Gelişmiş Arama
Ziyaret
8441
Güncellenme Tarihi: 2011/04/13
Soru Özeti
İmam-ı Zaman’ın (a.f) gaybeti dönemindeki vazifemiz nedir?
Soru
İmam-ı Zaman’ın (a.f) gaybeti dönemindeki vazifemiz nedir?
Kısa Cevap

Gaybet dönemindeki vazifelerimiz, Masum İmamın (a.s) hazır olduğu dönemdeki vazifelerle aynıdır. Vazifeleri kısaca şöyle özetleyebiliriz: Şiilerin gaybet dönemindeki en büyük vazifesi fereci ve İmam Mehdi’nin (a.f) küresel devletinin zuhurunu beklemektir. Fereci beklemek ise Kur’an’ın, Resul-i Ekrem’in (s.a.a) ve Ehl-i Beyt’in (a.s) bütün emirlerine amel etmektir.

Ayrıntılı Cevap

Gaybet dönemindeki vazifelerimiz, Masum İmamın (a.s) hazır olduğu dönemdeki vazifelerle aynıdır. Biz İmam’ı (a.s) her ne kadar görmesekte O, bizim amellerimizi görmektedir. Dolayısıyla Kur’an’ın, Resul-i Ekrem’in (s.a.a) ve Masum İmamların (a.s) bir Müslüman için belirledikleri vazifelerin tümü gaybet döneminde yaşayan bizler içinde geçerlidir. Bu vazifeleri kısaca şöyle özetleyebiliriz: Şiilerin gaybet dönemindeki en büyük vazifesi fereci[1] ve İmam Mehdi’nin (a.f) küresel devletinin zuhurunu beklemektir. Ancak fereci beklemek bir slogan değil bir kültür ve görevler bütünü olduğundan gerçek manada mevlasını ve imamını bekleyen kimse bu görevleri amelinde gösterir. Söz konusu görevlerden bazıları şunlardır:

1- Dini iyice tanımak ve anlamak. Yani muntezir (bekleyen) olan kimse, akaid, ahlak, ahkam gibi alanlarda, İslami düşüncesine çeki düzen vermeli, ruhsal durumu ve içindeki imanını güçlendirmelidir.

2- İmam-ı Zaman’ı (a.f) daha çok tanımak ve hakkında bilgi edinmek için araştırma yapmak.

3- Kur’an’a ve Ehl-i Beyt’in (a.s) kültürüne tam olarak uymak. Ehl-i Beyt (a.s) Resul-i Ekrem’e (s.a.a) en yakın ve dinin hakikatlerini en iyi bilen kimselerdir.

4- İmam-ı Zaman’ın (a.s) hak naiplerine (taklit merciilerine, özellikle veliyy-i fakihe) itaat etmek ve onlarla beraber zuhurun ortamını hazırlamak.

5- Diğer Müslümanlarla, özellikle İmam’ı gerçek manada bekleyenler ve Ona bağlı olanlarla birlik içinde olmak.

6- Halka dini gerçekleri anlatmak, hurafeler, şüpheler ve bozuk inançlara karşı koymak için fikir ve kültür açısından kendini yetiştirmek.

7- İmam’ın (a.s) kıyamına ve inkılabına ümitli olmak, başkalarına ümit vermek ve bütün işlerin düzeleceği konusundaki ümidi canlı tutmak.

8- Takvalı olmak, kendini Allah’ın huzurunda görmek, günahı terketmek ve toplumda ki günah bataklığını kurutmak.

9- Gece gündüz İmam-ı Asr’a (a.f) kalben yönelmek, Onun amellerimizi gördüğünü bilmek ve İmam’ı örnek almak.

10- İmam’la (a.f) büyüklerin tavsiye ettiği dualarla, özellikle duay-ı nudbe, Ziyaret-i Al-i Yasin, duay-ı ahd, duay-ı ferec gibi güzel dualarla irtibat kurmak.

11- Zorluklara, yalanlamalara ve diğer bütün sıkıntılara karşı sabretmek, hakka ve sabıra tavsiye etmek ve düşman karşısında mücadeleci olmak.

12- Hadisler, kerametler, menkıbeler, gerçek faziletleri anlatarak ve bir rahmet İmamı olarak Onun insanlara yaptığı inayetleri söylerek halkın gönlünde İmam-ı Asr’ın (a.f) sevgisini yerleştirmek.

13- İslami ilkeleri takviye etmek ve yüceltmek; hacca ve umreye gitmek, dini bilgileri artırmak amacıyla toplantılar yapmak gibi.

14- İmam’a (a.s) sevgi ve muhabbet beslemek, hayır ve sevap işler yaparak özellikle Ondan taraf umumun faydalanacağı binalar yapmak, fakirleri doyurmak, Onun selametliği için sadaka vermek veya sevapları ona hediye etmek. Bu şekilde Ona yakınlaşma isteğini ortaya koymuş oluruz.

15- Küresel adil hükümetin kurulma ortamını hazırlamak, adaleti uygulamak ve zulmün kökünü kazımak için mücadele vermek.

16- İç ve dış şeytanların din, kültür, milliyet ve vatana nüfuz etmelerini engellemek, İmamın düşmanlarından beri olmak, sevgi ve nefrette ihlaslı olmak.

17- Din kardeşlerin haklarına saygılı olmak, gerçek Şialara yardım etmek ve onları savunmak.

Bütün bunlar gaybet dönemindeki vazifelerimizden bazılarıdır.

Daha fazla bilgi için bkz: Mikyal-ul Mekarim (Seyyid Muhammed Taki Musavi İsfahani), c.2, ‘Gaybet Dönemindeki Görevler’ bölümü/8. Bölüm (Bu bölümde gaybet döneminde yapılacak 80 göreve değinilmiştir).



[1]- Kemal-ud Din, c.1, s.287, Hadis:6: Emir-ul Müminin (a.s) Peygamber’in (s.a.a) şöyle buyurduğunu naklediyor: ‘En üstün ibadet ferci beklemektir.’

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Ölen ve cenazesi geç defnedilen bir ferdin ruhu nasıl bir duruma girer?
    31081 Eski Kelam İlmi 2012/01/18
    Kur’an-ı Kerim’den istifade edildiği kadarıyla, Yüce Allah ölenlerin ruhunu özel bir âlemde korumaktadır ve geç defnedilme durumunda ruha bir zarar gemlememektedir; bununla birlikte rivayetlere göre, cenazenin çabuk defnedilmesi icap eder. ...
  • Acaba Hz. Masume (s.a) mezarının ziyareti için özel bir gusül mevcut mudur?
    6150 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/20
     Bazı Taklit Mercileri İmamların Haremlerine girmek ve ziyaret etmek için gusül almayı müstehap bilmektedirler. Diğer bazı taklit mercileri ise bu ziyaretler için gusül’ün müstehap oluşunu rivayet açısından sabit bilmemekte şöyle buyurmaktalar: Eğer bir kimse ziyaret için gusül almak isterse bunu reca (sevap ümidi) ile ...
  • Miraç nedir? Hz. Muhammed’in (s.a.a) dışında da bir peygamber miraca gitmiş midir?
    22418 Eski Kelam İlmi 2011/12/10
    Miraç, Arapça’da göğe çıkmak için kullanılan vasıta demektir. Rivayet ve tefsirlerde ise Peygamberimizin (s.a.a) fiziki olarak Mekke’den Beytu’l-Mukaddes’e gitmesine, oradan göğe çıkmasına, sonrada tekrar Mekke’ye dönmesine miraç denmektedir. Rivayetlerden anlaşıldığı kadarıyla Resulullah’ın (s.a.a) dışında herhangi bir peygamber miraca gitmemiştir; sadece Hz. Süleyman, Hz. İdris ve Hz. İsa ...
  • Şia ile sünninin evlenmesi caiz midir?
    47244 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/02/28
    Continue... ...
  • Şia Hz. Ali(a.s)'ın faziletlerini ispatlamada Ehl-i Sünnet'in mütevatir hadislerine dayanabilir mi?
    7463 Masumların Siresi 2011/06/21
    Tevatür yalan üzere anlaşmaları mümkün olmayan büyük bir kalabalığın bir konuyu nakletmelerine denir. Biz inanıyoruz ki Hz. Ali'nin faziletleri ve onun imameti hakkındaki nas tevatürle sabittir. Bunu Şia'nın hadis ve tarih kaynaklarının yanı sıra Ehl-i sünnetin kitaplarından ve sahabilerin hadislerini nakleden eserlerden istifade ediyoruz. Buna göre bizim bu konuyla ilgili ...
  • hangi sınıra kadar kocasına itaat etmelidir? Erkek onu yolculuğa mecbur edebilir mi?
    10470 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/18
    Hz. Ayetullah Hadevi Tahrani’nin belirtilen soru hakkındaki cevabının açıklaması şudur:Kadın cinsel doyum konusunda erkeğe itaat etmelidir ve erkek evden çıkmayı yasaklarsa bu durumda kendisi evden çıkamaz. Elbette evlilik hayatının farz ve haramlarla yetinmeyle sorundan yoksun olmasının imkânsız olduğuna dikkat edilmelidir. Ama ahlaka riayet etmek evliliğin pekişmesi ve tatlılığını ...
  • Peygamber Efendimize (s.a.a) göre başkalarına hediye vermenin adabı nasıldır?
    17497 هدیه 2012/05/19
    Hediye vermek ve almak Peygamber Efendimizin (s.a.a) ameli siresinde vardı. Ama Peygamber Efendimizden (s.a.a) gelen rivayetler esasınca hediye verme işi kendi ve diğerlerine meşakkat ve zahmeti beraberinde getirmemelidir; zira bu işteki hedef ünsiyet ve ülfet oluşturmaktır ve eğer onun adap ve şartlarına riayet edilmezse uygun olan neticeye ...
  • Geçici evlilikte iddet beklemenin felsefesi nedir?
    8946 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2009/10/18
    Kadın yaise ise iddet beklemesine gerek yoktur. Yaiseden kasıt Kureyişli ise altmış ve Kureyşli değilse elli yaşını doldurmuş olmasıdır. Kısır olan kadın yaise sayılmaz, bu yüzden evlendikten sonra iddet beklemesi gerekir.Bu hükmün felesefesine gelince ayet ve rivayetlerde hükümlerin bütün ...
  • İslam’la Hıristiyanlık arasındaki Allah’ın oğlunun olması ve olmaması meselesindeki tezat ve zıtlık nasıl giderilebilir?
    8453 Eski Kelam İlmi 2010/06/12
    Müslümanlar, Tevhid suresi gereğince Allah-u Teala’nın kimseyi doğurmadığına ve kimseden doğmadığına inanmaktalar. Bu inanç bütün tevhidi dinlerde vardır. Hz. İsa’nın (a.s) dinide bu kaidenin dışında değildir; zira bütün semavi dinler akıl ve fıtrat üzerine kuruludur. Allah-u Teala’nın varlık aleminin yaratıcısı ve hiçbir şeye muhtaç olmadığı konusu akıl ...
  • İslam’ın Tebliğ Yöntemi Nasıldı?
    12515 Masumların Siresi 2011/08/17
    Tebliğ mesaj iletmek anlamındadır. Tüm ilahî peygamberlerin ve özellikle de yüce İslam Peygamberinin misyonu insanları karanlıklardan nura yöneltmek olduğundan, İslam’da tebliğ Allah’ın mesajını kullarına ulaştıran bir vesile olarak çok önemlidir. İslam’da tebliğ yöntemleri sözlü, yazılı ve amelî olarak üç kısma ayrılabilir. Bu her üç kısmın da değişik türleri vardır. ...

En Çok Okunanlar