Gelişmiş Arama
Ziyaret
8612
Güncellenme Tarihi: 2009/10/18
Soru Özeti
Geçici evlilikte iddet beklemenin felsefesi nedir?
Soru
Geçici evlilikte kadının 45 gün iddet beklemesinin nedenini öğrenmek istiyorum. Ve acaba yalnızca soyların karışmaması için midir yoksa kadın kısır da olsa yine iddet beklemesi mi gerekir?
Kısa Cevap

Kadın yaise ise iddet beklemesine gerek yoktur. Yaiseden kasıt Kureyişli ise altmış ve Kureyşli değilse elli yaşını doldurmuş olmasıdır. Kısır olan kadın yaise sayılmaz, bu yüzden evlendikten sonra iddet beklemesi gerekir.

Bu hükmün felesefesine gelince ayet ve rivayetlerde hükümlerin bütün neden ve hikmetlerine değinilmemiştir. Bazı hükümlerin bazı hikmetlerine işaret edilmiştir ancak bu, o hükmün bütün felsefesinin açıklandığını ifade etmez.

Geçici evlilikte iddet beklemenin bazı hikmetleri şunlardır:

1- Kadının bu süre içinde hamile olma durumu varsa çocuğun babası belli olur.

2- İddet beklemek ve bir sure cinsel ilişkiden sakınmak kadına beden ve ruh sağlığı açısından faydalıdır.

3- Bu sınırlandırma bir yere kadar heva ve heveslerin önüne geçmektedir.

4- Allah-u Teala hükümleri koyarken insanın hem ferdi, hem toplumsal şahsiyetini nazara alır. Bu yüzden bu mesele (iddet beklemek) böyle bir amaca yönelik olabilir; yani kadının toplumdaki insani onurunu nazara alarak onu bir eşya olarak değil de bir insan olarak görülmesini sağlar.

Ayrıntılı Cevap

Şimdiye kadar ilahi hükümler hakkında ortaya koyulan neden ve felsefeler o hükümlerin tüm felsefesinin açıklanmış olduğu anlamına gelmez. Bir çok hikmet içinden biri açıklanmış olabilir. Mutlaka o hükmün, başka hikmet ve nedenleri de olabilir. Hükümlerin bütün hikmet ve nedenlerini yanlızca alim ve hakim olan Allah bilir.

Kısacası geçici evlilikte kadın eğer yaise değilse cinsel ilişkiden sonra iddet beklemesi farzdır. İmam Humeyni bu konuda şöyle diyor:

‘Dokuz yaşını doldurmuş ve yaise olmayan bir kadın, mesela bir ay veya bir yıllığına geçici evlilik yaparsa ve kocası onunla ilişkide bulunur, kadının müddeti biter veya kocası müddeti bağışlarsa, kadın adet görüyorsa iki adet miktarı kadar, eğer görmüyorsa kırk beş gün beklemesi gerekir.[1] Yani geçici evliliğin iddeti müddet bittikten sonra eğer aylık adet görüyorsa iki tam adet görmeli, eğer görmüyorsa kırk beş gün beklemek yeterlidir.’[2]

 

Yaise kadının iddet beklemesine gerek yoktur. Yaise kadından maksat ise elli yaşındaki Kureyişli olmayan ve altmış yaşında ki Kureyişli kadındır. Çocuğu olmayan kadın yaise sayılmadığından evlendikten sonra iddet beklemelidir.

 

Yaise kadını şöyle tarif etmişlerdir: Kadın Kureyişli olmazsa elli yaşından, Kureyişli ise altmış yaşından sonra yaisedir. Kısır olmak kadını yaise yapmaz. Kadının kısır olduğu bilinse bile iddet beklemesi gerekir iddet beklemeden onunla evlenmek ister geçici ister daimi evlilik caiz değildir.[3]

Hatta eğer bir kimse bu hükmü riayet etmezse ve iddette olan bir kadınla bilerek evlilik yaparsa o kadın ebedi olarak ona haram olur.

Geçici evlilikte iddet beklemenin farz oluşunun neden ve felsefesine gelince bu hükmün bazı hikmetleri şöyledir:[4]

 

1- İddet beklemek soyların karışmasını önleyen en güzel yoldur. Çünkü iddet beklendiği takdirde eğer bir çocuk dünyaya gelirse kesin olarak babasının kim olduğu belli olur; sonuçtada mahremleri ve kimlerele evlenip evlenmeyeceği, kimlerden miras alıp almayacağı bilinmiş olur.

2- İddet beklemek iki tarafında bedensel ve ruhsal sağlığını korur. Bilindiği üzere bir çok tehlikeli hastalık cinsel ilişkiden kaynaklanıyor. İddet beklemek bir çeşit bağışıklık sayılmaktadır.

Ruhsal sağlıkta da ciddi bir etkiye sahiptir. Zira cinsel ilişki aralıksız olursa bireye ve topluma önemli ruhsal zararlar verir.[5]

3- Bu sınırlama bir yere kadar kadın ve erkeğin heva ve heveslerinin önünü almaktadır.

4- Allah-u Teala hükümleri koyarken insanın hem ferdi, hem toplumsal şahsiyetini nazara alır. Bu yüzden bu mesele (iddet beklemek) böyle bir amaca yönelik olabilir; yani kadının toplumdaki insani onurunu nazara alarak onu bir eşya olarak değil de bir insan olarak görülmesini sağlamaya yönelik olabilir.

Bu kurallara uymak kadınların konumunun toplumda yükselmesine neden olmaktadır; çünkü İslam dini kadına bir mal, heva ve heves sahibi erkeklerin her an isteğine boyun eğen bir araç olarak değil, erkeklerin hakları gibi hakları olan kimse gözüyle bakmaktadır. İddet beklemek kadına onur ve şahsiyet verir.

Bunlar geçici evlilikte iddet beklemenin vacip oluşunun hikmetlerinden bir kaçıydı. Kesinlikle Alim ve Hakim olan Allah-u Teala’nın bu hükmününde bizim bilmediğimiz diğer hükümleri gibi başka hikmet ve faydaları da vardır.



[1] - İmam Humeyni, Tevzihu’l-Mesail, c.2, s.526, M.2515

[2] - İmam Humeyni, Tezihu’l-Mesail, c.2, (Mekarim), s.526, M.2515

[3] - Ayetullah Gulpaygani, Mecme-ul Mesail, c.2, s.161, Soru: 451

[4] - Bu hikmetlerin bazıları hem kısır olmayan hem de kısır kadınlar için geçerlidir.

[5] - Dergah-ı Pasuh Gui Be Mesail-i Dini (site)

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    6842 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Bu asırda kızları köleliğe çekmek caiz midir?
    6938 Eski Kelam İlmi 2011/10/23
    Her şeyden önce köleliğin İslam dini tarafından temelleri atılan bir kurum olmadığını, bilakis bu fenomenin İslam’ın doğduğu çağda dünyanın tüm bölgelerinde yaygın olan bir realite olduğunu bilmeliyiz. İslam köle sahiplerine ciddi bir zarar vermeksizin ve mevcut toplumsal dengeyi ani ve hızlı bir girişimle ortadan kaldırmaksızın imkânların elverdiği ölçüde ve ...
  • Çocukken bir defa kız kardeşimin sütünü içmiş olan amcakızım ile evlenebilir miyim?
    7868 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Allah gerçekleşmeden önce insan amelini nasıl bilmektedir?
    6359 Eski Kelam İlmi 2011/08/21
    Bizim için böyle bir sorunun meydana gelmesinin sebebi, Allah ile zaman arasındaki bağı doğru anlamamamızdır. Allah ezeli, ebedi ve zaman üstüdür; yani Allah zamanı kuşatmıştır ve onunla sınırlı değildir. Esasen Allah geçmişte gelecek hakkında bilgi sahibidir diye bir şey söylememiz doğru değildir; çünkü Allah için geçmiş ve gelecek diye ...
  • Eğer birisi ramazan ayında tutmamış orucunu bir sonraki ramazan ayına kadar kaza etmezse hükmü nedir?
    6682 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/09/14
    sorunuzun üç sureti var: biz mercii taklitlerin görüşlerini dikkati nazarda tutarak sorununuzun her bir suretini ayrı ayrı cevaplandırırız. Bir: eğer hastalıktan ötürü orucunu tutmamış ve hastalığı bir sonraki ramazana kadar devam etmişse, tutmamış oruçlarının kazası farz değildir ve her gün yerine yaklaşık on sir (750 gram) denkliğinde ...
  • Eğer bir kız ve erkek evlenmeyi kararlaştırırlarsa ve aralarında ilişki olursa, ama erkek ahdine vefa göstermez ve kızı terk ederse günah işlemiş sayılır mı?
    9322 Pratik Ahlak 2011/08/21
    İslam ahit ve anlaşma dini olup ahde vefa göstermeyi müminlerin alamet ve sıfatlarından biri saymaktadır. Peygamber-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyurmaktadır: Müminler şart ve taahhütlerine bağlıdır.[1] Maalesef bazı insanlar bu önemli hususa bağlı değildir ve menfaat, heves ve arzularının ...
  • Ben hastayım ve cep haclığımı da babamdan alıyorum. Bunun dışında param yoktur ki orucumun kefaretini verebileyim, Acaba yine orucumun kefaret üzerimde farz mıdır? Bu senenin kefaret miktarı kaç tümendir?
    6170 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/14
    Fukahanın (fıkıh âlimleri) fetvası esasınca orucunu kasten (amdi olarak) ve her hangi bir mazereti olmaksızın yiyen bir kimse üç çeşit kefaretten birisini seçmek arasında muhayyerdir. Birincisi: Bir köle azat etmek. Günümüz dünyasında köle konusu mevcut olmadığından dolayı bu şık kendiliğinden devre dışı kalıyor.
  • İmam Ca'fer Sadık'a göre Kur'an karisinin özellikleri
    12688 Kur’anî İlimler 2011/07/19
    İmam Cafer Sadık (a.s) Kur'an karisi için bir takım özellikler ve vasıflar zikretmiştir. Bu cümleden şu vasıfları zikredilebilir: Ehl-i Beyt'in velayetini bilmesi, Kur'an'ı doğru okuması, Kur'an'ı okurken ondan etkilenmesi, abdestli olması, doğru bir kimse olması ve yağcılıktan uzak durması, Kur'an'a karşı tevazu ve huşu göstermesi, ilim öğrenmek yolunda çaba göstermesi, ...
  • Hangi surede hay ve kayyum sıfatları yer almaktadır?
    17459 Tefsir 2010/11/08
    Hay ve kayyum Yüce Allah’ın iki zatî sıfatıdır. “Hay” “diri” manasında ve “kayyum” da “zatıyla kaim olan ve başkalarının kendisiyle kaim olduğu varlık” anlamındadır. Bu iki sıfat beraber bir şekilde Kur’an surelerinin üç ayetinde yer almaktadır:1. Bakara suresi 255. ayet: “
  • Dinin afetleri nelerdir?
    12217 Din Felsefesi 2010/08/22
    Din, kendisinde hata, yanlış, hasar ve afetin yer alamayacağı kutsî ve ilahî bir olgudur. Hata ve yanlış yapma beşerî hususlarla ilgilidir. Din ve dindarlığın hasarlarını bilme bahsindeki hasar ve afet, dinin hakikatiyle ilgili değildir. Bilakis insanların dine bakış tarzları, insanın dini anlama ve telaki etme şekli, ...

En Çok Okunanlar