Gelişmiş Arama
Ziyaret
19108
Güncellenme Tarihi: 2010/08/08
Soru Özeti
Mastürbasyonun evlilikten farkı nedir?
Soru
Meninin çıkmasına sebep olan mastürbasyonun bu kadar yıkıcı ruhî ve cismanî eserleri varsa, evlilikte de bu sıvı çıkmaktadır. Öyleyse evlilikte neden cismanî zarar mevcut değildir?
Kısa Cevap

Mastürbasyon insanın ihtiyacını gerçek şekilde gidermez ve sahte bir doyumdur. İnsanın şehvanî ihtiyacı sadece meninin çıkmasıyla giderilmez. Bunun aşk, duygu, yakınlık ve sevgi ile beraber olması gerekir. Bu nedenle bu fiili işleyenler içlerinde eksiklik hissederler. Bu da cismanî ve ruhî hastalıkları peşinden getirebilir. Ama evlilik şehvanî ihtiyacın doğal ve gerçek doyumu olması nedeniyle faydalı eserler ve birçok yararlar taşır. Bu ikisinin birbirine benzediğini ve aralarında mahiyet olarak bir fark olmadığını farz olarak düşünsek bile bu, her ikisinin mahiyet olarak bir olduğuna delil teşkil etmez. Tecrübî bilimler ve beşerî bilgi elde edilen tüm ilerlemelere rağmen, bu hususların tüm maslahat ve tahriplerine ve de yarar ve zararlarına ulaşabilecek kadar gelişmemiştir. İnsanı yaratan ve onun tüm hususiyet ve özelliklerini kâmil olarak bilen Yüce Allah, bu özellikler esasınca zahirde bir başka amel ile hiçbir farkı olmasa da bir ameli helal ve vacip ve diğerini de haram yasak kılmıştır.

Ayrıntılı Cevap

Fıkıh açısından mastürbasyonun günah ve haram olduğu kesindir.[1] Günah da rahat bir şekilde giderilemeyen zararlar taşır. Günah tarafından insana verilen zararlar olmasaydı, söz konusu amel mukaddes İslam şeriatında günah sıfatıyla tanıtılmaz ve haram olmazdı. Ama insan günahın tüm yıkıcı eserlerine yönelik bir zaman diliminde yeterli bilgi taşımayabilir veya eksik bilgisiyle övünebilir ve tüm bilinmeyenlere ulaştığını zannedebilir. Mastürbasyonun günah ve haram oluşu hakkında birçok rivayet vardır: Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurmuştur: Allah, melekleri ve tüm insanların laneti mastürbasyon yapan insanın üzerine olsun.[2] Aynı şekilde İmam Sadık (a.s) bu hususta şöyle buyuruyor: Mastürbasyon yapan kimse için kıyamette acı verici bir azap göz önünde bulundurulmuştur.[3] Hakeza İmam Sadık’tan (a.s) mastürbasyonun hükmü hakkında soru sorduklarında İmam şöyle buyurmaktadır: “(Mastürbasyon) İnsanın kendisiyle evlenmesi gibidir ve eğer böyle bir şeyi yapan birini tanırsam kendisiyle beraber yemek yemem.” Hadisin aktarıcısı, Kur’an’ın neresinde bunun hükmü anlaşılmaktadır diye sorduğunda da İmam şöyle buyurur: “Kim bunun ötesine geçmek isterse, işte onlar haddi aşanlardır”[4] ayetinden. Zinanın günahı mı büyüktür yoksa mastürbasyonun mu diye ravi sorar. İmam da mastürbasyonun büyük bir günah olduğunu buyurur.”[5] [6] Günahın rahat bir şekilde giderilemeyen zararlar taşıması hakkında da bir takım hususlara dikkat edilmelidir: Birincisi, günahlar aza ve organlardan kalbe akar. O halde günah kalp ve yüreği yaralar. Kur’an-ı Kerim şöyle buyuruyor: “Hayır, hayır! Doğrusu onların kazanmakta oldukları kalplerini paslandırmıştır.” Mezkûr ayetin Arapçasında yer alan “Ran” kelimesi pas anlamındadır. Günahın en kötü eseri, kalbi karanlık kılması ve ilim nuru ve teşhis duyusunu ortadan kaldırmasıdır.[7] Hz. Ali (a.s) şöyle buyuruyor: Kalpler için günahtan daha acı verici bir hastalık yoktur.[8] İkincisi, kalp hastalığı en önemli hastalık sayılmaktadır; çünkü insan varlığının hiçbir boyutu, kalp ve yüreğin değer, işlev, duyarlılık ve letafeti kadar değildir. Hasta kalp, kalp katılığı, kalbin sapması, kalbin paslanması, kalbin körelmesi, kalbin mühürlenmesi, kalbin kilitlenmesi ve neticede hepsinden daha önemlisi kalbin ölmesi diye bu hastalık hakkında değişik tabirler kullanırlar. Tabak tersine çevrildiği zaman hiçbir şey ona girmez. Kalp de günah neticesinde ilim ve hakikatin artık kendisinde yer almayacağı bir şekilde ters olur. Evlilik ve mastürbasyon arasında gerçekte hangi farkın olduğu hususunda ise şöyle söylemek gerekir: İnsan vücudunda yer alan güçlerden birisi de doğru şekilde giderilmesi ve temin edilmesi gereken cinsel şehvettir. Bunun doğru yolu şehvanî ihtiyacın doğal ve gerçek doyumu olan evliliktir. Bu yüzden de faydalı eserler ve birçok yararlar taşır. Evlilik huzur ve sükûn için bir vesiledir, kadın ve erkek için sevgi ve şefkat yaratır.[9] Artı, evlilik ile cinsel güdü kontrol altına alındığı ve gencin ıstırap dolu ruhu itidal bulduğu zaman, o hayatın gerçeklerini daha iyi anlamaya başlar. Ama mastürbasyon insan doğasına ters olması nedeniyle, insanın ihtiyacını gerçek bir şekilde bertaraf etmez ve sahte doyumdur; çünkü İnsanın şehvanî ihtiyacı sadece meninin çıkmasıyla giderilmez. Bunun aşk, duygu, yakınlık ve sevgi ile beraber olması gerekir. Bu nedenle bu fiili işleyenler içlerinde eksiklik hissederler. Bu da cismanî ve ruhî hastalıkları peşinden getirebilir. Burada bu ahlak karşıtı amelin bazı zararlarına işaret ediyoruz:

1- Cismanî Zararlar

Bazı doktorlar mastürbasyonun cismanî zararları hakkında şu görüştedir: Mastürbasyon, hipotalamusun çok depreşmesine ve neticede fazla çalışma ve dengesizleşmelerine sebep olacak cinsel guddelerin aşırı hareketlenmesine neden olur. Cinsel guddelerin, meni kanalının ve idrar kanalının alt ve arka kısmının şişmesi, tenasül adalelerinin gevşemesi; en küçük bir hadiseyle meninin elde olmaksızın çıkması, erken boşalma, yakınlaşma hastalıkları ve akim kalmak gibi yan tesirleri ardından getirir. Aynı şekilde gözün, yüzün ve sinirlerin zayıflaması, bedenin erimeye yüz tutması, baş ağrısı ve dönmesi, çabuk soğuk alma, kan azlığı, dizin gevşemesi, göz etrafının siyah olması, yüzün sararması, duyma bozukluğu ve zayıflığı, yüzde sivilce, uyku bozukluğu ve şiddetli durumlarında acı istemi veya kendine acı vermeyi mastürbasyonun zararlarından saymışlardır.

2- Ruhsal Zararlar

2-1- Hafıza zaafı, hislerin dağınıklığı, düşünsel konsantrede yetersizlik.

2-2- Istırap, içlenme ve duygulanma her zaman mastürbasyon yapan bir ferdi terk etmeyen özelliklerdir. O, sürekli kendisiyle çatışır ve anlaşamaz. Düşünceleri her zaman dağınıktır ve kendinde kuruntu ve kararsızlık hali taşır.

2-3- Bezginlik: Hissiz ve kaygısız olmak, cansız ve şevksiz durmak, gevşeklik ve münzevilik, gam ve hüzün, sanat ve spor dalları ve de manevi meselelere ilgisizlik vb. bezginliğin belirgin alametlerindendir.

2-4- Saldırganlık ve Kötü Ahlaklı Olmak: Mastürbasyon yapan bir şahıs en küçük bir ortam hareketliliğine karşı hassas olur, başkalarıyla konuşmaya tahammül etmez, çabuk alınır, hızlı sinirlenir, fazla ışık, ses ve gelip gitmeye aşırı duyarlılık gösterir.

2-5- Hayata karşı meyus olmak.

2-6- Yaratıcılık ve yeteneklerin yok olması ve kabiliyetlerin bastırılması.

2-7- Tahsil, okuma, bilimsel araştırmalar ve düşünsel faaliyetlere ilgisizlik.

2-8- Heves esiri ve lâkayt olmak ve meşru olmayan cinsel tatmine bağımlılık.

2-9- Duygusuz, sakıngan ve utangaç olmak.

2-10- Gönül huzurunun yok olması ve manevi hususlara, dua meclislerine, cemaatlere vb. yönelik ilgisizlik.

2-11- Günah ve vicdan azabı hissi.

3- Toplumsal Zararlar

Mastürbasyon, aşırılık sonucunda ve tekrar etme durumunda kökleşen toplumdan bir kaçış hissi ortaya çıkarır. İnsan bir köşede münzevi olur ve uzak ve uzun düşüncelere dalar. Şahsi zevklere yönelmek, sosyal ilişkilerin gevşemesine sebep olur ve toplumsal hayatı tehlikeye duçar kılar.[10] Bu zararlar (cismanî, ruhsal ve toplumsal) hakkında da hatırlatmalıyız ki tecrübî bilimler ve beşerî bilgi elde edilen tüm ilerlemelere rağmen, bu tür hususlarla ilgili tüm maslahat ve tahriplerine ve de yarar ve zararlara ulaşabilecek kadar gelişmemiştir. Bazı doktorların açıkladığı şeylerin gerçekte bu amele aşırı alışkanlık halinde muhtemelen ortaya çıkabilecek eserler olacağı söylenebilir. Bu eserleri mastürbasyon ile bağlantılı olarak dile getirmelerinin ama evlilik bağlamında dile getirmemelerinin nedeni ise şu olsa gerek: Mastürbasyon doğa karşıtıdır ve insanın kendi nefsine yönelik kontrol ve hâkimiyet gücünü yitirmesine ve aşırı bir alışkanlığa müptela olmasına neden olur. Ama evlilik doğaya yatkındır ve insanı dengeli kılmaktadır ve de neticede insanın gücü çoğalmakta ve kendi nefsine yönelik kontrol ve hâkimiyeti artmaktadır.  



[1] Tevzihü’l-Mesail- ı Meraci’, c. 2, s. 835.

[2] Mizanu’l-Hikme, h. 18748.

[3] Mizanu’l-Hikme, h. 18749.

[4] Müminûn, 7.

[5] Vesailu’ş-Şia, c. 38, s. 364, aynı şekilde bkn: ibid, c. 14, s. 267.

[6] Vesailu’ş-Şia,

[7] Tefsirü’l-Mizan, Mutaffifin suresi 14. Ayet.

[8] Biharu’l-Envar, c. 73, s. 342.

[9] 1Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de O’nun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır” (Rum suresi 21. Ayet).

[10] Mastürbasyonun zararları hakkında daha fazla bilgi edinmek için bkn: Makaley-ı “Peyamedhay-ı Hod Irzayi Ve Mubareze Ba An”, Dergah-ı Pasohguyi Be Mesail-ı Dinî, Gruh-ı Terbiyeti ba hemkari Dr. Hasan Kuddusî Zade ve Hüccetü’l-İslam Şakirin. Makale-ı 9/12/85.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hangi ayet tevhidin kısımlarını içermektedir? Tevhidin kısımları nelerdir?
    16882 Eski Kelam İlmi 2011/08/14
     Tevhit konusu, Kuranî ve dinî kavramlar içinde en derin ve geniş konulardandır. Çünkü tevhidin çeşitleri ve mertebeleri vardır. Bu yüzden Kuran’da tevhit konusu birçok sure ve ayette genişçe ve derin olarak işlenmiştir. Kuran’ın bu üslup ve tarzı temel kavramlardadır. Bugün bu üslup, Kuran’ın konusal ...
  • Genetik düzeltmenin hükmü ve bu yöntemle dünyaya gelen çocuğun hükmü nedir?
    7251 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/07/11
    Genetik düzeltmeler yapmanın birçok çeşidi söz konusudur bu yüzden tabii olarak hükümleri de farklıdır.Ancak genel olarak söylemek gerekir ki genetik düzeltme karı kocanın (eşlerin) sperm ve yumurtalığı üzerinde yapılır ve maksat dünyaya gelecek çocuğun genler ve kalıtımla geçen hastalıklara karşı bağışıklık kazanması olursa ...
  • Niçin bizim mektepte imamlık makamı babadan oğla irsi olarak geçmektedir?
    8827 Eski Kelam İlmi 2010/10/05
    İmamet makamı masum olmak ve bol ilim gibi vasıflara sahip olan kişiye verilir. Bu vasıflara kimin sahip olduğunu yalnız Allah Teala bilir. Bu yüzden imamlar dünyaya gelmeden önce onların isimleri ve özellikleri Allah tarafından Peygambere bildirilmiştir. Ama imamlık veya peygamberlik makamının gereken liyakati taşıdığı için önceki peygamberin soyunda yer ...
  • Acaba İmam Hüseyin(a.s) bir hadisinde, Arap ve Acem arasında fark koymuş ve Acemleri kınamış mıdır?
    9935 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2010/09/04
    Dile getirdiğiniz rivayet Ebu Ebdillah (a.s)'dandır. Yani İmam Sadık (a.s)'tan, İmam Hüseyin (a.s)'den değildir. Şöyle buyurmuşlardır: “Biz Kureyşteniz ve bizim Şialarımız da Araptırlar, acem değil”. Bu rivayetin zahir anlamı dikkate alındığında Arap, acem ve Kureyş'ten maksat bilinen meşhur ırklardır. Ama bu rivayet senet açısından zayıftır. ...
  • Müslüman kadınlar camiasından ilmi havzalarda içtihat derecesine ulaşanlar var mı?
    10122 تاريخ بزرگان 2010/06/08
    İslam’ın ilime önem vermesi ve ilimi kadın erkek herkese farz kılması sonucu bazı kadınlar ilim öğrenimine iştigal edip sonunda içtihat derecesine ulaşmışlardır.Örneğin, H. K. 1403 yılında vefat etmiş olan Bayan Müçtehit Emin ve şimdi kadınların ilmi havzalarının değerli üstatlarından ...
  • Ailenin duyarsılığından dolayı tutumadığım oruçları kaza etmek zorunda mıyım?
    5608 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/14
    Hz. Ayetullahi’l-uzma Sistaninin (allah yüce gölgesini dahada uaztsın) defteri:Eğer itminanla orucun vacip olmadığına inanarak oruç tutmamışsa (kefaret yoktur ve) kaza yeterlidir.Hz. Ayetullahi’l-uzma Mekarım-i Şirazinin (allah yüce gölgesini dahada uaztsın) defteri:Namaz ve oruçları tedrici bir şekilde kaza ediniz. Kefaretin ile ilgili (niteliği hakkında) tevzihu’l-mesailimizdeki 1301-1402 numaralı meselelerdeki ...
  • Ağzı temizleyen maddelerin içinde genellikle az miktarda alkol bulunur. Bunun hükmü nedir?
    6519 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/06/12
    Sarhoş edici[1] sıvılardan olup olmadığı belli olmayan alkoller temiz hükmündedirler. Onların karıştırıldığı sıvıların alınıp satılması ve kullanılmasının herhangi bir sakıncası yoktur.[2]
  • Ahmet ismi İncil’in neresinde gelmiştir?
    27338 Eski Kelam İlmi 2011/11/12
    Bu konuda dikkat edilmesi gereken önemli nokta şudur: Kur’an, İncil’de İslam Peygamber’inin (s.a.a) müjdeleyici olduğunu söylüyorsa, tahrif edilmiş İncil’i değil, Hz. İsa’nın (a.s) getirdiği incili kastetmektedir. Elbette tahrif edilmiş hali hazırdaki İncil’de de, bu meseleye işaret edilmesi dikkate değer bir konudur.Hz. Mesih (a.s), “Farkilit”ın geleceği müjdesini vermişti. Bu kelime ...
  • el-Muttali ve el-Mulakkan sıfatlar kemaliye mi yoksa veya cemaliye sıfatlardan mıdırlar?
    7183 Eski Kelam İlmi 2012/05/15
    İster Allah’ın lütfunu, ister kahrını vs. yansıtsın bir sıfatın Allah’ta olduğunu ispat eden bütün sübuti sıfatlar kelam ilminde cemal sıfatları diye bilinmekte ve varlık açısından aralarında herhangi bir fark yoktur. Soruda gelen el-Muttali (Telkin edici) ve el-Mulakkan (Bilen)’da bunlardandır. ...
  • Şia imamlarının Son Peygamber Hz. Muhammed dışında diğer peygamberlerden daha faziletli ve üstün oluşunun sebebi nedir?
    17757 Eski Kelam İlmi 2010/10/05
    Bizim dini öğretilerimizde geldiğine göre Hz. Muhammed dışında hiçbir peygamber, peygamberlik vasfı dışında imamlardan üstün değildir.Yine bazı hadislere göre ism-i azam 73 harften ibarettir ki önceki peygamberler bu harflerin hepsine vakıf değildiler. Örneğin Hz. İbrahim'e yalnız sekiz harf verilmiştir ancak İslam Peygamberi Hz. Muhammed (s.a.a)'e 72 harf verilmiştir ...

En Çok Okunanlar