Gelişmiş Arama
Ziyaret
8970
Güncellenme Tarihi: 2010/04/13
Soru Özeti
Şia âlimleri Allah’ın yeryüzüne inmesini küfür olarak mı değerlendirmektedir?
Soru
Usul-i Kâfi, c.1 s. 90 ve 91’de ilk dönem Şia âlimleri Allah’ın yeryüzüne indiğini ret etmekte ve bu sıfatı ispatlayan kimsenin küfrüne hüküm ektedirler. Bu söz doğru mudur?
Kısa Cevap

Şia İmamlarından nakledilen rivayetler mantıklı bir açıklama çerçevesinde Allah’ın yeryüzüne inmesi inancının geçersizliğini dile getirmekte ve buna inananların küfrüne işaret etmemektedir. Allah’ın yeryüzüne indiğine inanmak tahrif edilmiş bir rivayetin yanlış anlaşılmasından kaynaklanmaktadır. Bunun neticesi Allah Azze ve Celle’nin cisimlendirilmesidir. Allah’ı cisim bilmek Şii ve Sünni âlimleri açısından eğer bir şekle indirgenirse küfre neden olur.

Ayrıntılı Cevap

İslam’ın yayılıp genişlemeye başladığı İlk dönemlerden bugüne dek fırka ve kelam mezhepleri arasındaki ihtilaf ve tartışmalardan biri, Allah’ın zati ve haberi sıfatları konusu olmuştur. Elbette bu kelamsal tartışma haberi sıfatlarda daha çok meydana gelmiş ve bazen karşı tarafı tekfir etmeye neden olmuştur. Fetihler döneminde Müslümanlar tedrici olarak yenilmiş ve komşu kavimlerin düşünce, inanç, gelenek ve görenekleriyle aşina olmuş ve bazı hususlarda bu ilişkiler bazı düşünürlerin bu kavim ve milletlerin inanç ve düşüncelerinden etkilenmesine neden olmuştur. Bazı mezhep fırkalarının görüşlerine tam bir şekilde bakıldığında onların kozmoloji ve ilahiyat alanlarındaki etki miktarları gözlemlenebilir. Yeni Plâtonculuk, Yahudilik ve Zerdüştilikten alınan bazı düşünceler bu kabildendir. İnançsal konularda genel olarak ve Allah’ın sıfatları konusunda ise özel olarak Müslümanlar her zaman diğer dinlerin düşüncelerinden etkilenmiş bazı bilginlerin yanlış yorumlarıyla karşı karşıya kalmışlardır. Kur’an’da Allah’ın kendini nitelediği haberi sıfatlar hakkında tartışmaların gerçekleştiği bir atmosferde bir grup (hadis ehli) Kur’an’da bulunan “ید الله فوق ایدیهم”, “و یبقی وجه ربک” ve rivayetlerde bulunan “ینزل  الی السماء الدنیا”, “قلب المؤمن بین اصبعین من...” esinlenerek haberi sıfatlar hakkında yüzeysel bir yorum yapmış, başkalarıyla tartışmalarda bulunmuş ve bu da Allah’ın teşbihi ve cisim olduğu inancını ortaya çıkarmıştır. Bunun ardından Eşaire tecessümden kaçmak için onlardan farklı bir yorum ortaya atmış ve bu sıfatların niteliksiz bir şekilde bulunduğu inancını dile getirmiştir. O, bununla tecessümden sakınma hedefini gütmüş, lakin bir tür paradoks meydana getirmiştir. Bir başka grup da bu iki görüşün karşısında haberi sıfatları temelsiz ve esassız bir şekilde tevil etmeye yönelmiştir. Böyle bir durumda Şii imamları da bu meselelere yönelik kendi görüşlerini açıklamaları ve böylece Şii’lerin inançsal olarak sapmasını engellemeleri gerekiyordu. Bunun için uygun zamanlarda bu konular ile yüzleştiklerinde söz konusu soru ve şüpheleri delilli ve açık bir şekilde beyan etmekteydiler. Her ne kadar sorunuzda belirttiğiniz adreste konuyla ilgili rivayeti bulmasak da Usul-i Kâfi’de imamların bu konuyu açıklamak için sergilediği çabaları gösteren bir takım rivayetler mevcuttur.[1] İmam Sadık (a.s), İmam Kazım (a.s) ve İmam Hadi (a.s) Allah’ın dünya göğüne veya yeryüzüne inmesi konusunda ileriye sürülen delili çürütmüş ve muhatabı Allah için bir had gözetmekten, O’nun bir eksiği olduğunu söylemekten ve O’nu yaratıklardan birine benzetmekten sakındırmıştır. Bu rivayetlerin tecessüme inananların küfrüne işaret etmediğini hatırlatmak gerekir. Bu rivayet; yani Allah’ın dünya göğü veya yeryüzüne indiği konusu ne kadar doğrudur? Akli ve nakli deliller ile bu rivayetin bu şekliyle kabul edilemeyeceğini söylemek gerekir.

1. Bildiğiniz gibi akli deliller Allah Tebarek ve Teâlâ’nın cisim olduğunu reddeder, yukarıdan aşağıya doğru inmek Allah’ı cisim olarak algılamayı gerektirir, bu da O’nun bir eksikliği olduğunu yansıtır ve mekânın O’nu kuşattığı neticesini ortaya çıkarır. Aynı şekilde bir yerden başka bir yere hareket etmek Allah için bir sınırın olduğunu ve O’nun hareket ettiğini gerektirir; oysaki bu yaratıkların özelliklerindendir ve rivayet de zarif bir şekilde buna itiraz etmektedir. Kur’an-ı Kerim de açıkça bu konuya işaret etmiş ve Allah’ın imkân âleminin yaratıcısı olduğu ve onu ihata ettiği bildirilmiştir: O, gökleri ve yeri altı günde (altı evrede) yaratan, sonra Arş’a kurulandır. Yere gireni, ondan çıkanı, gökten ineni, oraya yükseleni bilir. Nerede olsanız, O sizinle beraberdir. Allah, bütün yaptıklarınızı hakkıyla görendir.[2] Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin ona verdiği vesveseyi de biz biliriz. Çünkü biz, ona şah damarından daha yakınız.[3] O, gökte de ilâh olandır, yerde de ilâh olandır. O, hüküm ve hikmet sahibidir, hakkıyla bilendir.[4] Bu ayetler belirtilen hususa delalet eder. O halde Allah’ın belirli bir mekânda bulunduğu ve başka mekânlara intikal ettiği şeklinde bir algımızın olması doğru değildir. Allah’ın dünya göğüne indiğini belirten rivayet hadis kaynaklarında nasıl dile getirilmiş ve Ehlisünnet arasında nasıl yaygınlık kazanmıştır? İmam Rıza’nın (a.s) buyruğuyla bu rivayet saptırılmıştır. Şöyle ki; rivayette Allah’ın emrinin inmesi kastedilmiştir ve sonra emir sözcüğü rivayetten silinmiştir.[5] Sorulan soru münasebetiyle belirtmek gerekir ki bazı Şii ve Sünni âlimlerinin inancına göre, Kur’an’daki haberi sıfatlar veya Allah için bu tür sıfatları zikreden rivayetler bağlamında, eğer birileri bu sıfatlar ile ilgili olarak Allah’ın cisim ve eksik addedilmesine neden olacak bir yorumu benimserlerse ve bu yoruma inanacak olursa kâfir sayılırlar. Burada bu gerçekliği ifade eden iki Ehlisünnet âliminin sözlerine işaret ediyoruz:

1. Ebu Hamid Gazali, Allah’ın eli (یدالله) hakkında şöyle demektedir: Her kim Allah’ın cisim olduğunu ve azalardan teşkil olduğunu sanırsa putperesttir; çünkü her cisim yaratıktır ve yaratığa ibadet etmek küfürdür.[6]

2. İbn. Cezm Endülisi de el-Fasl kitabında şöyle demektedir: Her kim Allah’ın cisimlerden bir cisim olduğunu söylerse, eğer cahilse veya bunu tevil ediyorsa mazurdur ve ona gerçeği öğretmek farzdır. Eğer Kur’an ve sünnetten ona delil getirirlerse ve o inatçılık yüzünden delile muhalefet edecek olursa kâfir olur.[7]

Bütün bu durumlarda (Müslümanlar arasında sıfatların değişik yorumları), Şii imamları da tüm Müslümanlar ile ilişkilerde diyaloğu, cenaze merasimlerine katılmayı ve mescitlerde bulunmayı emretmiştir. Bu emir imamların onları kâfir değil, Müslüman bildiğine tanıklık eder.[8] Şii imamları imamet dönemleri boyunca her zaman Müslümanların inançsal görüşlerini düzeltmeye çalışmış, hatta tecessüme eğilimli olan bireyler topluluğunu bile bu işten sakındırmış ve onlara öğretmenlik ve kılavuzluk etmiştir. Aynı şekilde Şii fakih ve mercileri de küfrü tanımlamada açık bir tanım dile getirmiş ve Allah için ortak koşmayan ve O’nun elçisine iman eden herkesi Müslüman saymışlardır.[9]

 


[1] Kuleyni, Muhammed bin Yakup, El- Kafi, c. 1, s. 125 – 126, babı El- Hareke ve’l İntikal, Daru’l Kutubu’l İslamiye, çapı çaharum, Tahran, 1365 h.ş.

[2] Hadid Suresi, 4. ayet.

[3] Kaf Suresi, 16. ayet.

[4] Zuhruf Suresi, 84. ayet.

[5] Saduk, Muhammed bin Ali, Men la Yehzeruhu’l Fakih, c. 1, s. 421, Müessese-i İntişaratı İslami, çapı sevvum, Kum, 1413 h.k.

[6] Subhani, Cafer, Muhazırat fi’l İlahiyat, s. 133, çapı heştum, Müessese-i İmam Sadık (a.s), Kum, 1426 h.k.

[7] Endulisi, Ali bin Ahmet, El- Fasl fi’l Milel ve’l Havau ve’n Niheli c. 2, s. 269.

[8] El- Kafi, c. 2, s. 635.

[9] Tevzihü’l-Mesail (el-Mahşi lil-İmami’l-Humeyni), c. 1, s. 76, m. 106, çapı heştum, Defteri İntişaratı İslami, Kum, 1424 h.k.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Göğe ne kadar çok çıkılsa oksijenin o oranda azaldığı bilimsel bir gerçektir. Kur’an’da bu gerçeğe işaret eden bir ayet var mı?
    13874 Tefsir 2010/12/28
    ‘Kur’an’ın kapsamlılığı’ hakkında görüş bildiren alim ve müfessirler, Kur’an’ın, pozitif bilimlerin bütün mesele ve ayrıntılarını ele alıp almadığı konusunda aralarında görüş birliği yoktur.Kimileri Kur’an’ın -bir ansiklopedi gibi- bilimsel konuların bütün detaylarını içerdiğini söylemekte, kimileri Kur’an, hiç bir bilimsel konuya değinmemiştir demekte, ...
  • Hazreti Muhammed’in (s.a.a) dokuz yaşında eşimi vardı?
    3807 پیامبر اکرم ص 2018/11/14
    İslam peygamberinin hayatını, eşlerinin özeliklerini ve peygamberin onlar ile olan ilişkilerini incelemek şu noktayı açığa çıkarır: Eğer Peygamber müteaddit eş edinmiş ise bu eylemin çeşitli hikmetleri bulunmaktadır. Burada onlardan bazılarına işaret edeceğiz. Öncelikle Peygamberin Ayşe ile olan evliliğinde şunu bilmemiz gerekir ki bu evlilik Ayşe’nin ...
  • Acaba din bir tane midir yoksa çeşitli midir?
    7115 Yeni Kelam İlmi 2010/01/02
    Dinden kasıt, Allah tarafından gönderilen ve Peygamberler (a.s.)'ın vasıtasıyla tebliğ edilen akaid, ahlak, kanunlar topluluğu ise bu durumda din tektir. Dinler arasında ki fark sadece hükümler arasında ki küçük ayrıntılardır ki, bireysel ...
  • Yüksek düzeyde kârla muzarebe yapmak doğru mudur?
    5646 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/29
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Peygamberin buyruğuna göre Kur’an’ın batın ve tefsirini açıklayan kimdir?
    9396 Eski Kelam İlmi 2011/08/17
    Bu içerik değişik tabirlerle imamlar (a.s) hakkında zikredilmiştir. Oların imanın temsilcileri, Kur’an’ın gerçek müfessirleri, konuşan Kur’an ve Kur’an’ın emirlerini aşikâr kılanlar oldukları ve başlarında da İmam Ali’nin (a.s) yer aldığı belirtilmiştir. Elbette bu hususun İslam inançlarında kanıtsal bir desteği de mevcuttur. Buna örnek teşkil edecek rivayetler vardır. Bu cümleden ...
  • Ehl-i kitap, meadın cismani olduğuna inanıyor mu? Lütfen bu alanda bir kaç kitap tanıtır mısınız?
    7999 Tefsir 2010/12/28
    Cevabın daha iyi anlaşılabilmesi için birkaç noktaya dikkat çekmek gerekiyor:1-Ehl-i kitabın (ister Yahudi olsun, ister Hıristiyan, ister Zerdüşt) öğretilerinde cismani mead adı altında bir konudan özel olarak bahsedilmemiştir. Bu yüzden bu konuda söyleyeceğimiz şeyler Ehl-i kitabın dini kitaplarından mead inancı hakkında anladıklarımızdır.
  • Berzah âleminde ilmî tekâmül gerçekleşebilmektedir, ama amelî tekâmül mümkün değildir. Bu konu felsefî açıdan ispat edilebilir mİ?
    11767 İslam Felsefesi 2012/01/23
    Kur’an ve rivayet açısından berzah eksenli tekâmül kabul edilmiş bir konudur. Felsefe de buna değinmiş ve onun hakkında değişik bahisler dile getirilmiştir. İnsanın berzah âleminde farzları yerine getirerek ve haramlardan sakınarak daha yüksek bir tekâmüle ulaşması anlamında olan ilmî tekâmülün mümkün olmadığını ilkönce hatırlatmak gerekir; çünkü berzah âlemi yükümlülük ...
  • Şia’daki adaletin Mutezile ile farkı nedir?
    10518 Eski Kelam İlmi 2012/01/23
    Şia ve Mutezile’den ibaret her iki okul da adaleti kendi mezhep usullerinden biri olarak ilan etmekte ve her ikisi de aklî iyi ve çirkine inanmaktadır; yani bir takım konular hakkında hatta mukaddes şeriat tarafından bir hüküm belirtilmemişse dahi, insan aklı yalnız başına onların iyi veya kötü olduğunu ...
  • Ölümden sonra ruhun, dünyanın işleri ve olaylarından haberi olabilir mi?
    39809 Eski Kelam İlmi 2010/06/12
    Kur’an-ı Kerim’den ve Masum İmamların (a.s) rivayetlerinden, öldükten sonra ruhların dünyaya gelebildikleri, yakınlarının, eş ve dostlarının vs. durumlarından haberdar oldukları anlaşılmaktadır. Meleklerinde bu işteki rolü reddedilmediği gibi buna açıkca değinilmiştirde.Rivayetlerde bu konuda şöyle buyurulmaktadır:1- ‘Şüphe yok ...
  • İkinci Halife, Hz. Ali (a.s)’ın damadı mıydı?
    12708 تاريخ بزرگان 2010/01/16
    İkinci halifenin Hz. Ali (a.s)’ın kızı Ümmü Kulsümle evlendiği konusu hem Şii, hem de Sünni rivayetlerde gelmiştir. Ama bu olayı anlatan rivayetler aynı olmayıp, birbirlerinden farklıdırlar. Sünni ve Şii rivayetlerde ortak olan nokta ikinci halifenin Ümmü Kulsüm’ü istediği, ama ...

En Çok Okunanlar