Gelişmiş Arama
Ziyaret
8242
Güncellenme Tarihi: 2011/11/21
Soru Özeti
İhtiyat esasınca fetva vermek ne demektir ve bunda başka bir müçtehide müracaat etme hakkı var mıdır?
Soru
İhtiyat esasınca fetva vermek ne demektir ve bunda başka bir müçtehide müracaat etme hakkı var mıdır? Müstehap ve farz türleri dışında başka ihtiyat çeşitleri var mıdır?
Kısa Cevap

İhtiyat hadis metinlerinden alınan bir kavramdır. Bu kavram hem mukallidin ameli ve hem de müçtehidin fetvası hakkında kullanılmaktadır. Her yükümlü ya müçtehit olmalı ya da bir müçtehidin mukallidi olmalı veyahut (müçtehitlerin görüşlerini yeterli derecede biliyor ve onlara hâkimse) ihtiyat etmelidir. Bu kavramın müçtehit hakkındaki kullanımı üç konudadır:

1. Farz ihtiyat.

2. Müstehap ihtiyat.

3. İhtiyat esaslı fetva vermek.

Eğer taklit merciinin bir takım nedenlerden ötürü bir meselede fetvası yoksa ve farz ihtiyat belirlemişse, mukallit onu terk edemez; bilakis farz ihtiyata göre amel edebilir veya bu meselede “el-a’lem fel’a’lem” [1] kaidesine riayet ederek başka bir taklit merciine müracaat edebilir. Bu ihtiyat “en ihtiyatlı olan”, “sorun vardır”, “sorun taşımaktadır” ve “düşündürücüdür” gibi tabirlerle ifade edilir. Ama ilkönce kendi fetvasını beyan eder ve ondan sonra meselede ihtiyat ederse, bu müstehap ihtiyat olarak adlandırılır. Bu ihtiyatta ameli terk etmek mukallit için caizdir. Elbette onu yerine getirmek sevap ve ecir taşımaktadır. Bu esasla farz ihtiyatta mukallit kendi merciinin ihtiyatına göre amel etmek ile başka bir merciinin görüşüne başvurmak arasında özgürdür, ama müstehap ihtiyatta mukallit müstehap ihtiyata göre amel etme ile onunla beraber olan fetvaya göre amel arasında muhayyerdir. Mesela bir müçtehit namazın üç ve dördüncü rekâtında ayaktayken dörtlü tesbihi ( «سُبْحانَ اللَّهِ وَ الْحَمْدُ لِلَّهِ وَ لا إِلهَ إِلّا اللَّهُ وَ اللَّهُ اکْبَرُ» ) bir defa söylemenin farz ama ihtiyatın üç defa söylemek olduğunu belirtebilir. Burada mukallit ihtiyata göre (üç defa dörtlü tesbihi söylemek) amel etmek ile onunla birlikte olan fetvaya (bir defa dörtlü tesbihi söylemek) göre amel etme arasında muhayyerdir. Bazen müçtehit ihtiyat edilmesi gereken yerlerde, ihtiyat esasınca fetva verir; örneğin abdest konusunda kollar dirseklerden aşağıya doru yıkanmalıdır denmektedir. Ama dirseklerin de tam bir şekilde yıkandığından emin olmak için müçtehit ihtiyat açısından onun biraz yukarısından yıkanmalıdır diye söyler. Müçtehit bu ihtiyatı gerekli görmekte ve ona göre fetva vermektedir. Mukallidin bu ihtiyatta başka bir müçtehide müracaat etmeye hakkı yoktur. Farz ihtiyatın tersinedir bu durum; zira bu husus ihtiyat esasınca fetvadır ve bir başkasına müracaat edilebildiği fetvada ihtiyat değildir. Müçtehidin bir meselede ihtiyat etmesi, onun çıkarımda bilgisiz ve yetersiz olduğunun delili değildir; bilakis onun takva, sakınma ve derin bilincinin göstergesidir. Müçtehit zahir esasınca ve ilmî açıdan ve de fıkhî ve dinî konularda derinleşmek suretiyle Allah’ın hükmünü elde etmekte, ama kanıtsal kitaplarda beyan edilen bir takım nedenlerden ötürü fetva vermekten sakınmaktadır. Bu nedenlerden bir tanesi şudur: Bir meselede tüm fakihler veya meşhur, ıstılahta icma olarak adlandırılan ortak bir görüş bildirmiştir veya onların ekseriyeti meşhur olarak adlandırılan ortak bir görüş taşımaktadır. Müçtehit ise mesela onların görüşüne ters düşen bir anlayış ve çıkarıma ulaşmıştır, ama takva ve ihtiyat açısından onların görüşleri karşısında kendilerine duyduğu saygı ve biçtiği değer sebebiyle fetva vermekten çekinmektedir. Çünkü onların görüşü doğru olabilir. Bu fetva vermeden çekinme “farz ihtiyat” kalıbında beyan edilmektedir ve çok açık olduğu üzere müçtehide fetva vermek de farz değildir. [2]

İlgili başlıklar:

Taklit Merciinin Değiştirilmesi, Soru: 3309 (Site: 3867).

Yaşayan Taklit Merciden Başka Bir Müçtehide Geçmenin Caiz Oluşu, Soru: 2282 (Site: 2390).

En Bilgili Müçtehit Ve En Bilgili Olmayandan Geçişin Niteliği, Soru: 2077 (Site: 2024).

Taklit Merciinin Seçimi, Soru: 2820 (Site: 3024).

Taklitte Ayrıcalık, Soru: 13230 (Site: 12984) .



[1] Bu iki kavram (Arapçada) ilim kelimesinden türemiş üstünlük kipidir. Bu ıstılah en çok taklit merciinin bir meselede farz ihtiyat ilan ettiği yerde kullanılır. Bunun manası mukallidin ilmi kendi taklit merciinden daha az ve diğer mercilerden fazla olan bir başka müçtehidin fetvasına göre amel edebilmesidir. Eğer ikinci merci de aynı meselede farz ihtiyat görüşündeyse, aynı şekilde ilmi ikinci merciden az ve diğer mercilerden çok olan üçüncü bir mercie müracaat edebilir.

[2] İktibas ez payıgay-ı Hovze Net.

Ayrıntılı Cevap
Bu sorunun ayrıntılı cevabı yoktur.
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Göğe ne kadar çok çıkılsa oksijenin o oranda azaldığı bilimsel bir gerçektir. Kur’an’da bu gerçeğe işaret eden bir ayet var mı?
    13874 Tefsir 2010/12/28
    ‘Kur’an’ın kapsamlılığı’ hakkında görüş bildiren alim ve müfessirler, Kur’an’ın, pozitif bilimlerin bütün mesele ve ayrıntılarını ele alıp almadığı konusunda aralarında görüş birliği yoktur.Kimileri Kur’an’ın -bir ansiklopedi gibi- bilimsel konuların bütün detaylarını içerdiğini söylemekte, kimileri Kur’an, hiç bir bilimsel konuya değinmemiştir demekte, ...
  • Hazreti Muhammed’in (s.a.a) dokuz yaşında eşimi vardı?
    3807 پیامبر اکرم ص 2018/11/14
    İslam peygamberinin hayatını, eşlerinin özeliklerini ve peygamberin onlar ile olan ilişkilerini incelemek şu noktayı açığa çıkarır: Eğer Peygamber müteaddit eş edinmiş ise bu eylemin çeşitli hikmetleri bulunmaktadır. Burada onlardan bazılarına işaret edeceğiz. Öncelikle Peygamberin Ayşe ile olan evliliğinde şunu bilmemiz gerekir ki bu evlilik Ayşe’nin ...
  • Acaba din bir tane midir yoksa çeşitli midir?
    7115 Yeni Kelam İlmi 2010/01/02
    Dinden kasıt, Allah tarafından gönderilen ve Peygamberler (a.s.)'ın vasıtasıyla tebliğ edilen akaid, ahlak, kanunlar topluluğu ise bu durumda din tektir. Dinler arasında ki fark sadece hükümler arasında ki küçük ayrıntılardır ki, bireysel ...
  • Yüksek düzeyde kârla muzarebe yapmak doğru mudur?
    5646 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/29
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Peygamberin buyruğuna göre Kur’an’ın batın ve tefsirini açıklayan kimdir?
    9396 Eski Kelam İlmi 2011/08/17
    Bu içerik değişik tabirlerle imamlar (a.s) hakkında zikredilmiştir. Oların imanın temsilcileri, Kur’an’ın gerçek müfessirleri, konuşan Kur’an ve Kur’an’ın emirlerini aşikâr kılanlar oldukları ve başlarında da İmam Ali’nin (a.s) yer aldığı belirtilmiştir. Elbette bu hususun İslam inançlarında kanıtsal bir desteği de mevcuttur. Buna örnek teşkil edecek rivayetler vardır. Bu cümleden ...
  • Ehl-i kitap, meadın cismani olduğuna inanıyor mu? Lütfen bu alanda bir kaç kitap tanıtır mısınız?
    7999 Tefsir 2010/12/28
    Cevabın daha iyi anlaşılabilmesi için birkaç noktaya dikkat çekmek gerekiyor:1-Ehl-i kitabın (ister Yahudi olsun, ister Hıristiyan, ister Zerdüşt) öğretilerinde cismani mead adı altında bir konudan özel olarak bahsedilmemiştir. Bu yüzden bu konuda söyleyeceğimiz şeyler Ehl-i kitabın dini kitaplarından mead inancı hakkında anladıklarımızdır.
  • Berzah âleminde ilmî tekâmül gerçekleşebilmektedir, ama amelî tekâmül mümkün değildir. Bu konu felsefî açıdan ispat edilebilir mİ?
    11767 İslam Felsefesi 2012/01/23
    Kur’an ve rivayet açısından berzah eksenli tekâmül kabul edilmiş bir konudur. Felsefe de buna değinmiş ve onun hakkında değişik bahisler dile getirilmiştir. İnsanın berzah âleminde farzları yerine getirerek ve haramlardan sakınarak daha yüksek bir tekâmüle ulaşması anlamında olan ilmî tekâmülün mümkün olmadığını ilkönce hatırlatmak gerekir; çünkü berzah âlemi yükümlülük ...
  • Şia’daki adaletin Mutezile ile farkı nedir?
    10518 Eski Kelam İlmi 2012/01/23
    Şia ve Mutezile’den ibaret her iki okul da adaleti kendi mezhep usullerinden biri olarak ilan etmekte ve her ikisi de aklî iyi ve çirkine inanmaktadır; yani bir takım konular hakkında hatta mukaddes şeriat tarafından bir hüküm belirtilmemişse dahi, insan aklı yalnız başına onların iyi veya kötü olduğunu ...
  • Ölümden sonra ruhun, dünyanın işleri ve olaylarından haberi olabilir mi?
    39809 Eski Kelam İlmi 2010/06/12
    Kur’an-ı Kerim’den ve Masum İmamların (a.s) rivayetlerinden, öldükten sonra ruhların dünyaya gelebildikleri, yakınlarının, eş ve dostlarının vs. durumlarından haberdar oldukları anlaşılmaktadır. Meleklerinde bu işteki rolü reddedilmediği gibi buna açıkca değinilmiştirde.Rivayetlerde bu konuda şöyle buyurulmaktadır:1- ‘Şüphe yok ...
  • İkinci Halife, Hz. Ali (a.s)’ın damadı mıydı?
    12708 تاريخ بزرگان 2010/01/16
    İkinci halifenin Hz. Ali (a.s)’ın kızı Ümmü Kulsümle evlendiği konusu hem Şii, hem de Sünni rivayetlerde gelmiştir. Ama bu olayı anlatan rivayetler aynı olmayıp, birbirlerinden farklıdırlar. Sünni ve Şii rivayetlerde ortak olan nokta ikinci halifenin Ümmü Kulsüm’ü istediği, ama ...

En Çok Okunanlar