Gelişmiş Arama
Ziyaret
7180
Güncellenme Tarihi: 2011/11/12
Soru Özeti
“Kadınlar, Müslüman olmayan biriyle evlenme hakkına sahip değildir”. İslamın bu buyruğunu dikkate alarak, Sosyoloji konularda bu emir (İslam toplumunun) kapalı bir toplum olduğu telakkisini yaratıyor mu yaratmıyor mu?
Soru
“İslam dininde kadınlar, Müslüman olmayan bir kimseyle evlenemez”. İslamın bu buyruğunu dikkate alarak, Sosyoloji konularda bu emir (İslam toplumunun) kapalı bir toplum olduğu telakkisini yaratıyor mu yaratmıyor mu?
Kısa Cevap

Yeni Sosyoloji bakış açısına göre böyle bir hüküm sadece kadınlara has olmayıp erkekler konusunda da söz konusu olması, bir çeşit kapalı toplum olarak değerlendirilmesinin göstergesi olabilir. Ne var ki toplumun kapalı ve açık olmasının göreceliliğini dikkate alarak, kapalı toplumların tamamını sorgulayıp bu toplumların kapalı olduğunu düşünemeyiz. Bununla birlikte, şu noktaya dikkat edilmesi gerekir: İslam toplumu; dini söylemler, birliktelik, barışçıl taahhütler, ticaret vb. gibi diğer açılardan açık toplumlardan sayılır.

Ayrıntılı Cevap

İlk etapta şu noktanın açıklanması zaruridir: Müslüman’ın, Müslüman olmayanla evlenmesi yalnızca kadınlara has değil, istisnai konuların dışında erkekler de Müslüman olmayan bir kadınla evlenmeleri haramdır.[1]

Acaba böyle bir hüküm, İslami sahada kapalı toplumun göstergesi değil midir? Sorunuzun cevabına gelince, bu meseleyi iki açıdan ele alacağız:

1. Kapalı toplum nedir? Davranışlarımızı hiçbir zaman böyle bir topluma girecek şeklinde düzenlememiz mi gerekiyor?

2. İslam toplumunu açık bir toplum olduğunu kabul edebilir miyiz? Veya böyle bir toplum, kapalı bir toplum mudur?

Şimdi sırasınca yukarıdaki konuları ele alacağız ve sonuçta da kendi görüşümüzü sunacağız:

1. Yeni toplum bilimciler açısından, diğer toplumlarla daha çok irtibat kurma ve daha etkin faaliyet gösterme gücüne sahip olan bir toplum “açık toplum” sayılırken, söz konusu irtibatın sınırlı olduğu toplum da “kapalı toplum” unvanıyla tanıtılır. İddia edildiğine göre; başkalarının tecrübe ve kültüründen yararlanılması sebebiyle çok daha münasip gelişim ve ilerlemeye sahip olacaklardır, ama bununla birlikte açık ve kapalı toplumlar arasında hiçbir sınır, dakik ve özel bir ayırım ortaya konmamıştır. Diğer taraftan, çeşitli medeniyetlerin incelenmesiyle, her toplumda bir takım sınırlandırmaların olduğunu görecek ve hali hazırda da Uluslar Arası alanda sınırlandırılmayan bir toplumu bulamayacağız. Sosyologlardan birisinin deyimiyle: “Gerçek anlamda açık bir toplum, örnek ve ideal bir toplumdur ve böyle bir toplumu yalnızca teorilerde görebiliriz.”[2] Bununla birlikte görünürde açık toplumları tamamen istenilen ve ideal toplumlar olarak değerlendiremeyiz. Zira “açık toplum”, bazı fırsatları toplumsal hareketlenme için hazırlar ama birçok fırsatların yanında bir takım engel ve zorluklara da rastlanır.”[3]

Bu sebeple Sosyologların, her zaman ve bütün şartlarda açık toplumu kapalı topluma tercih ettikleri söylenemez. Örnek olarak şu ibarete dikkat ediniz: “Seçkinler gurubu, genellikle üyelerinin sadece birbirlerine benzeyen özelliktekilerle oturup kalkmaları dolayısıyla bir çeşit kapalı gurup sayılır. Bu toplumsal önemli özellikler şunlardan ibarettir: Ailesel unvanlar, okullar, kuruluşlar ve bağlı oldukları partiler.”[4]

Bizim inancımıza göre; İslami ölçülere göre, seçkin kimselerin böyle davranmaları doğru değildir ve bu davranışlar dini önderler tarafından şiddetle kınanmıştır. İmam Ali (a.s), Osman b. Huneyf ismindeki valisini, sadece zenginlerin katıldığı bir toplumda bulunmasından ötürü kınamış ve böyle bir hareketi tekrarlamaktan sakındırmıştır.[5] Ama Batı Sosyologları, böyle bir şeyi doğal bilmiş ve kendi seçkinlerinin en azından bazı işlerde kapalı toplumda yer almalarından dolayı utanç hissine kapılmamışlardır.

Buna binaen biz Müslümanlar da kendimizi böyle sosyolojik tarifler çerçevesiyle sınırlandırmamalıyız ve İslami hükümlerden birinin uygulanmasından ötürü kendimizi –onların tanımlamasına göre - kapalı toplum tarifine girme vehmine kapılmamalıyız. Açık ve kapalı toplum tarifinin tamamen göreceli bir tanımlama olduğunu dikkate alarak, her toplum bazı konularda kapalı ve başka konularda açık ve serbest hareket edebilir. Gelecek bölümde bu konuya değineceğiz.

2. Açıkladığımız gibi her toplumun bir takım kısıtlamaları vardır ve bunların her biri bir diğerine nispetle açık ve kapalı olarak değerlendirilir. İslam toplumu da bundan müstesna olmayıp kendine has kanunları vardır.

İslam kanunlarının bazılarını, açık toplum ölçülerinin somut örnekleri unvanıyla değerlendirebiliriz. Müslüman olmayanlarla barışçıl yaşama, adaletli davranma ve onlara karşı merhametli olmanın temel alınması:[6] Söyleşilerin delil ve mantığa dayalı olup hakkın kabul edilmesinin temel alınması:[7] Brış anlaşmalarına bağlı kalınarak taarruzda bulunmamak ve yakınlarla iyi ilişkiler içinde olmanın temel alınması:[8] Ticaret özgürlüğü ve ekonomik ikili ilişkiler ve... Bizler Peygamber Ekrem’in (s.a.a) şu tavsiyesini unutmayalım: “Komşuna saygı göster, kâfir olsa bile! Misafirine saygı göster, kâfir olsa bile! Anne ve babana itaat et, kâfir olsalar bile! Hiçbir şahsın meşru isteğini geri çevirme, kâfir olsa bile!”[9] Eğer bu konular açık bir toplumun göstergesi değilse o hal de açık toplumun bunların ötesinde ne gibi ölçüleri olabilir?

Elbette karşı tarafın sizinde işaret ettiğiniz konuda olduğu gibi başka kanunları da vardır; yani Müslüman kadının, Müslüman olmayan veya kâfirlerle evlenmesinin caiz olmayışı şayet İslam toplumu sahasının kapalı olduğunun göstergesidir, ne var ki sonuçta genel görüşün açıklanması gerekir. Hiçbir toplumun tamamen açık olmadığını ve yabancı ve Müslüman olmayanlarla birçok konuda irtibatı yasaklamayan İslami öğretileri dikkate alarak, İslam’ı sınırlandıran birkaç kanuna istinatla, hatta batı toplumunun kapalı toplum ölçülerince bile İslam toplumunu kapalı toplum sayamayız.

Diğer taraftan İslam kanunlarının bu konularda bir sınırlama getirmesinin delilleri vardır ve örnek unvanında zikredilen böyle bir evliliğin yasaklanmasının delillerini İslami kaynaklarda görebilirsiniz.[10]



[1] Bu konuda bkz: Hurr-i Amuli, Muhammed b. el-Hasan, Vesailü’ş-Şia, Kum: Müesseseyi Âl’ul Beyt, 1409 Kameri, c. 20, s. 533, babı tahrimi münakihatü’l küffar hatta ehli’l-Kitap.

[2] Kuavn, Brus, “Mebaniyi camia Şinasi”, Tercüme ve iktibas: Gulam Abbas Tevessüli ve Rıza Fazıl, Tahran: Sazmani smt., 1372 Şemsi, s. 263

[3] A.g.e. s. 268.

[4], A.g.e. s. 393.

[5] Nehc’ül-Belağa, Kum: Bita, İntişaratı Dar’ul-Hikme, s. 416, name 45.

[6] Allah, sizi, din konusunda sizinle savaşmamış, sizi yurtlarınızdan da çıkarmamış kimselere iyilik etmekten, onlara adil davranmaktan men etmez.” (Mümtehine, 8.)

[7] Sözü dinleyip de onun en güzeline uyanlar ar ya, işte onlar Allah’ın hidayete erdirdiği kimselerdir. İşte onlar akıl sahiplerinin ta kendileridir.” (Zümer, 18.)

[8] Nisa,90; Enfal, 72; Tevbe, 4; Nahl, 91 ve…

[9] Şuayri, TACUDDİN, Cami’ul-Ahbar, Kum: İntişaratı Razi, 1363 Şemsi, , s. 84.

[10] Müslüman olmayanlarla evlenilmesinin yasak oluşunun delillerinden bir tanesi, böyle bir evlilikten doğacak çocuklar üzerinde uygunsuz etki bırakma imkânıdır. Bkz: Hurri Amuli, Muhammed b. el-Hasan, Vesailu’ş-Şia, c. 20, s. 534, hadis, 26276. Sınırlı olan bu açıklamaya sığmayacak bu bağlamda başka deliller de vardır.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • İslam dininde hatemiyetin hakikati nedir ve Sayın Suruş’un görüşünün eleştirileri nelerdir?
    10888 Yeni Kelam İlmi 2010/06/02
    Birkaç noktaya dikkat etmek faydalı olabilir:1. Peygamberliğin son bulması ve buna tabi olarak İslam dinin son din olması, Ahzab Suresinin 40. ayetinde belirtilmiştir ve bu ayet mana itibariyle, İslam dininin son din olması vesilesiyle peygamberlikte sona ermiş ve artık peygamberin gelmesi mümkün değildir.2. Bir açıdan hatemiyetin sırrı şunlara ...
  • İmam Humeyni'nin siyasi düşüncesi hangi alanları kapsamına alır?
    9392 Politika Felsefesi 2011/04/11
    İmam Humeyni'nin siyasi düşüncesi onun temel görüşlerinden bir parça sayılır ve çeşitli alanlardaki düşünceleri ile ilişki içindedir. Çok yönlü bir şahsiyet olan İmam Humeyni'den irfan, fıkıh, felsefe, kelam ve siyaset alanlarında bir çok eser kalmıştır. O İslami düşünceye dayalı bir düzenin kurucusu ve lideri olduğu ...
  • Yaratanla yaratılmış arasındaki benzerliği reddeden ayetler hangileridir? Bu ayetler Allah’ın ruhunu insana üflemesi meselesiyle nasıl bir uyum sağlamaktadır?
    16190 Tefsir 2011/10/20
    Tevhid inancından, ister insan olsun ister başka şey, hiç bir şeyin Allah’a benzeme imkanının olmadığı manası çıkmaktadır. Kur’an’da birçok ayet yaratanla yaratılmış arasındaki benzerliği reddetmektedir. Örneğin:1- ‘Ve ona, bir tek eşit ve benzer yoktur.’2- ‘Ona hiçbir benzer yoktur’3- ‘Artık Allah'a eşit varlıklar tanımayın; şüphe yok ki Allah ...
  • İslamî olmayan devletlerin bankalarından borç almanın hükmü nedir?
    6785 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/08/22
    “Borç almak devlet bankasından olsa dahi zatı itibariyle şerî otoritenin iznine bağlı değildir ve faizli olsa bile durum hükmü açısından doğrudur. Ancak faizli olması durumunda ister Müslüman’dan veya Müslüman olmayandan, ister İslam devletinden veya İslamî olmayan bir devletten alınmış olsun sorumluluk açısından haramdır. Harama bulaşmayı caiz ...
  • Bakire kızla geçici evlilik yapmanın hükmü nedir?
    13636 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/09/07
    Günümüzde ki taklit merciilerin çoğunluğu bakire kızın geçici veya daimi evliliğinde babanın izninin şart olduğunu söylüyorlar. Baba olmadığı zaman babanın babasından izin alması gereklidir. Eğer bakire olmazsa veya baba ve babanın babası olmazsa izine ...
  • Neden Kur’an sizler kadınlarınızı dövebilirsiniz diye buyurmaktadır?
    8943 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/22
    Kur’an’da tavsiye edilmiş üçüncü taktik (öğüt verme ve yataktan uzaklaştırmadan sonra) hakkında, ilk bakışta insan, istediği şekilde kadına davranması ve yumruk, tokat ve tekmeyle onu teslim alması için İslam’ın erkeğe imkan tanımak istediği sanısına kapılabilir. Oysaki durum asla bundan ibaret değildir. Kadınların isyan etmesi, vazife ve sorumluluklarına sırt çevirmede ...
  • İslam Peygamber’inin mektuplarını padişahlara kim ulaştırmaktaydı?
    3462 Tarih 2020/01/20
  • Habil ve Kabil kimle evlendiler?
    82846 Tefsir 2009/06/17
    Tarih ve hadis kaynaklarına göre bugünkü insan soyu ne Habil nede Kabil’in soyundandır. Bu günkü insanlar Hz. Adem’in diğer oğlu olan Şeys veya Hibetu’llah’ın soyundandır.Ancak, Hz. Adem’in çocuklarının evlenmesine gelince Müslüman bilginler bu konuda farklı görüşlere sahiptirler ve genelde şu iki görüşten birini ...
  • Kur’an’da kaç tane kelime vardır?
    15688 Kur’anî İlimler 2011/04/28
    Müslümanlar, İslamın başlangıcından bu yana semavi kitapları Kur’an’a her yönüyle büyük önem vermiş, onun bütün kelimelerini hatta Mekki ve Medeni olanları bile ayrı ayrı saymışlardır. Bu sayımdan elde edilen rakamlar şöyledir:Mekki kelimeler 45653, Medeni kelimeler 32154’tür. Buna göre Kur’an-ı Kerim’deki kelimlerin toplamı: 77807’dir.
  • Örfün geçerliliği ne ölçüdedir ve onu belirlemek kime aittir? Acaba örf değişebilir mi?
    7680 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/10/18
    Örfün lügatte iki manası vardır:a) Beğenilen işb) Marifet ve TanımaFakihler ...

En Çok Okunanlar