Gelişmiş Arama
Ziyaret
9482
Güncellenme Tarihi: 2009/06/17
Soru Özeti
Şefaatin kıyametteki yeri ve önemi nedir?
Soru
Şefaatin kıyametteki yeri ve önemi nedir?
Kısa Cevap

Şefaat, zayıf birini güçlendirmek, takviye etmek demektir. Şefi' (şefaat edici) ise ihtiyacı olana yardım eden ve onu mutedil bir duruma getirip ihtiyacını gideren kimsedir.

 

Kıyamette şefaat etmek Allah'a mahsustur. Elbette Yüce Allah bazılarına da başkalarına şefaat etmeleri için izin vermiştir. Bu konu hakkında gelen birçok rivayetten kıyamette şefi'lerin çok olacağı anlaşılmaktadır. Peygamberler (a.s), âlimler, şehidler, melekler, 'minler, salih ameli olanlar, Masum İmamlar (a.s) ve Kur'an şefaat edicilerdendir.

 

Şefaate layık olan kimse ilahi iznin yanı sıra Allah’a, Peygamberlere (a.s), kıyamet gününe ve şefaat hakkının olması gibi Allah'ın peygamberlere nazil ettiği şeylere sağlam bir imanı olması ve bu imanını ömrünün sonuna kadar koruması gerekir.

Ayrıntılı Cevap

Cevabın daha iyi anlaşılabilmesi için bir kaç noktaya dikkat çekmek zorundayız:

 

1- Şefaatın manası

 

Şefaat, zayıf birini güçlendirmek, takviye etmek demektir. Şefi ' (şefaat edici) ise ihtiyacı olana yardım eden ve onu dengeli ve normal bir duruma getirip ihtiyaçsız kılan kimsedir. [1]

 

2- Şefaat Ediciler

 

-Kur 'an'a Göre Şefaat edenler:

 

Kur 'an-ı Kerim'de birçok ayette kıyamet günü şefaatin Allah'a mahsus olduğu belirtilmiştir. [2] Allah, şefaat iznini istediği kimselere verecektir. Gaybi ilim nasıl Allah'a mahsus ise ve onu Resulüne (s.a.a) vermişse [3] şafaatte Allah'a mahsusutur ve onu Resulüne (s.a.a) ve başkalarına vermiştir.

 

Şefaat iki kısma ayrılır:

 

1- Tekvini

2- Teşrii

 

Tekvini şefaat, dünyada ki bütün sepeblerden kaynaklanmaktadır. Allah katında bütün sebepler şefaatçidir. Çünkü onlar Allah 'la yaratıkları arasında vasıtadırlar.

 

Teşrii ve kanuni şefaat iki kısıma ayrılır:

 

1- Dünyada ki şefaat; böylesi şefaat ilahi bağışlanmaya veya ilahi dergaha yakınlaşmaya neden olur. Bu kısım şefaatte Allah 'la kul arasındaki şefaatçi ve vasıta bir kaç gruptur:

 

a- Günahtan tövbe edenler [4]

b- Allah Resulüne (s.a.a) inananlar [5]

c- İnsanın salih ameli [6]

d- Kur 'an-ı Kerim [7]

e- Salih amelle ilgisi olan her şey; örneğin: Camiler, türbeler, Eyyamullah, Enbiya vs. gibi [8]

f- Melekler [9]

g- Kendisi ve din kardeşleri için istiğfar eden ' minle r [10]

 

2- Kıyamet günü şefaat edecek olanlar. Kur 'an'ın ayetlerinden kıyamet gününde fazlasıyla şefaatçilerin olacağı anlaşılmaktadır. Peygamberler (a.s), [11] alimler, şehidler, melekler, [12] ve ' minle r bu şefaatcilerdendir.

 

-Rivayetlere Göre Şefaatçılar

 

Sünni ve Şiiler bu konuda bir çok hadis rivayet etmişlerdir. Aşağıda onlardan bazılarını naklediyoruz:

 

1- Resul-u Ekrem (s.a.a) buyuruyor: “Kıyamet günü ' minle r Adem 'in yanına gider ve derler ki: Ey baba, cenneti(in) kapısını bize aç. Adem diyecek ki: “Ben buna layık değilim (ben bunu yapamam).” Onlar İbrahim'in yanına gidecekler, O da diyecek ki: “Bende bunu yapamam.” Musa ve İsa'da aynısını söyleyecekler. Onları benim yanıma yollayacaklar. Ben kalkıp Allah’tan izin alacağım ve siz Müslümanları şimşek gibi sırattan geçireceğim.” [13]

 

2- Yine buyuruyor: “Her peygamberin Allah 'tan bir isteği var, ben ise isteğimi kıyamete sakladım; o da ümmete şefaat etmektir.” [14]

 

3- İmam Sadık (a.s) buyruyor: “Kim üç şeyi inkâr ederse bizim Şiilerimizden değildir: Allah Resulünün (s.a.a) miracını, kabirde suali ve şefaati” [15]

 

4- İmam Bakır (a.s) buyurdular: “Allah Resulünün (s.a.a) ümmetine şefaat izni vardır, biz de şiilerimize şefaat edeceğiz ve Şiilerimiz de kendi ailelerine şefaat edecekler.” [16]

 

3-Şefaat Olunacakların Şartları:

 

İnsanların hak yoldan azmamaları ve doğru şekilde eğitilmeleri için, şefaatin kimlere erişeceği konusu kapalı tutulmuştur. [17] Nitekim Ku 'ran-ı Kerim'de şefaat olunacakları belirlememiş, sadece özelliklerini beyan ederek şöyle buyurmıştur:

 

“Herkes kazancına bağlıdır. Ancak sağ taraf ehli başka. Cennetlerdedir onlar, sorarlar, konuşurlar, mücrimlerin halinden. Nedir derler cehenneme sokan sizi? Derler ki: Namaz klmazdık ve yoksulu doyurmazdık ve boş laflarla azgınlığa dalanlarla bizde dalardık ve ceza gününü yalanlardık, bize ölüm gelip çatıncaya dek. Derken şefaaçilerin şefaati fayda vermez onlara.” [18]

 

Ayet demek istiyor ki, cehennem ehli bu dört sıfatlarından yani namaz kılmamak, Allah yolunda infakta bulunmamak, dünyaya dalmak ve hesap gününü yalanlamalarından dolayı cehennemlik oldular. Bu dört kötü sıfat dinin temellerini sarsan şeylerdendir. Bunların aksi yani namaz kılmak, infak etmek, dünya zevklerine dalmamak ve kıyamete inanmak Allah 'ın dinini ayakta tutar. Çünkü dindarlık masum olan hidayetçilere uymak demektir. Bu da ancak dünya ve onun insanı aldatan ziynetlerine gönül vermemek ve Allah'a yönelmekle olur. Bu ikisi gerçekleştimi hem dünyaya dalanlardan uzaklaşlaşılmış olunur, hem de kıyameti yalanlamaz.

 

Bu iki sıfat ardından Allah 'a yönelmeyi ve topluma hizmet etmeyi getirir. Bu da ayette namaz kılmak vasfı ve diğerine Allah yolunda infak etmek özelliği ile işaret edilmiştir. Demek ki, dinin temeli bu dört sıfatı bilmek ve onlara amel etmektir. Bu dördü dinin diğer rükünlerini de peşinden getirir; zira birisi muvahhid olmazsa veya nübüvveti inkar ederse bu dört sıfata sahip olması mümkün değildir. [19]

Kısacası aşağıdaki şartlara sahip olanlar şefaat edilmeye layıktırlar:

 

1- Allah 'a, peygamberlere, kıyamete ve Allah'ın peygamberlerine gönderdiklerine sağlam bir imanının olması. Zira Kur'an'ın bazı ayetlerinde kafir ve müşriklerden, neden ateşe atıldınız, diye sorulduğunda “Bize şefaat edecek kimse yoktu” [20] diye cevap verirler. Demek ki kafirlerin şefaat olunma liykatları yoktur. Enbiya suresinin 28. ayetinde de şöyle buyuruluyor: “Peygamberler ve melekler kendisinden razı olunmuş kimseye şefaat ederler.” İmam Rıza (a.s)'dan bu ayetin tefsiri sorulduğunda şöyle buyurdu: “Maksat, dinde beğenilmiş olmak demektir.” Dolayısıyla şefaat, din ve inançta kendisinden razı olunmuş kimseye mahsustur; çeşitli kısımlarıyla kafirler örneğin inkarcılar, müşrikler ve nasibiler şefaatten mahrum olacaktır.

 

2-Şefaatin hak olduğuna inan kimseler. Resul-ü Ekrem (s.a.a) buyuruyor: “Benim şefaat edeceğime iman etmeyen kimseye Allah şefaatimi nasip etmeyecektir.” [21]

 

3,4- Namaz kılan ve fakirlere yardım edenler.

Görüldüğü üzere Müddessir suresinde günahkârların cehenneme gitmesinin nedeni olarak namaz kılmamak, fakirlere yardım etmemek ve kıyameti yalanlamak sayılmaktadır. İmam Sadık (a.s) buyuruyor: “Bizim şefaatimiz namazı hafife alana ulaşmaz.” [22]

 

Kısacası şefaat şartsız bir mevzu değildir; hem şefaate mevzu olacak günah yönünden, hem şefaat eden yönünden, hem de şefaat olunacak yönünden bir takım şartları vardır. Bu ilkeye inanan kimseler bu çok değerli fırsattan yararlanmak ve şefaat olunmak için onun şartlarını yerine getirmek ve zulüm, şirk gibi şefaate engel olan günahlardan kaçınmak zorundalar.

 

Daha fazla bilgi için bkz:

 

1-       İslamda Şefaat Kavramı, 5010 soru (site: 5271)

2-       Çaba ve Onun Ahirete Etkisi (Ölülere iyilik ve ihsan), 4347. soru (site: 4621)

3-       Günahlardan Temizlenmenin Yolları, 798.soru (site:860)

4-       Peygamberden Fayda ve Zarar hakimiyetini Reddetmek ve Onlardan Şefaat ve Şifa Talep Etmek 84. soru (site: 2387)

5-       Şefaat ve İlahi Rıza, 124. soru



[1] - el-Mizan, c.1, s.157

[2] - Bakara/256, Zümer/44

[3] - Cin/27

[4] - Zümer/54

[5] - Hadid/28

[6] - Maide/9

[7] - Maide/16

[8] - Nisa/64

[9] - Mü min/7

[10] -Bakara/286

[11] -Enbiya/28

[12] -Zuhruf/86

[13] -Bihar-ul Envar, c.8, s. 35

[14] -Şeyh Müfid, el-İhtisas, s.37

[15] -Bihar-ul Envar, c.6, s.223

[16] -a.g.e

[17] - el-Mizan, c.1, s.159

[18]   -M üddessir/38-48

[19] - el-Mizan, c.1, s.259, (Farsça tercümesi)

[20] -Şuara/100

[21] - Bihar-ul Envar, c.8, s. 34

[22] - Vesail-uş Şia, c.4, s.25

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    6842 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Bu asırda kızları köleliğe çekmek caiz midir?
    6938 Eski Kelam İlmi 2011/10/23
    Her şeyden önce köleliğin İslam dini tarafından temelleri atılan bir kurum olmadığını, bilakis bu fenomenin İslam’ın doğduğu çağda dünyanın tüm bölgelerinde yaygın olan bir realite olduğunu bilmeliyiz. İslam köle sahiplerine ciddi bir zarar vermeksizin ve mevcut toplumsal dengeyi ani ve hızlı bir girişimle ortadan kaldırmaksızın imkânların elverdiği ölçüde ve ...
  • Çocukken bir defa kız kardeşimin sütünü içmiş olan amcakızım ile evlenebilir miyim?
    7868 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Allah gerçekleşmeden önce insan amelini nasıl bilmektedir?
    6359 Eski Kelam İlmi 2011/08/21
    Bizim için böyle bir sorunun meydana gelmesinin sebebi, Allah ile zaman arasındaki bağı doğru anlamamamızdır. Allah ezeli, ebedi ve zaman üstüdür; yani Allah zamanı kuşatmıştır ve onunla sınırlı değildir. Esasen Allah geçmişte gelecek hakkında bilgi sahibidir diye bir şey söylememiz doğru değildir; çünkü Allah için geçmiş ve gelecek diye ...
  • Eğer birisi ramazan ayında tutmamış orucunu bir sonraki ramazan ayına kadar kaza etmezse hükmü nedir?
    6682 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/09/14
    sorunuzun üç sureti var: biz mercii taklitlerin görüşlerini dikkati nazarda tutarak sorununuzun her bir suretini ayrı ayrı cevaplandırırız. Bir: eğer hastalıktan ötürü orucunu tutmamış ve hastalığı bir sonraki ramazana kadar devam etmişse, tutmamış oruçlarının kazası farz değildir ve her gün yerine yaklaşık on sir (750 gram) denkliğinde ...
  • Eğer bir kız ve erkek evlenmeyi kararlaştırırlarsa ve aralarında ilişki olursa, ama erkek ahdine vefa göstermez ve kızı terk ederse günah işlemiş sayılır mı?
    9322 Pratik Ahlak 2011/08/21
    İslam ahit ve anlaşma dini olup ahde vefa göstermeyi müminlerin alamet ve sıfatlarından biri saymaktadır. Peygamber-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyurmaktadır: Müminler şart ve taahhütlerine bağlıdır.[1] Maalesef bazı insanlar bu önemli hususa bağlı değildir ve menfaat, heves ve arzularının ...
  • Ben hastayım ve cep haclığımı da babamdan alıyorum. Bunun dışında param yoktur ki orucumun kefaretini verebileyim, Acaba yine orucumun kefaret üzerimde farz mıdır? Bu senenin kefaret miktarı kaç tümendir?
    6170 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/14
    Fukahanın (fıkıh âlimleri) fetvası esasınca orucunu kasten (amdi olarak) ve her hangi bir mazereti olmaksızın yiyen bir kimse üç çeşit kefaretten birisini seçmek arasında muhayyerdir. Birincisi: Bir köle azat etmek. Günümüz dünyasında köle konusu mevcut olmadığından dolayı bu şık kendiliğinden devre dışı kalıyor.
  • İmam Ca'fer Sadık'a göre Kur'an karisinin özellikleri
    12688 Kur’anî İlimler 2011/07/19
    İmam Cafer Sadık (a.s) Kur'an karisi için bir takım özellikler ve vasıflar zikretmiştir. Bu cümleden şu vasıfları zikredilebilir: Ehl-i Beyt'in velayetini bilmesi, Kur'an'ı doğru okuması, Kur'an'ı okurken ondan etkilenmesi, abdestli olması, doğru bir kimse olması ve yağcılıktan uzak durması, Kur'an'a karşı tevazu ve huşu göstermesi, ilim öğrenmek yolunda çaba göstermesi, ...
  • Hangi surede hay ve kayyum sıfatları yer almaktadır?
    17459 Tefsir 2010/11/08
    Hay ve kayyum Yüce Allah’ın iki zatî sıfatıdır. “Hay” “diri” manasında ve “kayyum” da “zatıyla kaim olan ve başkalarının kendisiyle kaim olduğu varlık” anlamındadır. Bu iki sıfat beraber bir şekilde Kur’an surelerinin üç ayetinde yer almaktadır:1. Bakara suresi 255. ayet: “
  • Dinin afetleri nelerdir?
    12217 Din Felsefesi 2010/08/22
    Din, kendisinde hata, yanlış, hasar ve afetin yer alamayacağı kutsî ve ilahî bir olgudur. Hata ve yanlış yapma beşerî hususlarla ilgilidir. Din ve dindarlığın hasarlarını bilme bahsindeki hasar ve afet, dinin hakikatiyle ilgili değildir. Bilakis insanların dine bakış tarzları, insanın dini anlama ve telaki etme şekli, ...

En Çok Okunanlar