Gelişmiş Arama
Ziyaret
11465
Güncellenme Tarihi: 2011/12/19
Soru Özeti
Yahudilerin Hz. İsa’nın dönmesi veya vaat edilen Mesih’in gelmesine yönelik inanç ve imanı nedir?
Soru
Yahudilerin Hz. İsa’nın dönmesi veya vaat edilen Mesih’in gelmesine yönelik inanç ve imanı nedir?
Kısa Cevap

Yahudiler de kavim ve mezheplerin çoğu gibi, kesin bir şekilde, son zamanda bir kurtarıcının geleceğine inanmaktadır. Mevcut Tevrat kitabında dünya kurtarıcısının geleceği ve zuhur edeceği hakkında birçok müjde mevcuttur. Bugün Yahudiler tarafından İsrail adında bir Yahudi devletinin kurulması, bu Yahudi ülküsünden kötü şekilde istifade edilerek gerçekleşmiştir. Hem Yahudiler ve hem Hıristiyanlar, son zamanda gelmesi vaat edilen şahsın İshak’ın zürriyetinden olduğuna inanmaktadır. Hıristiyanlar, onun Yahudilerin eliyle öldürülmüş Mesih b. Meryem olduğuna, Allah’ın kendisini diriltip göğe yükselttiğine ve dünyanın sonunda vaadinin gerçekleşmesi için göndereceğine inanmaktadır. Yahudiler ise onun (vaat edilen önder) henüz doğmadığını söylemektedir.

Ayrıntılı Cevap

Yahudiler de kavim ve mezheplerin çoğu gibi, kesin bir şekilde, son zamanda bir kurtarıcının geleceğine inanmaktadır. Mevcut Tevrat kitabında dünya kurtarıcısının geleceği ve zuhur edeceği hakkında birçok müjde mevcuttur. Mister “Hakes” Yahudiler arasında dünya çapında büyük bir kurtarıcının zuhuru ve gelmesi inancının yaygınlaşması hakkında şöyle yazmaktadır: “İbraniler eski nesillerden bugüne dek Mesih’in kutlu gelişini beklemektedir ve o mübarek varlığın gelme vaadi defalarca “Zebur”, peygamberlerin kitapları ve özellikle de “Eşiya” kitabında verilmiştir. “Vaftiz eden Yahya gelince onun kutlu adımlarını müjdeledi, ama Yahudiler bu öngörüleri anlamadılar, sürekli Mesih’in zamanın sultanı olacağını, kendilerini zalim ve zorbaların zulmünden kurtaracağını ve en yüce kemal derecesine çıkartacağını düşünmekteydiler.”[1] Tevrat ve onun değişik kitaplarında kurtarıcının geleceği ve ondan önce ve sonra dünyanın şartları hakkında birçok haber verilmiştir. Davud’un Zebur’unda “Mezmurları” adı altında “Eski Ahit” kitaplarının arasında kurtarıcı hakkında değişik tabirlerle müjdeler verilmiştir. Kur’an-ı Kerim’in[2] Hz. Mehdi’nin (a.c) zuhuru hakkında Zebur’dan naklettiği konular mevcut Zebur’da aynen mevcuttur, tahrif ve yorum tasarrufundan korunmuştur. Zebur’da şöyle yer almaktadır: “… Kötüler bitecektir. Ama Tanrıya tevekkül edenler, yeryüzünün varisleri olacaktır.”[3] “Peygamber Hagay” kitabında şöyle yer almaktadır: Yahova şöyle demektedir: Bir kez daha gökleri, yeri, denizi ve karayı sarsacağım, tüm milletleri sarsacağım ve tüm ulusların erdemi gelecektir… Bu evi celalim ile dolduracağım.”[4] “Peygamber Danyal” kitabında da şöyle yer almaktadır: “… Senin kavmin için duran büyük önder gelecek. Yeryüzü toprağında uyuyanların birçoğu uyanacak.”[5] “Peygamber Zekeriya”, “Peygamber Amos” ve “Peygamber Hazekiel” kitaplarında da müjdeler verilmiştir.[6] O halde Yahudiler kurtarıcının geleceğine inanmaktadır. Hatta bugün Yahudiler tarafından İsrail adında bir Yahudi devletinin kurulması, bu Yahudi ülküsünden kötü şekilde istifade edilerek gerçekleşmiştir. Yaklaşık yüz yıl boyunca bir grup Yahudi düşünür, ulusumuz bunca yıl Mesiha’yı bekleyerek zillete tahammül etmektedir, ama ondan bir haber çıkmadı. Artık bekleyişimiz bitmekte ve sabrımız tükenmektedir. Mevcut duruma son vermek için kendimizin hareket etmesi daha yerindedir. Onlar Siyonizm ekolünü tesis etti ve Filistin’i almamız gerekir dedi. Yahudilerin ekseriyeti buna muhalefet etti; zira onların inancına göre sadece Mesiha (soz zaman kurtarıcısı) böyle bir iş yapabilirdi. Siyonistler, biz Mesiha’nın kıyam etmesi için Filistin’de bir karargâh kuruyoruz dedi. Elbette asırlarca bu düşünceyle yaşamış bir ulusu ikna etmek zor idi, ama onlar bu işi sabır ve tahammül göstererek tebliğ etti ve göçmenleri Filistin’e taşıdılar. Henüz bir grup Yahudi, önceki inançlarını esas alarak Siyonist devletin kurulmasını Yahudiliğin Mesiha ülküsüne aykırı bilmekte ve bekleme geleneğini sürdürme gerektiğini söylemektedir. Bugün “Guşimonim” gibi Siyonist grupların en radikali ve “Nitvarikarya” gibi Siyonizm karşıtı grupların en radikali, Mesiha’nın gelişini beklemektedir.[7]

Yahudilerin Beklediği Mesiha

Hem Yahudiler ve hem Hıristiyanlar, son zamanda gelmesi vaat edilen şahsın İshak’ın zürriyetinden olduğuna inanmaktadır. Hıristiyanlar, onun Yahudilerin eliyle öldürülmüş Mesih b. Meryem olduğuna, Allah’ın kendisini diriltip göğe yükselttiğine ve dünyanın sonunda vaadinin gerçekleşmesi için göndereceğine inanmaktadır. Yahudiler ise onun (vaat edilen önder) henüz doğmadığını söylemektedir. Yaratılış kitabının on yedinci bölümünün yirminci ayetinde Tanrının İsmail’e vaadine işaret edilmiştir. Yahudi müfessir “Hannan İl” bu ayetin tefsirinde şöyle yazmaktadır: Bu ayetin öngörüsünden 2337 yıl geçmektedir ve Araplar (İsmail’in sülalesi) İslam’ın ortaya çıkmasıyla büyük bir ümmete dönüştü, ama İshak’ın zürriyeti olan bizler hakkında ise ilahi vaat günahlarımız yüzünden gecikti. Lakin gelecekte bizim hakkımızdaki ilahi vaat gerçekleşecektir.[8] Bazı yazılardan Yahudilerin Mesih’i bekledikleri ve Hıristiyanlar gibi son kurtarıcının Mesih olduğuna inandıkları sanılmaktadır. Gerçi Hz. İsa gelmeyinceye dek bu bir varsayım idi, ama son zaman kurtarıcısı hakkında böyle bir tasavvurun yanlış olduğunu bilmemiz gerekir; zira Yahudilerin beklediği vaat edilen kişi, “Maşeyh” (Mesih, mesh edilmiş) olarak okunmaktadır ve Maşeyh İsrailoğullarının kadim krallarının lakabıydı. Ama Mesih sözü Hz. İsa için kullanıldığından, araştırmacılar Yahudilerin vaat edilen şahsına işaret etmek için, İbranice “Maşeyh” kavramı üzerinden Latince telaffuz edilerek oluşturulan “Mesiha” kavramını kullanmaktadır.[9]       



[1] Kamus-ı Kitab-ı Mukaddes, s. 806, be nakl az mecelle-i tahassusi İntizar, şımare-i 15, s. 139.

[2] Enbiya, 105.

[3] Aht-i Atik, Kitab-ı Mezamir, Mezmur, 37, be nakl az: Tunei, Müçteba, Mevudname, s. 320, Kum, 1384.

[4] Kitab-ı Mukaddes, Hegay nebi, s. 1367, bab. 2, benhaya-i 6 – 9, be nakl az Mevudname, s. 232.

[5] Kitab-ı Mukaddes, Hegay nebi, s. 1309, bab. 1 - 12, benhaya-i 6 – 9, be nakl az Mevudname, s. 232.

[6] Ferheng-i Elifbayi, Mehdeviyet, s. 231 ve 232.

[7] Tevfiki, Hüseyin, Aşinayi Ba Edyan-i Bozorg, s. 124 ve 125, Sazman-ı Semt, Tahran, 1386.

[8] Mecelle-i tahassusi İntizar, şımare-i 15, s. 146 – 147.

[9] a.g.e. s. 121.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Göğe ne kadar çok çıkılsa oksijenin o oranda azaldığı bilimsel bir gerçektir. Kur’an’da bu gerçeğe işaret eden bir ayet var mı?
    13874 Tefsir 2010/12/28
    ‘Kur’an’ın kapsamlılığı’ hakkında görüş bildiren alim ve müfessirler, Kur’an’ın, pozitif bilimlerin bütün mesele ve ayrıntılarını ele alıp almadığı konusunda aralarında görüş birliği yoktur.Kimileri Kur’an’ın -bir ansiklopedi gibi- bilimsel konuların bütün detaylarını içerdiğini söylemekte, kimileri Kur’an, hiç bir bilimsel konuya değinmemiştir demekte, ...
  • Hazreti Muhammed’in (s.a.a) dokuz yaşında eşimi vardı?
    3807 پیامبر اکرم ص 2018/11/14
    İslam peygamberinin hayatını, eşlerinin özeliklerini ve peygamberin onlar ile olan ilişkilerini incelemek şu noktayı açığa çıkarır: Eğer Peygamber müteaddit eş edinmiş ise bu eylemin çeşitli hikmetleri bulunmaktadır. Burada onlardan bazılarına işaret edeceğiz. Öncelikle Peygamberin Ayşe ile olan evliliğinde şunu bilmemiz gerekir ki bu evlilik Ayşe’nin ...
  • Acaba din bir tane midir yoksa çeşitli midir?
    7115 Yeni Kelam İlmi 2010/01/02
    Dinden kasıt, Allah tarafından gönderilen ve Peygamberler (a.s.)'ın vasıtasıyla tebliğ edilen akaid, ahlak, kanunlar topluluğu ise bu durumda din tektir. Dinler arasında ki fark sadece hükümler arasında ki küçük ayrıntılardır ki, bireysel ...
  • Yüksek düzeyde kârla muzarebe yapmak doğru mudur?
    5646 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/29
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Peygamberin buyruğuna göre Kur’an’ın batın ve tefsirini açıklayan kimdir?
    9396 Eski Kelam İlmi 2011/08/17
    Bu içerik değişik tabirlerle imamlar (a.s) hakkında zikredilmiştir. Oların imanın temsilcileri, Kur’an’ın gerçek müfessirleri, konuşan Kur’an ve Kur’an’ın emirlerini aşikâr kılanlar oldukları ve başlarında da İmam Ali’nin (a.s) yer aldığı belirtilmiştir. Elbette bu hususun İslam inançlarında kanıtsal bir desteği de mevcuttur. Buna örnek teşkil edecek rivayetler vardır. Bu cümleden ...
  • Ehl-i kitap, meadın cismani olduğuna inanıyor mu? Lütfen bu alanda bir kaç kitap tanıtır mısınız?
    7999 Tefsir 2010/12/28
    Cevabın daha iyi anlaşılabilmesi için birkaç noktaya dikkat çekmek gerekiyor:1-Ehl-i kitabın (ister Yahudi olsun, ister Hıristiyan, ister Zerdüşt) öğretilerinde cismani mead adı altında bir konudan özel olarak bahsedilmemiştir. Bu yüzden bu konuda söyleyeceğimiz şeyler Ehl-i kitabın dini kitaplarından mead inancı hakkında anladıklarımızdır.
  • Berzah âleminde ilmî tekâmül gerçekleşebilmektedir, ama amelî tekâmül mümkün değildir. Bu konu felsefî açıdan ispat edilebilir mİ?
    11767 İslam Felsefesi 2012/01/23
    Kur’an ve rivayet açısından berzah eksenli tekâmül kabul edilmiş bir konudur. Felsefe de buna değinmiş ve onun hakkında değişik bahisler dile getirilmiştir. İnsanın berzah âleminde farzları yerine getirerek ve haramlardan sakınarak daha yüksek bir tekâmüle ulaşması anlamında olan ilmî tekâmülün mümkün olmadığını ilkönce hatırlatmak gerekir; çünkü berzah âlemi yükümlülük ...
  • Şia’daki adaletin Mutezile ile farkı nedir?
    10518 Eski Kelam İlmi 2012/01/23
    Şia ve Mutezile’den ibaret her iki okul da adaleti kendi mezhep usullerinden biri olarak ilan etmekte ve her ikisi de aklî iyi ve çirkine inanmaktadır; yani bir takım konular hakkında hatta mukaddes şeriat tarafından bir hüküm belirtilmemişse dahi, insan aklı yalnız başına onların iyi veya kötü olduğunu ...
  • Ölümden sonra ruhun, dünyanın işleri ve olaylarından haberi olabilir mi?
    39809 Eski Kelam İlmi 2010/06/12
    Kur’an-ı Kerim’den ve Masum İmamların (a.s) rivayetlerinden, öldükten sonra ruhların dünyaya gelebildikleri, yakınlarının, eş ve dostlarının vs. durumlarından haberdar oldukları anlaşılmaktadır. Meleklerinde bu işteki rolü reddedilmediği gibi buna açıkca değinilmiştirde.Rivayetlerde bu konuda şöyle buyurulmaktadır:1- ‘Şüphe yok ...
  • İkinci Halife, Hz. Ali (a.s)’ın damadı mıydı?
    12708 تاريخ بزرگان 2010/01/16
    İkinci halifenin Hz. Ali (a.s)’ın kızı Ümmü Kulsümle evlendiği konusu hem Şii, hem de Sünni rivayetlerde gelmiştir. Ama bu olayı anlatan rivayetler aynı olmayıp, birbirlerinden farklıdırlar. Sünni ve Şii rivayetlerde ortak olan nokta ikinci halifenin Ümmü Kulsüm’ü istediği, ama ...

En Çok Okunanlar