Gelişmiş Arama
Ziyaret
8162
Güncellenme Tarihi: 2011/09/13
Soru Özeti
Ehli Sünnete mensup bir Müslüman Şiilerin duasını okuyabilir mi?
Soru
Ehli Sünnete mensup bir Müslüman Şiilerin duasını okuyabilir mi?
Kısa Cevap

Şiiler tarafından nakledilen duaların tümü Peygamberin (s.a.a) ailesi olan imamlardan bize ulaşması, Peygamberin (s.a.a) tavsiyesince onlara tutunma ve uymanın kurtuluşa neden olması ve buna ek olarak Şia ve Ehli Sünnetin itirafıyla imamların dua ve münacatta insanların önderi sayılması nedeniyle, onlar tarafından nakledilen duaların gerçeğe ve icabete daha yakın olacağı apaçıktır ve bu değerlendirilmesi gereken bir fırsattır.

Ayrıntılı Cevap

[1] Bana dua edin, duanıza cevap vereyim.”

1. Dua, Allah’ın sonsuz feyzinden daha fazla bir pay almak için bir tür kabiliyet kazanımıdır. Başka bir ifadeyle, insan dua aracılığıyla Allah’ın feyzini idrak etmek için daha fazla bir dikkat ve liyakat elde etmektedir. Daha fazla tekâmül ve liyakat elde etmek için çalışmak, yaratılış kanunları karşısında teslim olmak ve ona karşı durmamaktır. Her şeyden öteye dua bir tür ibadet, huşu ve kulluktur. İnsan dua aracılığıyla Allah’ın zatına yeni bir yöneliş kaydeder. Her ibadetin yetiştirici bir eseri olduğu gibi, duanın da böyle bir eseri vardır. İlahi nimetler kabiliyet ve liyakatlere göre taksim edilir. Kabiliyet ve liyakat ne kadar çoksa, insanın nimetten aldığı pay da o kadar çok olur. Bu yüzden Şiilerin altıncı imamı olan İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmaktadır: “Allah nezdinde dua olmaksızın hiç kimsenin ulaşamayacağı makamlar vardır.”[2] Bir âlim şöyle diyor: “Biz dua ettiğimiz zaman kendimizi tüm kâinatı birleştiren sonsuz bir güce bağlamaktayız.” O aynı şekilde şöyle demektedir: “Bugün en modern bilim yani ruh doktorluğu peygamberlerin öğrettiği şeyleri öğretmektedir. Neden? Çünkü ruh doktorları dua, namaz ve dine yönelik sağlam bir iman taşımanın bizim rahatsızlıklarımızın yarısından fazlasına kaynaklık eden kaygı, tereddüt, heyecan ve korkuyu giderdiğini tespit etmişlerdir.”[3]

2. Duanın Gerçek Anlamı

Duanın bizim gücümüzün yetersizlikleri hakkında olduğunu ve de güç ve kudret hakkında olmadığını anladıktan ve başka bir ifadeyle kabul edilen duanın "أَمَّنْ یُجِیبُ الْمُضْطَرَّ إِذا دَعاهُ وَ یَکْشِفُ السُّوءَ"[4] içeriğinde olup ıstırar içinde ve tüm çalışma ve çabaların akim kaldığı yerde yapıldığını kavradıktan sonra, duanın anlamının insan gücünün dışında olan ve gücü sonsun ve kendisi için her işin kolay olduğu birisinden sebep ve etkenlerin meydana gelmesini istemek olduğu anlaşılmaktadır. Ama bu istek sadece insanın dilinden çıkmamalıdır, bilakis onun tüm varlığından dile gelmelidir. Dil burada insan varlığının tüm zerrelerinin, azalarının ve organlarının temsilcisi ve mütercimi olmalıdır. Kalp ve ruh dua yoluyla Allah ile yakın bir ilişkiye girer ve bir damlanın sonsuz bir okyanusa girmesi gibi, o büyük mebde ile manevi bağlantı kurarak güç kazanır. Elbette güç ve kudretin olduğu yerlerde bile başvurulan bir başka dua türünün de olduğuna dikkat etmek gerekir. Bu, Allah’ın kudreti karşısında bizim kudretimizin bağımsız olmadığını gösteren dua türüdür ve başka bir tabirle bu dua doğal sebep ve amillerin taşıdığı her şeyin O’nun tarafından ve O’nun emrince olduğu hakikatine odaklanmak anlamına gelir. Eğer bir ilacı kullanıyor ve ondan şifa diliyorsak, bunun nedeni O’nun söz konusu ilaca o etkiyi vermesidir. Özetle, bir tür kendini bilme, kalp ve düşüncenin uyanması ve tüm güzellik ve iyiliklerin kaynağıyla batıni bir ilişki kurmaktır. Bu nedenle Hz. Ali’nin sözlerinde şöyle okumaktayız: “Allah kalbi gafil kimselerin duasını kabul etmez”[5].[6] Yapılan açıklamalardan anlaşıldığı üzere, dua tüm varlığı ihtiyaç olan bir kimsenin mutlak anlamda gani olan bir varlıkla kalbî ve ruhî olarak irtibat kurmasıdır. Bu irtibatın çoğalmasına neden olan her şey müspettir (elbette şeriat dairesinden çıkmamak kaydıyla). Şiiler tarafından nakledilen duaların tümü Peygamberin (s.a.a) ailesi olan imamlardan bize ulaşması, Peygamberin (s.a.a) tavsiyesince onlara tutunma ve uymanın kurtuluşa neden olması[7] ve buna ek olarak Şia ve Ehli Sünnetin itirafıyla imamların dua ve münacatta insanların önderi sayılması nedeniyle, onlar tarafından nakledilen duaların gerçeğe ve icabete daha yakın olacağı apaçıktır ve bu değerlendirilmesi gereken bir fırsattır.

Duanın şartlarına aşina olmak için aşağıdaki adrese müracaat edebilirisiniz:

2145. Cevap (Site: 2229).    



[1] Mümin, 60.

[2] Kuleyni, Usul-i Kafi, c. 2, s. 337, Bab-u Fazli’d-Dua Ve’l-Bahs Aleyhi, c. 3, et-Tabiatu’r-Rabia, Daru’l-Kütübi’l-İslamiye, Tahran, 1365 h.ş.

[3] Ayin-i Zindegi, s. 152 ve 156, Nakl Ez Mekarim Şirazi, Nasır, Tefsir-i Numune, Naşir: Daru’l-Kütübi’l-İslamiye, çap-ı Tahran, çap-ı evvel, 1374 ş.

[4] Neml, 62.

[5] Kuleyni, Usul-i Kafi, c. 2, s. 342, Babu’l-İkbal, Âla’d-Dua, h. 1.

[6] Mekarim Şirazi, Nasır, Tefsir-i Numune, c. 1, s. 641 ve 643.

[7] Şia ve Ehli Sünnetin hadis kaynaklarında mütevatir olarak nakledilmiş meşhur “sakaleyn” (iki emanet) hadisinde aziz İslam Peygamberi şöyle buyurmuştur:

 «انی تارک فیکم الثقلین کتاب الله و عترتی اهل بیتی ما ان تمسکتم بهما لن تضلوا بعدی ابداً فانهما لن یفترقا حتی یردا علی الحوض»

(Tirmizi, Sahih, c. 2, s. 380; Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 3, s. 17).

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Diriliş cisimsel mi yoksa ruhani midir?
    17927 معاد و قیامت 2012/05/27
    Her ne kadar akli deliller ahiret ve bu dünyevi hayat dışındaki başka bir dünyanın gerekliliğine tanıklık etse de ahretin nitelik ve keyfiyeti, ahiretin sadece ruhani olup olmayacağı veya hem ruhani ve hem cismani olup olmayacağı ve de cisimsel dirilişi kabul etme durumunda bu cismin maddi mi yoksa ...
  • Mescidin hangi halısının necis olduğunu bilmiyorsak, onu nasıl temizleyebiliriz?
    6067 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/23
    Büyük mercilerin (Allah onları korusun) bürolarının yanıtları şunlardır: Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (ömrü uzun olsun) Bürosu: Sorulan sorudaki varsayıma göre belirtilen tüm halılar yıkanmalıdır. Hz. Ayetullah Uzma Sistani’nin (ömrü uzun olsun) Bürosu: Yakin hâsıl olması için tüm halılar yıkanmalıdır. Hz. Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi’nin (ömrü uzun olsun) Bürosu: Eğer ...
  • İmam Ali (a.s)’ın hayatını özet olarak beyan edebilir misiniz?
    2908 امام علی ع 2020/01/19
  • Yabancı şirketlere yapılan yatırımların kazançının hükmü nedir?
    13571 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2019/06/24
    Yabancı şirketlerde yatırım yapmak eğer müslümanların izzetine, bağımsızlığına zarar vermiyor ve Müslümanların onlara bağlanmalarına ve derin bağlar kurmalarına yol açmıyorsa sakıncası yoktur. Bu bağlamda Müslüman olmayan birinden faiz almak Taklit Mercilerin kahir çoğunluğunun fetvasına göre caizdir. ...
  • Ayakların üstünü mesetme konusunu hadisler ile ispatlayınız?
    8250 بیشتر بدانیم 2012/07/21
    “Vesailu’ş - Ş,a” gibi Şia’nın Muteber Kitaplarında İmamlardan (a.s.) nakledilmiş olan hadislere baktığımızda abdest alınırken başın ön kısmının ve ayakların üstünün Mes edilmesinin vacip olduğunu görürüz. Keza hadislerden istifade ediliyor ki ayaklar Mes edilirken sağ ve sol sırasını dikkate alarak ayakların parmaklarından başlayarak ayaklarda var olan çıkıntıya ...
  • Düğünlerde klasik müzikler kullanılması halinde, kadının kadın için dans etmesinin hükmü nedir?
    7608 کلیات 2012/04/07
    Ayetullahe'l-uzma HAMANEİ’NİN (Allah yüce gölgesini devam ettirsin) defteri: Kadının kadınlar için dans etmesi eğer lehv unvanı kendisine sıdk ediyor; örneğin kadınlar meclisini dans meclisine dönüştürüyor olması gibi, sakıncalıdır ve ihtiyatı vacip gereğince terk edilmelidir. Bu durum dışındaki durumlarda eğer şehveti uyandıracak nitelikte veya haram bir ...
  • İmam Ali’nin Zülfikar’ı şimdi nerededir?
    69010 تاريخ بزرگان 2011/10/30
    Zülfikar, Allah Resulü’nün (s.a.a) kılıcının adıdır.[1] Bu kılıcın bununla adlandırılması hakkında şöyle demişlerdir: Kılıcın arkasında insanın belkemiği gibi kısa ve uzun çıkıntılar bulunmaktaydı.[2] Zülfikar’ın macerası İslam’ın ilk yıllarındaki savaşlardan ...
  • Rehberliğin görüşüne göre “bilerek” namazı bozmanın hükmü nedir?
    31000 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    İradi olarak farz namazı bozmak ve kesmek haramdır ama bir kefareti yoktur. Eğer insan namazını doğru kılıp kılmadığına dair şüphe ederse şüphesine itina etmemeli, namazını doğru kıldığına hükmetmeli ve namazı bozmamalıdır. Ama namazını bozarsa bunun bir kefareti yoktur. Elbette farz namazı iradi olarak bozmak haramdır ama ...
  • Kimsenin olmadığı bir yerde çıplak olmak veya çıplak uyumak günah mıdır?
    55543 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2019/11/26
    Dini metinlerden ve kaynaklardan elde edilen veri böyle bir davranışın özünde haram olmadığı ama mekruh olduğu yönündedir. Zira bu halet şeytanın vesvese etmesine bir anlamda alt yapı oluşturabilir. ...
  • Tahrip edilmiş korunaktan hırsızlık yapmanın hükmü nedir?
    6908 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/21
    Hırsızın elinin kesilmesinin şartları şunlardır:1. Erginlik2. Akıl3. İrade4. Zorunluluğun olmaması5. İster yalnız başına ve ister beraberce olsun hırsızın korunağa saygısızlık etmesi6. Eşyayı korunaktan çıkarması7. Hırsızın mal sahibinin babası olmaması8. Korunağa saygısızlığın ve hırsızlığın gizlice yapılması; açıkça ve aşikâr olarak korunak kırılır ...

En Çok Okunanlar