Please Wait
7745
- paylaşmak
“Vesailu’ş - Ş,a” gibi Şia’nın Muteber Kitaplarında İmamlardan (a.s.) nakledilmiş olan hadislere baktığımızda abdest alınırken başın ön kısmının ve ayakların üstünün Mes edilmesinin vacip olduğunu görürüz. Keza hadislerden istifade ediliyor ki ayaklar Mes edilirken sağ ve sol sırasını dikkate alarak ayakların parmaklarından başlayarak ayaklarda var olan çıkıntıya kadar Mes edilmelidir.
Mes’in Anlamı:
Mes bir şeyi başka bir şeyin üstünden geçirmek ve gezdirmek anlamındadır.[1] Fıkıh literatüründe ise, eli ıslak haliyle baş ve ayakların üzerinden çekme anlamındadır.
Kur’an’ı kerim, Maide suresinin altıncı ayetinde bu konuya değinmiş. Kur’an tefsirleri de bu ayeti kerimenin zeylinde bu konuyu mevzu bahis etmişlerdir. Ama sorunuz hadisler çerçevesinde konunun açıklanması doğrultusunda olduğu için bizde konuyu hadisler çerçevesinde ele alacağız.
Şia’nın muteber ve kaynak kitaplarında birçok rivayet var olmaktadır ki bu rivayetler baş ve ayakların mes edilmesinin vacip olduğuna delalet etmektedir.
Şia’nın muteber kitaplarından muteber sayılan birisi “Vesailu’ş Şia”dir. Bu kitabın birinci cildinde sahih senetle nakledilen birçok rivayet vardır başın mes edilmesinden sonra ayakların da mes edilmesinin vacip olduğuna delalet etmektedir. Biz burada bu rivayetlerden bir kaçını zikredeceğiz:
- İmam Sadık’tan (a.s.) nakledilerek şöyle buyurduğu söylenmektedir: “(abdeste) başın ön kısmının dörde birini ve ayakların ikisini mes ediniz. Ayakları mes ederken sağ ayaktan başlayarak mes ediniz”.[2]
- İmam bakırdan (a.s.) ayağın mes edilmesi soruldu? İmam onun cevabında şöyle buyurdu: “Ayakların mes edilmesi Allah tarafından Cebrail vesilesiyle nazil olmuş olan bir şeydir”.[3]
- Zurare imamlar tarafından güvenilir ve imam Bakırın (a.s.) öğrencilerinden olan bir ravidir. Zurare söz konusu olan İmamdan şöyle naklediyor: “İmam Madie suresinin altıncı ayetine dayanarak şöyle buyurdu: “Ayakların üstünü (bir kısmını) mes etmek vaciptir”.[4]
- Zurare naklediyor: İmam Bakır’dan (a.s.) peygamberin (s.a.a.) abdestinin nasıl olduğu hakkında soruldu? O da şöyle cevap verdi: “Hazreti resul-i Ekrem (s.a.a) bir leğenin getirilmesine emir etti! Leğen getirildikten sonra peygamber (s.a.a.) abdest almaya başladı sırasıyla; yüzünü, sağ elini, sol elini yıkadı daha sonra başını ve iki ayağını aldığı abdestten kalan ıslak elleriyle mes etti ve şöyle buyurdu: ayakların parmaklarının ucundan ayaklardaki “ka’b”a kadar mes edilmesi gerekir. Ayaklardaki “ka’b” hakkında sorulunca şöyle buyurdu: ayağın çıkıntısı ve ayak bileğinden aşağısıdır ”.[5]
Buna binaen hadisler esasınca ve elbette Maide suresinin altıncı ayeti gereğince yüz ve ellerin yıkanmasından sonra baş ve iki ayağın mes edilmesi vaciptir. Mes edilmesinin miktarı da ayaktaki parmaklardan ta ayaklardaki çıkıntıya kadardır.
[1] TUREYHİ, Farhruddin, “Mecmaü’l – Bahreyn”, baskı, 2, mektebet-u neşr-i Sakafetü’l – islamiye, 1408, c. 4, s. 198.
[2] AMİLİ, Hur, “Vesailü’ş – Şia”, baskı, 2, Kum: İntişarat-i müesesei alulbeyt, 1414, c. 1, s. 418.
[3] [3] AMİLİ, Hur, “Vesailü’ş – Şia”, c. 1, s. 419.
[4] TABATABAİ, Muhammed Hüseyin, “Tefsir-i el-Mizan”, Farsça tercümesi: MUSEVİ HEMEDANİ, Muhammed Bakır, Kum: İntişarat-i İslami, c. 5, s. 378.
[5] TABATABAİ, Muhammed Hüseyin, “Tefsir-i el-Mizan”, Farsça tercümesi: MUSEVİ HEMEDANİ, Muhammed Bakır, Kum: İntişarat-i İslami, c. 5, s. 379