Gelişmiş Arama
Ziyaret
8902
Güncellenme Tarihi: 2012/02/15
Soru Özeti
Raf’ı hadisi nedir?
Soru
Lütfen, raf’ı hadisinin ne anlama geldiğini açıklayınız?
Kısa Cevap

Raf’ı hadisi İslam Peygamberinden (a) rivayet edilen iki hadisin unvanıdır. Birinci hadis, İslam dininde bazı özel durumlarda teklif ve onun gerekliliklerinin ilga edildiğini veya bazı amellerin vaz'i yada teklifi sonuçlarının kaldırıldığını içerir. İkinci hadis, teklif veya bazı hükümlerin, belirli kişileri kapsamadığını ifade eder.

Birinci hadis, tabirlerde ve raf'in misdak sayılarında ki bazı farklarla mütekaddim ve müteehhir birçok Şii kaynakları ve hadisleri içinde toplamış “cevami ahadis” şeklinde adlandırılan kitaplarda İmam Sadık ve İmam Rıza (a) tarikiyle Peygamberimizden (a) rivayet edilmiş ve genel olarak senet açısından sahih ve geçerliliği kabul edilmiştir.

Birinci hadisin içeriği en kapsamlı şekliyle şöyledir:

"İslam ümmeti dokuz şeyden sorumlu tutulmayacaklardır. Onlardan birincisi; hata, ikincisi; unutkanlık, üçüncüsü; cahillik ötürü yapılan şeylerden, dördüncüsü; güçlerinin dâhilinde olamayan şey, beşincisi; Çaresizlik ve mecburiyetlik, altıncısı; İkrah ve icbar, yedincisi; Kötü fal tutmak, sekizincisi; vesveseden ötürü yaratılış hakkında düşünmek, dokuzuncusu; dillerine ve davranışlarına yansımayan  hasettir”.[i] Bu hadisi şerif hadisleri şerh edenler tarafından açıklandığı gibi usulul fikih alimlerin dikkatini de çekmiş onlarda (ehlisünnetin eski alimleri genellikle mücmel ve mübeyyen konusunda) açıklamışlardır. Özellikle Şia’nın son usuli alimleri bu rivayeti (haram olma hükmünün şüpheli olduğu yerlerde “beraet aslını” ispatlamak için hadiste var olan “ma la yelemun yani bilmedikleri şey” cümlesinden dolayı isnat bakımından) detaylı ve dikkatli bir şekilde incelemeye tabi tutmuşlardır.    Bu bağlamda meşhur olan ikinci hadis “Rafie'l-kalem” yani kalem kaldırılmış anlamına olan nebevi hadistir. Bu rivayette ehlisünnetin kaynak kitaplarında bir kaç senetle imam Ali’den ve hakeza Peygamberimizin (s.a.a.) hanımı Ayşe den nakledilmiştir.



[i] Küleyni,"Kafi",c.2,s.463, Şeyh Saduk,"Tevhid",s.353, Şeyh Saduk,"Hisal",c.2,s.417, Meclisi

Muhammed Bakır,"Biharul-Envar", Lübnan/Beyrut: Muessestu'l-Vefa, c.2,s.280,

Ayrıntılı Cevap

Raf’ı hadisi İslam Peygamberinden (a) rivayet edilen iki hadisin unvanıdır. Birinci hadis, İslam dininde bazı özel durumlarda teklif ve onun gerekliliklerinin ilga edildiğini veya bazı amellerin vaz'i (tekvini eserini) ya da teklifin getireceği sonuçlarının kaldırıldığını içerir. İkinci hadis, teklif veya bazı hükümlerin, belirli kişileri kapsamadığını ifade eder.

Birinci hadis, tabirlerde ve raf'in misdak sayılarında ki bazı farklarla mütekaddim ve müteehhir birçok şii kanakları ve cevami'inde İmam Sadık ve İmam Rıza (a) tarikiyle Peygamberimizden (a) rivayet edilmiş ve genel olarak sened açısından sahih veya geçerli kabul edilmiştir.

Birinci hadisin içeriği en kapsamlı şekliyle şöyledir:

Birinci hadis, tabirlerde ve raf'in misdak sayılarında ki bazı farklarla mütekaddim ve müteehhir birçok Şii kaynakları ve hadisleri içinde toplamış “cevami ahadis” şeklinde adlandırılan kitaplarda İmam Sadık ve İmam Rıza (a) tarikiyle Peygamberimizden (a) rivayet edilmiş ve genel olarak senet açısından sahih ve geçerliliği kabul edilmiştir.

Birinci hadisin içeriği en kapsamlı şekliyle şöyledir:

"İslam ümmeti dokuz şeyden sorumlu tutulmayacaklardır. Onlardan birincisi; hata, ikincisi; unutkanlık, üçüncüsü; cahillik ötürü yapılan şeylerden, dördüncüsü; güçlerinin dâhilinde olamayan şey, beşincisi; Çaresizlik ve mecburiyetlik, altıncısı; İkrah ve icbar, yedincisi; Kötü fal tutmak, sekizincisi; vesveseden ötürü yaratılış hakkında düşünmek, dokuzuncusu; dillerine ve davranışlarına yansımayan hasettir”.[1] Bu hadisi şerif hadisleri şerh edenler tarafından açıklandığı gibi “usulu’l – fikih” alimlerin dikkatini çekmiş onlar da (ehlisünnetin eski alimleri genellikle mücmel ve mübeyyen konusunda) açıklamışlardır. Özellikle Şia’nın son usuli alimleri bu rivayeti (haram olma hükmünün şüpheli olduğu yerlerde “beraet aslını” ispatlamak için hadiste var olan “ma la yelemun yani bilmedikleri şey” cümlesinden dolayı isnat bakımından) detaylı ve dikkatli bir şekilde incelemeye tabi tutmuşlardır.[2]

Bu hadisle ilgili olarak akla gelen birinci nükte, Allah'ın İslam ümmetine olan özel inayeti ve kolaylaştırıcı bir yöntemin dikkate alınmasıdır. Raf’ı ve kaldırmaktan maksat ne olduğuyla alakalı şu ihtimaller sözkonusu olmuştur;

Bazılarına göre rivayetin zahirinden anlaşılan, kaldırılanın, nübüvvetin şe'niyle alakalı bir şey olması gerekir olmalıdır. Öyleyse bu kaldırılan şey, teşri'i meselelerdendir. Getirilmesi de kaldırılması da kanun koyan şer'i makama bağlıdır. Bu nedenle kaldırılandan maksat, muahaze ve sorgulamanın kendisi olamaz. Zira sorgulamanın kendisi tekvini bir meseledir. Neticede şer'i makam sahibinin bunu kast etmiş olması mümkün değildir. Ancak bununla ihbarı yani haber vermeği murad etmişse muhakemenin kendisinin kaldırılmış olması muhtemeldir. Ama bu ise hadisin zahiri manasına ters düşmektedir. Ancak eğer sorguya çekilmekten kasıt menşe'i olursa o zaman raf'a yani ilgaya tabi kılınan şey şer'i hüküm olur ve böylelikle sorguya çekilme, kaldırılmanın direk konusu olmaktan çıkar ve şer'i hüküm raf'ın yani ilganın ilk ve direkt konusu oluverir.[3]

Bu hususta Allame Meclisi derki: "Kast edilen şey, sorgulama ve cezalandırma olabilir. Ayni şekilde muhtemeldir ki, bazılarına nisbetle kast edilen şey, muhakemenin aslı yada etkisi yada teklifi hükmüdür. "Usul alimleri, beraet babında mezkur hadis ve her bir cümlesi etrafında uzun uzun tartışmalar yapmışlardır. En fazla “Raf’ı” kelimesinin tartışma konusu olmuştur. Çünkü hadiste zikredilen haller veya durumlar bu ümmette yoktur söylersek anlamsız bir söz demiş oluruz. Zira bu durumlar bu ümmette var olmaktadır. Bunlara göre bu durumda burada bakılması gereken nokta kaldırılmış olan şeyin ne olduğu ve nasıl kaldırılmış olmasıdır. Kaldıran şey nedir ve nasıl kaldırılmıştır?

Bazılarına göre ise raf’ı ve ilga veya kaldırılma bütün vaz'i (tekvini eser) ve teklifin getireceği etkilere yöneliktir. Elbette dikkat edilmelidir ki, hata sonucu öldürmenin getireceği cezanın kaldırılmaması ve sehiv (unutkanlık) secdesinin yapılması gereken yerler hükmü belirlenmiş konular ilk baştan beri hadisin kapsamına girmezler. Zira bunların hükmü belirlenmiş konulardır.

Kayda değer olan husus, usul ilminde ki tartışmanın önemli kısmı “ma la yalemun” (bilmedikleri şey) cümlesine yönelik olmasıdır. Bu doğrultuda geliştirilen istidlalin sonucu olarak hükmünü bilmediğimiz her şey, mültezim olup sakındıklarımızın dışında kalmaktadır. Elbette vazifeyi tanıma noktasında kusur yapmamak şartıyla. Allame Meclisiye göre, bu hadiste ihtimali olan bir başka nokta; olabilir ki İslam ümmetinin hususiyeti, hadisdeki durumların bazılarının değil bütün olarak hepsinin ümmete özgü olmasıdır. Her nekadar bu durumların bazıları ümmetler arasında müşterek ise de.[4]

Bu bağlamda meşhur olan ikinci hadis “Rafie'l-kalem” yani kalem kaldırılmış anlamında olan nebevi hadistir. Bu rivayet de ehlisünnetin kaynak kitaplarında bir kaç senetle imam Ali’den ve hakeza Peygamberimizin (s.a.a.) hanımı Ayşe den nakledilmiştir

İkinci halife, şuurunu yetirmiş bir kadın hakkında işlediği suç nedeniyle kırbaçlama hükmünü vermişti. İmam Ali (a) onun için Peygamberimizden (a) bir söz rivayet eder ki bu rivayete göre üç kimseden “rafie'l-kalem” yani şer'i sorumluluk kaldırılmıştır: "

Buluğ çağına girmemiş çocuk, şuuru yerine gelmemiş mecnun ve uykudan uyanmamış kimse."[5]



[1] Küleyni,"Kafi",c.2,s.463, Şeyh Saduk,"Tevhid",s.353, Şeyh Saduk,"Hisal",c.2,s.417, Meclisi

Muhammed Bakır,"Biharul-Envar", Lübnan/Beyrut: Muessestu'l-Vefa, c.2,s.280,

[2] Bkz.Beraet

[3] Müntezeri,Hüseyin-Ali, "Nihayetul-Usul",Ayetullah Burucerdi'nin verdiği usul

derslerinin takrirleri,Birinci Baskı,Kum,Neşré Tefekkur,1415 h.k, c.1,2,s.583-584,

[4]. Bkz, " Biharul-Envar"c.2, s. 280

[5] Şeyh Saduk, "Hisal" Kum,1362 h.ş. c.1,s.93-94

Hürr Amuli, "Vesail-Şşia" , Kum, Muesseseyi Alil-Beyt,1409 h.k, c.28,s.24,

"Biharul-Envar",c.30,s.681

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Dua psikolojisi hakkındaki kaynakları tanıtır mısınız?
    5662 Pratik Ahlak 2010/10/12
    Dua psikolojisi hakkındaki kaynaklar üç kısımdır:a)Din psikolojisini genel olarak ele alan kaynaklar.Ancak bunlardua psikolojisini özel olarak işlememişlerdir. Örneğin William James’inyazdığı, Muhammed Kaini’nin tercüme ettiği ‘Din ve Revan’ (Din ve Ruh) ve Mesut Azerbaycani’nin yazdığı ‘Revanşinasi-i Din’ (Din Psikolojisi) bu türendir.
  • İçlerinde birkaç iyi ve takvalı kimse var diye günahkâr bir topluma azabın gelmesi gecikebilir mi veya tümüyle uzaklaşabilir mi?
    6581 Tefsir 2012/02/18
    Kur’an-ı Kerim’de ve rivayetlerde, günahkâr bir topluma azabın gelmesinin gecikmesi veya tümüyle uzaklaşmasının bazı nedenlerine değinilmiştir. Aşağıda onlardan birkaçını örnek olarak getiryoruz:1- Peygamberin ve İstiğfar edenlerin varlığı: ‘Oysa sen içlerinde oldukça onları azaplandırmaz ve yine bağışlanma dilerlerken Allah onlara azap vermez.’
  • Müslüman (Muslim) sözcüğünün anlamı nedir?
    73693 Tefsir 2009/10/18
    Kuran-ı Kerim’de Müslüman Allah Teala’nın emirleri karşısında mutlak bir teslimiyet içinde olan kişi anlamına gelir. Müslüman olmak kâmil halisane bir tevhit inancına sarılmayı ve her türlü şirk ve ikili tapınmadan uzak durmayı gerektirir. İşte bu yüzden Kuran-ı Kerim, Hz. İbrahim’i (a.s), Müslüman olarak tanıtmaktadır.
  • İnsan kendi güvenlik ve huzurunu bozan diğer varlıklar karşısında ne tür bir tepki göstermelidir?
    8309 Hayvan Barındırmak Ve Avlamak 2013/03/09
    Eziyet ve rahatsız eden haşerelerin eziyet ve rahatsızlıklarını önleme hakkında ilk önce iki noktaya işaret edilecek ve sonra İslami kaynaklardan alınmış iki tavsiye verilecektir: 1. Tabiat çarkında insanların tüm varlıklar ile en azından hâlihazırda barışçıl bir şekilde yaşaması olanaksızdır. Biz; insanlar ve yırtıcı hayvanların bir şehirde hiçbir ...
  • Gıybeti dinleyen gıybet edenin günahına ortak mıdır?
    3965 Gıybet, Hakaret Ve Gözetleme 2020/01/20
  • Hz. Masumların (a.s) fiil ve sözlerinin delil oluşunun ölçüsü ne kadardır?
    7831 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/06/16
    İslam’ın muteber delillerinden biri Hz. Peygamber (a.s) ve diğer masumların sünneti olup tüm Müslümanlar için Kur’an ayetleri gibi delil teşkil eder ve sünnet masumun söz, fiil ve tavrı diye üç şekilde yer alır. Hadis ve rivayetlerde belirtilen masumların söz ve konuşmaları “masumun sözü” onların yaptığı amel ve ...
  • Hayvana dönüşme nasıl olmaktadır ve şuan yeryüzünde bulunan hayvanlar, hayvana dönüşmüş olan insanlar mıdır?
    27095 Tefsir 2009/05/17
    “Mesh” sözlükte, bir şekilden daha kötü bir şekle dönüşme anlamına gelmektedir; Kuran ve hadis teriminde ise, bazı günahkâr (bazı özel günahlara sahip) kimselere ve ümmetlere nazil olan bir çeşit azaptır.Mesh olan insanlar hayvan (maymun, domuz vb.) şeklindedirler; yani işlemiş olduğu günahın hayvansal şeklini bu dünyada onun insanî şeklinin üzerine ...
  • Kadın evladına süt vermeden dolayı kocasından ücret talep edebilir mi?
    6000 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/04/04
    Şu noktaya dikkat etmek zorunludur: İslam’da fıkhî hükümler ve ahlakî usuller birbirini tamamlar ve aralarında hiçbir ayrılık ve uyuşmazlık bulunmaz.[1] Bundan dolayı fertlerin hakkı sıfatıyla bazı hükümler ispatlanmış olsa da ve yükümlü bu haktan fıkhî bir hüküm sıfatıyla istifade edebilse de, dinsel öğretilerde ahlakî ...
  • Eğer Allah bir ferdi severse, halkın geneli de onu sever mi?!
    11796 Eski Kelam İlmi 2012/01/23
    Her ne kadar Allah’ın salih kullarının sevgisini halkın kalbine aktardığını yansıtan rivayetler olsa da, halkın ekseriyetinin bir şahsı desteklemesi zorunlu olarak onun Allah tarafından onaylandığı anlamına gelmez. Öte taraftan halkın ekseriyetinin bir şahsa düşman olması da onun Allah’ın gözünde düştüğü ve O’nun nezdinde bir değeri olmadığı şeklinde ...
  • Ödünç (karz) olarak verdiğimiz malın humusunu vermeli miyiz?
    5612 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/06/14
    Söz konusu olan para kesb ve kazancından birikilmiş durumda ve humus yılı üzerinden geçmiş ise bütün taklidi Mercilerin bu bağlamdaki fetvası şöyledir: Humus yılının başı geldiği zamanda ödünç olarak vermiş olduğu parayı kolaylıkla (zahmetsizce) alınması mümkün ise o paranın humusunu çıkartmalısın. Ama eğer humus yılının geldiği sırada ödünç verilmiş olan ...

En Çok Okunanlar