelini halis kılmayana kadar, onun yaptığı o amel kabul edilmez (o amellerin hepsini, bana ortak koştuğu kimseye veririm). [5]

İhlâs ve ihlâsın korunmasıyla alakalı önemli konular hakkında şu adreslere müracaat edebilirsiniz.

1. Soru 6947 (Site: 7047), Halis niyeti kazanmak.

2. Soru 17794: (Site: 17420), Riyanın tedavisi (ilacı).

3. Soru 8862 (Site: 8872), Sevabın amellerle uygunluğu.  



[1] Kuleyni, “ Kâfi ”, c. 2, s. 16.

[2] Bakara, 164.

[3] En’âm, 160.

[4] Ayetullah Cevadi Amuli’nin tefsir derslerinden istifade edilmiştir.

[5] “Kafi”, c. 2, s. 295, Riya babı.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Göğe ne kadar çok çıkılsa oksijenin o oranda azaldığı bilimsel bir gerçektir. Kur’an’da bu gerçeğe işaret eden bir ayet var mı?
    13874 Tefsir 2010/12/28
    ‘Kur’an’ın kapsamlılığı’ hakkında görüş bildiren alim ve müfessirler, Kur’an’ın, pozitif bilimlerin bütün mesele ve ayrıntılarını ele alıp almadığı konusunda aralarında görüş birliği yoktur.Kimileri Kur’an’ın -bir ansiklopedi gibi- bilimsel konuların bütün detaylarını içerdiğini söylemekte, kimileri Kur’an, hiç bir bilimsel konuya değinmemiştir demekte, ...
  • Hazreti Muhammed’in (s.a.a) dokuz yaşında eşimi vardı?
    3807 پیامبر اکرم ص 2018/11/14
    İslam peygamberinin hayatını, eşlerinin özeliklerini ve peygamberin onlar ile olan ilişkilerini incelemek şu noktayı açığa çıkarır: Eğer Peygamber müteaddit eş edinmiş ise bu eylemin çeşitli hikmetleri bulunmaktadır. Burada onlardan bazılarına işaret edeceğiz. Öncelikle Peygamberin Ayşe ile olan evliliğinde şunu bilmemiz gerekir ki bu evlilik Ayşe’nin ...
  • Acaba din bir tane midir yoksa çeşitli midir?
    7115 Yeni Kelam İlmi 2010/01/02
    Dinden kasıt, Allah tarafından gönderilen ve Peygamberler (a.s.)'ın vasıtasıyla tebliğ edilen akaid, ahlak, kanunlar topluluğu ise bu durumda din tektir. Dinler arasında ki fark sadece hükümler arasında ki küçük ayrıntılardır ki, bireysel ...
  • Yüksek düzeyde kârla muzarebe yapmak doğru mudur?
    5646 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/29
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Peygamberin buyruğuna göre Kur’an’ın batın ve tefsirini açıklayan kimdir?
    9396 Eski Kelam İlmi 2011/08/17
    Bu içerik değişik tabirlerle imamlar (a.s) hakkında zikredilmiştir. Oların imanın temsilcileri, Kur’an’ın gerçek müfessirleri, konuşan Kur’an ve Kur’an’ın emirlerini aşikâr kılanlar oldukları ve başlarında da İmam Ali’nin (a.s) yer aldığı belirtilmiştir. Elbette bu hususun İslam inançlarında kanıtsal bir desteği de mevcuttur. Buna örnek teşkil edecek rivayetler vardır. Bu cümleden ...
  • Ehl-i kitap, meadın cismani olduğuna inanıyor mu? Lütfen bu alanda bir kaç kitap tanıtır mısınız?
    7999 Tefsir 2010/12/28
    Cevabın daha iyi anlaşılabilmesi için birkaç noktaya dikkat çekmek gerekiyor:1-Ehl-i kitabın (ister Yahudi olsun, ister Hıristiyan, ister Zerdüşt) öğretilerinde cismani mead adı altında bir konudan özel olarak bahsedilmemiştir. Bu yüzden bu konuda söyleyeceğimiz şeyler Ehl-i kitabın dini kitaplarından mead inancı hakkında anladıklarımızdır.
  • Berzah âleminde ilmî tekâmül gerçekleşebilmektedir, ama amelî tekâmül mümkün değildir. Bu konu felsefî açıdan ispat edilebilir mİ?
    11767 İslam Felsefesi 2012/01/23
    Kur’an ve rivayet açısından berzah eksenli tekâmül kabul edilmiş bir konudur. Felsefe de buna değinmiş ve onun hakkında değişik bahisler dile getirilmiştir. İnsanın berzah âleminde farzları yerine getirerek ve haramlardan sakınarak daha yüksek bir tekâmüle ulaşması anlamında olan ilmî tekâmülün mümkün olmadığını ilkönce hatırlatmak gerekir; çünkü berzah âlemi yükümlülük ...
  • Şia’daki adaletin Mutezile ile farkı nedir?
    10518 Eski Kelam İlmi 2012/01/23
    Şia ve Mutezile’den ibaret her iki okul da adaleti kendi mezhep usullerinden biri olarak ilan etmekte ve her ikisi de aklî iyi ve çirkine inanmaktadır; yani bir takım konular hakkında hatta mukaddes şeriat tarafından bir hüküm belirtilmemişse dahi, insan aklı yalnız başına onların iyi veya kötü olduğunu ...
  • Ölümden sonra ruhun, dünyanın işleri ve olaylarından haberi olabilir mi?
    39809 Eski Kelam İlmi 2010/06/12
    Kur’an-ı Kerim’den ve Masum İmamların (a.s) rivayetlerinden, öldükten sonra ruhların dünyaya gelebildikleri, yakınlarının, eş ve dostlarının vs. durumlarından haberdar oldukları anlaşılmaktadır. Meleklerinde bu işteki rolü reddedilmediği gibi buna açıkca değinilmiştirde.Rivayetlerde bu konuda şöyle buyurulmaktadır:1- ‘Şüphe yok ...
  • İkinci Halife, Hz. Ali (a.s)’ın damadı mıydı?
    12708 تاريخ بزرگان 2010/01/16
    İkinci halifenin Hz. Ali (a.s)’ın kızı Ümmü Kulsümle evlendiği konusu hem Şii, hem de Sünni rivayetlerde gelmiştir. Ama bu olayı anlatan rivayetler aynı olmayıp, birbirlerinden farklıdırlar. Sünni ve Şii rivayetlerde ortak olan nokta ikinci halifenin Ümmü Kulsüm’ü istediği, ama ...

En Çok Okunanlar