Gelişmiş Arama
Ziyaret
7357
Güncellenme Tarihi: 2010/10/12
Soru Özeti
Nasihatler edip sohbetler yapan alimlerin bunları yapmaya layık olduklarını nereden anlayacağız?
Soru
Binlerce Müslümanın olduğu bir toplumda yaşıyoruz ve bize göre alimliğe layık olmayan birçok alim var. Şii itikadına göre nasihat ve sohbet eden alimlerin bunları yapmaya layık olduklarını nereden anlayacağız?
Kısa Cevap

İslamın buyruklarına göre halkın dini anlayabilmesi için ya kendisi ilahi hükümleri araştırıp incelemeli veya din alimlerine başvurmalıdır. Halkın çoğu dini konularda araştırma yapma gücüne sahip olmadığından din alimlerine müracaat etmeleri gerekir. Masum İmamlar (a.s), salih ve değerli alimleri tanıtan ve Şiilerin işini kolaylaştıracak yolları açıklamışlardır. Örneğin: ‘Alimlerden nefsini kollayan, dinin koruyan, heva ve hevesine karşı gelen ve Allah’ın emrine itaat eden alimleri avamın taklit etmesi vaciptir.’ diye buyurmuşlardır.

Yine ‘Hikmet, mümin yitik malıdır; nerede bulursa ondan faydalanmalıdır, hatta kafirin yanında bile olsa.’ diye buyurmuşlardır.
Ayrıntılı Cevap

Cevabın anlaşılabilmesi için önce bir kaç noktayı açıklamamız gerekmektedir:

1- Alimin ilminin değeri: Allah-u Teala, ilmin fazileti ve alimin konumu hakkında söyle buyurmuştur: ‘De ki: Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?’[1]

Bir başka ayette şöyle buyuruyor: ‘Allah, içinizden, gerçekten iman edenleri ve kendilerine bilgi verilenleri derece derece yüceltsin ve Allah, ne yapıyorsanız hepsinden de haberdardır.’[2]

Rivayetlerde de ilimin ve alimin değeri ve alime müracaat etmenin gerekliliği açık bir şekilde ortaya konmuştur.
Resulullah (s.a.a) şöyle buyuruyor: ‘İlimi ehlinden öğrenen ve ona amel eden kurtulmuştur.’[3]
Yine şöyle buyurmaktadır: ‘Alimin yüzüne bakmak ibadettir.’[4] Bir başka rivayette ilim öğrenmenin gerekliliğine hakkında şöyle buyuruyor: ‘İlim öğrenmek kadın erkek bütün Müslümanlara vaciptir.’[5]

2- Ayet ve rivayetlerden, İslam dininin ebedi ve kanunlarının kıyamete kadar icra edilmesi gereken bir din olduğu anlaşılamaktadır. Bu yüzden insan bütün hükümleri öğrenmek zorundadır. Onları öğrenmek içinde yalnızca iki yol vardır: Ya insanın kendisi ilmi birikimiyle fıkhi ve dini kaynaklara başvurarak, hüküm ve meseleleri onlardan çıkaracak veya ilmi birkimi olmadığı için uzman kişilere başvuracaktır.[6]

3- Resul-u Ekrem (s.a.a) ve Masum İmamlar (a.s) layık alimlerin ölçülerini belirlemişlerdir. Aşağıda o ölçülerden bazılarını getiriyoruz:

İmam Hasan Askeri (a.s) ‘Artık vay hallerine; kitabı kendi elleriyle yazanlara...’ ayetinin hakkında şöyle buyuruyor: ‘Bu ayet Yahudiler hakkında nazil olmuştur. Adamın biri İmam Sadık’a (a.s) şöyle arzetti: ‘Yahudi avamı, kitabı (Tevrat’ı) âlimlerinden öğreniyorlardıysa neden onları taklit edip kabul ettikleri için kınanmaktadırlar? İmam (a.s) cevap olarak şöyle buyurdu: ‘Bizim avamımızla Yahudi avamı arasında bir yönden fark, bir yönden de benzerlik vardır. Benzer oldukları yön şudur: Allah-u Teâlâ Yahudi avamını kınadığı gibi bizim avamımızıda taklitten dolayı kınamıştır. Farklı oldukları yön ise Yahudi avamı kendi âlimlerinin açıkca yalan söylediklerini, haram ve rüşvet yediklerini, Allah’ın hükümlerini değiştirdiklerini biliyorlardı. Onlar böyle insanların fasık olduklarını kesinlikle biliyorlardı.

Allah’la yarattıkları arasında veya Allah’la Allah’ın peygamberinin arasında vasıta olması uygun olmadığı halde yinede böyle alimlerin peşinden gidiyorlardı.

Bizim avamımıza gelince onlarda kendi âlimlerinden açık fısk, yersiz taassup, dünyaya ve haram mala düşkünlük gördüklerinde fasık âlimlerin peşinden giderlerse Allah’ın kınadığı Yahudiler gibi olacaklardır. Ve avam, fakihlerden nefsini koruyan, dinini hıfzeden, heva ve hevesine karşı gelen ve mevlasına itaatkar olan âlimleri taklit etsin. Bu da tüm Şia fakihlerinde değilde bazılarında vardır. Öyleyse alimlerden kötü ve çirkin işler yapanlar ve diğer fasıt fakihlerin yolundan gidenler, bizden bir şey naklederlerse kabul etmeyin ve hürmet etmeyin.’[7]

Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyuruyor: ‘Her alimle oturmayın; ancak sizi şu tehlikeli beş şeyden çekip beş faydalı şeye götürenler hariç: ‘Şüpheden yakine, tekebbürden tevazuya, gösterişten ihlasa, düşmanlıktan kardeşliğe, dünyaya düşkünlükten zühd ve dünyadan uzaklaşmaya götüren kimseler.’[8]

 

4- İslam’ın buyruklarına göre ilim ve hikmet müminin yitik malıdır, nerede ve kimin yanında bulursa onu almalıdır.[9] Yani mümin insan kendisini ıslah edecek ilmi ve hikmetin peşindedir; akıl ve hikmet esası üzerine olan her sözü kabul eder. Hz. Ali’nin (a.s) buyrduğu gibi söyleyene değil söylenene bakar.[10] Tabi bu yöntem, söyleyenin kişisel özellik ve davranışlarının bilindiği yerdedir. Sözü söyleyenle davranışı arasında uyumsuzluk varsa, hikmet üzerinede olsa bu durum o sözün etkisini azaltacaktır. Ancak bu durumda bile dini öğretilere dayanarak insan onun ilim ve hikmetinden faydalanabilir.


[1] -Zümer/9

[2] -Mücadele/11

[3] -Aval’il Leali, c.4, s.77; Kafi, c.1, s.46

[4] -Bihar, c.1, s.195.

[5] -Tenbih-ul Havatir, c.2, s.176

[6] -Ayetullah Subhani, Rahnama-i Hakikat, s.577.

[7] -el-Hayat (Ahmed Aram’ın Farsça tercümesi), c.2, s.571.

[8] -Bihar, c.1, s.38.

[9] -Kafi, c.8, s.167.

[10] -Gurer-ul Hikem, s.58.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Rastgele Sorular

  • Acaba mezi, vezi, vedi necismidir?
    5757 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2019/04/07
    İnsan bedeninde idrar yolundan meni ve idrar dışında dışarı çıkan sıvılar bir kaç kısma ayrılır: Büyük abdesten sonra açığa çıkan ve azda olsa yapışkanlık taşıyan sıvı; bu sıvı “vedi” olarak adlandırılır. Cinsel birliktelik sırasında orgazm öncesi ve meninin gelmesinden önce açığa çıkan sıvı; bu ...
  • Neden Tövbe suresi besmele ile başlamamıştır? Acaba bu surenin bazı ayetleri silinmiş midir?
    34783 Kur’anî İlimler 2012/04/04
    Tövbe suresinin besmele ile başlamaması hakkında müfessirler bazı nedenler saymışlardır: Bu sure ve Enfal suresi, her ikisi bir sure olarak hesap edilir. Zira Enfal suresi, verilen sözler hakkında ve Tövbe suresi ise bu sözlerin yerine getirilmemesi hakkındadır. “Besmele” emniyet, sevgi ve rahmet ...
  • Bir kişinin zina yaptığına dair birkaç kişi şahitlik eder ve bu şahitlik doğrultusunda verilen hüküm icra edildikten sonra bu şahitler kendi şahitliklerinden cayarlarsa hakkında hüküm icra edilmiş kişinin diyeti kime aittir?
    6976 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/09/28
    Sorunuz taklidi mercilerin defterlerine gönderildi ve söz konusu defterlerin şimdiye kadar vermiş oldukları cevaplar şöyledir: Ayetullahe'l-uzma MEKARİMİ ŞİRAZİ'NİN (Allah yüce gölgesini devam ettirsin) defteri: Diyetin tamamı her dört kişi arasında bölünecek ve ...
  • Peygamber Efendimize (s.a.a) göre başkalarına hediye vermenin adabı nasıldır?
    16078 Pratik Ahlak 2012/05/19
    Hediye vermek ve almak Peygamber Efendimizin (s.a.a) ameli siresinde vardı. Ama Peygamber Efendimizden (s.a.a) gelen rivayetler esasınca hediye verme işi kendi ve diğerlerine meşakkat ve zahmeti beraberinde getirmemelidir; zira bu işteki hedef ünsiyet ve ülfet oluşturmaktır ve eğer onun adap ve şartlarına riayet edilmezse uygun olan neticeye ...
  • Savunma hedeflerinin gerçekleşmesinde kadın ve kızların rolü nedir?
    6198 Düzenler 2012/06/14
    Düşman karşısında savunma yapmak insan ve tüm diri varlıkların fıtri ve zati bir özelliğidir. İslam’ın hayat bahşedici mektebi de bunu değerli ve kutsal bir husus olarak değerlendirmiş ve takipçilerini buna çağırmıştır. Hatta savunma ve öncüllerini Müslümanlara farz kılmıştır. Bu, özel bir grubu özgü değildir. Kadın ve erkek ...
  • Ehlisünnetin ve özellikle Vahabilerin hangi delil esasınca peygamberlerin salt vahiy almada masum olduğunu ve başka durumlarda masum olmadığını belirttiklerini bilmek istiyorum?
    8962 Eski Kelam İlmi 2012/08/22
    Ehlisünnetin bazı grupları (Haşevilik ve Selefilik gibi) Hz. Âdem (a.s) ve onun cennetten çıkarılması gibi bir takım Kur’an ayetlerine istinatta bulunarak peygamberlerin sadece vahiy almada ve peygamberliği tebliğ etmede masum olduğunu ve diğer hallerde günah ve hata işleyebileceklerini belirtmişlerdir. Peygamberlerin ve ardınca temiz imamların masum olmadığına inanan ...
  • Şirk nedir?
    19301 Eski Kelam İlmi 2009/10/10
    Şirk lügatte, pay vermek anlamındadır, Kur’ani kullanışta ise şirkten kasıt Allah-u Teala’ya ortak ve benzer koşmaktır. Şirk, tevhit ve “hanifliğin karşısında yer almaktadır. Hanif yani, istikamet ve itidale yönelmek. Muvahhit insanlar şirkten yüz çevirip tevhit esasına yöneldikleri için onlara hanif denir.
  • Maliki Eşter'in oğlu İbrahim Eşter nerede ve nasıl öldü? Muhtar'ın şehadetinden sonra durumu ne oldu?
    24549 خونخواهان حسین ع 2014/05/18
    İbrahim b. Eşter Ehlibeytin sahabe ve dostlarından idi. O, kendi taifesinde önemli bir yere sahipti ve kendisinden cesur, çalışkan ve fasih bir şair olarak söz edilmiştir. Siffin savaşında babası Malik ile birlikte müminlerin önderi Hz. Ali’nin (a.s) ordusunda yer almış ve Muhtar’ın kıyamında onun ordusunun komutanlarından olmuştur. ...
  • Allah-u Teala, Şeytanı niçin yaratmıştır?
    20409 Eski Kelam İlmi 2008/05/04
    Şeytanın, insanların yoldan çıkartılması ve saptırılmasındaki rolü sadece davet etmekle sınırlıdır ve diğer yandan insanın tekâmüle ermesi, her zaman için zıtlıklar, çelişkilerden ve çekişmelerden geçmekle gerçekleşmektedir. Bu yüzden en mükemmel bir düzende böyle bir varlığın yaratılması boş ve yersiz olarak algılanmamaktadır. Tam tersine böyle bir varlığın olması hayır ve hikmet ...
  • Faiz içeren borç almak haram mıdır?
    6942 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/05/27
    Borç almak hatta devlet bankasından olsa bile ve her ne kadar faiz içerse de durumsal hükümler açısından doğrudur (yani borcu alan şahıs paranın maliki olur ve onun bu parayla yaptığı muameleler doğru sayılır), ama bu para faiz içeriyorsa yükümlülük açısından onu almak haramdır (yani böyle bir şahıs ...

En Çok Okunanlar