Gelişmiş Arama
Ziyaret
7245
Güncellenme Tarihi: 2012/10/01
Soru Özeti
Allah’ın yarattığı ilk şeyin Muhammed (s.a.a) ve onun neslinden gelen hidayet imamları olduğu ve onların Allah’ın nezdinde nur şekillerinde bulunduğunu belirten rivayetten ne kastedilmektedir?
Soru
Aşağıdaki hadis Usul-i Kâfi’de geçer. (Hadis No: 1194...) Bu Hadis sahih mi? Anlatılmak istenen nedir? Şerhini yapar mısınız? Cabir b. Yezid şöyle rivayet etmiştir: Ebu Cafer (Muhammed Bakır (a.s)) bana dedi ki: «Ey Cabir! Allah\'ın ilk yarattığı Muhammed (s.a.a) ve onun yol gösterici hidayet önderleri soyudur. Onlar, Allah\'ın önünde nurdan şekillerdi.» Dedim ki: Nurdan şekiller dediğin nedir? Buyurdu ki: «Nurdan gölgeler yani. Bunlar ruhsuz nurdan bedenlerdir. Ve bunlar tek bir ruhla desteklenmişlerdi, o da Rûhu\'l-Kudüs idi. Onun içinde Muhammed ve ıtreti (soyu), Allah\'a ibadet ederlerdi. Bu yüzden Allah, onları halim, bilgin, saf, berrak olarak yaratmıştır. Allah\'a namaz, oruç, secde, tesbih, birleme ile ibadet ederler. Namazları kılar, hac ibadetini yerine getirir ve oruç tutarlar.»
Kısa Cevap

Bu rivayet senet açısından sahih ve muteberdir.[1] Delalet ve muhteva açısından da bir sorun taşımamaktadır. Bunu açıklamak bağlamında birkaç noktaya işaret ediyoruz:

1. Rivayet metninde belirtilen şekillerden kastedilen şey, uzaktan görülen bir şeyin karanlık görüntüsüdür.[2]

2. Rivayette belirtilen gölgenin anlamı bellidir, ama bundan kastedilen şey rivayette de açıkça ifade edildiği gibi nurani bedenlerdir.

3. Nurani bedenlerden maksat ise cismani özellik ve hayvani güçlerden yoksun olan bedenlerdir.

4. Nur nedir? Bazı müfessirler bu rivayetteki nurdan maksadın kutsal ruh olduğunu söylemiştir.[3] Lakin anlaşıldığı kadarıyla nurdan maksat neden zatı mertebesinde eşyanın varlık mertebesine işarettir. Başka bir ifadeyle, her varlığın dünya âleminde tahakkuk etmesi için bir takım yaratılış merhaleleri ve varlık mertebelerini kat etmesi gerekir. İlk mertebe, nur olarak tabir edilip Allah’ın zatı huzurunda yer alır. Elbette rububi alan mertebesi olan zat mertebesi için yaratılış tabiri kullanılmaz, bunun için nur tabiri kullanılır. Bu değerli rivayette Hz. Peygamberin (s.a.a) ve Ehlibeytin (a.s) ilk yaratılışı hakkında şekil ve nur gölgeleri tabirinin kullanılması bu nedenden kaynaklanmış olabilir Bu, yaratılış mertebesinin nursal varlık mertebesinden sonra olduğuna işarettir.[4]

 


[1] Kuleyni, Kâfi, s. 442. Rivayetin metni şöyledir:

«الْحُسَیْنُ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ سِنَانٍ عَنِ الْمُفَضَّلِ عَنْ جَابِرِ بْنِ یَزِیدَ قَالَ قَالَ لِی أَبُو جَعْفَرٍ ع یَا جَابِرُ إِنَّ اللَّهَ أَوَّلَ مَا خَلَقَ خَلَقَ مُحَمَّداً ص وَ عِتْرَتَهُ الْهُدَاةَ الْمُهْتَدِینَ فَکَانُوا أَشْبَاحَ نُورٍ بَیْنَ یَدَیِ اللَّهِ قُلْتُ وَ مَا الْأَشْبَاحُ قَالَ ظِلُّ النُّورِ أَبْدَانٌ نُورَانِیَّةٌ بِلَا أَرْوَاحٍ وَ کَانَ مُؤَیَّداً بِرُوحٍ وَاحِدَةٍ وَ هِیَ رُوحُ الْقُدُسِ فَبِهِ کَانَ یَعْبُدُ اللَّهَ وَ عِتْرَتَهُ وَ لِذَلِکَ خَلَقَهُمْ حُلَمَاءَ عُلَمَاءَ بَرَرَةً أَصْفِیَاءَ یَعْبُدُونَ اللَّهَ بِالصَّلَاةِ وَ الصَّوْمِ وَ السُّجُودِ وَ التَّسْبِیحِ وَ التَّهْلِیلِ وَ یُصَلُّونَ الصَّلَوَاتِ وَ یَحُجُّونَ وَ یَصُومُونَ»

[2] Meclisi, Muhammed Bakır, Mir’atu’l-Ukul Fi Şerhi Ahbarı A’li’l-Resul, Musahhıh, Resuli, Seyit Haşim, Daru’l-Kutubu’l-İslamiye, c. 5, s. 196, Tahran, çapı dovvum, 1404 h.k.

[3] Mazenderani, Muhammed Salih b. Ahmed, Musahhıh, Şe’rani, Ebu’l-Hasan, Şerhi el-Kâfi, c. 7, s. 142 – 143, el-Mekteberu’l –İslamiye, Tahran, çapı evel, 1382 h.ş.

«الاضافة لامیة و الظل الفی‌ء الحاصل من الحاجز بینک و بین الشمس مثلا و المراد به هنا على سبیل التشبیه أبدان نورانیة غیر جسمانیة کثیفة بلا أرواح‌ حیوانیة و قوى جسمانیة کائنة فى الابدان الحیوانیة و النور المضاف إلیه اما الروح أو النور المعروف و کان ذلک الظل مؤیدا بروح واحدة و هى روح القدس و قد مر أنه کان مع النبی «ص» و هو أعظم من جبرئیل و غیره فبذلک الروح کان النبی و عترته صلّى اللّه علیهم یعبدون اللّه تعالى و «لذلک» یعنى لتأییدهم بذلک الروح فى أول الفطرة الروحانیة خلقهم فى النشأة الشهودیة حلماء علماء بررة أصفیاء فى أول الفطرة الشهودیة الجسمانیة»

[4] Daha fazla bilgi edinmek için bakınız: Soru: 4378, başlık: Hz. Peygamberin (s.a.a)nursal varlığının Âdem’den (a.s) önce oluşu, Soru: 12372, Başlık: Hz. Peygamberin (s.a.a) yaratılışın niteliği ve onun varlığının diğer varlıklar ile ilişkisi, Soru: 7884, Başlık: Muhammedi Hakikat.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    6842 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Bu asırda kızları köleliğe çekmek caiz midir?
    6938 Eski Kelam İlmi 2011/10/23
    Her şeyden önce köleliğin İslam dini tarafından temelleri atılan bir kurum olmadığını, bilakis bu fenomenin İslam’ın doğduğu çağda dünyanın tüm bölgelerinde yaygın olan bir realite olduğunu bilmeliyiz. İslam köle sahiplerine ciddi bir zarar vermeksizin ve mevcut toplumsal dengeyi ani ve hızlı bir girişimle ortadan kaldırmaksızın imkânların elverdiği ölçüde ve ...
  • Çocukken bir defa kız kardeşimin sütünü içmiş olan amcakızım ile evlenebilir miyim?
    7868 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Allah gerçekleşmeden önce insan amelini nasıl bilmektedir?
    6359 Eski Kelam İlmi 2011/08/21
    Bizim için böyle bir sorunun meydana gelmesinin sebebi, Allah ile zaman arasındaki bağı doğru anlamamamızdır. Allah ezeli, ebedi ve zaman üstüdür; yani Allah zamanı kuşatmıştır ve onunla sınırlı değildir. Esasen Allah geçmişte gelecek hakkında bilgi sahibidir diye bir şey söylememiz doğru değildir; çünkü Allah için geçmiş ve gelecek diye ...
  • Eğer birisi ramazan ayında tutmamış orucunu bir sonraki ramazan ayına kadar kaza etmezse hükmü nedir?
    6682 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/09/14
    sorunuzun üç sureti var: biz mercii taklitlerin görüşlerini dikkati nazarda tutarak sorununuzun her bir suretini ayrı ayrı cevaplandırırız. Bir: eğer hastalıktan ötürü orucunu tutmamış ve hastalığı bir sonraki ramazana kadar devam etmişse, tutmamış oruçlarının kazası farz değildir ve her gün yerine yaklaşık on sir (750 gram) denkliğinde ...
  • Eğer bir kız ve erkek evlenmeyi kararlaştırırlarsa ve aralarında ilişki olursa, ama erkek ahdine vefa göstermez ve kızı terk ederse günah işlemiş sayılır mı?
    9322 Pratik Ahlak 2011/08/21
    İslam ahit ve anlaşma dini olup ahde vefa göstermeyi müminlerin alamet ve sıfatlarından biri saymaktadır. Peygamber-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyurmaktadır: Müminler şart ve taahhütlerine bağlıdır.[1] Maalesef bazı insanlar bu önemli hususa bağlı değildir ve menfaat, heves ve arzularının ...
  • Ben hastayım ve cep haclığımı da babamdan alıyorum. Bunun dışında param yoktur ki orucumun kefaretini verebileyim, Acaba yine orucumun kefaret üzerimde farz mıdır? Bu senenin kefaret miktarı kaç tümendir?
    6170 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/14
    Fukahanın (fıkıh âlimleri) fetvası esasınca orucunu kasten (amdi olarak) ve her hangi bir mazereti olmaksızın yiyen bir kimse üç çeşit kefaretten birisini seçmek arasında muhayyerdir. Birincisi: Bir köle azat etmek. Günümüz dünyasında köle konusu mevcut olmadığından dolayı bu şık kendiliğinden devre dışı kalıyor.
  • İmam Ca'fer Sadık'a göre Kur'an karisinin özellikleri
    12688 Kur’anî İlimler 2011/07/19
    İmam Cafer Sadık (a.s) Kur'an karisi için bir takım özellikler ve vasıflar zikretmiştir. Bu cümleden şu vasıfları zikredilebilir: Ehl-i Beyt'in velayetini bilmesi, Kur'an'ı doğru okuması, Kur'an'ı okurken ondan etkilenmesi, abdestli olması, doğru bir kimse olması ve yağcılıktan uzak durması, Kur'an'a karşı tevazu ve huşu göstermesi, ilim öğrenmek yolunda çaba göstermesi, ...
  • Hangi surede hay ve kayyum sıfatları yer almaktadır?
    17459 Tefsir 2010/11/08
    Hay ve kayyum Yüce Allah’ın iki zatî sıfatıdır. “Hay” “diri” manasında ve “kayyum” da “zatıyla kaim olan ve başkalarının kendisiyle kaim olduğu varlık” anlamındadır. Bu iki sıfat beraber bir şekilde Kur’an surelerinin üç ayetinde yer almaktadır:1. Bakara suresi 255. ayet: “
  • Dinin afetleri nelerdir?
    12217 Din Felsefesi 2010/08/22
    Din, kendisinde hata, yanlış, hasar ve afetin yer alamayacağı kutsî ve ilahî bir olgudur. Hata ve yanlış yapma beşerî hususlarla ilgilidir. Din ve dindarlığın hasarlarını bilme bahsindeki hasar ve afet, dinin hakikatiyle ilgili değildir. Bilakis insanların dine bakış tarzları, insanın dini anlama ve telaki etme şekli, ...

En Çok Okunanlar