Gelişmiş Arama
Ziyaret
18862
Güncellenme Tarihi: 2010/08/08
Soru Özeti
Mastürbasyonun evlilikten farkı nedir?
Soru
Meninin çıkmasına sebep olan mastürbasyonun bu kadar yıkıcı ruhî ve cismanî eserleri varsa, evlilikte de bu sıvı çıkmaktadır. Öyleyse evlilikte neden cismanî zarar mevcut değildir?
Kısa Cevap

Mastürbasyon insanın ihtiyacını gerçek şekilde gidermez ve sahte bir doyumdur. İnsanın şehvanî ihtiyacı sadece meninin çıkmasıyla giderilmez. Bunun aşk, duygu, yakınlık ve sevgi ile beraber olması gerekir. Bu nedenle bu fiili işleyenler içlerinde eksiklik hissederler. Bu da cismanî ve ruhî hastalıkları peşinden getirebilir. Ama evlilik şehvanî ihtiyacın doğal ve gerçek doyumu olması nedeniyle faydalı eserler ve birçok yararlar taşır. Bu ikisinin birbirine benzediğini ve aralarında mahiyet olarak bir fark olmadığını farz olarak düşünsek bile bu, her ikisinin mahiyet olarak bir olduğuna delil teşkil etmez. Tecrübî bilimler ve beşerî bilgi elde edilen tüm ilerlemelere rağmen, bu hususların tüm maslahat ve tahriplerine ve de yarar ve zararlarına ulaşabilecek kadar gelişmemiştir. İnsanı yaratan ve onun tüm hususiyet ve özelliklerini kâmil olarak bilen Yüce Allah, bu özellikler esasınca zahirde bir başka amel ile hiçbir farkı olmasa da bir ameli helal ve vacip ve diğerini de haram yasak kılmıştır.

Ayrıntılı Cevap

Fıkıh açısından mastürbasyonun günah ve haram olduğu kesindir.[1] Günah da rahat bir şekilde giderilemeyen zararlar taşır. Günah tarafından insana verilen zararlar olmasaydı, söz konusu amel mukaddes İslam şeriatında günah sıfatıyla tanıtılmaz ve haram olmazdı. Ama insan günahın tüm yıkıcı eserlerine yönelik bir zaman diliminde yeterli bilgi taşımayabilir veya eksik bilgisiyle övünebilir ve tüm bilinmeyenlere ulaştığını zannedebilir. Mastürbasyonun günah ve haram oluşu hakkında birçok rivayet vardır: Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurmuştur: Allah, melekleri ve tüm insanların laneti mastürbasyon yapan insanın üzerine olsun.[2] Aynı şekilde İmam Sadık (a.s) bu hususta şöyle buyuruyor: Mastürbasyon yapan kimse için kıyamette acı verici bir azap göz önünde bulundurulmuştur.[3] Hakeza İmam Sadık’tan (a.s) mastürbasyonun hükmü hakkında soru sorduklarında İmam şöyle buyurmaktadır: “(Mastürbasyon) İnsanın kendisiyle evlenmesi gibidir ve eğer böyle bir şeyi yapan birini tanırsam kendisiyle beraber yemek yemem.” Hadisin aktarıcısı, Kur’an’ın neresinde bunun hükmü anlaşılmaktadır diye sorduğunda da İmam şöyle buyurur: “Kim bunun ötesine geçmek isterse, işte onlar haddi aşanlardır”[4] ayetinden. Zinanın günahı mı büyüktür yoksa mastürbasyonun mu diye ravi sorar. İmam da mastürbasyonun büyük bir günah olduğunu buyurur.”[5] [6] Günahın rahat bir şekilde giderilemeyen zararlar taşıması hakkında da bir takım hususlara dikkat edilmelidir: Birincisi, günahlar aza ve organlardan kalbe akar. O halde günah kalp ve yüreği yaralar. Kur’an-ı Kerim şöyle buyuruyor: “Hayır, hayır! Doğrusu onların kazanmakta oldukları kalplerini paslandırmıştır.” Mezkûr ayetin Arapçasında yer alan “Ran” kelimesi pas anlamındadır. Günahın en kötü eseri, kalbi karanlık kılması ve ilim nuru ve teşhis duyusunu ortadan kaldırmasıdır.[7] Hz. Ali (a.s) şöyle buyuruyor: Kalpler için günahtan daha acı verici bir hastalık yoktur.[8] İkincisi, kalp hastalığı en önemli hastalık sayılmaktadır; çünkü insan varlığının hiçbir boyutu, kalp ve yüreğin değer, işlev, duyarlılık ve letafeti kadar değildir. Hasta kalp, kalp katılığı, kalbin sapması, kalbin paslanması, kalbin körelmesi, kalbin mühürlenmesi, kalbin kilitlenmesi ve neticede hepsinden daha önemlisi kalbin ölmesi diye bu hastalık hakkında değişik tabirler kullanırlar. Tabak tersine çevrildiği zaman hiçbir şey ona girmez. Kalp de günah neticesinde ilim ve hakikatin artık kendisinde yer almayacağı bir şekilde ters olur. Evlilik ve mastürbasyon arasında gerçekte hangi farkın olduğu hususunda ise şöyle söylemek gerekir: İnsan vücudunda yer alan güçlerden birisi de doğru şekilde giderilmesi ve temin edilmesi gereken cinsel şehvettir. Bunun doğru yolu şehvanî ihtiyacın doğal ve gerçek doyumu olan evliliktir. Bu yüzden de faydalı eserler ve birçok yararlar taşır. Evlilik huzur ve sükûn için bir vesiledir, kadın ve erkek için sevgi ve şefkat yaratır.[9] Artı, evlilik ile cinsel güdü kontrol altına alındığı ve gencin ıstırap dolu ruhu itidal bulduğu zaman, o hayatın gerçeklerini daha iyi anlamaya başlar. Ama mastürbasyon insan doğasına ters olması nedeniyle, insanın ihtiyacını gerçek bir şekilde bertaraf etmez ve sahte doyumdur; çünkü İnsanın şehvanî ihtiyacı sadece meninin çıkmasıyla giderilmez. Bunun aşk, duygu, yakınlık ve sevgi ile beraber olması gerekir. Bu nedenle bu fiili işleyenler içlerinde eksiklik hissederler. Bu da cismanî ve ruhî hastalıkları peşinden getirebilir. Burada bu ahlak karşıtı amelin bazı zararlarına işaret ediyoruz:

1- Cismanî Zararlar

Bazı doktorlar mastürbasyonun cismanî zararları hakkında şu görüştedir: Mastürbasyon, hipotalamusun çok depreşmesine ve neticede fazla çalışma ve dengesizleşmelerine sebep olacak cinsel guddelerin aşırı hareketlenmesine neden olur. Cinsel guddelerin, meni kanalının ve idrar kanalının alt ve arka kısmının şişmesi, tenasül adalelerinin gevşemesi; en küçük bir hadiseyle meninin elde olmaksızın çıkması, erken boşalma, yakınlaşma hastalıkları ve akim kalmak gibi yan tesirleri ardından getirir. Aynı şekilde gözün, yüzün ve sinirlerin zayıflaması, bedenin erimeye yüz tutması, baş ağrısı ve dönmesi, çabuk soğuk alma, kan azlığı, dizin gevşemesi, göz etrafının siyah olması, yüzün sararması, duyma bozukluğu ve zayıflığı, yüzde sivilce, uyku bozukluğu ve şiddetli durumlarında acı istemi veya kendine acı vermeyi mastürbasyonun zararlarından saymışlardır.

2- Ruhsal Zararlar

2-1- Hafıza zaafı, hislerin dağınıklığı, düşünsel konsantrede yetersizlik.

2-2- Istırap, içlenme ve duygulanma her zaman mastürbasyon yapan bir ferdi terk etmeyen özelliklerdir. O, sürekli kendisiyle çatışır ve anlaşamaz. Düşünceleri her zaman dağınıktır ve kendinde kuruntu ve kararsızlık hali taşır.

2-3- Bezginlik: Hissiz ve kaygısız olmak, cansız ve şevksiz durmak, gevşeklik ve münzevilik, gam ve hüzün, sanat ve spor dalları ve de manevi meselelere ilgisizlik vb. bezginliğin belirgin alametlerindendir.

2-4- Saldırganlık ve Kötü Ahlaklı Olmak: Mastürbasyon yapan bir şahıs en küçük bir ortam hareketliliğine karşı hassas olur, başkalarıyla konuşmaya tahammül etmez, çabuk alınır, hızlı sinirlenir, fazla ışık, ses ve gelip gitmeye aşırı duyarlılık gösterir.

2-5- Hayata karşı meyus olmak.

2-6- Yaratıcılık ve yeteneklerin yok olması ve kabiliyetlerin bastırılması.

2-7- Tahsil, okuma, bilimsel araştırmalar ve düşünsel faaliyetlere ilgisizlik.

2-8- Heves esiri ve lâkayt olmak ve meşru olmayan cinsel tatmine bağımlılık.

2-9- Duygusuz, sakıngan ve utangaç olmak.

2-10- Gönül huzurunun yok olması ve manevi hususlara, dua meclislerine, cemaatlere vb. yönelik ilgisizlik.

2-11- Günah ve vicdan azabı hissi.

3- Toplumsal Zararlar

Mastürbasyon, aşırılık sonucunda ve tekrar etme durumunda kökleşen toplumdan bir kaçış hissi ortaya çıkarır. İnsan bir köşede münzevi olur ve uzak ve uzun düşüncelere dalar. Şahsi zevklere yönelmek, sosyal ilişkilerin gevşemesine sebep olur ve toplumsal hayatı tehlikeye duçar kılar.[10] Bu zararlar (cismanî, ruhsal ve toplumsal) hakkında da hatırlatmalıyız ki tecrübî bilimler ve beşerî bilgi elde edilen tüm ilerlemelere rağmen, bu tür hususlarla ilgili tüm maslahat ve tahriplerine ve de yarar ve zararlara ulaşabilecek kadar gelişmemiştir. Bazı doktorların açıkladığı şeylerin gerçekte bu amele aşırı alışkanlık halinde muhtemelen ortaya çıkabilecek eserler olacağı söylenebilir. Bu eserleri mastürbasyon ile bağlantılı olarak dile getirmelerinin ama evlilik bağlamında dile getirmemelerinin nedeni ise şu olsa gerek: Mastürbasyon doğa karşıtıdır ve insanın kendi nefsine yönelik kontrol ve hâkimiyet gücünü yitirmesine ve aşırı bir alışkanlığa müptela olmasına neden olur. Ama evlilik doğaya yatkındır ve insanı dengeli kılmaktadır ve de neticede insanın gücü çoğalmakta ve kendi nefsine yönelik kontrol ve hâkimiyeti artmaktadır.  



[1] Tevzihü’l-Mesail- ı Meraci’, c. 2, s. 835.

[2] Mizanu’l-Hikme, h. 18748.

[3] Mizanu’l-Hikme, h. 18749.

[4] Müminûn, 7.

[5] Vesailu’ş-Şia, c. 38, s. 364, aynı şekilde bkn: ibid, c. 14, s. 267.

[6] Vesailu’ş-Şia,

[7] Tefsirü’l-Mizan, Mutaffifin suresi 14. Ayet.

[8] Biharu’l-Envar, c. 73, s. 342.

[9] 1Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de O’nun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır” (Rum suresi 21. Ayet).

[10] Mastürbasyonun zararları hakkında daha fazla bilgi edinmek için bkn: Makaley-ı “Peyamedhay-ı Hod Irzayi Ve Mubareze Ba An”, Dergah-ı Pasohguyi Be Mesail-ı Dinî, Gruh-ı Terbiyeti ba hemkari Dr. Hasan Kuddusî Zade ve Hüccetü’l-İslam Şakirin. Makale-ı 9/12/85.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Kıbleyi nasıl bulabiliriz?
    6507 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/23
    Kıbleyi bulmak için bir takım yollar vardır ve onlardan bazıları şunlardır: 1. Hissel göstergelerden yola çıkarak tanıklık eden iki adil tanığın tanıklığı.2. Bilimsel kaidelerle (gökbilim vb.) kıbleyi bilen ve güvenilir olan bir şahsın belirtmesi.3. Müslümanların ...
  • İslam dininde hatemiyetin hakikati nedir ve Sayın Suruş’un görüşünün eleştirileri nelerdir?
    10652 Yeni Kelam İlmi 2010/06/02
    Birkaç noktaya dikkat etmek faydalı olabilir:1. Peygamberliğin son bulması ve buna tabi olarak İslam dinin son din olması, Ahzab Suresinin 40. ayetinde belirtilmiştir ve bu ayet mana itibariyle, İslam dininin son din olması vesilesiyle peygamberlikte sona ermiş ve artık peygamberin gelmesi mümkün değildir.2. Bir açıdan hatemiyetin sırrı şunlara ...
  • Şüphesine itina etmemesi gereken kesirü’ş-şekk, şüphelerinin hiç birisine mi itina etmemelidir?
    7336 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/02/15
    ‘Kesirü’ş-Şekk’in (Çok Şüphe Edenin) şüphesi yoktur.’ kaidesine göre çok şüphe eden kimse şüphesine itina etmemelidir. Fakihlerin çoğuna göre bu kaide sadece namaza özgü olmayıp, abdest, gusül ve teyemmüm gibi namazın mukeddamatını da kapsarken hac, muameleler, itikatlar gibi terkipli ibadetleri de içine almaktadır. Bu görüşte olanlar ‘Kesirü’ş-Şekkin şüphesi ...
  • Kameri yıl kaç gündür? Bir kamerin yılın başka kameri yıllarla farkı var mı? Varsa ne yapmak gerekir?
    38176 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/08/14
    Kameri ayların günleri birbirleriyle aynı olup, tam olarak 29 gün, 12 saat, 44 dakika 3 saniye veya 29/53059028 gündür. Bütün hicri kameri yılların günlerinin sayısı eşit olup tam olarak 12 ay yani 354/3670834 gündür. Ancak astronomlar her ayı sahih yani kesirsiz olarak hesaplamak zorunda olduklarından ...
  • İranlılar, Ömer’in eliyle mi Müslüman olmuştur?
    17033 تاريخ بزرگان 2012/01/18
    Eğer tüm İranlıların Ömer’in hâkimiyeti döneminde Müslüman oluşu kastediliyorsa, bu ihtimal kabul edilir değildir; zira İran Arap ve Müslümanlar tarafından fethedilmeden önce bir grup İranlı diğer ülkelerde bulunuyordu ve onlar İslam’ın doğuşunun ilk yıllarında Müslüman olmuştu. Ama Ömer’in hâkimiyeti döneminde İslam’ın İran’a girmesi ve Müslümanların davranışları nedeniyle bazı İranlıların ...
  • Aristo mantığı ile diyalektik arasındaki farkı nedir?
    15506 İslam Felsefesi 2011/03/02
    Mantık bir kanunlar manzumesidir ve bu kanunlara riayet etmek düşüncede hataya düşmemizi engeller. Mantık eski ve yeni mantık diye iki kısma ayrılır. Eski mantık, bize nasıl doğru bir kıyas ve istidlal üreteceğimizi öğreten Aristo mantığıdır; başka bir ifadeyle Aristo mantığı istidlalin şekil ve kalıbına ek olarak, ...
  • Abdullah’ın Abdulmüttalip tarafından kurban olarak adanması akıl ve mantıkla çelişmez mi?
    5348 تاريخ بزرگان 2019/11/24
    Tarihi nakiller göz önüne alındığında önceki dinlerde ve ümmetlerde adak ve kurban ritüellerinin farklı ve çeşitli şekillerde gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır. Bunlardan biride insanın kurban edilmesiydi. İslam dini bunu kaldırarak sadece hayvan kurban edilmesine izin verdi.Aklın, fıtratın ve mantığın kabul ettiği desturları yerine getirmek gerçek imanın ...
  • Bir şirket, ürünlerini yabancı bir marka adı altında daha fazla değere satarsa bunun hükmü nedir?
    5794 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/15
    Taklit merciilerinin bürolarından alınan cevaplar şöyledir:Ayetullah el-Uzma Hamanei: İç ürün mü yoksa dış ürün mü olduğu müşteri tarafından ayırt edilebiliyorsa böyle bir üretime sahte ve kandırmacadır denilemez. Ama gerçeğin aksi bir şey söylenirse bu yalan olur ve haramdır. Ve eğer ...
  • Niçin Hz. Âdem’in (a.s) hatası yüzünden yer küresinde kalmaya mecbur olup sonuçta günaha bulaşıp cezalandırılmalıyız?
    15095 Eski Kelam İlmi 2010/06/02
    Hz. Âdem başta olmak üzere bütün Enbiyalar (a.s) her çeşit günah ve hatalardan masum ve beridirler. Hz. Âdemin yaptığı şey ise irşad-i bir emre muhalefetti. Dolaysıyla yapılan bu muhalefete günah denilmez. Aslında insanın ve Hz. Âdemin yeryüzüne gelişi ilahi bir takdir olup ...
  • Kıyamet esnasında berzahtakiler de vuku bulan olayları tecrübe edecek mi? Onlar bu esnada hangi durumda olacaktır?
    11742 Eski Kelam İlmi 2011/10/22
    Evrende iki kere sura üfleneceği Kur’an’ın kesin buyruklarındandır. Birinci üfleme, dünya ömrünün tamamlandığı ve bu vesileyle yeryüzündeki canlı tüm varlıkların ortadan kalkacağı zamandır. Hayat üflemesi olarak meşhur olan sonraki üflemede ise tüm insanlar dirilecektir. Her iki üfleme de ansızın vuku bulacaktır. İki üfleme arasındaki süre de belli ...

En Çok Okunanlar