Gelişmiş Arama
Ziyaret
19047
Güncellenme Tarihi: 2011/04/11
Soru Özeti
Yaşayan anne ve babaya yönelik yapılan hayırlar doğru mudur?
Soru
Kendileri diri olmasa ve yaşamasalar bile her iyi ve güzel (hayır) ameli anne ve babama yönelik yerine getirebilir miyim?
Kısa Cevap

Her insan iyi işler yapıp sevabını başkalarına ve bu cümleden olmak üzere anne ve babasına bağışlayabilir. Böyle bir durumda bu hayırlı amelin sevabı onlara ulaşacak ve buna ek olarak aynı sevabın benzeri veya hatta ondan daha fazlası ameli bağışlayan için de göz önünde bulundurulacaktır.

Ayrıntılı Cevap

Sorunuzu yanıtlarken ilkönce anne ve babanın iman açısından farklılıklarına bir göz atacak, sonra onlara iyilik yapmada evlatların rolünü inceleyecek ve en sonda da onların yaşam ve ölüm zamanı arasında bir farkın olmadığına değineceğiz. Anne ve babaya iyilik yapmak İslam dininde çok vurgulanmış buyruklardandır. Öyle ki onlara şükranda bulunmak Allah’a şükranda bulunmak kategorisinde yer almıştır.[1] Kur’an’da anne ve babaya hoş davranmak ve onlar için bağışlanma talebinde bulunmak hakkında birçok tavsiyede bulunulmuş ve onların çoğu da peygamberlerin dilinden aktarılmıştır.[2] Ama bu hususta mümin ve takvalı olan ve evlatlarının gelişmesi ve yücelmesinde rol üstlenen anne ve babalar ile hak yolunda olmayan anne ve babalar arasında fark olduğunu söylemek gerekir. İlk varsayım hususunda esasen insanın mutluluklarından birisinin kendi güzel terbiyesiyle salih bir evladı topluma kazandırması olduğunu söylemek gerekir.[3] Bu durumda iyi bir evladın güzel amelleri otomatik olarak anne ve baba için de göz önünde bulundurulacaktır. Hatta iyi işler yapmanın artık olanaksız olduğu ölümden sonra bile geride bırakılan salih evlat, ilim ve bu yolda harcanan mal aynı şekilde ölen şahsın amel defterine işlenecektir.[4] Peygamberden (s.a.a) nakledilen bir rivayette şöyle belirtilmiştir: İmanlı Kur’an okuyan anne ve babaya iki süslü elbise giydirilecek ve onlara bu mükâfat evlatlarınıza Kur’an öğretmenizden dolayıdır, diye söylenecektir.[5] Gördüğünüz gibi bu varsayımda bir şahıs anne ve babasına bağışlamak için hayırlı bir amel yapmamış olsa bile Yüce Allah onların zahmetlerini karşılıksız bırakmamak için kendileri için sevap yazacaktır. İkinci varsayım, anne ve babanın kendi evlatlarının imanında bir rolü olmaması, hatta bazı durumlarda onun imanına muhalefet etmeleri, ama salih evladın kendi amellerinin sevabını onlara bağışlayarak kendilerine yardım etmek istemesidir. Böyle bir durumda da iki varsayım bulunmaktadır: Birinci varsayım: Anne ve baba mümin olmamakla beraber müminlere karşı inat ve husumet taşımış ve hak yolunda engel çıkarmıştır. Bu varsayımda mümin evlatlar kâfir anne ve babalarından tümüyle yollarını ayırmalıdır. Bu hususta Hz. İbrahim’in (a.s) babasına (amcası)[6] karşı tavrı bu iddia için iyi bir delildir. O, babası için uzun bir müddet Allah’tan bağışlama diledi[7], ama babasının Allah’ın düşmanı olduğu kendisi için belirginleşince ondan uzak olduğunu ilan etti.[8] Bundan dolayı insanın anne ve babası Allah’ın düşmanı olursa ve bu yolda inat ederlerse, onları cehennem ateşinden kurtarmada evlatların iyi işleri ve dualarının bir rolü olmayacaktır. Elbette bazı rivayetlerden hatta bu varsayımda bile evladın duasının tamamıyla etkisiz olmadığı ve en azından onların azaplarının azalmasına neden olacağı anlaşılmaktadır.[9] İkinci varsayım: İnsanın anne ve babasının mümin olmamakla beraber müminlere karşı gözle görülür bir düşmanlık ve inat taşımamaları ve onların yanında normal ve olağan bir şekilde yaşamlarını sürmüş olmalarıdır. Birçok kez mümin olmayan bireyler böyledir ve direkt olarak müminler ile cidal ve mücadeleye girişmemektedirler. Sadece evlatlarını bir takım deliller nedeniyle muhtemelen iman etmekten alıkoymaktadırlar. Bu hususta Kur’an şöyle buyurmaktadır: “Onlar seni, hakkında hiçbir bilgin olmayan şeyi bana ortak koşman için zorlarlarsa, bu takdirde onlara itaat etme.”[10] Aynı şekilde bu konuyla ilgili Muammer b. Halad şöyle demektedir: İmam Rıza’ya (a.s) anne ve babamın hak yolunda olmadığını söyledim ve kendilerine dua edebilir miyim diye sordum? İmam şöyle cevap verdi: He ne kadar onlar hak yolunda olmadıysalar da sen onlar için dua et, onlar tarafından sadaka ver ve eğer yaşıyorlarsa onlara karşı güzel davran; çünkü Peygamber (s.a.a) Allah beni irtibatı kesmek ve memnuniyetsizlik üzerine değil, rahmet ve şefkat üzerine göndermiştir[11], diye buyurmuştur. Dolayısıyla bu tür anne ve baba tarafından da iyilik yapılabilir ve onlar için kerim olan Allah’tan bağışlanma ve af dilenebilir. Zira İmam Bakır (a.s) bir rivayette salih bir evladın anne ve babası için yaptığı duayı, Allah ulaşmada vasıtaya ihtiyacı olmayan beş duadan biri saymıştır.[12] Bu esas uyarınca, adil ve kerim olan Yüce Allah’ın düşünsel olarak geri bırakılmış olan ve iman etmek için daha az zeminleri bulunan bir anne ve babayı evlatlarının duası ve hayırlı amelleri sebebiyle bağışlaması ümit edilmektedir. Yaşayan bireyler ve bu cümleden olmak üzere anne ve baba için iyi ameller yapılabilir mi sorusu hakkında ise iyi işlerin sevaplarını başkalarına bağışlama hususunda insanların diri veya ölü olmaları arasında bir fark olmadığını söylemek gerekir. Sadece farz ibadetler bağlamında birçok hususta şahıslar hayattayken onlara farz kılınan amelleri kendilerinin yerine yapmak olanaksızdır. Örneğin, bir fert yaşadığı müddetçe yerine getirmediği farz namaz ve orucu bizim yerine getirmemiz olanaksızdır ve sadece onun ölmesinden sonra biz bu işi yapabiliriz. Ama müstehaplar hususunda birçok rivayet bulunmaktadır ve biz onlara isnatta bulunarak böyle bir ameli özel bir yerleri olan anne ve babaya ek olarak arkadaş ve yakınlarımız gibi başkalarını da bağışlayabilir ve onları yapılan hayırlı işlere ortak kılabiliriz. İmam Sadık’tan (a.s) nakledilen bir rivayette insanın bir başkasının naibi olarak gerçekleştirdiği haccın bile, şahsın kendisinin, anne ve babasının, kız ve oğlunun, amca ve halasının ve de dayı ve halasının bağışlanmasına neden olduğu ve bunun Allah’ın sonsuz kerem ve bağışlayıcılının enginliğinden kaynaklandığı belirtilmiştir.[13] Bu nedenden ötürü genellikle Mekke’yi ziyaret eden hacılar ister ölmüş olsun, ister yaşıyor olsun dost ve tanışları yerine müstehap tavaf yapmaktadırlar. Bu hususta İmam Sadık’tan nakledilen başka bir rivayet bulunmaktadır ve onda yapılan iyi işlerin sevabının hatta hayattayken bile anne ve babaya bağışlanabileceği açıkça vurgulanmaktadır. İmam şöyle buyurmaktadır: İnsanlar anne ve babalarına iyilik yaptıklarında onlar ister yaşıyor olsun ve ister ölmüş olsun kim buna engel olabilir. Onların yerine (müstehap) namaz kılabilir, onlar için sadaka verebilir, hac yapabilir, oruç tutabilir ve bunların sevabını onlara bağışlayabilirler. Bu durumda bu amellerin sevabı anne ve babaya yazılacak ve bağışlayan şahsın kendi anne ve babasına yönelik iyimser olmasından ve sile-i rahim yapmasından ötürü, onun için de aynı sevap yazılmakla birlikte amelinin mükâfatının üstüne birçok iyilik daha ilave edilecektir.[14] Bu esas uyarınca, sorunuzun cevabının müspet olduğu, iyi işlerinizin hem kendiniz, hem anne ve babanız ve hem de istediğiniz başka her şahıs için faydalı olacağı neticesini almaktayız. Bu, Allah’ın engin rahmeti karşısında hayret edilecek bir husus değildir.



[1] Lokman, 14: (ان اشکر لی و لوالدیک)

[2] İbrahim, 41; Nuh, 28; Şuara, 86.

[3] Hür Amıli, Muhammed b. el-Hasan, Vesailü’ş-Şia, c. 21, s. 359, h. 27296; Müessese-i Âlu’l-Beyt, Kum, 1409 h.k.

[4] Meclisi, Muhammed Bakır, Biharu’l-Envar, c. 2, s. 22, rivayet. 65, Müessese-i el-Vefa, Beyrut,1404 h.k.

[5] Vesailü’ş-Şia, c. 6, s. 179, rivayet. 7684.

[6] Kur’an’da “babası” kelimesinden kastedilenin İbrahim’in (a.s) babası oluşu hakkında müfessirler hakkında görüş ayrılığı mevcuttur (Bir grup Ehli Sünnet mensubu müfessir Azer’i İbrahim’in (a.s) gerçek babası bilmektedir. Oysaki Tüm Şia müfessir ve âlimleri Azer’in İbrahim’in (a.s) babası olmadığına inanmaktadır. Bazıları onu İbrahim’in annesinin babası ve birçoğu da amcası bilmiştir. Bkz: Tefsir-i Numune, c. 5, s. 304). Ama her surette bundan alınan neticede bir farklılık doğmamaktadır.

[7] Mümtehine, 4; İbrahim, 41.

8] Tevbe, 114.

[9] Muhaddis Nuri, Müstedrekü’l-Vesail, c. 2, s. 111, rivayet. 1567, Müessese-i Âlu’l-Beyt, Kum, 1408 h.k.

[10] Ankebut, 8; Lokman, 15.

[11] Vesailü’ş-Şia, c. 21, s. 490, rivayet. 27667.

[12] a.g.e., c. 7, s. 116, rivayet. 8892.

[13] a.g.e., c. 11, s. 165, rivayet. 14535.

[14] a.g.e., c. 8, s. 276, rivayet. 10647.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Acaba gece namazına kalkabilmemi sağlayacak bir yöntem var mı?
    5628 Pratik Ahlak 2012/08/11
    Her sağlıklı insanın, sağlığını korumak için her gün belirli bir süre uyumaya ihtiyacı var. Düzenli ve sistemli bir hayat programı ile hem ihtiyacımız olan uyku ve dinlenmeyi hem de sabah namazından önce gece namazı için uyanmayı sağlaya biliriz. Böylelikle rahatlıkla bu değerli amelin faziletine ulaşabiliriz. Gece namazına ...
  • Neden Cevşen-i Kebir duasının seksen beşinci kısmında insanın sudan yaratıldığı buyrulmuştur?
    8728 Eski Kelam İlmi 2011/05/21
    Evrendeki maddî varlıkların tümü “su” adındaki ortak bir madde taşımaktadır. Bu kategoride evren bahçesinin gülü olan insan da sudan yaratılmıştır. Su insan yaratılışının ilk madde tohumudur. Öte taraftan insan bedeninin %80’nini su teşkil etmektedir. Bu husus hem Kur’an ve rivayetlerde ve hem de modern bilim tarafından ispat edilmiştir. Elbette ...
  • Lütfen Kadının örtünmesinin sınırları hakkında bir hadis zikredin.
    13255 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2008/06/18
    Nur suresinin 31’inci ayeti ve birçok rivayetlerde örtünmenin sınırları açıklanmıştır. Allah-u Teala, zikredilen ayette şöyle buyurmaktadır: “Mümin kadınlara da söyle: Bakışlarını kontrol etsinler ve mahrem yerlerini korusunlar. Açıkta olanı dışında süslerini açmasınlar.[i] Başörtülerini, yakalarının üzerine salıversinler. Süslerini kocaları, babaları, kocalarının babaları, ...
  • İnsanların mutluluk ve mutsuzluğunu ve neticede cennet ve cehenneme girmes’n’ belirleyen şey yıldız ve felekler midir?
    6428 Eski Kelam İlmi 2012/07/24
    İnsanların cennet ve cehenneme girmelerinde hareket ve davranışlarını en önemli neden sayan birçok ayet ve rivayet mevcuttur. Siz Şii mütekellimlere müracaat ederseniz onların insanların mutluluk ve mutsuzluklarında yıldızların ve feleklerin etken olduğunu söylediklerini göremezsiniz. Bu konuda bir rivayet bulunsa ve senet açısından kabul edilse bile onun zahiri ...
  • Ehli Sünnete mensup bir Müslüman Şiilerin duasını okuyabilir mi?
    7502 Pratik Ahlak 2011/09/13
    Şiiler tarafından nakledilen duaların tümü Peygamberin (s.a.a) ailesi olan imamlardan bize ulaşması, Peygamberin (s.a.a) tavsiyesince onlara tutunma ve uymanın kurtuluşa neden olması ve buna ek olarak Şia ve Ehli Sünnetin itirafıyla imamların dua ve münacatta insanların önderi sayılması nedeniyle, onlar tarafından nakledilen duaların gerçeğe ve icabete daha yakın olacağı ...
  • Acaba içinde humus payı olan veya borç olarak verilen para değer kaybına uğrarsa zaminliğe neden oluyor mu?
    8153 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/07/04
    Aşağıdaki noktalara dikkat etmek sorulan sorulara cevap verme hususunda bize yardımcı oluyor: 1-   Ukala (akıl sahibi olanlar) nezdinde mal olarak kabul edilen her şey İslam anlayışında mal olarak kabul görülmekte ve şeraitin istisna ettiği yerler ...
  • “Ve necmu ve şeceru yescudan” ayetinde yıldız ile ağaç secde ediyor diyor ve bundan bahis edilmektedir, onların secde etiklerinden maksat nedir?
    16695 Tefsir 2012/04/07
    Necm yıldız anlamındadır. Bazen de sapı (sake) olmayan ot anlamına gelir. Bu ayette (rahman, 6) ise şecere (ağaç) karinesinden ötürü ikinci yani sapı (saka) olmayan bitki anlamına gelmektedir. Bu kelime asıl itibarıyla çıkmak (tuluu) anlamındadır. Eğer sapı olamayan bitkileri için “necm” kelimesi kollanılıyor ise bitkilerin yer altından ...
  • Amellerle Allah’ın onlar için vadettiği mükafatlar arasında uygunluk gözetilmiş midir?
    7639 Eski Kelam İlmi 2010/07/18
    Böyle mükafatları vadetmek ne İlahi adalete aykırıdır, ne de amelle sevap arasındaki uygunluğa; çünkü adaletin manasının, her şeyi kendi uygun olduğu yere koymak olduğunu söylersek, yani amelle sevap arasında uygunluk olması gerekli ise sözünü ettiğiniz yerlerde amelle sevap arasında uygunluk vardır. Zira:1- Böyle ...
  • Arapçayı bilmeyenlerin Kuran’a bakmalarının veya okumalarının ne gibi faydaları vardır?
    13233 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/23
    Kuran, sıradan bir kitap değildir. Aksine Allah’ın kelamı olması gibi birçok farklı konumlara sahiptir. Sözleri de Allah tarafından İslam Peygamberi’ne (s.a.a) vahiy edilmiştir. Birçok derin ilim ve öğretiler içerir. Yaşam kitabı, insanın tekâmülü, hidayet kitabı vb. ayrıca kutsaldır ve kendisine has bir değeri vardır. Bu esasa göre; ...
  • Kendimizi yetiştirmeye ve nefsimizi arındırmaya nereden başlamalıyız?
    11143 Pratik Ahlak 2010/05/06
    Tezkiye, nefsi arındırmak ve temizlemek anlamına gelmektedir. Kur’an-ı Kerim’de nefsi arındırmanın önemi hakkında birçok ayet bulunmaktadır. Ama şu bilinmelidir ki; nefsi arındırmaya başlama noktası her insana göre değişir. İslam’ı henüz kabul etmemiş birisinin nefsi temizlemeye başlayacağı ilk aşama, İslam’ı kabul etmesidir. Müminler için ilk basamak, ...

En Çok Okunanlar