Gelişmiş Arama
Ziyaret
9579
Güncellenme Tarihi: 2011/09/21
Soru Özeti
Eğer Ayşe müminlerin annesiyse ve Kur’an onun temiz olduğunu ilan etmişse, Cemel savaşında İmam Ali’yle (a.s) nasıl savaştı?
Soru
Eğer Ayşe müminlerin annesiyse ve Kur’an onun temiz olduğunu ilan etmişse, Cemel savaşında İmam Ali’yle (a.s) nasıl savaştı? İmam Ali (a.s) mi yoksa Allah mı hata yapmıştır?!
Kısa Cevap

Sorudaki temizlikten kastedilen temizlik, tathir ayetinin içeriği olan tüm yönleriyle ve mutlak temizlikse, tathir ayeti sadece aziz Peygamber (s.a.a), İmam Ali (a.s), Fatıma (a.s), İmam Hasan (a.s) ve İmam Hüseyin ile ilgilidir ve Peygamberin eşlerini kapsamamaktadır. Ama iffet ile çelişen bir ameli yapma ithamından (ifk hadisesi) temizlenmek ise, bu söz konusu şahsın siyasal ve toplumsal aktivitelerde hata ve yanlış yapmadığı anlamına gelmez. Kur’an Peygamberin bazı eşlerini kendisine muhalefet yapmaları ve onun sırlarını ifşa etmeleri nedeniyle ikaz etmiş ve boşanmayla tehdit etmiştir.

Ayrıntılı Cevap

Bu soruya cevap verirken birkaç noktayı açıklamak gerekmektedir:

1. Peygamberin eşlerinin müminlerin annesinin olmasının manası: Ahzab suresinin altıncı ayetinde Yüce Allah müminlere şöyle hitap etmektedir: “Peygamber, müminlere kendi canlarından daha önce gelir. Onun eşleri de müminlerin analarıdır.” Bu ayet Peygamberin eşleriyle evlenmenin haram olduğunu beyan etmektedir. Bir başka Kur’an ayetinde de Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: “Allah’ın Resulüne rahatsızlık vermeniz ve kendisinden sonra hanımlarını nikâhlamanız ebediyen söz konusu olamaz. Çünkü bu, Allah katında büyük bir günahtır.”[1] Bu ayet bundan fazla bir şeye delalet etmemektedir.[2]

2. Kur’an’da Peygamberin (s.a.a) eşlerinin temiz olduklarının ilanı: Sorudaki temizlikten kastedilen temizlik, tathir ayetinin içeriği olan tüm yönleriyle ve mutlak temizlikse, tathir ayetinin sadece aziz Peygamber (s.a.a), İmam Ali (a.s), Fatıma (a.s), İmam Hasan (a.s) ve İmam Hüseyin ile ilgili olduğunu ve Peygamberin eşlerini kapsamadığını belirtmeliyiz. Bu hususta daha fazla bilgi edinmek için şu adrese müracaat ediniz:

İndeks: Tathir Ayeti, Soru: 1504 (Site: 1557).

Kur’an’ın iffet ile çelişen bir ameli yapma ithamından (ifk hadisesi) Peygamberin eşlerinin temiz olduğuna tanıklık etmesi şu şekilde gerçekleşmiştir: Hz. Peygamberin savaşlarının birinde onun eşlerinden biri (Ehli Sünnetin bazı rivayetlerine göre Ayşe ve diğer bazı rivayetlerine göre de Mariya Kıbtiye)[3] de bulunmaktaydı. Bir takım nedenlerden dolayı Hz. Peygamberin eşi dönmekte olan kafileden uzak kalır. Medine münafıkları bu konudan haberdar olunca, Hz. Peygamberin haysiyetini zedelemek için kendisinin eşine iffet karşıtı bir amelde bulunma iftirasını attılar. Yüce Allah Hz. Peygamberi savunmak için bu iftirayı reddetmiş ve Hz. Peygamberin eşinin bu iftiradan arı olduğunu vurgulamıştır.[4] Bu ayette söz konusu kadının ve Hz. Peygamberin diğer eşlerinin iffet karşıtı meselelerden arı oldukları açıklanmıştır. Kur’an’ın bu açık vurgusu sadece Hz. Peygamberin eşlerinin temiz ve arı olduklarını savunmamakta, yanı sıra aziz Peygamberin (s.a.a) haysiyetini ve nübüvveti de savunmaktadır; zira böyle bir haksız iftira peygamberlik konusunda bir engeldir. Ama Kur’an’ın bu açıklaması, Hz. Peygamberin eşlerinin her türlü hata, yanlış ve unutmadan korunduğu (masumların korunması gibi) anlamına gelmez. Çünkü Kur’an hata işlemiş ve Hz. Peygamberin bazı sırlarını ifşa eden kendisinin iki eşinden tövbe etmelerini istemiş ve şöyle buyurmuştur: “(Ey peygamber’in eşleri!) Eğer siz ikiniz Allah’a tövbe ederseniz, ne iyi. Çünkü kalpleriniz kaydı. Eğer Peygamber’e karşı birbirinize arka çıkarsanız bilin ki Allah onun yardımcısıdır, Cebrail de, salih müminler de. Bunlardan sonra melekler de ona arka çıkarlar. Eğer o sizi boşarsa, Rabbi ona, sizden daha hayırlı, Müslüman, inanan, sebatla itaat eden, tövbe eden, ibadet eden, oruç tutan, dul ve bakire eşler verebilir.”[5] Şia ve Ehli Sünnetin tefsirlerinin tümüne göre bu iki kadın (sırasıyla sırrı söyleyen ve duyan) Hafsa ve Ayşe idi.[6] Bu ayetlerde bu iki kadının Hz. Peygamberin (s.a.a) isteğine muhalefet etmesi ve onların Peygamber tarafından boşanabileceğine yönelik Allah’ın tehdidinden açık olarak söz edilmektedir. Peygambere muhalefet ederek büyük bir hataya duçar olmaları göz önünde bulundurulduğunda, onun vefat etmesinden sonra bu hataların onlar tarafından yapılma olasılığı yok mudur? Bunların imamet ve velayete karşı muhalefetleri nübüvvete muhalefet etmelerinden daha mı acayiptir? Tüm İslam mezhepleri, Osman’ın öldürülmesinden sonra kesinlikle İmam Ali’nin (a.s) Allah Resulü’nün dördüncü halifesi olduğu ve ona itaat etmenin herkes için farz olduğu noktasında hemfikirdir. O halde İmam Ali’ye karşı ayaklanmak, kesinlikle Peygambere (s.a.a) karşı ayaklanmak sayılmaktadır. Buna ek olarak Kur’an’da Peygamberin (s.a.a) eşlerinden evlerinde oturmaları ve takvalı olmaları istenmiştir.[7] Müslümanların önderine karşı yapılan açık bir savaş ve ayaklanmaya katılmak Kur’an’ın bu ayetine uymakta mıdır yoksa karşı gelmek midir?!

Cemel savaşının nedenlerini şu adresten öğrenebilirsiniz:

Soru: 158 (Site: 1250).



[1] Ahzab, 53.

[2] Ehli Sünnetin birçok tefsiri, Peygamber eşlerinin müminlerin annesi olmasının onlarla evliliğin haram olduğu ve onlara büyük saygı duyma anlamına geldiğini belirtmiştir. Bkz: Cesas, Ahmed b. Ali, Ahkamu’l-Kur’an, c. 5, s. 225, Daru’l-İhya, Beyrut, 1405; Beyzavi, Abdullah b. Amr, Envaru’l-Tenzil Ve Esraruru’t-Tevil, c. 4, s. 225, Daru’l-İhyai’t-Turas, Beyrut, 1405; Endülüsi, Ebu Hayan, El-Behru’l-Muhit Fi’t-Tefsir, c. 8, s. 454, Daru’l-Fikir, Beyrut, 1404.

[3] Tefsir-i Kumi, c. 2, s. 99.

[4] Nur, 11.

[5] Tahrim, 4 ve 5.

[6] Tabatabai, Muhammed Hüseyin, Tercüme-i el-Mizan, c. 19, s. 555, Camia-i Müderrisin-i Havza-i İlmiye-i Kum, Kum, 1374 ş; Fethu’l-Kadir, c. 5, s. 298; Envaru’t-Tenzil, c. 5, s. 224; el-Bahru’l-Muhit Fi’t-Tefsir, c. 10, s. 210.

[7] Ahzab, 33.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Cenabet guslü alması gereken biri namaz kılabilmek için guslün yanı sıra abdestte alması gerekir mi?
    26159 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/08/11
    Cenabet guslü yerine getirmiş olan kimse normal şartlarda abdesti bozan bir durumla karşılaşmadığı takdirde (tuvalete çıkma, yellenme gibi…)aldığı cenabet guslü ile namaz kılabilir ve namaz için abdest almaması gerekir. Eğer abdesti bozan bir durumla karşılaşmadığı halde gusülden sonra namaz için abdest alırsa haram olan(yapmaması gereken ) bir ...
  • İmam niçin masum olmalıdır ve imamın masum olduğu nasıl belirlenmelidir?
    13092 Eski Kelam İlmi 2008/06/18
    Şia, Ehl-i Sünnet’in aksine, imamın, da masumiyet konusunda peygamberler (s.a.a.) gibi olduğuna inanmaktadır. Bu yüzden İslam Peygamberi ve diğer ilahi peygamberlerin de masum oldukları gibi, imam da hata ve yanlıştan masum olmalıdır.Ama Ehl-i Sünnet, peygamberden sonraki halifeliği, ilahi değil, toplumsal bir makam olarak görmektedirler onlara göre bu makam halk ...
  • Rehberliğin görüşüne göre “bilerek” namazı bozmanın hükmü nedir?
    30111 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    İradi olarak farz namazı bozmak ve kesmek haramdır ama bir kefareti yoktur. Eğer insan namazını doğru kılıp kılmadığına dair şüphe ederse şüphesine itina etmemeli, namazını doğru kıldığına hükmetmeli ve namazı bozmamalıdır. Ama namazını bozarsa bunun bir kefareti yoktur. Elbette farz namazı iradi olarak bozmak haramdır ama ...
  • Eğer namaz kılan bir insan namaz esnasında mescidin necis olduğunu veya olacağını anlarsa ne yapmalıdır?
    6070 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/09/12
    Tevzihü’l-Mesail’de şöyle belirtilmiştir: “Eğer namaz kılan şahıs namaz esnasında mescidin necis olduğunu anlarsa ve namaz vakti dar ise namazın tümünü kılmalıdır. Eğer vakti varsa ve mescidi temizlemek namazı bozmaya neden olmazsa namaz esnasında temizlemeli ve sonra namaz kılmalıdır. Lakin bu namazı bozacaksa, namazı bozmalı, mescidi temizlemeli ve sonra namaz ...
  • Ümmü'l Mü'minin deyimi nasıl ortaya çıktı?
    11752 Tefsir 2009/06/16
    Ümmü'l Mü'minin deyimi ilk olarak Peygamber (s.a.a)'in zamanında Ahzap suresinin 6. ayetinin nazil olmasıyla deyimleşti. Ayet, Peygamber (s.a.a)'in eşlerinin mü'minlere göre durumunu ortaya ...
  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    7032 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Eğer Ayşe müminlerin annesiyse ve Kur’an onun temiz olduğunu ilan etmişse, Cemel savaşında İmam Ali’yle (a.s) nasıl savaştı?
    9578 Eski Kelam İlmi 2011/09/21
    Sorudaki temizlikten kastedilen temizlik, tathir ayetinin içeriği olan tüm yönleriyle ve mutlak temizlikse, tathir ayeti sadece aziz Peygamber (s.a.a), İmam Ali (a.s), Fatıma (a.s), İmam Hasan (a.s) ve İmam Hüseyin ile ilgilidir ve Peygamberin eşlerini kapsamamaktadır. Ama iffet ile çelişen bir ameli yapma ithamından (ifk hadisesi) temizlenmek ise, bu ...
  • Gusül alırken bedenin mutlaka yıkanması gereken yerleri neresidir?
    9969 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/01/17
    Guslün doğru olmasının şartlarından biri suyun bedenin görünen dış yüzünün tümüne ulaşmasıdır. Nitekim Tevzih-ul Mesail’de şöyle yazar: ‘Gusül alırken bedende iğne ucu kadarda yıkanmayan yer kalırsa gusül batıldır. Ama kulak ve burun içi gibi görünmeyen yerlerini yıkamak farz değildir.’
  • Hz. Meryem’in makamının yükselmesine neden olan şey nedir?
    15584 Tefsir 2012/06/26
    Kur’an ve hadislerden anlaşılan şu ki; İmran’ın kızı Meryem, mali bakımından iaşesini idare edebilecek bir güce sahip değil ve böyle fakir bir ailede (zira o doğmadan önce babası vefat etmişti) dünyaya gelmiştir. Bu neden dolayı onun sorumluluğunu Hz. Zekeriya (Meryem’in teyzesinin kocası) üstlenmişti. Bu değerli ...
  • Aceleyi gidermek için ne yapılmalıdır?
    6741 Teorik Ahlak 2012/05/03
    Acele, dinsel öğretilerin men ettiği hususlardandır. Bu, işleri yapmada erken girişimde bulunmak anlamına gelir. Acele etmek hız ve işleri zamanında yapmak ile fark eder. Hız, öncüllerin ve gerekli şartların hazır olmasından sonra insanın fırsatı elden vermemesi ve işi yapmak için girişimde bulunmasıdır. Acelenin karşısında ise soğukkanlılık ve ...

En Çok Okunanlar