Gelişmiş Arama
Ziyaret
8985
Güncellenme Tarihi: 2009/10/18
Soru Özeti
Geçici evlilikte iddet beklemenin felsefesi nedir?
Soru
Geçici evlilikte kadının 45 gün iddet beklemesinin nedenini öğrenmek istiyorum. Ve acaba yalnızca soyların karışmaması için midir yoksa kadın kısır da olsa yine iddet beklemesi mi gerekir?
Kısa Cevap

Kadın yaise ise iddet beklemesine gerek yoktur. Yaiseden kasıt Kureyişli ise altmış ve Kureyşli değilse elli yaşını doldurmuş olmasıdır. Kısır olan kadın yaise sayılmaz, bu yüzden evlendikten sonra iddet beklemesi gerekir.

Bu hükmün felesefesine gelince ayet ve rivayetlerde hükümlerin bütün neden ve hikmetlerine değinilmemiştir. Bazı hükümlerin bazı hikmetlerine işaret edilmiştir ancak bu, o hükmün bütün felsefesinin açıklandığını ifade etmez.

Geçici evlilikte iddet beklemenin bazı hikmetleri şunlardır:

1- Kadının bu süre içinde hamile olma durumu varsa çocuğun babası belli olur.

2- İddet beklemek ve bir sure cinsel ilişkiden sakınmak kadına beden ve ruh sağlığı açısından faydalıdır.

3- Bu sınırlandırma bir yere kadar heva ve heveslerin önüne geçmektedir.

4- Allah-u Teala hükümleri koyarken insanın hem ferdi, hem toplumsal şahsiyetini nazara alır. Bu yüzden bu mesele (iddet beklemek) böyle bir amaca yönelik olabilir; yani kadının toplumdaki insani onurunu nazara alarak onu bir eşya olarak değil de bir insan olarak görülmesini sağlar.

Ayrıntılı Cevap

Şimdiye kadar ilahi hükümler hakkında ortaya koyulan neden ve felsefeler o hükümlerin tüm felsefesinin açıklanmış olduğu anlamına gelmez. Bir çok hikmet içinden biri açıklanmış olabilir. Mutlaka o hükmün, başka hikmet ve nedenleri de olabilir. Hükümlerin bütün hikmet ve nedenlerini yanlızca alim ve hakim olan Allah bilir.

Kısacası geçici evlilikte kadın eğer yaise değilse cinsel ilişkiden sonra iddet beklemesi farzdır. İmam Humeyni bu konuda şöyle diyor:

‘Dokuz yaşını doldurmuş ve yaise olmayan bir kadın, mesela bir ay veya bir yıllığına geçici evlilik yaparsa ve kocası onunla ilişkide bulunur, kadının müddeti biter veya kocası müddeti bağışlarsa, kadın adet görüyorsa iki adet miktarı kadar, eğer görmüyorsa kırk beş gün beklemesi gerekir.[1] Yani geçici evliliğin iddeti müddet bittikten sonra eğer aylık adet görüyorsa iki tam adet görmeli, eğer görmüyorsa kırk beş gün beklemek yeterlidir.’[2]

 

Yaise kadının iddet beklemesine gerek yoktur. Yaise kadından maksat ise elli yaşındaki Kureyişli olmayan ve altmış yaşında ki Kureyişli kadındır. Çocuğu olmayan kadın yaise sayılmadığından evlendikten sonra iddet beklemelidir.

 

Yaise kadını şöyle tarif etmişlerdir: Kadın Kureyişli olmazsa elli yaşından, Kureyişli ise altmış yaşından sonra yaisedir. Kısır olmak kadını yaise yapmaz. Kadının kısır olduğu bilinse bile iddet beklemesi gerekir iddet beklemeden onunla evlenmek ister geçici ister daimi evlilik caiz değildir.[3]

Hatta eğer bir kimse bu hükmü riayet etmezse ve iddette olan bir kadınla bilerek evlilik yaparsa o kadın ebedi olarak ona haram olur.

Geçici evlilikte iddet beklemenin farz oluşunun neden ve felsefesine gelince bu hükmün bazı hikmetleri şöyledir:[4]

 

1- İddet beklemek soyların karışmasını önleyen en güzel yoldur. Çünkü iddet beklendiği takdirde eğer bir çocuk dünyaya gelirse kesin olarak babasının kim olduğu belli olur; sonuçtada mahremleri ve kimlerele evlenip evlenmeyeceği, kimlerden miras alıp almayacağı bilinmiş olur.

2- İddet beklemek iki tarafında bedensel ve ruhsal sağlığını korur. Bilindiği üzere bir çok tehlikeli hastalık cinsel ilişkiden kaynaklanıyor. İddet beklemek bir çeşit bağışıklık sayılmaktadır.

Ruhsal sağlıkta da ciddi bir etkiye sahiptir. Zira cinsel ilişki aralıksız olursa bireye ve topluma önemli ruhsal zararlar verir.[5]

3- Bu sınırlama bir yere kadar kadın ve erkeğin heva ve heveslerinin önünü almaktadır.

4- Allah-u Teala hükümleri koyarken insanın hem ferdi, hem toplumsal şahsiyetini nazara alır. Bu yüzden bu mesele (iddet beklemek) böyle bir amaca yönelik olabilir; yani kadının toplumdaki insani onurunu nazara alarak onu bir eşya olarak değil de bir insan olarak görülmesini sağlamaya yönelik olabilir.

Bu kurallara uymak kadınların konumunun toplumda yükselmesine neden olmaktadır; çünkü İslam dini kadına bir mal, heva ve heves sahibi erkeklerin her an isteğine boyun eğen bir araç olarak değil, erkeklerin hakları gibi hakları olan kimse gözüyle bakmaktadır. İddet beklemek kadına onur ve şahsiyet verir.

Bunlar geçici evlilikte iddet beklemenin vacip oluşunun hikmetlerinden bir kaçıydı. Kesinlikle Alim ve Hakim olan Allah-u Teala’nın bu hükmününde bizim bilmediğimiz diğer hükümleri gibi başka hikmet ve faydaları da vardır.



[1] - İmam Humeyni, Tevzihu’l-Mesail, c.2, s.526, M.2515

[2] - İmam Humeyni, Tezihu’l-Mesail, c.2, (Mekarim), s.526, M.2515

[3] - Ayetullah Gulpaygani, Mecme-ul Mesail, c.2, s.161, Soru: 451

[4] - Bu hikmetlerin bazıları hem kısır olmayan hem de kısır kadınlar için geçerlidir.

[5] - Dergah-ı Pasuh Gui Be Mesail-i Dini (site)

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Zamanın imamı (a.s) kimin eliyle şahadete erecektir ve ondan sonraki dönem ne kadar sürecektir?
    9095 Eski Kelam İlmi 2011/05/21
    Zamanın imamının (a.s) ömrünün sonu hakkında iki grup rivayet mevcuttur. Birinci gruptaki rivayetler onun tabii bir ölümle, ikinci gruptaki rivayetler ise şahadet ile ömrünün noktalanacağını bildirmektedir. Ama onun katilinin kim olduğu noktasında elde kabul edilir bir rivayet ve delil mevcut değildir. Aynı şekilde zamanın imamının vefatından kıyamete dek süren ...
  • İmamiye Şia’sı ve Ehlisünnetin İbn. Teymiye hakkındaki görüşü nedir?
    8416 شیعه آماج تهمتها 2015/06/29
    İbn. Teymiye, Hicri-Kameri 661 yılında Şam yarım adasında yer alan (bugünkü Türkiye) Harran şehrinde dünyaya geldi ve 67 yıl süren bir yaşamın ardından Hicri-Kameri 728 yılına denk gelen yılda Şam Kalesi hapishanesinde öldü. İbn. Teymiye ilahi sıfatlar, peygamberlere ve velilere tevessül etmek hakkında özel inançlara sahiptir. Onun ...
  • İslam’ın bakışında nazar değmesi ve vesveseyi etkisiz kılmak için dua yazmanın bir meşruiyeti var mıdır?
    14501 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/05/21
    İslam, fakihler ve mercilerin bakışında hastalık, nazar değmesi ve vesvese gibi sorunları gidermek için muteber ve masumlardan gelen duaları okumak ve yazmak doğru ve onaylanan bir fiildir. Yüce rehberlik makamı dua, dua yazmak ve dualarla kutsanma hakkında sorulan bir soruya cevaben şöyle buyurmuştur: Eğer dualar temiz imamlardan (a.s) nakledilmiş ...
  • Ayat namazı nasıl kılınır?
    11319 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/28
    Konuyu iki bölümde ele alacağız: a) Ayat namazına neden olan şeyler.b) Ayat namazının nasıl kılındığı.a) Ayat namazı şu olaylardan biri vuku bulduğunda farz olur: Güneş tutulması, Ay tutulması (tutulmalar kısmi de olsa), deprem ve halkın genelini korkutan şimşek çakması, ...
  • Bazı Kuran ayetleri, ilahi peygamberlerin masumluğuyla çelişiyor mu?
    18114 Eski Kelam İlmi 2007/11/26
    Yukarıdaki soruya şöyle cevap verilebilir:1. “İsmet” masum olan bir şahısta ruhla özleşmiş ve onu günah, unutkanlık, kötü işler ve hata yapmaktan engelleyen ve koruyan bir sıfattır. Bununla beraber masum olan şahıs mecbur kılınarak iradesi elinden alınmamaktadır.2) Peygamberlerin masum olmalarının sırrı, Allah’a olan aşk, inanç, kâmil bir iman ve ...
  • İnsanların mutluluk ve mutsuzluğunu ve neticede cennet ve cehenneme girmes’n’ belirleyen şey yıldız ve felekler midir?
    6936 آسمان و زمین 2012/07/24
    İnsanların cennet ve cehenneme girmelerinde hareket ve davranışlarını en önemli neden sayan birçok ayet ve rivayet mevcuttur. Siz Şii mütekellimlere müracaat ederseniz onların insanların mutluluk ve mutsuzluklarında yıldızların ve feleklerin etken olduğunu söylediklerini göremezsiniz. Bu konuda bir rivayet bulunsa ve senet açısından kabul edilse bile onun zahiri ...
  • Şiilerin arasında Hz. Âdem’in (a.s) müminlerin önderi Ali’nin (a.s) elleriyle yaratıldığına dair bir inanç var mıdır?
    11282 Varie 2012/08/21
    Eğer bir kimse Müminlerin Önderinin bağımsız olarak Hz. Âdem’i (a.s) yarattığına inanırsa, bu inanç Kur’an-ı Kerim’in aksi doğrultusundadır ve Rabbe şirk koşmak sayılır. Hz Âdem’in(a.s) Müminlerin Önderinin (a.s) maddi cismi tarafından yaratılması da mevcut gerçekler ile bağdaşmamaktadır; zira bu maddi cisim Hz. Âdem’den (a.s) sonra dünyaya gelmiş ...
  • İbrahim makamı nedir? Ondan kastedilen nedir?
    47316 Eski Kelam İlmi 2012/02/18
    Mekke’deki belirgin işaretlerden birisi, İbrahim makamıdır; zira orası İbrahim’in (a.s) durduğu bir makamdır. İbrahim makamının tefsir ve manası hakkında bazıları tüm haccın İbrahim makamı olduğu görüşündedir. Bir grup İbrahim makamının “Arafe”, Meş’aru’l-Haram” ve “üçlü cemerat” olduğuna inanmaktadır. Bazıları da tüm Mekke hareminin İbrahim makamı sayıldığı görüşünü taşımaktadır. Ama mevcut ...
  • Başkasının bostanından izinsiz meyve ve bitki toplamanın hükmü nedir?
    17120 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/20
    Söz konusu sorunun cevabında ilk önce fakihlerin bu konu hakkında görüşlerini genel olarak açıkladıktan sonra Hz. Ayetullah Mehdi Hadevi Tehrani nin görüşünü takdim edeceğiz.  Fakihlerin genel görüşleri:Bir başkasının malından faydalanmak her şekilde olursa olsun mutlaka bu tasarruf o malın sahibinin izni ile olmalıdır. Yalnızca ...
  • Modern İnkılabi (pop) müzikleri dinlemenin hükmü nedir?
    10803 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2008/06/22
    Bu soruyu cevaplandırmak için öncelikle Taklit Mercilerine başvurup sonra çok kısa bir şekilde müziğin haramlığının hikmetini felsefi olarak inceleyeceğiz.Hz Ayetullah El Uzma Seyyid Ali Hamenei:Eğlence toplantılarına uygun her türlü coşturucu/eğlendirici çalgı ve eğlence haramdır.

En Çok Okunanlar