Gelişmiş Arama
Ziyaret
5751
Güncellenme Tarihi: 2011/05/21
Soru Özeti
İmamın (a.s) varlığının lütuf olması onun devlet ve hilafete ulaşmamasıyla nasıl bağdaşmaktadır?
Soru
Şiiler şöyle söylemektedir: İmamet zorunludur; çünkü imam Peygamberin halifesi olup İslam şeriatını muhafaza etmekte, Müslümanları doğru yola yöneltmekte ve hükümleri çoğalmaktan ve azalmaktan korumaktadır. İmam Allah tarafından belirlenmekte ve atanmaktadır, dünyanın ona ihtiyaç duyması nedeniyle böyle olması gerekmektedir ve bu yüzden imamın belirlenmesi ve atanmasının zorunludur… İmametin zorunlu olması onun ilahi lütuflardan olması nedeniyledir… Çünkü insanların rehber ve önderi olması durumunda bu önder zalimi zulüm etmekten alıkoyacak, onları hayırlı işlere yöneltecek, kötülükten sakındıracak, halkı ıslah ve kurtuluşa daha yakınlaşacak ve fesat daha uzak olacaktır. Bu da lütuftur. Onlara (Şiiler) şöyle söylenmektedir: Ali dışında sizin on iki imamınız liderlik, devlet ve hükümranlığa ulaşmamıştır, zalimi zulümden alıkoyacak, halkı hayra yöneltecek ve kötülük ile şerden uzaklaştıracak güçleri olmamıştır! O halde onlar hakkında asla tahakkuk etmeyen hayali iddialarda nasıl bulunuyorsunuz? Eğer düşünürseniz kendi inanç ve akidenize göre onlar imam değildir; çünkü sizin onlar hakkında iddia ettiğiniz lütuf kendilerinden hâsıl olmamıştır.
Kısa Cevap

Yüce Allah’ın hikmeti; peygamber gönderme ve insanların manevi tekâmülünü sağlama ile ilintili olan kendi hedefinin tahakkuk etmesi için peygamberlerin sonuncusu ve peygamberliği sonlandırıcı olan Peygamber-i Ekrem’den sonraki zaman için Peygamberin vazifelerini ondan sonra yerine getirmeleri gayesiyle bir takım imamlar belirlemeyi gerektirmektedir. Bu esas uyarınca Şia, imamın Allah tarafından belirlendiğine, Peygamberin (vahiy alma dışında) tüm makam ve vazifelerinin imamın yükümlülüğünde olduğuna ve zahiri devlet ve hilafetin de bu vazife ve hususlardan sayıldığına inanmaktadır. Bu esasla, devlet kendisinin elinden alınmış olsa bile masum imamın (a.s) varlığı lütuftur.

Ayrıntılı Cevap

Ehli Sünnet, imamın makamını dünyevi işlerin sorumluluk ve önderliği haddinde bilmekte ve onu sultan ve padişahlar kategorisinde görmektedir. Bu yüzden onların bakışında böyle bir imamın asıl rolü insanlara hükmetmek ve onların dünyevi işlerini halledip çözmektir. Bu iş de zahiri devlete ihtiyaç duymaktadır ve bu yüzden böyle bir imamın varlığı devleti ele geçirmeksizin lütuf sayılmamaktadır. Şia’nın bakışında ise Peygamberin vahiy alma dışındaki tüm iş ve makamları masum imamın yükümlülüğündedir. Nitekim Şia ve Ehli Sünnet Allah Resulü’nün Ali’ye (a.a) hitaben şöyle buyurduğunu nakletmişlerdir: “Senin benim yanımdaki konumun Harun’un Musa’nın yanındaki konumu gibidir. Sadece bir farkla ki benden sonra başka bir peygamber gelmeyecektir.” Bu esas uyarınca İmam Ali (a.s) ilk imam ve sonraki imamlar da onun halifeleri sıfatıyla Peygamberin yerde kalmış tüm makamlarını üstlenmeleri gerekmektedir. Bu nedenden ötürü imam (günah, hata ve yanlıştan) masum olmalıdır. Masum insanın kim olduğunu belirlemek de insanların gücünü aştığı için imam Allah tarafından belirlenmekte ve atanmaktadır; her ne kadar Peygamber-i Ekrem’in (s.a.a) vefatıyla vahyin ve Kur’an ayetlerinin inişi kesilse de dini korumak, insanların dinî önderliği, din hüküm ve buyruklarının açıklanması, Kur’an ayetlerinin tefsiri, dinsel şüphelerin giderilmesi, halkın eğitim ve öğretimi, en yüksek seviyede iyiliği emretmek ve kötülükten sakındırmak, kritik hayati durumlarda halka (Müslümanlar) danışmanlık yapmak, yersiz ve dertlilere yer vermek, halka önderlik etmek, onlar arasında yargıda bulunmak ve devlet yönetmek gibi onun diğer hayati ve hassas görev ve yükümlülükleri yürürlükten kalkmamalıdır. Evet, imamın görevlerinden birisi devlet kurmak ve İslam toplumunun önderliğini üstlenmektir. Ama imamın varlık felsefesi bu değildir ve bunun imkânsızlaşmasıyla imamın varlık felsefesi yok olmaz. Bu anlamıyla Şia imameti dinin usullerinden saymakta ve onun varlığını Allah’ın lütfüyle zorunlu bilmektedir. Devlet, imametin sadece küçük dallarından biridir.[1] Bu hayati makam ve vazifeler nedeniyle imamın varlığı lütuftur ve zahirde devlet ve güç elinde olmasa ve hilafet makamı gasp edilmiş olsa bile halk ve toplum için birçok bereket taşımaktadır. Buna ek olarak halk arasında olan, onlarla yaşayan ve kendilerinin ilmî ve diğer sorunlarını bertaraf eden bir imamın, onların fazilete yönelmesinde, kötülük ve günahtan uzak durmasında etkili bir rolü olacaktır. İşte bu yakınlaştırıcı ve uzaklaştırıcı olmak lütuf manasındadır.[2] Çünkü imamlar (a.s) masumdur; ama diğer insanlar masum değildir; onlar nefsanî isteklerinin tesiri altında kalabilir, insaniyet sınırlarını aşabilir ve günaha bulaşabilirler. Dolayısıyla her zaman kendilerini sapmadan koruyacak birisine ihtiyaç duymaktadırlar.

Daha fazla bilgi için şu başlığa müracaat ediniz: İmametin Aklî Delilleri, 614. Soru (Site: 671).



[1] Mutahari, Mürteza, Mecmua-ı Asar, c. 4, s. 841-945, çap-ı nohom, Sadra, Tahran, 1386 ş.

[2] Hilli, Hasan b. Yusuf, el-Elfeyn, s. 202, çap-ı evvel, Mektebetü’l-Elfeyn, Kuveyt, 1405 h.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Berzahta veya kıyamette ezan okunacak mı?
    7481 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/04/03
    1- Berzah aleminde ezan okunması konusunda hadis kaynaklarında herhangi bir şey yoktur. 2- Bir rivayette İmam Bakır (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Resul-i Ekrem (s.a.a) miraca gittiğinde geçmiş bütün Peygamberler Onun yanına geldiler. Cebrail, Allah’ın emriyle ezan okudu ve kamet getirdi.[1] 3- ...
  • Aşura günü oruç tutma hakkında Peygamberden (s.a.a) hadis var mı? Aşura günü oruç tutmak müstehap mıdır?
    10676 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/15
    Şianın muteber kaynaklarında Hz. Muhammed’den (s.a.a) aşura günü oruç tutmanın müstehap olduğunu gösteren herhangi bir hadise rastlanmamaktadır. Sadece O’nun (s.a.a) siretinde aşura günü oruç tuttuğunu gösteren hadisler vardır. Örneğin bir hadiste İmam Rıza (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Resulullah (s.a.a) aşura günü oruç tutardı.’ Ama böyle rivayetleri esas alarak ...
  • acaba hem Allah-ı sevmek ve hem de ondan korkmak mümkün müdür?
    9244 Pratik Ahlak 2010/12/18
    Allah u Teâlâ'ya yönelik, ümit ile korkunun birlikte ve beraber oluşları, bazı yerlerde ve zamanlarda da mehabetin oluşu hiç de hayret verici bir durum değildir. Zira bu durum yaşamımızın her tarafını kapsamış, ancak biz bu durumdan, bu durumun şiddetli bir şekilde açık olduğundan dolayı gafiliz. ...
  • Hz Zehra’nın şehadetinin kesin tarihi nedir?
    10332 تاريخ بزرگان 2012/04/15
    Hz Zehra’nın (a.s) şehadet günü hakkında tarih kitaplarında birkaç görüş vardır. Bazı tarihçiler bunun Hz Peygamberin vefatından 40 gün sonra bazıları 6 ay sonra ve bir grup da 8 ay sonra gerçekleştiğini belirtmiştir. Aynı şekilde imamlarımızdan (a.s) nakledilen rivayetlerde iki tarih belirtilmiştir ve birçok Şia âlimi Hz ...
  • Arafat’ta durmanın sır, fazilet ve adabı nedir?
    10983 Pratik Ahlak 2011/08/17
    Arafat’ta durmanın sırrı hakkında birçok rivayet bulunmakta ve hepsi bu mübarek günün azamet ve faziletini göstermektedir. Arafat günü insanın kendisini tanıdığı ve de dua ve yakarış ile Allah’ın kerem ve ihsan sofrasında yer edinebilmek için arı bir niyet ile Allah’ın misafirliğine kabul olduğu gündür. Şeytan bu günde ...
  • Yaşamımda sürekli sorun ve buhranlarla karşı karşıyayım, benim için bir çözüm yolu var mıdır?
    7409 Eski Kelam İlmi 2011/04/11
    İnsanlar sürekli değişik yollarla Allah’ın sınamasına tabi tutulur ve başarılı şahıslar ancak bu sınamalardan yüz akıyla çıkanlardır. Bu esas uyarınca Allah’ın rahmetinden meyus olmayın ve Allah’a dua etmeyle, O’ndan rızık talebinde bulunmayla ve sorunları gidermeyi istemeyle birlikte mevcut durumunuzun iyilileşmesi için çalışın. Her halükarda ...
  • Neden Allah boşanmadan çok nefret etmektedir?
    9671 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2012/03/12
    Boşanma ve evlilik arasında bir karşıtlık bulunduğundan, Allah’ın boşanmadan nefret etmesinin nedenini öğrenmek için, ilkönce evliliğin önemi açıklanmalıdır.[1] Yüce Allah Kur’an’da insanların çift yaratılmasını huzur ve sükûnet sağlayan ilahi ayet ve nişanelerden saymıştır.[2] Masumların (a.s) rivayetlerinde de evlilik büyük bir öneme ...
  • İslami düşüncenin kapsamlılığıyla ilgili dengeli bir proje sunmak mümkün müdür?
    8109 Eski Kelam İlmi 2007/08/23
    İslam, gönderilmiş olan son ve en mükemmel dindir. Bundan dolayı insan hayatını ilgilendiren bütün toplumsal ve ferdi alanlarda bu dinin yol gösterici olması beklentisi içerisindeyiz. “İslam’da sistematik düşünce teorisi “ İslam dininin kapsamlılığıyla ilgili dengeli bir teoridir. ...
  • Yezit İmam Hüseyin’i (a.s) neden öldürdü?
    14560 Eski Kelam İlmi 2011/08/03
    Birçok delil Yezit b.Muaviye’nin ahiret ve kıyamete hiçbir inancı olmadığını göstermektedir. O, üç yıllık yönetimi süresince İmam Hüseyin’i (a.s) şehit etmek, Medine’yi yağmalamak ve tahrip etmek, sahabelerden ve diğer kesimlerden[1] birçok ferdi öldürmek ve Allah’ın evini taşa tutmak ve ...
  • İlim ve ameli birleştirmek için uygun ve etkili çözüm nedir?
    6344 Pratik Ahlak 2012/01/18
    İslamî usuller esasınca, ancak salih ameli peşinden getiren bir ilim ve bilgi faydalı olabilir. Ama bununla birlikte bazı âlimlerin salih amel işlemekten geri kaldığını gözlemlemekteyiz. Bu konu değişik nedenlerden kaynaklanabilir. Mesela onlar sadece bir takım ıstılahları öğrenmiş, gerçek bilgin olmamış, bilgilerine önem vermemiş, dünya hayatını ahirete tercih etmiş, dinî ...

En Çok Okunanlar