Gelişmiş Arama
Ziyaret
27577
Güncellenme Tarihi: 2012/03/14
Soru Özeti
Acaba karı ve koca Hacda birbirine karşı namahrem mi oluyorlar?
Soru
Acaba Karı ve koca hac’a gittikleri vakit birbirlerine karşı namahrem olurlar söylentisi doğru mudur? Lütfen bu konuyu bana açıklayınız?
Kısa Cevap

Karı koca hac günlerinde hata ihramda iken birbirlerine karşı namahrem değildirler. Evet, ihramda oldukları vakit karılık ve kocalık (cinsel) ilişkide bulunamaz ve bir diğerinden cinsel lezzet götüremezler. Şöyle ki: Hac menasiklerinde bazı şeyler haram olarak açıklanmıştır. Haram kılınmış olan şeyler (vahşi hayvanların avlanması, otlar ve ağaçların yerlerinden kazılıp çıkartılması hariç ki bunların haram oluşu Mekke’ye mahsustur[1])   Mekke’de bulunmakla irtibatı yoktur. Belki ihrama giren kişi için haramdır. (ister Mekke’de olsun ister Mekke’nin dışında).   Yani ihrama girmiş olan kimse haram olmuş olan bu şeylerden nerede olursa olsun sakınması gerekir.

İhrama girmiş olan bir kimsenin üzerinde haram olan şeylerden bazıları karı kocayla alakalı şeylerdir. Cinsel olarak (cima yapmaları) birbirinden yararlanmaları, öpüşmeleri, birbirinin ellerinin okşamaları, şehvet gözüyle bir birine bakmaları, hata bir birinden her tür lezzet götürmek haram olan şeylerdendir. Bu ameller ihramda iken yapılırsa kefaret vermeleri gerekmektedir.[2]  Bu amellerin kefareti de vacibi ihtiyat gereğince bir devedir.[3] (Yani bir karı koca arasında haram olunmuş olan bu amellerden her hangi birisini yaparsa ihtiyati vacip gereğince bir deveyi kefaret olarak vermesi gerekir). Bu haramlık ihrama girmiş olan kimse için “nisa tavafını” ve “bu bağlamdaki namazı” kılıncaya kadar devam etmektedir. Bu iki eylemi (tavaf nisa ve bu tavafa ait olan namazı) yerine getirildikten sonra karı ve koca bir birine helal olurlar.[4]

 


[1] Humeyni, Ruhullah, “Menasik hac,(el-muhaşi lil İmam Humeyni), baskı 4, Tahran/İran: neşri ma’aşer, 1416, h.k., s. 198, mesele no: 487; Meclisi, Muhammed Taki, “levami’u sahi kuranı el-meşhur bi şerhil – fakih”, baskı, 2, Kum: müesesei ismailiye, 1414, h.k., c. 8, s. 416.

[2] Humeyni, Ruhullah, “Menasik hac,(el-muhaşi lil İmam Humeyni), s. 154- 155

[3] Humeyni, Ruhullah, “Menasik hac,(el-muhaşi lil İmam Humeyni), s. 156.

[4]Menasik hac,(el-muhaşi lil İmam Humeyni), s. 98, mesele no: 180.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Ölen ve cenazesi geç defnedilen bir ferdin ruhu nasıl bir duruma girer?
    31081 Eski Kelam İlmi 2012/01/18
    Kur’an-ı Kerim’den istifade edildiği kadarıyla, Yüce Allah ölenlerin ruhunu özel bir âlemde korumaktadır ve geç defnedilme durumunda ruha bir zarar gemlememektedir; bununla birlikte rivayetlere göre, cenazenin çabuk defnedilmesi icap eder. ...
  • Acaba Hz. Masume (s.a) mezarının ziyareti için özel bir gusül mevcut mudur?
    6150 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/20
     Bazı Taklit Mercileri İmamların Haremlerine girmek ve ziyaret etmek için gusül almayı müstehap bilmektedirler. Diğer bazı taklit mercileri ise bu ziyaretler için gusül’ün müstehap oluşunu rivayet açısından sabit bilmemekte şöyle buyurmaktalar: Eğer bir kimse ziyaret için gusül almak isterse bunu reca (sevap ümidi) ile ...
  • Miraç nedir? Hz. Muhammed’in (s.a.a) dışında da bir peygamber miraca gitmiş midir?
    22418 Eski Kelam İlmi 2011/12/10
    Miraç, Arapça’da göğe çıkmak için kullanılan vasıta demektir. Rivayet ve tefsirlerde ise Peygamberimizin (s.a.a) fiziki olarak Mekke’den Beytu’l-Mukaddes’e gitmesine, oradan göğe çıkmasına, sonrada tekrar Mekke’ye dönmesine miraç denmektedir. Rivayetlerden anlaşıldığı kadarıyla Resulullah’ın (s.a.a) dışında herhangi bir peygamber miraca gitmemiştir; sadece Hz. Süleyman, Hz. İdris ve Hz. İsa ...
  • Şia ile sünninin evlenmesi caiz midir?
    47244 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/02/28
    Continue... ...
  • Şia Hz. Ali(a.s)'ın faziletlerini ispatlamada Ehl-i Sünnet'in mütevatir hadislerine dayanabilir mi?
    7463 Masumların Siresi 2011/06/21
    Tevatür yalan üzere anlaşmaları mümkün olmayan büyük bir kalabalığın bir konuyu nakletmelerine denir. Biz inanıyoruz ki Hz. Ali'nin faziletleri ve onun imameti hakkındaki nas tevatürle sabittir. Bunu Şia'nın hadis ve tarih kaynaklarının yanı sıra Ehl-i sünnetin kitaplarından ve sahabilerin hadislerini nakleden eserlerden istifade ediyoruz. Buna göre bizim bu konuyla ilgili ...
  • hangi sınıra kadar kocasına itaat etmelidir? Erkek onu yolculuğa mecbur edebilir mi?
    10470 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/18
    Hz. Ayetullah Hadevi Tahrani’nin belirtilen soru hakkındaki cevabının açıklaması şudur:Kadın cinsel doyum konusunda erkeğe itaat etmelidir ve erkek evden çıkmayı yasaklarsa bu durumda kendisi evden çıkamaz. Elbette evlilik hayatının farz ve haramlarla yetinmeyle sorundan yoksun olmasının imkânsız olduğuna dikkat edilmelidir. Ama ahlaka riayet etmek evliliğin pekişmesi ve tatlılığını ...
  • Peygamber Efendimize (s.a.a) göre başkalarına hediye vermenin adabı nasıldır?
    17497 هدیه 2012/05/19
    Hediye vermek ve almak Peygamber Efendimizin (s.a.a) ameli siresinde vardı. Ama Peygamber Efendimizden (s.a.a) gelen rivayetler esasınca hediye verme işi kendi ve diğerlerine meşakkat ve zahmeti beraberinde getirmemelidir; zira bu işteki hedef ünsiyet ve ülfet oluşturmaktır ve eğer onun adap ve şartlarına riayet edilmezse uygun olan neticeye ...
  • Geçici evlilikte iddet beklemenin felsefesi nedir?
    8946 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2009/10/18
    Kadın yaise ise iddet beklemesine gerek yoktur. Yaiseden kasıt Kureyişli ise altmış ve Kureyşli değilse elli yaşını doldurmuş olmasıdır. Kısır olan kadın yaise sayılmaz, bu yüzden evlendikten sonra iddet beklemesi gerekir.Bu hükmün felesefesine gelince ayet ve rivayetlerde hükümlerin bütün ...
  • İslam’la Hıristiyanlık arasındaki Allah’ın oğlunun olması ve olmaması meselesindeki tezat ve zıtlık nasıl giderilebilir?
    8453 Eski Kelam İlmi 2010/06/12
    Müslümanlar, Tevhid suresi gereğince Allah-u Teala’nın kimseyi doğurmadığına ve kimseden doğmadığına inanmaktalar. Bu inanç bütün tevhidi dinlerde vardır. Hz. İsa’nın (a.s) dinide bu kaidenin dışında değildir; zira bütün semavi dinler akıl ve fıtrat üzerine kuruludur. Allah-u Teala’nın varlık aleminin yaratıcısı ve hiçbir şeye muhtaç olmadığı konusu akıl ...
  • İslam’ın Tebliğ Yöntemi Nasıldı?
    12515 Masumların Siresi 2011/08/17
    Tebliğ mesaj iletmek anlamındadır. Tüm ilahî peygamberlerin ve özellikle de yüce İslam Peygamberinin misyonu insanları karanlıklardan nura yöneltmek olduğundan, İslam’da tebliğ Allah’ın mesajını kullarına ulaştıran bir vesile olarak çok önemlidir. İslam’da tebliğ yöntemleri sözlü, yazılı ve amelî olarak üç kısma ayrılabilir. Bu her üç kısmın da değişik türleri vardır. ...

En Çok Okunanlar