Gelişmiş Arama
Ziyaret
8766
Güncellenme Tarihi: 2008/04/09
Soru Özeti
Ben, namaz kılarken halim olmuyor, ne yapmam gerekir?
Soru
Ben, namaz kılarken halim olmuyor, ne yapmam gerekir?
Kısa Cevap

Namazın bir zahiri ve bir de batıni yönü vardır. Zahirinin kural ve şartları olduğu gibi batının da kural ve şartları vardır.

Elbisenin pak olması, kıbleye doğru yönelmek abdestli olmak ve … gibi namazın zahiri şartlarına riayet etmek, namazın zahiri doğruluğuna sebep olduğu gibi, namazın batıni şartlarını yerine getirmek de, örneğin kalbin Allah’a teveccüh etmesi, huşu’ içinde olmak, sakin olmak ve …, namazın batıni yönden doğru olmasına sebep olur ve aslında namazın kabul olmasını sağlar.

Buna göre, namazdaki bu şartlara riayet edilerek gerekli kalp huzuruna ulaşılabilinir.

Ayrıntılı Cevap

Namaz, diğer ibadetler arasında yüce bir yere sahiptir. Namaz,  rivayetlerde müminin miracı veya dinin direği olarak tabir edilmiştir. Bu tabirler, bu ilahi ibadetin önemini göstermektedir.

Diğer taraftan bir şeyin oluşabilmesi için, onu oluşturan sebep ve şartların kâmil bir şekilde oluşması ve engelleyen şeylerin de olmaması gereklidir. Namaz da aynı şekilde bu kuralın dışında değildir.

Namazda, gerekli sebeplerin oluşmasına, engellerin kaldırılmasına ve gerçek namaza ulaşmak için, onun zahiri ve batıni şart ve kurallarına riayet etmeğe dikkat edilmelidir.

Namazın batini kuralları hakkında söylenecek söz çoktur ama biz burada kısa ve öz bir şekilde onların bir kısmını zikredeceğiz:

Allah-u Teala’ya yönelmek:

Yani namaz kılan, Allah’ı tanımalı ve kiminle karşı karşıya olduğunu bilmelidir. Allah-u Teala mutlak kemaldir. Bütün kemallerin toplandığı ve hatta kemalin aynısıdır. İlahi kemallerin birisi de hikmettir. Bu yüzdenden de Allah’ın bütün fiilleri bir hedef doğrultusundadır. İlahi fiillerden birisi varlık âleminin ve onun göz bebeği olan insanın yaratılmasıdır. Yaratılışın amacı ise kemale ulaşmaktır ve bu da doğru bir yolu (sırat-ı müstakimi) izlemek dışında mümkün değildir. Sırat-ı müstakim Allah’a kulluğun ta kendisidir: Nitekim Allah Teala şöyle buyurur: “Bana kulluk edin. İşte bu dosdoğru yoldur, diye emretmedim mi?”[1] yani Allah’ın bütün emir ve kurallarına itaat etmektir ve onların en önemlisi de ibadetlerde gerçekleşir.

İbadetle uyuşmayan şeylerden uzak durmak:

Amellerin etki etme ölçüsü, tamamen insanların kişilik, ihlâs ve alakalarına bağlıdır. Bu yüzden ibadetin, şahıslarda değişik etkileri vardır. İbadetle uyuşmayan ve onun etkilerini yok eden şeylerden sakınılması son derece önemli bir husustur. Örneğin; bir doktorun tedavisiyle ilaçlarını zamanında kullanan iki hastadan birisi, tedavisine zararlı şeylerden sakınsa ve diğer şahıs ise sakınmasa, doktorun yazdığı reçete ikinci şahıs için etkisiz veya az etkili olacaktır.

Bu yüzden ibadetlerin batınımızda etki etmesi ve huzur getirmesi için kötü amellerden (günahlardan) sakınmamız gerekmektedir. Çünkü rivayetlerde, mümkün olduğunca günahlardan sakınılması söylenmiştir; çünkü karanlık, günah sayesinde insanın batınına girer. “Birisi günah işlediği zaman kalbine siyah bir nokta girer.”[2]

İmam Sadık(a.s.) şöyle buyuruyor: “Babam(İmam Bakır (a.s.) şöyle diyordu: kalbe günah kadar zararlı bir şey yoktur, kalp, günahla karışıp onunla içli dışlı olursa, sonunda kalbe üstün gelerek onu alt üst eder.”[3]

Yani kalp asıl tabiatına göre, melekût âlemine bağlı ve Allah’a yöneliktir. Ama günahlar yüzünden tersine dönerek şeytani olmaktadır.

İmam Sadık (a.s.) şöyle buyurmaktadır: “İnsan günah işlediği zaman gece namazından mahrum olur. Kötü bir amel, sahibine keskin bir bıçaktan daha hızlı ve çabuk etki eder.”[4]

Günah, insanı ibadet ve teheccütten mahrum eder ve Allah’la yaptığı münacattan haz almasını engeller. Günahın etkisi keskin bir bıçaktan daha hızlıdır.[5]

Nefsi tezkiye etmek için çalışmak:

Nefis tezkiyesinin hedefi, insanla fıtratı arasında engel oluşturan ve Allah’ın tecelli aynası olan fıtratın saflaşmasına izin vermeyen hicap ve perdeleri ortadan kaldırmaktır. Bu perde ve hicaplar, günah, gaflet, maddeye ve maddiyata dalmak ve Allah’ı, ahireti ve melekût âlemini unutmaktan kaynaklanmaktadır. Mukaddes şeriatta olan emir ve hükümlerin hepsi tek bir hedefi takip etmektedirler ve o hedef de bu hicapları ortadan kaldırmak veya etkisini azaltmak ve toz toprak altında kalmış fıtrat mücevherini ortaya çıkararak insan hakikatinin parlamasını sağlamaktır. “Gerçek felâh bulmuştur onu temizlikle parlatan. Ve ziyan etmiştir onu kirletip gömen”[6]

İyi ve faydalı işler yapmak:

Ruh beden aleminin mutlak hükümdarıdır ve bütün uzuvlar onun emri altındadır. Diğer bir açıdan ise nuraniyet ve karanlığın yeridir ve insanın amellerinden etkilenmektedir.

İyi veya kötü işlerin, ruha çabuk etki etmesi herkes tarafından bilinmektedir. İyi amellerin bir kısmı da ibadetlerdir; yani eğer insan on derecelik bir nuraniyete sahip olsa ve gece namazı kılsa veya insanların ihtiyaçlarını gidermeye çalışsa vb… iyi işler yapsa bu işler ruhunun nuraniyetini artıracak ve onun ruhunun ve batının güçlenmesini sağlayacaktır. Bu değerli nuraniyet, namaz gibi ibadetlerde huzur ve huşunun oluşmasını sağlamaktadır. Tabiî ki kötü amellerde de bunun tersi geçerlidir. “De ki: “Herkes kendi yapısına uygun işler görür.”[7]

Allah-u Teala’yı sevmek:

İnsanın hata ve günahları, dünya sevgisi ve maddi lezzetlere aşırı bir şekilde bağlanmaktan kaynaklanmaktadır. “Dünya sevgisi bütün günahların başıdır.”  Buna göre, eğer birisi kalbini günahlardan temizlemek isterse, onun kökü ve kaynağıyla mücadele etmeli, kalbinde dünya sevgisinin şiddetini azaltmaya çalışmalı ve kendi nefsindeki maddi lezzetlere olan ilgisini sınırlandırmalıdır. Eğer bu şekilde yaparak Allah’tan yardım dilerse, bu yüce işte başarılı olarak kalbini günahtan temizleyebilir ve onun yerine yüce Allah’ın ve O’nun evliyalarının sevgisini yerleştirebilir.

Sonuç:

Eğer namazda iyi bir ruh haline sahip olmak ve ibadetten haz almak istiyorsak; batini edep ve kurallara uymalı, nurani amellerle altyapıyı hazırlayarak batınımızın nurunu güçlendirmeli ve vücudumuzu ahlaki hastalıklardan arındırmalıyız. Çünkü hasta birisi, hastalığından dolayı en güzel yemeklerin tadını alamaz ve en güzel yemekleri yemeye iştahı olmaz. Ama bu şekilde de olsa yine gerekli yemeği yemesi, hastalığının iyileşmesinde önemli bir rolü vardır. Bu yüzden yukarıda konu arasında işaret ettiğimiz gibi, bu ikisinin birbirlerine karşılıklı etkisi vardır.

Kaynaklar:

Adab-us Salât (namazın adabı), İmam Humeyni.

Rahhayı Huruç ez Sıfat-ı Rezile (Aşağılık sıfatlardan kurtulma yolları) Seyit Rahim, Tevekküli

Sırr-us Salât (namazın sırları), İmam Humeyni.



[1] YASİN suresi 61. ayet  

[2] Usul-u Kâfi, c: 3, Günahlar babı, 13’üncü rivayet.

[3] Aynı kaynak, c: 2, Günahlar babı, s: 268, 1’inci hadis.

[4] Aynı kaynak, c: 2, Günahlar babı, s: 272, 16’ncı hadis; Cami’-us Saadat, c: 3, s: 48.

[5] Mehdevi Keni, Muhammed Rıza, Ameli ahlakta başlangıç noktaları, s: 116.

[6] ŞEMS suresi 9 ve10. Ayetler.

[7] İSRÂ suresi 84. ayet

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Berzahta veya kıyamette ezan okunacak mı?
    7481 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/04/03
    1- Berzah aleminde ezan okunması konusunda hadis kaynaklarında herhangi bir şey yoktur. 2- Bir rivayette İmam Bakır (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Resul-i Ekrem (s.a.a) miraca gittiğinde geçmiş bütün Peygamberler Onun yanına geldiler. Cebrail, Allah’ın emriyle ezan okudu ve kamet getirdi.[1] 3- ...
  • Aşura günü oruç tutma hakkında Peygamberden (s.a.a) hadis var mı? Aşura günü oruç tutmak müstehap mıdır?
    10676 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/15
    Şianın muteber kaynaklarında Hz. Muhammed’den (s.a.a) aşura günü oruç tutmanın müstehap olduğunu gösteren herhangi bir hadise rastlanmamaktadır. Sadece O’nun (s.a.a) siretinde aşura günü oruç tuttuğunu gösteren hadisler vardır. Örneğin bir hadiste İmam Rıza (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Resulullah (s.a.a) aşura günü oruç tutardı.’ Ama böyle rivayetleri esas alarak ...
  • acaba hem Allah-ı sevmek ve hem de ondan korkmak mümkün müdür?
    9244 Pratik Ahlak 2010/12/18
    Allah u Teâlâ'ya yönelik, ümit ile korkunun birlikte ve beraber oluşları, bazı yerlerde ve zamanlarda da mehabetin oluşu hiç de hayret verici bir durum değildir. Zira bu durum yaşamımızın her tarafını kapsamış, ancak biz bu durumdan, bu durumun şiddetli bir şekilde açık olduğundan dolayı gafiliz. ...
  • Hz Zehra’nın şehadetinin kesin tarihi nedir?
    10332 تاريخ بزرگان 2012/04/15
    Hz Zehra’nın (a.s) şehadet günü hakkında tarih kitaplarında birkaç görüş vardır. Bazı tarihçiler bunun Hz Peygamberin vefatından 40 gün sonra bazıları 6 ay sonra ve bir grup da 8 ay sonra gerçekleştiğini belirtmiştir. Aynı şekilde imamlarımızdan (a.s) nakledilen rivayetlerde iki tarih belirtilmiştir ve birçok Şia âlimi Hz ...
  • Arafat’ta durmanın sır, fazilet ve adabı nedir?
    10983 Pratik Ahlak 2011/08/17
    Arafat’ta durmanın sırrı hakkında birçok rivayet bulunmakta ve hepsi bu mübarek günün azamet ve faziletini göstermektedir. Arafat günü insanın kendisini tanıdığı ve de dua ve yakarış ile Allah’ın kerem ve ihsan sofrasında yer edinebilmek için arı bir niyet ile Allah’ın misafirliğine kabul olduğu gündür. Şeytan bu günde ...
  • Yaşamımda sürekli sorun ve buhranlarla karşı karşıyayım, benim için bir çözüm yolu var mıdır?
    7409 Eski Kelam İlmi 2011/04/11
    İnsanlar sürekli değişik yollarla Allah’ın sınamasına tabi tutulur ve başarılı şahıslar ancak bu sınamalardan yüz akıyla çıkanlardır. Bu esas uyarınca Allah’ın rahmetinden meyus olmayın ve Allah’a dua etmeyle, O’ndan rızık talebinde bulunmayla ve sorunları gidermeyi istemeyle birlikte mevcut durumunuzun iyilileşmesi için çalışın. Her halükarda ...
  • Neden Allah boşanmadan çok nefret etmektedir?
    9671 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2012/03/12
    Boşanma ve evlilik arasında bir karşıtlık bulunduğundan, Allah’ın boşanmadan nefret etmesinin nedenini öğrenmek için, ilkönce evliliğin önemi açıklanmalıdır.[1] Yüce Allah Kur’an’da insanların çift yaratılmasını huzur ve sükûnet sağlayan ilahi ayet ve nişanelerden saymıştır.[2] Masumların (a.s) rivayetlerinde de evlilik büyük bir öneme ...
  • İslami düşüncenin kapsamlılığıyla ilgili dengeli bir proje sunmak mümkün müdür?
    8109 Eski Kelam İlmi 2007/08/23
    İslam, gönderilmiş olan son ve en mükemmel dindir. Bundan dolayı insan hayatını ilgilendiren bütün toplumsal ve ferdi alanlarda bu dinin yol gösterici olması beklentisi içerisindeyiz. “İslam’da sistematik düşünce teorisi “ İslam dininin kapsamlılığıyla ilgili dengeli bir teoridir. ...
  • Yezit İmam Hüseyin’i (a.s) neden öldürdü?
    14560 Eski Kelam İlmi 2011/08/03
    Birçok delil Yezit b.Muaviye’nin ahiret ve kıyamete hiçbir inancı olmadığını göstermektedir. O, üç yıllık yönetimi süresince İmam Hüseyin’i (a.s) şehit etmek, Medine’yi yağmalamak ve tahrip etmek, sahabelerden ve diğer kesimlerden[1] birçok ferdi öldürmek ve Allah’ın evini taşa tutmak ve ...
  • İlim ve ameli birleştirmek için uygun ve etkili çözüm nedir?
    6344 Pratik Ahlak 2012/01/18
    İslamî usuller esasınca, ancak salih ameli peşinden getiren bir ilim ve bilgi faydalı olabilir. Ama bununla birlikte bazı âlimlerin salih amel işlemekten geri kaldığını gözlemlemekteyiz. Bu konu değişik nedenlerden kaynaklanabilir. Mesela onlar sadece bir takım ıstılahları öğrenmiş, gerçek bilgin olmamış, bilgilerine önem vermemiş, dünya hayatını ahirete tercih etmiş, dinî ...

En Çok Okunanlar