Gelişmiş Arama
Ziyaret
8246
Güncellenme Tarihi: 2011/11/12
Soru Özeti
Allah Teala neden ‘Erhemerrahimin’ olan rahmetinin yanında idama kadar giden (kısas, el kesmek veya fazla miktarda şiddet gibi) cezalar koymuştur?
Soru
Neden Allah Teala Kuran’da kendisini ‘Erhemerrahimin’ olarak tanıtırken aynı zamanda idama kadar giden (kısas, el kesmek veya fazla miktarda şiddet gibi) cezalar koymuştur?
Kısa Cevap

Ayet ve rivayetlere baktığımızda, Allah’ın rahmaniyet ve rahimiyet sıfatları gibi gazap sıfatının da olduğunu görmekteyiz. Yani Allah, günahları bağışladığı gibi şiddetli bir şekilde azapta eder. Hem ‘Erhemerrahimin’dir, hemde ‘Eşeddü’l Muakibin’ (Şiddetle Cezalandıran).  

Kur’an’da tehdit ve azabın bahsedildiği yerlerde genellikle rahmet ve mağfirettende behsedilmiştir. Bunun sırrı şu olmuş olabilir: İnsanın iyi faziletlerinden biri her zaman korku ve ümit arasında yaşamasıdır. Ölçüyü kaçırmamak için rahmet ayetleriyle mağrur olunmamalı, ama Allah’ın rahmetinden de ümit kesilmemelidir. Allah yalnızca ‘Erhemerrahimin’ değildir ki: ‘Neden rahmet sıfatlarıyla çelişen idama kadar giden cezaları (kısas, el kesmek veya fazla miktarda şiddet gibi) koymuştur?’ diye sorulsun. Kısas edilen, hudud (ağır cezalar) uygulanan vb. cezaları alan kimseler, mutlaka ağır suçlar işlemiş ve bir hakkı ayaklar altına almışlardır. Onların bu yaptıkları toplumu fesada çeken bir afet olup toplumun korunması için bu afetlerle mücadele etmek gerekir. İlahi rahmet birinci derecede toplumun uçuruma sürüklenmesini ve sapmasını önlemeyi, ardından suçları azaltmak için kanun koymayı gerektirmektedir. Bu yüzden biz inanıyoruz ki kısas, had (ağır ceza) vb. cezalar Allah’ın ‘Erhemerrahimin’ olmasıyla çelişmedikleri gibi böyle kanunları koymak ‘Erhemerrahimin’ olmanın gereğidir.   

Ayrıntılı Cevap

Soruya dikkatle baktığımızda onun şu iki şüpheden ortaya çıktığı anlaşılacaktır: 1) Acaba Allah yalnızca ‘Erhemerrahimin’midir? 2) Kısas, hudud (ağır cezalar) vb. ‘Erhemerrahimin’ olmak ile muhalif midir?

Ayet ve rivayetlere baktığımızda, Allah’ın bütün güzel sıfatlara sahip olduğunu görürüz. Başka bir ifadeyle Allah subuti ve selbi bütün sıfatlara sahiptir. Yani, rahmaniyet ve rahimiyet sıfatı olduğu gibi gazap sıfatı da vardır. Cennetle müjdelemişse cehennemlede korkutmuştur;[1] mağfirete ümit vermişse azabıda hatırlatmıştır. Bu yüzden görüyoruz ki peygamberleri hem müjdeleyicidir, hem de uyarıcı.[2]

Allah Teala hem günahları bağışlayıcıdır, hem şiddetle azap eden. Masum İmamlardan (a.s) gelen rivayet ve dualarda bir taraftan Allah’ın ‘Erhemerrahimin’ olduğu belirtilmiş, diğer taraftan ‘Eşeddü’l Muakibin’ (Şiddetle Cezalandıran).[3]

Korku ve Ümit

Kur’an genelde mükafaat vaatlerinin yanında ceza vaatleri de vermiştir; müjdelerin yanında uyarılarda da bulunmuştur. Bu şekilde tekamüle götüren ümit ve korku duygularını güçlendirmektedir. Çünkü insan kendisini sevmesinin gereği olarak ‘menfaatini gözetleme’ ve ‘zararı uzaklaştırma’ dürtülerinin etkisi altındadır.[4] Başka bir ifadeyle Kur’an genellikle nerede azaptan, tehditten bahsetse arkasından rahmet ve mağfiretten de bahsetmiştir. Bunun sırrı, insanın en iyi özelliklerinden biri olan hep korku ve ümit içinde yaşamasından dolayı olabilir. Ölçüyü korumak içinde ne rahmet ayetlerinden dolayı mağrur olmalı, ne de ilahi rahmetten ümidini kesmelidir: ‘Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin; çünkü kafir olan topluluktan başkası Allah'ın rahmetinden ümit kesmez.’[5] Hep korku ve ümit içinde olunmalıdır. Ehl-i Beyt’in (a.s) rivayetlerinde, korku ve ümidin, terazinin iki kefesi gibi bir birine üst gelmeyecek şekilde eşit olması gerektiği belirtilmiştir. Korku ve ümit, imanın ve ahlakın iki temel unsuru olup onlar olmadan iman tam olmaz.[6]

Bu açıklamalardan anlıyoruz ki Allah yalnızca ‘Erhemerrahimin’ değildir ki: ‘Neden rahmet sıfatlarıyla çelişen idama kadar giden cezaları (kısas, el kesmek veya fazla miktarda şiddet gibi) koymuştur?’ denilsin. Diğer ilahi sıfatlar göz önüne alınmadan, acaba kısas, hudud (ağır cezalar) vb. Allah’ın ‘Erhemerrahim’ olmasıyla çelişir mi?

Kısas, hudud vs. cezaları alan kimseler, mutlaka ağır suçlar işlemişler ve bir hakkı ayaklar altına almışlardır. Onların bu yaptıkları toplumu fesada çeken bir afettir ve toplumun bu afetlerden korunması için (ki İslam bunun için kısas veya had (ağır ceza) öngörmüştür) mücadele etmek gerekir. Burada iki tür mücadale düşünülebilir: Biri para cezası, hapsetmek vb. gibi yüzeysel mücadele, diğeri ise kısas, had vb. gibi köklü mücadele. İslam ikincisini seçmiştir. Zira İslama göre -aklında kabul ettiği gibi- toplumun değer ve saygısı bireylerinkinden daha fazla ve önemlidir. Yoksa böyle bir şey intikam alma hissinden kaynaklanmıyor. Bu yüzden ilahi rahmet birinci derecede toplumun uçuruma sürüklenmesini ve sapmasını önlemeyi ve kanunlar koyarak suçları azaltmayı gerektirmektedir. Bu yüzden inanıyoruz ki, kısas, had vb. cezalar Allah’ın ‘Erhemerrahimin’ olmasıyla çelişmedikleri gibi ‘Erhemerrahimin’ olmanın kendisi böyle kanunlar koymayı gerektirmektedir. Ne güzel buyuruyor Allah Teala: ‘Ey aklı erenler, özü sözü temiz kimseler, korunmanız, sakınmanız için kısasta size hayat var.’[7] Gerçekte kısas ve diyet, insanların yaşamlarının gözeneğidir ki, bir taraftan toplumsal yaşamı garanti altına alır; eğer bu hükümler olmasaydı ve taş kalpli kimseler kendilerini güvende hissetselerdi günahsız insanların canı tehlikeye düşerdi. Diğer taraftan da (intikam almakta) eşitlik sağlanarak arka arkaya işlencek suçların önü alınacak ve bir suçun birkaç suça, onlarında diğer birçok suçu işlemeye yönelten cahiliye adetlerine son verilecektir. Bu açıdan da toplumun hayatıdır.

Tıp, tarım, hayvancılık vs. düzenlerin tümü aklın bu temeli (tehlikeli varlıkların yokedilmesi) üzerine kurulmuştur. Zira bakıyoruz ki bedenin korunması için kangrenli organ veya bitkinin gelişmesi için zararlı dallar kesilmektedir. Katili öldürmenin toplumun bir başka ferdini öldürmek olduğunu söyleyenler olaya bireysel bakmaktalar. Ama toplumun menfaatini göz önüne alsalar ve kısasın insanların üzerindeki koruyucu ve eğitici etkisini bilseler kesinlikle görüşlerini değiştirirler. Kan dökücü insanlara kısas uygulamak, kangrenli bir organı veya zararlı bir dalı kesmek gibidir. Akılda bunu teyit etmektedir. Şimdiye kadar kimse kangrenli organı veya zararlı dalı kesmeye itiraz etmemiştir.[8]

Sonuç:

1- Allah bütün güzel sıfatlara sahiptir. ‘Erhemerrahimin’ olduğu gibi, ‘Eşeddü’l Muakibin’dir aynı zamanda.

2- Suçlu insanları cezalandırmak ilk bakışta taş kalplilik sayılabilir; ama suçlunun işlediği suç, bu tür cezaların toplumdaki caydırcılığı ve önemli ölçüde toplumu bu tür suçlara karşı sigortalaması göstermektedir ki, böyle cezaların konulması insanlık toplumunun gereklerindendir.  

Şu noktayı hatırlatalım ki, rivayetlere göre bu dünyada cezalandırılan kimse ahirette yeniden cezalandırılmaycaktır. Yani günahından ötürü bu dünyada ceza alan kimse ahirette yeniden azap görmeyecektir. Bu da, ilahi rahmetin bir cilvesidir.[9] Bu yüzden bazı kimseler, ahirette ilahi azaba düçar olmamak için İmam’ın (a.s) yanına gelip günahlarını itiraf edip kendilerine had uygulanmasını istiyorlardı.[10]


[1] -Yasin/63

[2] -‘Ancak Allah'a kulluk edin; şüphe yok ki ben, onun tarafından sizi korkutmak ve size müjde vermek için gelmişim’ (Hud/2)

اللَّهُمَّ إِنِّی أَفْتَتِحُ الثَّنَاءَ بِحَمْدِکَ وَ أَنْتَ مُسَدِّدٌ لِلصَّوَابِ بِمَنِّکَ وَ أَیْقَنْتُ أَنَّکَ أَرْحَمُ الرَّاحِمِینَ فِی مَوْضِعِ الْعَفْوِ وَ[3]-                                                     

الرَّحْمَةِ وَ أَشَدُّ الْمُعَاقِبِینَ فِی مَوْضِعِ النَّکَالِ وَ النَّقِمَةِ.

‘Allah’ım! Hamd ederek, seni sena etmeye başlıyorum. Kendi lütfünle doğru olanı yapmaya muvaffak kılan sensin. Af ve rahmette rahmet edenlerin en merhametlisi, ceza ve intikamda cezalandıranların en şiddetlisi, ululukta güçlülerin en büyüğü olduğuna yakin ettim.’ (Tusi, Tehzibu’l Ahkam, c.3, s.108, Daru’l-Kütübi’l İslamiyye, Tahran, HŞ.1365.)

[4]-Mekarim Şirazi, Nasır, Tefsir-i Nümune, c.18, s.273, İntişarat-ı Daru’l-Kütübi’l İslamiyye, Tahran, 1. Baskı, HŞ.1374  

[5]-Yusuf/87.

[6] -Emin, Seyyide Nusret, Mahzenu’l İrfan Der Tefsir-i Kur’an, İntişarat-ı Nehzet-i Zenan-ı, Tahran, HŞ.1361.

[7] -Bakara/179

[8] -Mekarim Şirazi, Nasır, a.g.e, c.18, s.606-607 (az bir değişiklikle).

[9] -Emirü’l Müminin (a.s) ‘Ve size gelip çatan her felaket, ellerinizle kazandığınız bir şeydir ancak ve çoğunu da bağışlar.’ (Şura/30) ayetini şöyle tefsir ediyor: ‘Dönen hiçbir damar, değen hiç bir taş, kayan hiç bir ayak ve vurulan hiç bir sopa günahların eserinden başka bir şey değildir. Allah’ın affettiği şey daha çoktur. Kim dünyada günahının cezasını ödemeye yönelirse Allah, onu ahirette yeniden cezalandırmaktan daha üstün, daha kerim ve yücedir.’  

[10] -Kadının biri Emirü’l Müminin’in yanına gelerek zina ettiğini ve kedisine had cezası uygulayarak temizlenmek istediğini söyledi ve şöyle dedi: ‘Temizlenmeden ölümün gelip beni bulmasından korkuyorum.’ Daha fazla bilgi için bkz: Biharu’l-Envar, c.45 ve 76; Men La Yahduruhu’l-Fakih (Gaffari’nin çevirisi), c.5, s.356-358.  

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Kadınlar Ev, arazi ve toprak gibi taşınmaz şeylerden irs götüremiyorlar. Hal böyle iken Hz. Fatma (s.a.) Fedek arazisinin kendisine ait ve onun hakkı olduğunu iddia edebiliyor mu?
    6365 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/05/23
    Yapılan iki işkâlın her birisinin iki farklı cevabı vardır. Birinci işkâla karşı şöyle denilmeli: 1.   Kadının topraktan (taşınmaz mülk) irs götüremesini nefiy eden rivayetler kadının kendi kocasının malından irs götüremesiyle alakalıdır. Kızın kendi babasının veya başkasının ...
  • Kuran’ı Kerim karı kocanın birbirlerine duydukları sevgi hakkında ne buyurmaktadır?
    3204 Tefsir 2020/01/20
  • Çocuklukta hırsızlığın hükmü nedir?
    8187 Maddi Haklar 2019/02/20
    Hırsızlık, insanın boynuna hem kul hakkı hemde hakkullah getiren büyük günahlardan biridir. Cezası olduğu gibi hukuki işlemde onun için tayin edilmiştir. Eğer hırsız ceza için ön görülen bütün şartları taşıyorsa sağ elinin dört parmağı kesilmelidir.[1] Eğer baliğ olmamış bir insan hırsızlık yaparsa tayin ...
  • Gençte depresyonun göstergeleri ve tedavi yolu nedir?
    11793 Pratik Ahlak 2011/10/22
    Depresyon, bireylerdeki bir tür davranış veya duygusal bozukluğa denir. Çocuk ve gençliğe yeni adım atmış kimseler, çevrelerindeki birisinin (özellikle anne veya baba) ölmesinden kaynaklanan ruhsal baskı, ailenin anormal ve tabii olmayan tutumu, şiddet, baba veya annenin uyuşturucu bağımlısı olması sebebiyle ailenin güven ve sebattan yoksun olması veya ailevî uyuşmazlıklar ...
  • İbrahim makamı nedir? Ondan kastedilen nedir?
    46986 Eski Kelam İlmi 2012/02/18
    Mekke’deki belirgin işaretlerden birisi, İbrahim makamıdır; zira orası İbrahim’in (a.s) durduğu bir makamdır. İbrahim makamının tefsir ve manası hakkında bazıları tüm haccın İbrahim makamı olduğu görüşündedir. Bir grup İbrahim makamının “Arafe”, Meş’aru’l-Haram” ve “üçlü cemerat” olduğuna inanmaktadır. Bazıları da tüm Mekke hareminin İbrahim makamı sayıldığı görüşünü taşımaktadır. Ama mevcut ...
  • Namahremden suni saç ve suni tırnağı gizletmek vacip midir?
    8064 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/07/19
    İmam Humeyni hazretleri (kuddise sırıhu) ve diğer değerli merciler şöyle buyurmuşlardır: Kadınlar suni saçları ve gizli (kalması gereken) ziynetleri (bilezik ve gerdanlıklar gibi) de namaz dışında kapatmaları gerekir.[1] Namaz esnasında ise suni olan saçları, ...
  • Dünyadaki insanlara baktığımızda insanların çoğunluğunun kötülüğe ve ...
    8364 Eski Kelam İlmi 2007/09/18
    İnsan fıtratı gereği Allah’ı ve hakkı aramakta, dine ve ahlaka eğilim göstermektedir. İnsanların çoğunluğu da bu yaratılışlarında bulunan bu çağrıya olumlu cevap vermektedirler. İnsanlar hakkın peşindedirler. Ama bazen o eğilimlerini somutlaştırırken hata ediyorlar. Gerçek şu ki iç ve dış bazı faktörler, onların hakkı tanımalarına ve ona yönelmelerine ...
  • Şiaya göre büyük günahın konumu nedir?
    24962 Eski Kelam İlmi 2011/12/10
    Büyük günah konusunda Müslüman fırkalar arasında çoğu siyasi olan ifrat ve tefritler vardır.Bunun en belirgin örneği Mürcie ve Hariciler’dir. Mürcie, zalim yöneticileri temize çıkarmak için zahiri imanı veya Müslümanlık iddiasını ve görüntüyü korumayı yeterli görmekte, büyük küçük hiç bir günahın hatta Ehl-i Beyt’in ...
  • İmam Hasan (a.s) daha büyük olmasına rağmen neden imamet İmam Hüseyin’in (a.s) evlatlarına intikal etmiştir?
    12002 Eski Kelam İlmi 2010/09/22
    Yanıta ulaşmak için bir takım noktalara dikkat etmek gerekmektedir: 1. İmamet makamına ulaşan bir şahıs masumiyet, ilim, cesaret, cömertlik vb. şart ve özellikler taşımalıdır. Bu şartların kimin karakterinde tahakkuk ettiğinin teşhisi insan için mümkün olmadığından, imamet makamı Allah tarafından atanılan bir ...
  • Kadın zarif bir varlık mıdır yoksa zayıf bir insan mı?
    12014 Eski Kelam İlmi 2010/12/05
    Kur’an’a göre kadının makamı çok yüksektir. Kur’an yaratılış yönünden kadın ve erkeği aynı cinsten olduğunu söylemekte ve insanlıkta bir bilmektedir. Bu semavi kitap özel ilahi lütufa nail olan, vahiyin rububi makamınaçıkan ve meleklerin konuştuğu kadınlardan bahsetmiş, iman ve Allah yolunda mukavemetin örnekleri olan ...

En Çok Okunanlar