Gelişmiş Arama
Ziyaret
100511
Güncellenme Tarihi: 2010/02/23
Soru Özeti
Kadın eşinin cinsel birleşme isteği karşısında kaçınabilir mi?
Soru
Bir erkek, eşine cinsel birleşme talebinde bulunsa ve eşi, her defasında bir takım sebeplerden dolayı birleşmek için hazır bir konumda olmadığını söyleyerek eşinin isteğini reddetse ve sonra erkek, bu sebepten dolayı günaha bulaşsa, bu konuları dikkate alarak Allah katında kadın ve erkeğin konumu nedir ve onların akıbetleri için nasıl bir ceza nazarda tutulacaktır?
Kısa Cevap

Peygamber Ekrem (s.a.a) ve onun pak Ehlibeyti’nin (a.s) rivayetlerinde cinsel birleşmeyle alakalı kadın ve erkeğin bir birlerini gözetmeleri gerektiği konusu belirtilmiştir. Cinsel birleşmede olduğu gibi karşılıklı bu gözetme çok yönlüdür. Bu rivayetlerde erkeğe şöyle buyrulur:  Erkeğin dinginlikle, oynaşarak ve yavaş yavaş cinsel birleşme amelini yerine getirmesi müstehaptır.

Çok önemli olan kadının sorumluluğundaki cinsel birleşmeye gelince, bu meseleyi bazı rivayetlerle açıklayalım.

İmam Sadık (a.s) şöyle buyurur: “Bir kadın Peygamber Ekrem’in (s.a.a) yanına gelerek “Erkeğin kadın üzerindeki hakkı nedir? diye arz etti. Efendimiz şöyle buyurdu: Cinsel isteğini yerine getirmelidir hatta kadın deve üzerinde olsa da.”

İmam Bakır’da (a.s) Peygamber Ekrem’in (s.a.a) şöyle buyurduğunu nakleder: “Erkeklerinizi cinsel birleşmeden men etmek için namazlarınızı uzatmayınız.”

Başka bir rivayette İmam Sadık (a.s) kadınların bu ameline ve böyle yapılması durumunda onların akıbetlerine işaret ederek şöyle buyurur: “Eşini yatakta oyalayıp o uyuyana kadar birleşmeye razı olmayan kadın için melekler, erkek uyanana kadar lanet ederler.”

Toplumun şehvet taşkınlığı eseriyle bozulup fesadın eşiğine sürüklenmemesi ve şehvet dürtülerinin şahsi ve salim alanda aile içinde doyurulması için İslam dini kadına bunca tekitte bulunmuştur.

Kati surette kadının bu işten kaçınacağı kani edecek delili olmazsa, bir yere kadar erkeğin günahına ortaktır ve suçludur, ama genel anlamda bu sorunun halledilmesi için bazı önerileri sunacağız:

A. Erkeğin yukarıda örnek unvanında açıklanan İslam’ın bazı emirlerini eşine sunmalıdır.

B. Erkek sorunun kökenini bulma doğrultusunda adım atmalıdır, zira erkek sorunu eşine açıklayarak onu, cinsel birleşmeye yaklaşmamanın hayatın ortak noktaları için tehlikeli olduğuna kani edebilir. Bu tutum karşısında ihtimalen kadında bu işten kaçınma sebebini söyleyebilir.

C. Bazen kadının kaçınması, onun bir önceki cinsel ilişkide doyuma ulaşmamasıdır. Rivayetlerden anlaşıldığı kadarıyla kadının doyurulmaması, onun ruhiyesi üzerinde istenmeyen etkiler bırakır.

D. Erkeğin, Müslüman kadının birliktelikten kaçınması, kani edici ve Allah’ın kabul ettiği delil olmaksızın günah işlemeyeceğini dikkate alması gerekir. Erkek ve kadının tevekkül ve tevessülle birlikte, akıl ve mantığa dayanarak sorunun halledilmesi yolunda adım atmaları gerekir.

 

 

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Gayri Müslüman Olan bir kimse bize “esselamu Aleykum” şeklinde Selam verse bizim ona karşı cevabımız nasıl olmalıdır?
    9463 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/04/07
    Dini öğretilerde çok dikkate alınmış ve kendisine çok tekit edilmiş olan konulardan birisi Müminlerin birbirine selam vermeleridir. Bu düsturdan istisna edilen bazı konular ve yerler var olmaktadır. Onlardan bir tanesi gayri Müslüman olan kimselere selam vermektir. Fıkıh kitaplarında Müslüman olmayanlara selam vermek mekruhtur denilmektedir: Kâfirlerin vermiş olduğu ...
  • Kur’an’da ‘Leyl’ (gece) kelimesi neden hep ‘Nehar’ (gündüz) kelimesinden önce gelmiştir?
    11620 Tefsir 2012/04/04
    Kur’an’da ‘gece’ kelimesinin ‘gündüz’ kelimesinden önce gelmesi konusunda müfessirlerin öne sürdüğü görüşlerin önemlileri şunlardır: 1- Bazılarına göre gecenin gündüzden önce gelmesinin nedeni Hak Teala’nın geceyi gündüzden önce yaratmasından dolayıdır.[1] 2- Bazılarına göre ‘gece’ kelimesinden sonra ve ‘gündüz’ kelimesinden önce gelen ...
  • Savunma hedeflerinin gerçekleşmesinde kadın ve kızların rolü nedir?
    7246 زن و حکومت اسلامی 2012/06/14
    Düşman karşısında savunma yapmak insan ve tüm diri varlıkların fıtri ve zati bir özelliğidir. İslam’ın hayat bahşedici mektebi de bunu değerli ve kutsal bir husus olarak değerlendirmiş ve takipçilerini buna çağırmıştır. Hatta savunma ve öncüllerini Müslümanlara farz kılmıştır. Bu, özel bir grubu özgü değildir. Kadın ve erkek ...
  • İslam’la Hıristiyanlık arasındaki Allah’ın oğlunun olması ve olmaması meselesindeki tezat ve zıtlık nasıl giderilebilir?
    8501 Eski Kelam İlmi 2010/06/12
    Müslümanlar, Tevhid suresi gereğince Allah-u Teala’nın kimseyi doğurmadığına ve kimseden doğmadığına inanmaktalar. Bu inanç bütün tevhidi dinlerde vardır. Hz. İsa’nın (a.s) dinide bu kaidenin dışında değildir; zira bütün semavi dinler akıl ve fıtrat üzerine kuruludur. Allah-u Teala’nın varlık aleminin yaratıcısı ve hiçbir şeye muhtaç olmadığı konusu akıl ...
  • Sami kavimlerinden olmayıp Avrupa, Hindistan vs. kavimlerden de peygamber gelmiş midir?
    17280 Eski Kelam İlmi 2010/01/02
    İnsan sorumlu bir varlıktır. Bu sorumlulukların hangi sorumluluklar olduğunun bilinmesi için Allah tarafından peygamberlerin gönderilmesi gerekir. Yoksa sorumluluğun manası olmaz.  Kur'an-ı Kerim, çeşitli ayetlerde nerede ...
  • Ben bir miktar çeyizimi kendi maaşımla hazırlayabilir miyim? Kocam, buna muhaliftir ve tüm çeyizi ailen hazırlamalıdır ve ben razı değilim demektedir! Ben onun görüşünün aksine davranabilir miyim?
    6029 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/18
    Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in Bürosu (ömrü uzun olsun):Maaşınızın tasarruf hakkı kendi elinizdedir ve eşinizin rızası şart değildir.Hz. Ayetullah Uzma Sistani’nin Bürosu (ömrü uzun olsun):Maaş size aittir ve her türlü tasarruf sizin için caizdir.Hz. Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi’nin Bürosu (ömrü uzun olsun):Herkesin kendi malında tasarruf ...
  • Garanık efsanesi nedir?
    11106 Tefsir 2011/04/11
    Garanık efsanesi, Kur'an ve Peygamber'in (s.a.a) mevkisini düşürmek için çalışan düşmanlar tarafından uydurulan bir efsanedir. Onlar şöyle demişlerdir: Peygamber (s.a.a) Mekke'de en-Necm suresini okurken müşriklerin putlarının isimlerinin anıldığı ayete yani: "أَ فَرَءَیْتُمُ اللَّاتَ وَ الْعُزَّى‏ وَ مَنَوةَ الثَّالِثَةَ الْأُخْرَى"
  • İslam’ın telepati hakkındaki görüşü nedir?
    77921 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2008/03/15
    Telepati deyimi Yunanca bir deyim olup,uzaklık anlamında tele ve duygu anlamında patus sözcüklerinden oluşmuştur. Telepati kendi duygu organlarından yararlanmadan esrarengiz bir şekilde başkalarının hislerini bilmesi veya duymasını ifade eder. Telepati yanlıları şöyle diyorlar: Normal insanlar için bile yüzlerce kilometre uzakta bulunan dost ve akrabalarının ölümü zamanında tevehhüm ...
  • Tekvini velayet nedir? Tekvini velayet ile Masum İmamlar arasındaki irtibat nedir?
    5763 ولایت، برترین عبادت 2019/02/20
    “Velayet” kelimesi arapça bir kavram olup kök anlam olarak sözlükte “birbirini takip etmek,bir şey diğerinin ardı sıra gelmek ,aralarında mesafe olmaksızın bir şeye yakın olmak” anlamındadır. Bu bağlamda sevgi, bağlılık, yardım, nusret, uyum, egemenlik, rehberlik ve sorumlu anlamlarında kullanılmıştır. “Tekvini velayet” ise varlık alemindeki mahlukat üzerinde egemenlik ...
  • Cebrail sadece vahiy esnasında mı Peygamber-i Ekrem’e nazil oluyordu yoksa sürekli Peygamberin yanında mıydı?
    9267 Eski Kelam İlmi 2011/09/21
    Cebrail Peygamber-i Ekrem’e sadece vahiy indirme esnasında gelmekteydi; çünkü rivayetlerde mesela Peygamber-i Ekrem (s.a.a) filan işle meşgulken Cebrail kendisine nazil oldu diye ifade edilen birçok örnek mevcuttur. Bu, Cebrail’in her zaman Peygamberle birlikte olmadığını yansıtıyor. Eğer Cebrail sürekli Peygamberin yanında olsaydı, artık nüzulün bir anlamı kalmazdı; zira nüzul mertebenin ...

En Çok Okunanlar