Gelişmiş Arama
Ziyaret
6791
Güncellenme Tarihi: 2011/07/12
Soru Özeti
Size göre inkârcıların İslam dini ve diğer dinlere karşı tavır almasının nedenleri ne olabilir?
Soru
İnkârcıların, İslam dinine karsı veya dinlere karsı olmalarının sebepleri ne olabilir sizce hocam? Neden sizce Allah’ı (cc) inkâr edebilirler? Bunun delilleri veya nedenleri sizce nedir ve neden olur veya neyden kaynaklanabilir?
Kısa Cevap

İnkârcılar dinler ve özellikle de İslam karşısında tavır almaları değişik siyasal, toplumsal, ekonomik ve kültürel nedenler taşıyabilir. Bu dört neden hakkında bilgilenmek için lütfen ayrıntılı cevaba müracaat ediniz.

Ayrıntılı Cevap

İnkârcıların dinler ve özellikle İslam aleyhine olan tavrı yerinde incelenmesi gereken değişik siyasal, toplumsal, ekonomik ve kültürel nedenler taşımaktadır. Ama detaylı bir şekilde bu nedenleri ayrı ayrı olarak tahlil etmeden önce iki noktayı hatırlatmamız önemlidir. Birincisi, İnkârcılar ve dindarların birbiri aleyhine tavır almaları yeni bir mesele değildir ve değişik şekil ve tarzlarla insanlık tarihinde bu her iki kesim tarafından olağan karşılanmıştır. Bu yüzden bu tavır almanın sadece İnkârcılar tarafından olmadığına dikkat edilmelidir. Lakin bugün teknoloji, medya ve militarizmin yıkıcı gücünü elinde bulundurmaları nedeniyle İnkârcıların sesinin daha yüksek çıktığı hissedilmektedir. Diğer bir nokta da şudur: Bütün durumlarda bu tür tavırların din ve İslam hakikati karşıtlığından kaynaklandığı düşünülmemelidir, bilakis bu tavırların dindarların dini yanlış algılamaları veya dini yanlış tebliğ etmeleri karşısında meydana gelmiş olması da muhtemeldir. Aşağıda ilahi en kâmil ve ergin din sıfatıyla İslam’ı göz önünde bulundurarak bu meselenin dört nedenine değineceğiz.

A) Siyasal Nedenler:

Tarih boyunca ve Hıristiyanlığın ortaçağında din iddiası güden bazı devletlerin Hıristiyanlık dünyasındaki acı tecrübesi, halifeler dönemi, Safaviler, Talibanizm, İslam dünyasındaki İslam devletleri ve Yahudi dünyasındaki Siyonist rejim ve yanı sıra dinler içindeki mezhepsel ve fırkasal çatışma ve savaşlar, dini en azından kamu alanında (siyaset ve toplum) işlevsiz göstermek ve hatta bazen bu işlevsizliği özel alana da sirayet ettirerek esasen dinleri şiddet ve kan akıtma etkeni olarak tanıtmak için İnkârcıların eline bahane vermiştir. Özellikle İslam bağlamında ifade etmek gerekirse sapık ve İslam’a müntesip siyasî grupların işbaşına gelmesi ve Taliban ve el-Kaide gibi selefi hareketler ve özellikle doğru veya yanlış olarak el-Kaide’ye isnat edilen 11 Eylül hadisesi, İslam karşıtlığının artması ve İslam aleyhine medya ve propaganda eksenli saldırıların gerçekleşmesinde önemli bir rol oynamıştır.

B) Toplumsal Nedenler:

Kent toplumlarının ve modern yaşamın yaygınlık kazanması, Kur’an ve İslamî hadislerde betimlenen gerçek cennet karşısında yer edinen yeni bir toplumsal yaşam meydana getirmiş ve bu konu da İslam ve modernitenin karşı karşıya gelmesine neden olmuştur. Müslüman aydınların İslam ve moderniteyi barıştırmak için gösterdikleri düşünsel tüm çabalara rağmen bu karşıtlık henüz sürmektedir. Müslüman aydınların bu karşıtlığı gidermede başarısız olmaları, onların genellikle modernite perspektif ve çerçevesinden İslam’a bakmalarından kaynaklanmaktadır. Şöyle ki; onlar ilkönce modernitenin hakkaniyetini kabul etmekte ve sonra İslam öğretilerini modernite değerlerine uyarlamaya çalışmaktadırlar. Bu akim çaba neticede bu aydınların revizyona gitmeleri ve İslam’dan ayrılmalarıyla sonuçlanmaktadır. Yanı sıra hem görünüşte İslam’ı korumaya ve hem de yorgun ve cansız bedenlerine modernitenin ruhunu yerleştirmeğe matuf İslam toplumundaki mevcut davranış bozuklukları, ilerici İslam dininin mürteci olduğunu ve an azından bugünkü toplumun işine yaramayacağını ifade eden yanlış görüşü takviye etmiştir. Bu yanlış bakış kavram kargaşasından kaynaklanmaktadır; öyle ki modernite değerlerine yöneltilen her eleştiri ve soru irtica ve geri kalmışlık ile yaftalanmaya neden olmaktadır.

C) Ekonomik Nedenler:

İslam ülkelerinde kapitalist ekonominin kabul edilmesi, Müslümanların inançlarını zayıflatmak için yeni sömürgeciliğe kapı aralamıştır. Hatta bu ülkelerdeki azim bir sermaye olan petrol ilerlemeye neden olmamakla birlikte, Müslüman toplumlarda tüketim kültürünü ve tüketim mihverli ekonomiyi yaygınlaştırmak suretiyle Müslümanların ekonomik olarak aşırı derecede Batı devletlerine bağımlı olmasını beraberinde getirmiştir. Batı eşyaları ve teknolojisi Müslümanların hoşuna gidince kendileri tedricen bu tür ekonominin Müslüman olmayla uyuşmadığı neticesini almışlardır. Bu yüzden ya bu tür ekonomiyi terk edip üretim eksenli ekonomiye geçmekte ya da zahmete katlanmayıp İslam’dan el çekerek Batı hegemonyasını tamamen kabul etmektedirler.

D) Kültürel Nedenler:

Bu hususta değişik kültürel nedenler belirtilebilir. Bunlardan bir tanesi, bazı din âlimleri tarafından dinin sathî anlaşılması ve neticede dinin sathî ve dogmatik bir şekilde savunulmasıdır. Dinî savunma iddiası güdenlerin İslam öğretilerine olan yabancılıkları ve hatta düşmanlıkları, bu gibi fertlerin konumunu İslam’ın tek resmi temsilcileri sıfatıyla yüksek göstererek Batının medya imparatorluğuna İslam ve İslam kültürü hakkında haşin, gayriinsanî, hurafeye dayalı ve makul olmayan bir portre çizmesine imkân vermiştir.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Cemaat namazında saf nasıl tutulur? Hareket etmek namazı batıl eder mi?
    12279 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/03/07
    Karşılaştığınız olay (cemaat namazında saf oluşturmak) fıkıh kitaplarındaşöyle anlatılır:  1- Me’mum imamdan önde olmamalıdır.[1]2- Me’mum bir erkek ise imamın ...
  • Beyin ölümünden sonra organ bağışı hakkında taklit mercilerinin görüşünün ne olduğunu öğrenmek istiyorum.
    5981 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/12
    Aşağıdaki cevaplar taklit mercilerinin bürolarından alınmıştır: Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (Ömrü uzun olsun) Bürosu:Eğer diğer hastaları tedavi etmek için söz konusu hastaların beden organlarından istifade etmek kendilerinin ölümlerini çabuklaştırır ve hayatlarının noktalanmasına neden olursa, caiz değildir. Bu ...
  • Allah bir işi yapamayacak kadar güçsüz müdür ve bir başkasının O’nun işini yapması gerekir mi?
    7555 Eski Kelam İlmi 2012/06/23
    Bu soruda dile getirilen iddia ve varsayım şudur: Her nerede Allah’ın zatı bir işi yapmaya güç yetirebiliyorsa O’nun kendisi bu işi yapar ve eğer buna güç yetiremezse sebeplerden istifade eder. Allah’ın her işe güç yetirebildiğini bildiğimizden dolayı O’nun fillinin nedenler kanalıyla gerçekleşmesi muhaldir ve her kim bir ...
  • Öldürmenin çeşitlerini ayrıntılarıyla anlatınız.
    6619 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/03/03
    Öldürme, çeşitli yönlerden kısımlara ayrılabilir. Aşağıda kısaca onlara değiniyoruz:1- Haklı ve haksız olarak öldürme.2- Öldürmenin ne zaman yapıldığı3- Öldürmenin idamla, silahla veya sopayla olması, yine taşlanmak ve diğer şekillerde cezaları yönünden gerçekleşmesi. 4- Öldürmenin kasıtlı, kasıtlıya ...
  • İnsanın üstünlüğünü tehdit eden amiller nelerdir?
    7493 Pratik Ahlak 2012/01/23
    Kur’an-ı Kerim’in bakışında gerçekte insanın insanî makam ve üstünlükten düşmesine neden olan ahlakî düşüş, değişik etkenlere bağlıdır: Bir grup Kur’an ayeti, insanların gaflet, akıl ve düşünceyi kullanmama ve bunların gerekleriyle amel etmeme nedeniyle insanî üstünlüklerini yitirdiğini beyan etmektedir. Başka Kur’an ayetleri ise nefis hevesi ve dünya sevgisini ...
  • Kur’an’da Hz. Muhammed’in (s.a.a) adı kaç defa zikredilmiştir?
    17590 Kur’anî İlimler 2011/05/21
    Yüce İslam Peygamberi Hz. Muhammed’in (s.a.a) adı Kur’an’da dört defa gelmiş ve aşağıdaki surelerde zikredilmiştir:1. Ali İmran, 144. Ayet: “Muhammed, ancak bir peygamberdir. Ondan önce de peygamberler gelip geçmiştir. Şimdi o ölür veya öldürülürse gerisin geriye (eski dininize) mi döneceksiniz? Kim gerisin geriye dönerse, Allah’a hiçbir zarar ...
  • Hazreti Muhsin Kimdir ve nasıl şehit edildi, onun katili kimdir?
    33885 تاريخ بزرگان 2012/09/20
    Şia ve ehlisünnetin rivayet ve tarihi kaynaklara göre hazreti Muhsin (a.s.) Hz. Ali ve hazreti Fatma’nın çocuklarındandır. Ömer veya Kunfüz hazreti Fatma’yı (a.s.) duvar ile kapı arasına sıkıştırdı ve onun bu işi o kadar şiddetli ve baskısı o denli bastırıcı idi ki o hazretin kaburgalarının kırılmasına ve ...
  • Şüphesine itina etmemesi gereken kesirü’ş-şekk, şüphelerinin hiç birisine mi itina etmemelidir?
    7487 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/02/15
    ‘Kesirü’ş-Şekk’in (Çok Şüphe Edenin) şüphesi yoktur.’ kaidesine göre çok şüphe eden kimse şüphesine itina etmemelidir. Fakihlerin çoğuna göre bu kaide sadece namaza özgü olmayıp, abdest, gusül ve teyemmüm gibi namazın mukeddamatını da kapsarken hac, muameleler, itikatlar gibi terkipli ibadetleri de içine almaktadır. Bu görüşte olanlar ‘Kesirü’ş-Şekkin şüphesi ...
  • Bidat ve onun İslam’daki ölçüsü nedir?
    9155 Eski Kelam İlmi 2010/11/08
    “Bidat” sözlükte yeni ve geçmişi olmayan iş manasındadır. Istılahta ise “dinde olmayan bir şeyi dine sokmak” anlamındadır; yani din ve şeraitin bir cüzü olmayan ve de hiçbir İslam kanun ve buyruklarıyla uyuşmayan bir şeyi dine isnat etmektir. Bu yüzden İslam’ın tümel buyruklarını yeni ve modern hususlara ...
  • Peygamberden (s.a.a) gelen kırk hadis ezberleme hakkındaki rivayetler sahih midir? Bu kırk hadisin ölçütlerini söyleyiniz.
    12558 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/02/15
    Şii[1] ve bazı sünni[2] kaynaklarda çeşitli ibarelerle İslam Peygamberinden (s.a.a) ‘Erbain’ diye meşhur olan hadiste, kırk hadis ezberlemeye önemle tavsiye edilmiştir. Örneğin: ‘Ümmetimdem kim, halkın ihtiyaç duyduğu hadislerimden kırkını ezberlerse Allah ...

En Çok Okunanlar