Gelişmiş Arama
Ziyaret
7302
Güncellenme Tarihi: 2011/04/13
Soru Özeti
Hz. Veliyy-i Asr’da (a.f) kendi zuhurunu bekleyenlerden midir?
Soru
Gaybet döneminde İmam Mehdi’nin (a.f) kendisi de zuhuru bekleyenlerden midir? Bu konuda kaynak ve yazılar verebilir misiniz? Ve bu bekleme nasıldır?
Kısa Cevap

Fereci beklemek, İslamın, özellikle Şii mezhebinin temel rükünlerindendir. Fereci beklemek, bütün dünyada ki eşitsizlik ve sıkıntıların giderilmesi demektir.

Fereci bekleyenler, ahiri zamanda ilahi bir insanın -İslam’da ki adı Mehdi’dir- zuhur edeceğine, zulmü ortadan kaldırıp yerine adaleti yerleştireceğine, bütün dünyada Allah’ın hükümetini hakim kılacağına inanmaktalar. Bütün Peygamberlerle vasileri yaratılışın başlangıcından beri böyle bir arzu içindeydiler. Bu hedefin gerçekleşmesi için çeşitli zahmetlere katlandılar. İnsanlığın kurtarıcısının zuhurunun yakınlaşması için çekmedikleri zorluk kalmadı.

Fereci bekleyenlerden biri İmam Mehdi’nin (a.s) kendileridir. Zira her şeyden önce rivayetlerimizde intizar (beklemek) en üstün ibadet olarak sayılmıştır. Buna göre O mübarek insanın en üstün ibadetten gafil ve mahrum olması düşünülemez, hatta böyle bir şey imkansızdır. Sonra ferec kelimesinin geçtiği rivayetlerde yalnızca müminlerin ferecine değinilmemiştir. İmam-ı Zaman’ın da fereci söz konusudur. Öyleyse İmam-ı Zaman’da kendi zuhurunu beklemektedir.

Dolayısıyla Hz. Veliyy-i Asr’ın (a.s) kendileri de tevhidi düzeni getirmek ve insanlığın saadetinin zeminini hazırlamak için böyle bir günün beklentisi içindedirler.

Ayrıntılı Cevap

İntizar-ı Ferec, intizar ve ferec kelimelerinden oluşmuştur.

‘İntizar’ lugatte, korumak, gözü yolda olmak ve endişe manalarına gelmektedir.[1] Hazır bulunma haline denir. Zıt anlamlısı ümitsizliktir. ‘Ferec’ ise dert, keder ve sıkıntılardan kurtulmaya denir.[2]

İntizar-ı Ferec, Kelam ilminde, hak, barış ve adaletin batıl güçlere karşı başarıya ulaşmasının son arzu ve ümidi, vadedilmiş Mehdi’nin (a.f) eliyle İslami imanın bütün dünyada yayılması, insani değerlerin her yönlü ve tam olarak yerleşmesi, bütün alemde medine-i fazile ve ideal tevhidi toplumun kurulması manasına gelmektedir. İntizar yalnızca bir ümit ve bir arzu değildir. Bu intizarın arkasında amelde vardır.

İntizar-ı ferec kavramında iki yön vardır. Biri bütün varlık aleminden zulüm, şirk ve fesadı kaldırmak yönü, diğeri de tevhide dayalı küresel bir toplum oluşturmak ve adaleti sağlamak yönüdür.

İntizar-ı Ferec’in Önemi

Hadislerde intizar-ı ferec’e özel bir önem verilmiş, intizar’ın faziletine, müntezirin (bekleyenin) görevlerine, intizarın faydalarına ve onun doğru manasına değinilmiştir. Söz konusu hadislerden birkaçını aşağıda getiriyoruz:

1- Resulullah (s.a.a) buyuruyor: ‘İntizar-ı Ferec ibadettir.’[3]

2- İmam Ali (a.s) buyuruyor: ‘Allah’ın en sevdiği amel intizar-ı ferec’tir.’[4]

3- İmam Cevad (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Şiilerin en üstün ameli intizar-ı ferec’tir.’[5]  

Muntezirler (Bekleyenler)

Birçok dinde, her ne kadar kim olduğu ve adının ne olduğu konusunda görüş birliği olmasa da ahir-i zamanda zuhur edecek ve dünyayı adaletle dolduracak bir ahir-i zaman kurtarıcısı inancı vardır.

İslam dininde bütün Müslümanlar, Peygamberimizin (s.a.a) zamanından günümüze kadar Resulullah’ın öğretileri sayesinde ahir-i zaman kurtarıcısına inanmakta ve Onun, Peygamberin soyundan geldiğini ve Peygamberin adını taşıdığını kabul etmekteler. Ama bazı konularda aralarında ihtilaf vardır. Örneğin Şia O’nun hicri üçüncü asırda dünyaya geldiğine, ama bir süre sonra gaybete çekildiğine inanırken, Ehl-i Sünnet’in çoğusu O’nun dünyaya gelmediğini ve ahir-i zamanda dünyaya geleceği görüşündeler.

Bütün peygamberler, vasiler ve ilahi velilerin hedefi adaleti dünyaya yerleştirmek, küresel tevhidi sistemi ve ilahi kanunlarla yönetilen bir dünya düzeni kurmaktı. Öyle bir düzen ki, insanı dünya ve ahiret saadetine götürmelidir. Böyle bir düzen bütün peygamberler ve vasilerinin arzusu olmuş ve bunun için mücadele vermişlerdir. Bu ilahi insanların tümü hep böyle bir an için gün sayarak onu bekleyenlerden olmuşlardır.

İmam Sadık’ın (a.s) ashabından biri ‘Biz sizin zamanınızda olduğumuz halde neden bugünden zuhur zamanında Hz. Kaim’in (a.s) ashabından olmayı isteyelim?’ diye sorduğunda İmam (a.s) şöyle buyurdu: ‘Subhanallah! Aziz ve Celil olan Allah’ın hakkı ortaya çıkarıp, adaleti her yerde göstermesini, insanların durumunun düzelmesini, dağınık kalplerin biribirine yaklaşmasını, Allah’a karşı yeryüzünde günah işlenmemesini, ilahi hükümlerin uygulanmasını, haklının hakkına kavuşmasını... istemez misiniz?’[6]

Bu hadis-i şeriften, hakkın batıl karşısında ulaşacağı son zaferi ve küresel ilahi hükümetin kurulmasını arzulayan herkesin Mehdi-i Mev’ud’un zuhurunu bekleyenlerden olacağı anlaşılmaktadır. Yine İmam Sadık (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Ben o günü görsem kendimi Ona hizmet etmeye hazırlarım.’[7]

Fereci bekleyenlerden biri İmam Mehdi’nin (a.s) kendileridir. Zira birincisi, rivayetlerimizde intizar (beklemek) en üstün ibadet olarak sayılmıştır. Buna göre O mübarek insanın en üstün ibadetten gafil ve mahrum olduğu düşünülemez, hatta böyle bir şey imkansızdır. İkincisi, ferec kelimesinin geçtiği rivayetlerde bir tek müminlerin fereci zikredilmemiştir. İmam-ı Zaman’ın da fereci söz konusudur. Yani İmam-ı Zaman’da kendi işlerinin ferecini beklemektedir.

Dolayısıyla Hz. Veliyy-i Asr’ın (a.s) kendileri de dünyaya tevhidi düzenin gelmesini, adaletin bütün varlık alemini kapsamasını, zulmün kökünün kazınmasını ve bütün varlıkların nihai kemale ulaşmasını istemektedir. Hz. Kaim’in kendileri de Allah-u Teala’nın izniyle zuhur etmeyi ve muvahhidlerin arzusunu yerine getirmeyi bekleyenlerdendir.



[1]- Tac-ul Arus, c.7, s.539.

[2]- Ragıb İsfahani, Müfredat-ı Elfaz-il Kur’an, s.628, Safvan Ahmed Davudi’nin tahkiki, 1. Baskı, Dar-uş Şamiye, Beyrut, h.k.1413.

[3]- Bihar-ul Envar, c.52, s.122, Şeyh Tusi’nin ‘Emali’ adlı eserinden alınmıştır.

[4]- Şeyh Saduk, Men La Yahduruh-ul Fakih, c.4, s.381, İntişarat-ı Camiay-ı Müderrisin, Kum, h.k.1413.

[5]- Şeyh Saduk, Kemal-ud Din, c.2, s.377, Dar-ul Kütüb-il İsmailiyye, Kum, h.k.1395.

[6]- Kemal-ud Din, c.2, s.646.

[7]- Muhammed bin İbrahim Numani, el-Gaybet, s.273, Mektebet-us Saduk, Tahran, h.k.1397.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hafızayı takviye etmenin yolları nelerdir?
    8761 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/04/04
    Peygamber efendimiz ve masum İmamlardan bizlere ulaşan rivayetlerin bir kısmı bazı bitkilerin özellikleri, ilaçlar ve yiyecekler hakkındadır. Birçok rivayette hafızayı takviye etmenin yolları ve hangi yiyecekler ve ilaçların kullanılması gerektiği açıklanmıştır. Zikri geçen rivayette İmam Ali (a.s) şöyle buyuruyor: “Her kim biraz halis safranı, ayak otu ve ...
  • İnsan kıyamette bu dünyada sevdiği ve ilgi duyduğu insanlarla mı haşır olacak?
    3207 Hadis 2020/01/20
  • Hz. Fatıma Zehra (a.s) nerede toprağa verildi?
    47421 تاريخ کلام 2011/10/23
    Fatıma Zehra (a.s), İslam Peygamberinin (s.a.a) elçiliğe seçilmesinden sonra[1] ve hicretten sekiz yıl önce (peygamberliğin beşinci yılında) Mekke’de doğmuş[2] ve dokuz yaşındayken İmam Ali (a.s) ile evlenmiştir.[3] Peygamberden (s.a.a) sonra Hz. Fatıma’ya (a.s) zulüm ...
  • İslamın beşer medeniyetinin ilerlemesindeki rolü nedir?
    10791 Fıkıh Tarihi 2012/02/15
    Medeniyet her milletin yücelişi ve ilerlediğinin göstergesidir. İslami ülkelerdeki medeniyetin icat edilişinin geçmişi şu anlamdadır: Müslümanlar fikir, düşünce, servet, sermaye ve hakeza kudret üretmiş olmalarıdır. Eğer böyle bir durum olmamış olsaydı hiç bir medeniyet şekillenmezdi.Medeniyet şu anlamdadır: Şehirleşmeyi, düzen ve kanunu, ...
  • Hac ve umre giderlerini hayırlı işlerde kullanmak hac ve umrenin sevabını taşır mı?
    14834 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/06/14
    Tüm ömür boyunca bir defalığına Allah’ın evini ziyaret etmek gerekli şartları taşıyan herkese farzdır ve bu farzdan yüz çevirmek diğer farzlarda olduğu gibi hiçbir bahaneyle caiz değildir. Ama müstehap hac ve umre gibi müstehap amellerin tümüyle ilgili olarak genel bir kaide vardır ve bu kaide esasınca içinde ...
  • Ehlisünnetin kadınları kabirleri ziyaret etmekten men etmesinin nedeni nedir?
    8975 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/08/21
    Ehlisünnet kitaplarında kadınların kabir ziyaretinde bulunmasının mekruh veya haram olduğunu yansıtan bir takım rivayetler mevcuttur. Lakin böyle ziyaretlerin caiz olduğunu belirten daha güçlü hadislerin varlığı ve birinci grup hadislerin senet ve muhtevasındaki zayıflık, birçok Ehlisünnet âlimini şer’i şart ve durumlara riayet etmesi halinde kadınların da erkekler gibi ...
  • Namazda kırattan sonra rükû’a gitmeden önce azıcık beklemek gerekiyor mu? Rükû’a bitişik kıyamın hükmü nedir?
    11569 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/09/09
    Namazda kırattan sonra biraz bekleme ve rüku’a bitişik kıyamın hükmü konusunda büyük taklit mercilerinin görüşleri şöyledir: Ayetullah Uzma Hamanei’nin (Allah onun ömrünü uzun etsin) Defteri: Cevap 1: Durmak vacip değildir ve tekbirin söylenmesi de farz değil, müstehaptır. Cevap 2: Rükün olan ...
  • Hz. Ali’ye (a.s.) göre vacip nedir? Vacipten daha vacip nedir? Zor nedir? Daha zor nedir? Acayip nedir? Acayipten daha acayip nedir? Yakın nedir? Yakından daha yakın olan nedir?
    13965 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/02/14
    Allame Meclisi’nin “Biharu’l Envar” adlı kitabında da naklettiği bir rivayette: Şahsın birisi Hz Ali’den (a.s) şu sorularına cevap vermesini istedi; vacip nedir? Vacipten daha vacip hangisidir? Acayip nedir? Acayipten daha acayip nedir? Zor olan hangisidir? Zordan daha zor olan nedir? Yakın nedir? Yakından daha ...
  • Güvercin oynatmanın İslamdaki hükmü nedir?
    10378 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/29
    Bu işin kendiliğinden şer’i bir sakıncası yoktur, ancak genel olarak başkalarını ve komşuları rahatsız ve eziyet edecekse ve bazı bölgelerede bunu yapan ciddiye alınmayacaksa sakıncalı olduğu söylenebilir. Bütün bunları göz önüne alan büyük taklit merciileri şöyle fetva vermişlerdir:Hz. Ayetullah Hamanei’nin Bürosu:
  • Anne rızası olmadan Müslüman olmayan bir kızla evlenmenin hükmü nedir?
    9048 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/09/22
    İslam dini insanların bozulması ve yozlaşmasını önlemek ve ahlakî yozlaşmalardan kaynaklanan problemlerden birey ve toplumu korumak ve aynı şekilde aile müessesesini güçlendirmek için evlenmeyi çok tavsiye etmiştir. Elbette gencin hayatı ve geleceği için karar alabileceği bir erginlik ve rüşt yaşına ermesi de İslam dini tarafından önemsenen ...

En Çok Okunanlar