Gelişmiş Arama
Ziyaret
9957
Güncellenme Tarihi: 2013/02/14
Soru Özeti
Bazı ayetlerde insanlara şefaat edilmeyeceği buyurulmuştur. Bundan maksat berzah alemi midir?
Soru
Bazı ayetlerde insanlara şefaat edilmeyeceği buyurulmuştur. Peygamberlerin buyurduğu gibi bundan maksat berzah mıdır?
Kısa Cevap
Şefaat Kur’an da üç gruba ayrılmıştır. Bu üç gruptaki ayetlerin hepsini birden ele aldığımızda Allah’ın dışında kimsenin kendi başına şefaat edemiyeceği, Allah’tan başkaları şefaat edeceklerse bu da Allah’ın izniyle olacağı anlaşılmaktadır.
Ayet ve hadislerden, şefaatin yalnızca kıyamette olmayacağı, berzahta da şefaat edileceği çıkmaktadır.
 
Ayrıntılı Cevap
Lügatte Şefaat
Şefaat kelimesinin aslı olan Şef’, bir şeyi bir şeye bağlamak demektir. Şefaat ise birinden yardım almak için birini birine bağlamaya denir. Genellikle makamı yüksek olan birinin makamı düşük olan birine bağlandığı yerlerde kullanılır.[1]
Istılahta Şefaat
Şefaat ıstılahta, bir yaratılmışın  başka bir yaratılmışla Allah arasında ona hayır ulaştırmak veya ondan bir şerri defetmek için -bu ister dünyada olsun ister ahirette- vasıta olması demektir.[2]
Şefaatçiye tevessül eden kimse, kendi gücü tek başına hedefine ulaşmaya yeterli olmayan kimsedir. Bu yüzden kendi gücünü şefaatiçinin gücüyle birleştirir. Sonuçta onu iki katına çıkararak isteğine ulaşır. Eğer böyle yapmaz ve kendi gücüyle yetinseydi amacına ulaşmayacaktı. Çünkü kendi gücü tek başına eksik, zayıf ve yetersizdir.[3]
Kur’an’da Şefaat
Şefaat Kur’an da genel olarak üç gruba ayrılır:
1. Bazı ayetlerde şefaat tümüyle reddedilir. Örneğin: ‘Korkun o günden ki hiç kimse, hiç kimse adına bir şey ödeyemez; kimsenin kimseye şefaati kabul edilmez, kimseden karşılık da alınmaz, onlara yardım da edilmez.’[4]
Bir başka ayette şöyle buyuruluyor: ‘Ne alış-verişin, ne dostluğun ne de hiç bir şefaatin olmadığı gün gelmeden sizi rızıklandırdığımız şeylerden infak edin.’[5]
2. Bazı ayetlerde şefaat edileceği, ama bunu yalnızca Allah’a ait olduğu buyurulmaktadır: ’(Mahşerde) Rablerinden başka ne bir dost, ne de bir şefaatçileri vardır.’[6]
‘De ki: 'Şefaat tümüyle Allah'ındır.’[7]
3. Bazı ayetlerde ise Allah’ın izin verdiği kimselerin şefaatlerinin kabul edileceği bildirilmektedir: ‘O gün rahmanın izin verdiği ve sözünden hoşnut olduğu kimsenin dışında hiç kimse şefaat edemez. O, önlerinde ve arkalarında ne varsa bilir. Onların bilgisi bunu kavrayıp kuşatamaz.’[8]
Bu üç grup ayeti bir arada göz önüne aldığımızda şu sonuca ulaşırız: Allah’tan başka kimse kendi başına şefaat edemez. Birisi böyle bir güce sahip olursa o gücü ona Allah vermiştir.
Buradan anlaşılmaktadır ki, şefaatin olmadığını bildiren ayetler kıyamet günündeki şefaat içinse Allah izin verse de vermese de kimse kendi başına şefaat edemeyecektir. Şefaat edileceğini buyuran ayetler ise öncelikle şefaatin Allah’a ait olduğu, ardından Allah’tan başka şefaat edeceklerin ancak O’nun izniyle şefaat edebilecekleri buyurulmaktadır. Demek ki Allah’tan başkalarıda Allah’ın izniyle şefaat edebilecekler.[9]
Bir rivayette İmam Sadık (a.s) Şiileri berzah azabından korkutarak şöyle buyuruyor: ‘Andolsun Allah’a Ben yalnızca sizin berzahınızdan korkuyorum. İş bize düştüğünde biz sizden daha öncelikliyiz.’[10]
Rivayet demek istiyor ki, berzah alemi, bazı Şiiler için zorluklar alemidir. Öyle ki İmam (a.s) Şiileri için endişe duymaktadır. Ancak bu, orada şefaatin olmadığı anlamına gelmez. Mümin kimse şefaat şartlarına sahip olursa berzahta bile Resul-i Ekrem (s.a.a) ve Ehl-i Beyt (a.s) imdada yetişecekler.
Burada dikkatlerinizi birkaç noktaya çekmek istiyoruz:
1. Bedaiu’l-Kelam Fi-Tefsir-i Ayati’l-Ahkam[11] adlı eserde yukarıdaki rivayetin sağlıklı olmadığını söylüyor. Ayrıca rivayetin senedi de mürseledir. Böyle rivayetlerin alimlerin nezdinde pek itibarı yoktur.
2. Şefaat hakkındaki rivayetlerden, şefaatin yalnızca kıyametle sınırlı olmadığı, şefaat şartlarına sahip olanların berzahta bile Resul-i Ekrem (s.a.a) ve Ehl-i Beyt’in (a.s) şefaatine nail olacakları anlaşılmaktadır.
Çeşitli rivayetlerde muhtazar halinde veya öldükten sonra bazıları için, Resul-i Ekrem (s.a.a) ve Ehl-i Beyt’in (a.s) istiğfar edecekleri ve Onların (a.s) duasıyla azaptan kurtulacakları buyurulmuştur. Resul-i Ekrem (s.a.a) ve Ehl-i Beyt’in (a.s) istiğfarı, merhameti, ölüm meleğinden istekleri, insanların cenazesinin başında bulunmaları, Onların (a.s) berzahta da şefaat edeceklerini gösterir.[12]
Resul-i Ekrem (s.a.a), Hz. Ali (a.s)’a şöyle buyurmuştur: ‘...Seni sevenler öldüklerinde seni görecekler. Sen onlara şefaat edeceksin ve gözlerinin nuru olacaksın.’[13]
Son olarak diyoruz ki, berzahta şefaati reddeden bir rivayet görmedik. Bu konudaki ayet ve rivayetlere baktığımızda berzahta da şefaatin olacağı anlaşılmaktadır.
İlgili dizinler:
-Kıyamette Şefaat, 5303 (Site:470)
-İslamda Şefaat Kavramı, 5010 (Site:350)
 

[1] -Ragıb İsfahani, Hasan b. Muhammed, el-Müfredat Fi Garibi’l-Kur’an, s.457, Daru’l-İlm ed-Daru’ş-Şamiyye, Dimeşk, Beyrut, HK.1412.
[2] -Porsiman Yazılımı-2
[3] -Tabatabai, Muhammed Hüseyin, el-Mizan (Farsça çevirisi, Musavi Hemedani, Seyyid Muhammed Bakır) c.1, s.238, Defter-i İntişarat-ı İslami, Kum, 5. Baskı, HŞ.1374.
[4] -Bakara/48
[5] -Bakara/254
[6] -En’am/51
[7] -Zümer/44
[8] -Taha/109-110
[9] -el-Mizan (Farsça çevirisi) c.1, s.238,
[10] -Meclisi, Muhammed Bakır, Biharu’l-Envar, c.6, s.214, Müessesetü’l-Vefa, Beyrut, HK.1404
[11] -Meliki Meyaneci, Muhammed Bakır, Bedaiu’l-Kelam Fi-Tefsir-i Ayati’l-Ahkam, s.158, Müessesetü’l-Vefa, Beyrut, HK.1400.
[12] -Bu konuda daha fazla bilgi için Bedaiu’l-Kelam Fi-Tefsir-i Ayati’l-Ahkam, s.158’e bakınız.
[13] -Biharu’l-Envar, c.6, s.194.
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Gök, yer ve erzakın yaratılması altı günde mi yoksa sekiz günde mi gerçekleşmiştir!?
    7062 Kur’anî İlimler 2011/05/21
    Yüce Allah rızık ve azık hakkında “kaddere” (takdir etti), gök ve yerin yaratılması hakkında ise “halake” (yarattı) kavramını kullanmıştır. Yani bu dört gün yaratılışın değil, erzakın takdiridir. Bu açıklamayla bu eleştiri temelden geçersiz olmaktadır; zira (kullanıcının yaptığı gibi) rızkın takdir günlerini yaratma kategorisinde ele aldığımız ...
  • Neden ölümden korkuyoruz?
    9753 Eski Kelam İlmi 2012/04/04
    Ölümden korkmanın değişik neden ve sebepleri olabilir ve biz bu yazıda özet olarak bu nedenlerin bazılarına işaret edeceğiz. 1. İnsanların çoğu ölümü fena, yokluk ve tükeniş olarak yorumlamaktadır. Apaçık olduğu üzere insan fena ve yokluktan dehşet duyar. Eğer insan ölümü bu şekilde yorumlarsa, kesinlikle ondan ...
  • Eğer servet yığmayı kınama hakkında nakledilmiş rivayetler doğruysa, insanların ve bazı âlimlerin servet yığması nasıl açıklanabilir?
    7517 Know More 2012/11/06
    Birincisi, belirtilen rivayet her ne kadar senet açısından zayıf olsa da bu konuda bulunan diğer rivayetler göz önünde bulundurulduğunda senet zaafı giderilmektedir. Muhteva açısından bu rivayet ya meşru olmayan yollardan elde edilmiş veya humus ve zekât gibi mali yükümlülükleri yerine getirilmemiş servet yığmaya işaret etmektedir. İslam’da şer’i ...
  • İki kız kardeşle bir arada evlenmenin haram oluşunun felsefesi nedir?
    50215 Fıkıh 2009/07/11
    İslam dininde aynı zamanda iki kız kardeşle evlenmek caiz değildir. Elbette iki kız kardeşle bir arada evlenmez örneğin birinin ölümünden sonra diğeriyle evlenirse bunun bir sakıncası yoktur. Başka bir ifade ile bir kişi bir kadınla evlenirse bu evliliği devam ettiği sürece onun kız kardeşiyle evlenemez ister sürekli ...
  • Meleklerin, hazreti İbrahim ile çocuğunun doğumu ve hakeza hazreti Lut kavminin azabı hakkındaki konuşmalarını, kuranı dikkate alarak açıklayınız?
    5338 پیامبران و کتابهای آسمانی 2015/05/03
    Kuranı kerim birkaç ayette meleklerin hazreti İbrahim (a.s.) ve eşi Sara’ya haber getirdiklerini haber veriyor. Söz konusu ayetlerde, hazreti İbrahim (a.s.) ile alakalı çok calip nüktelere değinilmiştir: Melekler hazreti İbrahim’in yanına geldikleri vakit, İbrahim (a.s.) ilk başta onları tanımıyor olduğu halde kendileri için bir ...
  • Hayızlı kadın görünüşte namaz kılar gibi yapabilir mi?
    4971 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/11/21
    Sorunuzu taklit mercilerinin bürolarına yolladık. Elimize ulaşan cevaplar şunlardır:Hz. Ayetulah Hamanei’nin Bürosu: Caiz değildir; ancak emir ve vazife kastı olmaksızın kılabilir. Hz. Ayetulah Mekarim Şirazi’nin Bürosu: Sakıncasızdır.Hz. Ayetulah Mehdi ...
  • Allah’tan Başkasından yardım dilemek tevhit ile uyuşur mu?
    7764 Tefsir 2010/08/22
    Allah’tan başkasından yardım dilemek eğer ilahî büyük şahsiyet ve velilerin direkt olarak isteği yerine getirdikleri ve isteği getirmede Allah’a ihtiyaç duymadıkları inancıyla gerçekleşirse, bu şirk olup tevhit karşıtıdır ve caiz değildir. Ama bu büyük şahsiyetlerin Allah’ın izni ve Allah’ın kendilerine bahşettiği güç ile istekleri yerine getirdiklerine ...
  • Acaba fakihler Cuma namazının seçmeli farz olduğu konusunda görüş birliğine ulaşmışlar mıdır?
    2513 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2018/11/11
    Cuma namazı, masum imamın fiziki huzurunun olduğu, diğer şartların imkânı ve takiye gerektirecek bir durum olmadığı taktirde hükmü aşikardır. (Yani farzdır) Gaybet döneminde çeşitli hükümler Cuma namazı hakkında beyan edilmiştir. Bu görüşlerden en meşhur olanının “Cuma namazı seçmeli farz” olduğu söylenebilir. Hatta bazı fakihler Cuma namazının seçmeli ...
  • Allah kelimesinin lügatteki anlamı ndedir?
    11674 Eski Kelam İlmi 2011/03/01
    Farçada "huda" kelimesiyle karşılık bulmuş olan mübarek "Allah" kelimesi has isim ve Allahın en kapsamlı isimlerindendir. Hz Ali (a.s.) "Allah" kelimesinin anlamı hakkında şöyle buyurmuş: "Allah yaratıkların kendisinde şaşkılıkta kaldığı ve kendisine aşık oldukları bir mabud anlamını veriyor. Gözlerden gizli olan ve akılların (künhi zatiını) derk edemedikleri ...
  • Kabirleri ziyaret etmek belirli bir dönemde geçici olarak yasak idi, hangi yılda bu caiz kılındı?
    19485 زیارت قبور و بنای مراقد 2012/05/16
    İslam’ın başlangıcında kısa bir süreliğine men edilmiş ve yasaklanmış olan hususlardan biri de kabirleri ziyaret etmek idi. Bu yasaklamanın değişik delilleri vardır. İslam toplumunun nicel ve nitel olarak gelişip büyümesiyle bu hususa değinmek için uygun bir atmosfer oluştu. Bunun için Hz Peygamber (s.a.a) bir müddet sonra kabirleri ...

En Çok Okunanlar