Gelişmiş Arama
Ziyaret
9113
Güncellenme Tarihi: 2010/12/18
Soru Özeti
neden namaz kılmalıyız?
Soru
Allah muhtaç değilse, neden namaz kılmalıyız? Allah namazımıza muhtaç olmadığı halde neden bu dünyada kılmadığımız namazlardan dolayı ahirette cezalandırılıyoruz?
Kısa Cevap
Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız.
Ayrıntılı Cevap

Allah u Teâlâ mutlak bir şekilde müstağnidir. Hiçbir çeşit noksanlık, hiçbir çeşit güçsüzlük ve vücudunda hiçbir çeşit ihtiyaç söz konusu olmadığı gibi onun dışındaki varlıkların tümü de Ona muhtaçtır. Diğer taratan Allah u Teâlâ Rauf, şefkatli ve merhametlidir. Bütün kullarını seviyor. Dünyayı, dünyanın nimetlerini ve dünyanın güzelliklerini kulları için yaratmıştır. Bu ilke gereğince Allahın tüm işleri hikmetler doğrultusundadır. Dolayısıyla eğer namaz kılınmasını kullarından istemiş veya her hangi başka bir ameli kullarından yerine getirmelerini emr etmiş ise, oda kesinlikle bir hikmet veya hikmetler doğrultusundadır. Yani kullarının maslahatı ve menfaati içindir. Kullarının kemale ulaşmaları, pislik ve kötülüklerden uzak kalmaları, pak ve temiz olan Hak Teâlâ'nın zatına ulaşmaları vb… gibi şeyler bu hikmetlerden bazılarıdır.[1] Hakeza eğer bazı amellerin yapılmasından kullarını men etmiş ve onları bazı amellerden sakındırmış ise, sadece o amellerde kulları için var olan zarar ve fesatlıklar içindir ve mümkündür ki, Allah dışında hiç kimse o amellerde var olan zarar ve fesatlıklardan haberdar olmasın. Vaat ettiği cezalar ve azaplar da aslında yasakladığı veya terk edilmiş vacip olan amellerin kendi eseri ve neticeleridir ki, bu eserler haram kılınmış amelleri yerine getirerek veya emir edilmiş olan vacipleri terk ederek kendisine bulaşıyor. Aynen doktorun bize zararlı ve bizim için zehirli olan yemeklerin yenilmesini yasaklamasına benziyor bu. Zira bu yemekleri yemek demek, bu yemeklerin getireceği neticelere ve onlara arız olan kötü durumlara yakalanmak demektir. Bu ikisi yani yemek ile neticelerine yakalamak aynı anda gerçekleşiyor.

Kuranı kerim ahretteki azaplar hakkında ne kadar güzel söylemiş ve o azapların genel nedenini bir cümlenin içinde ne güzel açıklamıştır: "Bu, kendi ellerinizin (önceden yapıp) gönderdiklerinin karşılığı ve (amellerinizin neticesidir). Allah, kullar(ın)a asla zulmedici değildir".[2]

Bu nedenle ilahi azabın gerçeği ve hakikati, uygun ve yakışmayan amellerin kendisidir. Bu ameller insanın kendisinden meydana geliyor. Kullar kendi elleriyle yaptıkları amellerin akıbetinden haberdar olsunlar ve bu hedefe daha fazla tekit olunsun diye Allah u Teâlâ bu ameller için azabı vaat ederek kötülüklerini (vacip olan amellerin terkindeki, haram olan emellerin yapılmasındaki kötülükleri) kulları için beyan etmiştir. Zira bazı insanlar vaat edilen nimetlere ümit bağlayarak kendileri için faydalı ve onların salahı içinde bulunan yola koyulmayabilirler ama azaba yakalanacağından korkarak kendi salahı içinde olan yola koyulur veya fesattan el çekmeleri söz konusu olabiliyor.

Farz ediniz bir hasta için bir ilaç faydalıdır. Ama hasta o ilacı içmekten sakınıyor. Ama bu hasta babasının isteği üzere ve ona gösterdiği saygıdan ötürü ilacı içiyor ve o ilacın menfaatini kendisi görüyor. Hakeza babası tarafından kendisine mükâfat veriliyor ümidiyle ve babası tarafından cezalandırılmaması için bu ilacı içerse yine ilacın faydası kendisine dokunuyor. Bu nedenle Allahın, ibadetsel olan amelleri yerine getirmesinden güttüğü hedef kullarına yönelik olan hayır ve menfaatleridir. Allahın kendisine ulaşacak her hangi bir menfaati bunda söz konusu değildir. Özellikle Allahın mutlak zengin olduğu dikkate alındığında (bunun çok daha açık olduğu ortadadır).

Bir diğer taraftan Allah u Teâlâ biz insanlara sayısızca nimet bağışlamıştır. Akli selim bu nimetlerin karşısında nimet sahibine karşı saygın ve ona karşı şükranlarını bildirmesine hüküm ediyor. Namaz bir anlamda insanların, kendilerine verilmiş olan nimetlerin sahibine karşı şükranı bildirmenin ifadesidir. Namazı terk eden kimse aslında vicdansal olan büyük bir şeyden yüz çevirmiştir anlamındadır. Akıl açısından bu kişi ihmalkâr, kusurlu ve günahkârdır. Dolayısıyla cezayı hak etmiştir. Sizi misafirliğe birisi davet eder, size karşı ev sahipliğini yapar ve ikramda bulunduğunda o sizin şükranlarınıza muhtaç mıdır? Yoksa ona karşı şükranlarınızı bildirmek ahlaki ve vicdani bir vazifemidir? Başkaları sizin, size ev sahipliğini yapmış ve size ikramda bulunmuş bir kişiye karşı şükranlık vazifenizi yerine getirmediğinizden haberdar olurlarsa onların yanında değerinizin korunması mümkün müdür? Onların nezdinde değersiz duruma düşmek ve onların yanında zelil olmaktan daha büyük bir ceza söz konusu olabilir mi?



[1] Daha fazla bilgi edinmek için bkz.: soru 378 (sayt: 379), nemaye: ibadet bıray-ı huda ya bıray-ı hud?

[2] Zalike bi ma kaddemet eydi'kum ve ennellahe leyse bi zallam'in lil ibad. (Ali İmran, 182).

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hangi ayet tevhidin kısımlarını içermektedir? Tevhidin kısımları nelerdir?
    16882 Eski Kelam İlmi 2011/08/14
     Tevhit konusu, Kuranî ve dinî kavramlar içinde en derin ve geniş konulardandır. Çünkü tevhidin çeşitleri ve mertebeleri vardır. Bu yüzden Kuran’da tevhit konusu birçok sure ve ayette genişçe ve derin olarak işlenmiştir. Kuran’ın bu üslup ve tarzı temel kavramlardadır. Bugün bu üslup, Kuran’ın konusal ...
  • Genetik düzeltmenin hükmü ve bu yöntemle dünyaya gelen çocuğun hükmü nedir?
    7251 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/07/11
    Genetik düzeltmeler yapmanın birçok çeşidi söz konusudur bu yüzden tabii olarak hükümleri de farklıdır.Ancak genel olarak söylemek gerekir ki genetik düzeltme karı kocanın (eşlerin) sperm ve yumurtalığı üzerinde yapılır ve maksat dünyaya gelecek çocuğun genler ve kalıtımla geçen hastalıklara karşı bağışıklık kazanması olursa ...
  • Niçin bizim mektepte imamlık makamı babadan oğla irsi olarak geçmektedir?
    8827 Eski Kelam İlmi 2010/10/05
    İmamet makamı masum olmak ve bol ilim gibi vasıflara sahip olan kişiye verilir. Bu vasıflara kimin sahip olduğunu yalnız Allah Teala bilir. Bu yüzden imamlar dünyaya gelmeden önce onların isimleri ve özellikleri Allah tarafından Peygambere bildirilmiştir. Ama imamlık veya peygamberlik makamının gereken liyakati taşıdığı için önceki peygamberin soyunda yer ...
  • Acaba İmam Hüseyin(a.s) bir hadisinde, Arap ve Acem arasında fark koymuş ve Acemleri kınamış mıdır?
    9935 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2010/09/04
    Dile getirdiğiniz rivayet Ebu Ebdillah (a.s)'dandır. Yani İmam Sadık (a.s)'tan, İmam Hüseyin (a.s)'den değildir. Şöyle buyurmuşlardır: “Biz Kureyşteniz ve bizim Şialarımız da Araptırlar, acem değil”. Bu rivayetin zahir anlamı dikkate alındığında Arap, acem ve Kureyş'ten maksat bilinen meşhur ırklardır. Ama bu rivayet senet açısından zayıftır. ...
  • Müslüman kadınlar camiasından ilmi havzalarda içtihat derecesine ulaşanlar var mı?
    10122 تاريخ بزرگان 2010/06/08
    İslam’ın ilime önem vermesi ve ilimi kadın erkek herkese farz kılması sonucu bazı kadınlar ilim öğrenimine iştigal edip sonunda içtihat derecesine ulaşmışlardır.Örneğin, H. K. 1403 yılında vefat etmiş olan Bayan Müçtehit Emin ve şimdi kadınların ilmi havzalarının değerli üstatlarından ...
  • Ailenin duyarsılığından dolayı tutumadığım oruçları kaza etmek zorunda mıyım?
    5608 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/14
    Hz. Ayetullahi’l-uzma Sistaninin (allah yüce gölgesini dahada uaztsın) defteri:Eğer itminanla orucun vacip olmadığına inanarak oruç tutmamışsa (kefaret yoktur ve) kaza yeterlidir.Hz. Ayetullahi’l-uzma Mekarım-i Şirazinin (allah yüce gölgesini dahada uaztsın) defteri:Namaz ve oruçları tedrici bir şekilde kaza ediniz. Kefaretin ile ilgili (niteliği hakkında) tevzihu’l-mesailimizdeki 1301-1402 numaralı meselelerdeki ...
  • Ağzı temizleyen maddelerin içinde genellikle az miktarda alkol bulunur. Bunun hükmü nedir?
    6519 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/06/12
    Sarhoş edici[1] sıvılardan olup olmadığı belli olmayan alkoller temiz hükmündedirler. Onların karıştırıldığı sıvıların alınıp satılması ve kullanılmasının herhangi bir sakıncası yoktur.[2]
  • Ahmet ismi İncil’in neresinde gelmiştir?
    27338 Eski Kelam İlmi 2011/11/12
    Bu konuda dikkat edilmesi gereken önemli nokta şudur: Kur’an, İncil’de İslam Peygamber’inin (s.a.a) müjdeleyici olduğunu söylüyorsa, tahrif edilmiş İncil’i değil, Hz. İsa’nın (a.s) getirdiği incili kastetmektedir. Elbette tahrif edilmiş hali hazırdaki İncil’de de, bu meseleye işaret edilmesi dikkate değer bir konudur.Hz. Mesih (a.s), “Farkilit”ın geleceği müjdesini vermişti. Bu kelime ...
  • el-Muttali ve el-Mulakkan sıfatlar kemaliye mi yoksa veya cemaliye sıfatlardan mıdırlar?
    7183 Eski Kelam İlmi 2012/05/15
    İster Allah’ın lütfunu, ister kahrını vs. yansıtsın bir sıfatın Allah’ta olduğunu ispat eden bütün sübuti sıfatlar kelam ilminde cemal sıfatları diye bilinmekte ve varlık açısından aralarında herhangi bir fark yoktur. Soruda gelen el-Muttali (Telkin edici) ve el-Mulakkan (Bilen)’da bunlardandır. ...
  • Şia imamlarının Son Peygamber Hz. Muhammed dışında diğer peygamberlerden daha faziletli ve üstün oluşunun sebebi nedir?
    17757 Eski Kelam İlmi 2010/10/05
    Bizim dini öğretilerimizde geldiğine göre Hz. Muhammed dışında hiçbir peygamber, peygamberlik vasfı dışında imamlardan üstün değildir.Yine bazı hadislere göre ism-i azam 73 harften ibarettir ki önceki peygamberler bu harflerin hepsine vakıf değildiler. Örneğin Hz. İbrahim'e yalnız sekiz harf verilmiştir ancak İslam Peygamberi Hz. Muhammed (s.a.a)'e 72 harf verilmiştir ...

En Çok Okunanlar