Gelişmiş Arama
Ziyaret
10709
Güncellenme Tarihi: 2011/03/03
Soru Özeti
Ehl-i Sünnet kitaplarında halifelerin sahabelere karşı yanlış tutumlarını gösteren örnekler var mı? Varsa onları yazabilir misiniz?
Soru
Ehl-i Sünnet kitaplarında halifelerin sahabelere karşı yanlış tutumlarını gösteren örnekler var mı? Varsa onları yazabilir misiniz?
Kısa Cevap

Bu soruya cevap verbilmek için sahabeyi, Ehl-i Beyt’in (a.s) yolundan giden sahabeler ve diğer sahabeler diye ikiye ayırmak gerekiyor. Bunu yapmamızın nedeni, Peygamberimizin Ehl-i Beyt’e verdiği özel önemden dolayıdır.

Birinci grupta, 1) Peygamberimizin vefatından sonra Hz. Ali’den ve Onun (a.s) evinde toplananan sahabelerden biat alınması gibi acı bir olay, 2) Fatımat-uz Zehra’ya (s.a) karşı Fedek’i alma konusunda hakkının verilmemesi için yapılan kötü davranışlar vardır.

İkinci grupta, 1) Hz. Ali’nin evinin yakılmasına neden olan Ebubekr’in halifeliğine muhalif sahabelerden biat alınması olayı. 2) Ubey b. Kaab’e karşı yapılan davranış. 3) Abdullah b. Mes’ud’un yaptığı eleştirilerden dolayı dövülmesi ve ona kötü lakapların verilmesi. 4) Ebuzer’in yaptığı eleştirilerden dolayı Rebeze’ye sürülmesi gibi olaylar vardır.

Ayrıntılı Cevap

Sahabe, Peygamber hayattayken Müslüman olan ve O’nu (s.a.a) gören kimseye denir. [1] Ehl-i Beyt’in dışında sahabelerin hiçbiri masum değildir. Bu yüzden birçok sahabenin birçok yanlışları nakledilmiştir. Bu yanlışların bazıları öyle meşhur ki, tevatür haddine ulaşmışlardır. Birinci, ikinci ve üçüncü halifelerin sahabelere karşı tutumlarını ikiye ayırılır: 1) Ehl-iBeyt’e karşı tutumları 2) Diğer sahabelere karşı tutumları. Böyle bir ayırım yapmamızın nedeni Peygamberimizin (s.a.a) Ehl-i Beyt hakkındaki sıkı tavsiyelerinden dolayıdır.

Aşağıda birinci kısım hakkında Ehl-i Sünnetin tarih ve hadis kitaplarında gelenleri aktarıyoruz:

1- Peygamberin vefatından sonra Ehl-i Beyt’e (a.s) karşı yapılan en acı olay Hz. Ali’den biat alınmak istendiği zaman yaşandı. Ehl-i Sünnet alimlerinden Deyneveri şöyle yazıyor: Ebubekr, bir grup Müslümanın ona biat etmeyip Hz. Ali’nin evinde toplandığını duyunca Ömer’i oraya gönderdi. Ömer onlara biat etmelerini söyledi. Ama onlar biat etmediler. Bunun üzerine Ömer odun getirterek içeridekilere dedi ki: ‘Canımın elinde olduğu kimseye andolsun ki, evden çıkmazsanız içeride olan herkesi ateşe vereceğim.’ Ona, ‘Evde Fatıma var’ denildiğinde ‘Hatta Fatıma’da olsa yakacağım’ diye cevap verdi. [2]

2- Bir başka olay halifeleri Hz. Fatıma’yla (s.a) karşı karşıya getiren Fedek meselesidir. Bu ihtilafta Peygamberin kızına (s.a) karşı yapılan şiddeti görmekteyiz. Hz. Fatıma’nın (s.a), gazabı, Allah’ın ve Peygamberin gazabı olan kimsedir. İbn-i Kesir’in Aişe’den naklettiğine göre Hz. Fatıma (s.a) ömrünün sonuna kadar (Ebubekr ve Ömer’den) razı olmadı. [3] - [4]

İkinci kısım yani masum olmayan sahabelere karşı tutumlarının ne olduğu konusunda aşağıdaki örnekleri getiriyoruz:

1-Peygamberimizin (s.a.a) vefatından hemen sonra muhaliflerden biat almak için gelişen olayları bu kısımdan sayabiliriz. Çünkü Ehl-i Beyt’in dışında da bu olayda hakarete uğrayan sahabeler vardı. [5]

2-İbn-i Ebi’l Hadid şöyle nakleder: Birgün Ömer, bir grubun Ubey b. Kaab’ın peşinden gittiklerini gördü. Ömer kırbacını alıp onun başına vurdu. Ubey ‘Ey Emir-ül Müminin! Allah’tan kork’ dedi. Ömer dedi ki: ‘Senin arkan sıra gelen bu grup kimlerdir? Bunun takip edilen kimsenin fitnesi ve takip edenlerin zilleti olduğunu bilmiyor musun?’ [6] Hatırlatmak gerekir ki, Muhammed Taki Şuşteri’nin ‘Kazavetha-i Emir-ül Müminin (a.s)’ adlı kitabında [7] Ubey’in Ömer’in halifeliğine karşı olduğunu yazmıştır.

3-İbn-i Esir, ‘Usd-ul Ğabe’ adlı kitabında şöyle yazıyor: ‘Ömer, oğlu Abdullah’ı ‘Ebu İsa’ [8] künyesini aldığı için kırbaçla dövmüştü.’ [9] İbn-i Ebi’l Hadid bu olayı şöyle anlatıyor: Ömer, oğlu Abdullah’ın kendisine Ebu İsa künyesini aldığını duyduğunda onu yanına çağırıp dedi ki: ‘Kendine Ebu İsa künyesini mi aldın?’ Abdullah çok korktu. Ömer onun elini öyle bir ısırdı ki, Abdullah bağırdı. Sonra ona vurarak şöyle dedi: ‘İsa için baba mı çıkardın?’ [10]

4-Belazeri, Ensab-ul Eşraf’ta şöyle yazıyor: Osman, Velid b. Ukba’yı Küfe’ye vali yaptığında Abdullah b. Mesud, Osman’ı eleştirip kötüleyerek dedi ki: ‘Kim bu değişikliği yaptıysa Allah onda (onun halifelik ve hükümetinde) değişiklik yapsın...’ Velid, İbn-i Mesud’un bu kınamalarını Osman’a iletti. Osman, Velid’den onu Medine’ye göndermesini istedi. Abdullah b. Mesud, Küfe halkının uğurlamasıyla Medine’ye doğru yola koyuldu. Abdullah, Medine’ye varınca Osman Resulullah’ın minberinde konuşma yapıyordu. Osman onu görünce dedi ki: ‘Ey millet! Yanınıza öyle biri geliyor ki, mide bulandıran bir haşere gibi kimin yemeğinin üzerine gitse, ya onu kusar veya ishal olur.’ İbn-i Mesud dedi ki: ‘Oysa ben öyle değilim. Ben, Bedir’de ve Rızvan biatında Resulullah’la (s.a.a) beraberdim.’ Bu arada Aişe söyle seslendi: ‘Ey Osman! Bu sözleri Resulullah’ın sahabesine mi söylüyorsun?’ Osman, onun zorla mescitten çıkarılması için emir verdi. Abdullah b. Zaame onu yere vurdu. Osmanın kölesi Yahmum onu mescitten çıkardığında kötü bir şekilde yere düşüp kaburgasını kırdığı da söylenmiştir. Hz. Ali’de Osmana itiraz ederek şöyle dedi: ‘Velid’in sözüne dayanarak Resulullah’ın musahibine böyle mi davranıyorsun?’ Hz. Ali, İbn-i Mesud’un bakımını üstlenip evine götürdü. Osman ölünceye kadar onun Medine’den dışarı çıkmasına izin vermedi. Hatta Şam’a savaşa bile gidemedi. [11] İbn-i Ebi’l Hadid’de bu olayı Şerh-i Nehc-ul Belağa’da Vakidi’den nakletmektedir. [12] Belirtmek gerekir ki, bu davranış Müslümanların zihninde Osman’a karşı kötü bir etki bırakmıştı. Hatta bazı tarihçiler bunun Osman’ın aleyhine yapılan kıyamların temeli olduğunu söylemekteler.

5-Yine Belazeri şöyle diyor: Osman, Mervan b. Hakem gibilere büyük miktarlarda bağış yaptığında Ebuzer kinayeli olarak diyordu ki: ‘Müjde olsun acılı azap hazinesi toplayanlara.’ Bu sözler Osman’a ulaştığında onu bu işten sakındırdı. Ebuzer’de ona dedi ki: ‘Allah’ın razı olup, Osman’ın kızgın olması, Allah’ın kızgın olup Osman’ın razı olmasından daha iyidir.’ Ebuzer Şam’a yerleştiği için Muaviye’de onun eleştirilerinden nasibini alıyordu. Sonunda Muaviye Osman’a şöyle bir mektup yazdı: ‘Ebuzer Şam’ı fesada verdi, onu buradan al.’ Osman’da ona ‘Onu kötü bir şekilde benim yanıma gönder’ diye bir mektup yazdı. Ebuzer Medine’ye geldiğinde Osmanı eleştirmeye devam etti. Osman ona dedi ki: ‘İstediğin bir yeri seç ki oraya gidesin.’ Ebuzer, Mekke, dedi. Osman kabul etmedi. Ebuzer, Beyt-ul Mukaddes, dedi. Osman yine kabul etmedi. Ebuzer, Küfe veya Basra dedi. Osman dedi ki: ‘Seni Rebeze’ye göndereceğim.’ [13]

Osmanın Ebuzer’i sürgüne gönderdiği, eşi ve oğlundan başka yanında kimse olmadığı halde orda vefat ettiği tarihin kesin olaylarındandır. [14]



[1] -Sahabenin ıstılahi manası ve onun hakkındaki ihtilaflar konusunda daha fazla bilgi için bkz: İbn-i Hacer Askalani, el-İsabe, c.1, s.8, Dar-ul Kutub-il İlmiyye, Beyrut, 1. Baskı, h.k.1415.

[2] -İbn-i Kutaybe Deyneveri, el-İmame ve’s Siyase, c.1, s.30, Dar-ul Adva, Beyrut, 1. Baskı, h.k.1410.

[3] -İbn-i Kesir, el-Bidaye ve’n Nihaye, c.5, s.285, Dar-ul Fikr, Beyrut, h.k.1407.

[4] -İbn-i Kesir’in yazdığına göre, Buhari’de bu rivayeti sahih senetle el-Mağazi kitabında getirmiştir.

[5] -İbn-i Kutaybe Deyneveri, a.g.e. c.1, s.30.

[6] -İbn-i Ebi’l Hadid, Şerh-u Nehc-il Belağa, c.12, s.68.

[7] -Muhammed Taki Şuşteri’nin ‘Kazavetha-i Emir-ül Müminin (a.s)’ (Musavi’nin tercümesi), s.244, Defter-i İntişarat-ı İslami, Bi Ta, Tibyan sitesi.

[8] -Rivayetlerde Peygamberimiz, Ebu İsa künyesini almaktan sakındırılmıştır.

[9] -İbn-i Esir, ‘Usd-ul Ğabe, c.3, s.423, Dar-ul Fikr, Beyrut, h.k.1409.

[10] -İbn-i Ebi’l Hadid, a.g.e. c.12, s.44.

[11] -Belazeri, Ensab-ul Eşraf, c.5, s.524, Dar-ul Fikr, Beyrut, 1. Baskı, h.k.1407.

[12] -İbn-i Ebi’l Hadid, a.g.e. c.3, s.42.

[13] -Belazeri, a.g.e. c.5, s.541.

[14] -es-Sem’ani, el-Ensab, c.10, s.65; Meclis-i Dairet-ul Maarif-i Osmaniyye, Haydar Abad, 1. Baskı h.k.1382; Belazeri, a.g.e. c.5, s.541-542-543-544-545; İbn-i Kesir, a.g.e. c.7, s.165, Dar-ul Fikr, Beyrut, h.k.1407. Yine bkz: 8454. Soru (Site: 8451) ve 157. Soru (Site: 1296).   

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hayızlı kadın görünüşte namaz kılar gibi yapabilir mi?
    5220 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/11/21
    Sorunuzu taklit mercilerinin bürolarına yolladık. Elimize ulaşan cevaplar şunlardır:Hz. Ayetulah Hamanei’nin Bürosu: Caiz değildir; ancak emir ve vazife kastı olmaksızın kılabilir. Hz. Ayetulah Mekarim Şirazi’nin Bürosu: Sakıncasızdır.Hz. Ayetulah Mehdi ...
  • Kur’an’da Hz. Muhammed’in (s.a.a) adı kaç defa zikredilmiştir?
    14395 Kur’anî İlimler 2011/05/21
    Yüce İslam Peygamberi Hz. Muhammed’in (s.a.a) adı Kur’an’da dört defa gelmiş ve aşağıdaki surelerde zikredilmiştir:1. Ali İmran, 144. Ayet: “Muhammed, ancak bir peygamberdir. Ondan önce de peygamberler gelip geçmiştir. Şimdi o ölür veya öldürülürse gerisin geriye (eski dininize) mi döneceksiniz? Kim gerisin geriye dönerse, Allah’a hiçbir zarar ...
  • Neden Peygamber (s.a.a) Talha ve Zübeyir’e İslam’ın kılıcı lakabını vermiştir?
    10648 تاريخ بزرگان 2011/01/20
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Kur’an’ın hidayeti muttakiler için midir? Eğer böyleyse burada bir sorun yok mudur?
    8774 تاريخ بزرگان 2012/08/22
    Kur’an’da hidayeti muttakiler için bilen ayetler karşısında Kur’an-ı Kerim’de hidayet, zikir ve semavi kitaplar ve Kur’an’ı tüm insanlar için bilen ve bunları salt müminlere özgü bilmeyen başka ayetler de mevcuttur. Kur’an genel hidayet hakkında şöyle buyurmaktadır: Ramazan ayı Kur’an’ın insanları hidayete erdirmek için içinde hidayet nişaneleri bulunarak ...
  • İmamiye Şia’sı ve Ehlisünnetin İbn. Teymiye hakkındaki görüşü nedir?
    7166 شیعه آماج تهمتها 2015/06/29
    İbn. Teymiye, Hicri-Kameri 661 yılında Şam yarım adasında yer alan (bugünkü Türkiye) Harran şehrinde dünyaya geldi ve 67 yıl süren bir yaşamın ardından Hicri-Kameri 728 yılına denk gelen yılda Şam Kalesi hapishanesinde öldü. İbn. Teymiye ilahi sıfatlar, peygamberlere ve velilere tevessül etmek hakkında özel inançlara sahiptir. Onun ...
  • Hazreti İbrahim (a.s)’in yaşamının önemli bölümlerini Kur’an ve rivayetler esasınca açıklar mısınız?
    12925 تاريخ بزرگان 2012/02/14
    Hazreti İbrahim (a.s)’in yaşamı üç belirgin aşamada söz konusu edilebilir: 1. Nübüvvetten önceki dönem. 2. Nübüvvet ve putperest Babil kavmiyle mücadele dönemi. 3. Babil’den hicret edip Mısır, Filistin ve Mekke topraklarında faaliyet gösterdiği dönem.1. İbrahim (a.s)’in doğduğu yer ve çocukluğuİbrahim (a.s), “Babil” topraklarında dünyaya geldi. İbrahim (a.s)’in doğumundan ...
  • Nur ayetinin nitelikleri nelerdir?
    26792 Kur’anî İlimler 2011/06/20
    Kuran amel kitabıdır. Kuranı okumak tefekkür ve iman için bir başlangıçtır. Bu da yine muhtevasına amel etmek için bir vesiledir. Büyük mükâfatların bütünü buradan ve bu şartlarla tahakkuk bulur. Tüm surelerin okumasında hem dünyevi hem uhrevi eserler vardır. Masum imamlar (a.s.) tarafından her surenin fazileti beyan edilmiştir. ...
  • Zamanın imamının (a.c) yaşadığı yer neresidir?
    7926 Eski Kelam İlmi 2011/03/01
    Bu alanda üç kısım rivayet ile karşı karşıyayız:Birinci kısım rivayetler, onun yaşam mekânı olarak özel bir yeri belirtmemektedir. Elbette bu kısma ait bazı rivayetler onun yerinin çöl ve dağlar olduğunu bildirmektedir. İkinci kısım rivayetler halk arasında tanınmayacak şekilde yaşadığını dile getirmektedir. Üçüncü kısım ...
  • İmam Hüseyin’in (a.s) kırkı hakkında açıklamada bulunabilir misiniz?
    13265 تاريخ بزرگان 2012/03/12
    Kırkıncı gün merasimi hakkında kültürümüzde yer alan şey, Sefer ayının yirmisine denk gelen Şehitlerin Efendisinin (a.s) şahadetin kırkıncı gününü anmaktır. İmam Hasan Askeri (a.s) bir hadiste müminin alametlerinin altı tane olduğunu buyurmuştur: Elli bir rekât namaz, kırk duası, sağ ele yüzük takmak, toprağa secde etmek ve namazda ...
  • ‘Bundan sonra kim haddi aşarsa ona şiddetli bir azap vardır.’ ayetineki ‘Haddi Aşan’dan maksat kimdir ve bu ilahi azabın nedeni nedir?
    6081 Tefsir 2012/02/15
    Hac ve umre hükümlerinden biri ihramlıyken avlanmanın haram olduğudur. Maide suresinin 94 ila 96. ayetleri ihramlıyken çöl ve deniz hayvanlarının avlamanın haramlığı hakkındadır. Taaddi ve tecavüzün ne manaya geldiklerine geçmeden önce, ihramda avlanmanın haram oluşunun felsefesine değinelim. Hac ve umre, insanı maddi dünyadan soyutlayan ve tamamen maneviyatla ...

En Çok Okunanlar