Gelişmiş Arama
Ziyaret
11582
Güncellenme Tarihi: 2010/05/06
Soru Özeti
Kendimizi yetiştirmeye ve nefsimizi arındırmaya nereden başlamalıyız?
Soru
Kendimizi yetiştirmeye ve nefsimizi arındırmaya nereden başlamalıyız?
Kısa Cevap

Tezkiye, nefsi arındırmak ve temizlemek anlamına gelmektedir. Kur’an-ı Kerim’de nefsi arındırmanın önemi hakkında birçok ayet bulunmaktadır. Ama şu bilinmelidir ki; nefsi arındırmaya başlama noktası her insana göre değişir. İslam’ı henüz kabul etmemiş birisinin nefsi temizlemeye başlayacağı ilk aşama, İslam’ı kabul etmesidir. Müminler için ilk basamak, gafletten uyanıp nefsin temizlenmeye ihtiyacı olduğunun bilincinde olmalarıdır. Tabi ki, yaratılışın hedefi,  ve peygamberlerin gönderiliş gayesi hakkında düşünmek, bu uyanışın ve bilginin artmasında etkilidir. Bu aşamadan sonraki aşama, geçmişte yapılan amellerden dolayı tövbe etmek ve ciddi bir iradeyle onları tekrarlamamaya karar vererek onları telafi etmektir. Örneğin; üzerimizde hakları olan insanların ve üzerimizde en büyük hakka sahip olan Allah (c.c)’ın hakkını ödememiz ve telafi etmemiz gerekmektedir. Diğer bir merhale ise bildiğimiz, dayanabildiğimiz ve gücümüz yettiği kadar vacip işleri yapmaya çalışıp Allah (c.c)’ın yasaklarından sakınmaktır. Bu sayede, Allah-u Teâlâ insana yeni ilimler inayet ve nasip eder. Böylece seyr-i sûlûk (Allah’a yakınlaşma hareketi) yolunda ilerlememiz mümkün olur. Allah-u Teâlâ bazı ayetlerinde, kendi yolunda bu şekilde cihat eden kullarını destekleyeceğini vaat etmiştir.

Ayrıntılı Cevap

Nefsi arındırma konusu, Kur’an-ı Kerim’de “tezkiye” ve “tezekki” kavramları altında bahsedilmiştir.[1] Bu kavramlar sözlükte, “kendini kirlerden arındırmak ve temizlemek anlamına gelmektedir. Kur’an-ı Kerim’in birçok ayetinde bu arınmanın önemi, önemle vurgulanmıştır. Örneğin; Şems Suresi’nde şöyle buyurmaktadır: “ …Sonra da iyilik ve kötülüklerini ilham edene yemin ederim ki, nefsini kötülüklerden arındıran kurtuluşa ermiş, onu kötülüklere gömen de ziyan etmiştir.”[2] Ayrıca Fetih Suresi’nin 19.ayetinde, Âla Suresi’nin 14.ayetinde ve 15.ayetinde de bu konu önemle vurgulanmıştır. Bütün bunlardan; nefsi arındırmanın ve kendini yetiştirmenin, Allah (c.c)’ın rızasını kazanmaya vesile olan bir iş olduğu anlaşılmaktadır. Ama şunu da söylemek gerekmektedir ki, nefsi arındırma ve kendini yetiştirme de, başlangıç noktası kişiden kişiye fark etmektedir.

Müslüman olmayan bir kişi için ilk aşama, İslam’ı kabul etmektir.

Birçok ahlak üstadı bu konuyu (yani nefsi arındırma ve kendini yetiştirmedeki basamakları) derecelendirmişlerdir. Onlar şöyle demektedirler: “İlk derece İslam, sonra iman ve üçüncüsü de hicret etmek ve sonra da, bu yolun aslı ve özü olan, Allah yolunda cihat etmektir.[3]

Ama Kur’an ayetleri İslam dinine dâhil olup iman edenlere de hitap ederek şöyle buyurmuştur: “Ey inananlar! Kendinize dikkat edin.[4] Başka bir ayette ise şöyle buyurmuştur: “Ey iman edenler! Allah'a, Peygamberine, Peygamberine indirdiği Kitab'a ve daha önce indirdiği kitaba iman (da sebat) ediniz.”[5]

Kendini yetiştirmenin ilk basamağının, uyanmak olduğunu söylemek mümkündür. Yani nefsin kirlerden arınması gerektiğinin farkına varmaktır. Bu uyanıştan sonra akıllara, “nereden başlamalıyız” sorusu gelmektedir. Bu soruyu soran kişinin ilk aşamayı aştığı söylenebilir. Çünkü akıl ve fikri ile bu âlemin kalıcı olmadığı ve insanın yaratılışı hayvanca bir yaşam sürmesi için olmadığı neticesine ulaşmıştır.[6] Bu aşamadan sonra da sıra, tövbe etmek, yani kaybedilen farzların veya işlenilen günahların telafisini etmek gelmektedir. Örneğin; üzerimizde hakları olan insanların, en büyük hakka sahip olan Allah (c.c)’ın hakkını ödememiz ve telafi etmemiz gerekmektedir.

Elbette bu tövbe azimle birlikte olmalıdır. Tövbe, işlediğimiz işlerden dolayı af dilemek ve azim ise, gelecekte yapmamız gereken şeyler konusunda iradeli olmaktır. Bu yüzden bazı ahlak üstatları, ikinci aşamayı tövbe olarak[7]; bazıları ise, azim olarak[8] bilmektedirler.

İmam Humeyni (r.a) bu aşamaya uygun olan azim hakkında şöyle buyurmaktadır: “Bu aşama için uygun olan azim; günahı terk edip, vacipleri yerine getirerek ve elden gidenleri telafi edip, insanın dış görünümünü ve yüzünü akla ve şeriata uygun bir biçime sokacağına azim etmesidir.”[9]

Meb’as (Hz. Muhammed (s.a.a)’in peygamberliğe seçildiği gün) gününde okunan dua da şöyle geçmektedir: “ Bildim ki sana ulaşmada, salih insanın yanına alacağı en iyi azık azim ve iradedir. Öyle bir azim ve irade ki, sadece seni seçer.”[10]

Diğer bir aşama ise günahı terk edip, vacipleri yerine getirmektir. Hz. Ayetullah Behçet (r.a) “Seyr-i sûlûk yapmak istiyorum, ne yapmalıyım?” diye sorulduğunda şöyle buyurmuştur: “Günahı terk etmen, senin bütün ömrün için yeterlidir. Hatta 1000 yıl yaşasan bile!”[11] Öyleyse bu aşamada bildiğimiz her Allah’ın farzını yerine getirip ve yine bildiğimiz yasaklarından sakınmalıyız. Bu durum, Allah (c.c)’ın bize yeni ilimler kazandırmasına sebep olur ve böylece seyr-i sûlûk yolumuzda gelişmiş ve ilerlemiş oluruz. Biz bildiğimiz kadarına amel edersek, Allah-u Teâlâ da bilmediklerimizi bize öğretir ve bu süreç, biz vazifemizi yerine getirdiğimiz müddetçe böyle dönüp gider. Peygamber (s.a.a) şöyle buyurmaktadır: “Her kim bildiğine amel ederse, Allah-u Teâlâ meçhul olan şeyleri (bilinmeyenleri) ona açıklayıp anlatır.”[12] Bu rivayet, Kur’an ayeti ile de mutabıktır. Ayette şu şekilde buyrulmaktadır: “Bizim uğrumuzda cihat edenlere gelince, elbette Biz onlara (Bize ulaştıran) yollarımızı gösteririz. Şüphesiz ki Allah, her zaman iyi davrananlarla beraberdir.”[13]

Şu bir gerçektir ki; insan yaşadığı müddetçe hiçbir zaman durmaz, hep nura (hidayete) doğru ya da karanlığa (sapıklığa) doğru hareket etmektedir. Burada önemli olan, nura doğru hareket etmektir.

Bu konu hakkında daha fazla bilgi edinmek için, Seyyit Muhammed Hüseyin Tahrani’nin lubbul lubab adlı eserine bakın. ( c. 1 s. 87)

Son olarak şu noktayı hatırlatalım ki sizin sorunuz, genel bir seviyede cevaplandırılmıştır. Eğer daha ayrıntılı ve yüksek derecede bir cevap istiyorsanız, öğrenim durumunuzu belirterek, bize tekrar yazabilirsiniz.



[1] El-Tezkiye El-Tethir min el-Ahlak El-Zemime, Mecme el-Bahreyn, c: 1, s: 203

[2] Şems Suresi, 8. ayet, “فَأَلْهَمَهَا فُجُورَهَا وَتَقْوَاهَاقَدْ أَفْلَحَ مَن زَکَّاهَاوَقَدْ خَابَ مَن دَسَّاهَا

[3] Hüseyin Tahrani, Seyyit Muhammed Hüseyin, Risale-i Lubbul lubab, s: 55

[4] Mâide Suresi, 105. ayet, “یَا أَیُّهَا الَّذِینَ آمَنُواْ عَلَیْکُمْ أَنفُسَکُمْ

[5] Nisa Suresi, 136. ayet, “یَا أَیُّهَا الَّذِینَ آمَنُواْ آمِنُواْ بِاللّهِ وَرَسُولِهِ وَالْکِتَابِ الَّذِی نَزَّلَ عَلَى رَسُولِهِ وَالْکِتَابِ الَّذِیَ أَنزَلَ مِن قَبْلُ

[6] İmam Humeyni, Kırk Hadis Şerhi, s: 76

[7] Meleki, Tebrizi, Mirza Cevad, Risale-i Likaullah, s: 52

[8] İmam Humeyni, Kırk Hadis Şerhi, s: 7

[9] Aynı kaynak, s: 7

[10] Mefatih’ul Cinan, Meb’as Günü Duası; İkbal bil Amal’ul Hasene, s: 277

[11] Be Suy-i Mehbub (Hz.Ayetullah Behçet’in buyrukları ve gösterdiği ve tavsiye ettiği yollar), s: 58

[12] El-Mehçet el Beyza, c: 6, s: 24; Bihar’ul Envar, c: 89, s: 172 ve El-Heraic, c: 3, s: 1058

[13] Ankebut Suresi, 69. ayet, “وَالَّذِینَ جَاهَدُوا فِینَا لَنَهْدِیَنَّهُمْ سُبُلَنَا وَإِنَّ اللَّهَ لَمَعَ الْمُحْسِنِینَ

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Vaktin başında namaz kılmak mı iyidir yoksa iki doğuş arasında yatmamak mı?
    5640 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/11
    Her şeyden önce bir noktaya dikkat etmeniz lazımdır:Kerahete neden olan uyku ister sabah namazından sonra olsun, ister ondan önce olsun iki doğuş arasındaki uykudur. Bu yüzden sorunuza göre siz iki doğuş arasında uyuduğunuzdan dolayı her iki durumda da kerahete mürtekip olmuş bulunmaktasınız. ...
  • Ahmet ismi İncil’in neresinde gelmiştir?
    26742 Eski Kelam İlmi 2011/11/12
    Bu konuda dikkat edilmesi gereken önemli nokta şudur: Kur’an, İncil’de İslam Peygamber’inin (s.a.a) müjdeleyici olduğunu söylüyorsa, tahrif edilmiş İncil’i değil, Hz. İsa’nın (a.s) getirdiği incili kastetmektedir. Elbette tahrif edilmiş hali hazırdaki İncil’de de, bu meseleye işaret edilmesi dikkate değer bir konudur.Hz. Mesih (a.s), “Farkilit”ın geleceği müjdesini vermişti. Bu kelime ...
  • Bazen kıbleye doğru oturuyor ve temiz imamlar (a.s) ile sohbet ediyorum ve bu esnada bedenimde özel bir hal hissediyorum ve deyim yerindeyse tüm tüylerim ürperiyor. Bu hal neyin işaretidir?
    10283 Pratik Ahlak 2012/01/18
    Bildiğiniz gibi masum hazretler (a.s) bizim amellerimizi gözetlemektedir ve rivayetlerde de bu konuya işaret edilmiştir. Kesinlikle bu ilgi onların haremindeyken veya dikkatle kendilerine sevgi ifadesinde bulunduğumuzda daha çok ve belirgindir. Öte taraftan bedenin heyecanlıyken ve manevi hallerde reaksiyon göstermesi, hepimiz için vuku bulmuştur ve ayet ve rivayetlerde de bunun ...
  • Bankanın halktan geciken taksitten dolayı aldığı “gecikme parası” faiz sayılıyor mu?
    5983 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/09/09
    Banka aracılığıyla gecikmiş taksitten dolayı alınan gecikme parasın hükümü hakkında bazı mercilerin görüşleri aşağıda açıklandığı şekildedir: Ayetullah Uzma Hamenei’nin (Allah onun ömrünü uzun etsin) Defteri: Çalışmalarını “İslami Şura Meclisi’nin” tasvip ettiği kanunlar esasına göre yapan ve “Gözetleme Şurası’nın” teyit ettiği bankanın uygulamasında bir ...
  • İlahi yaşam nasıl bir yaşamdır? Şu andaki yaşamla bir tezaddı var mı?
    7834 Pratik Ahlak 2012/01/05
    Kur’an’a baksak ve ‘’Neden yaratıldık? sorusunu ona sorsak şu cevabı verecektir: ‘Ben, cinleri ve insanları, sadece bana kulluk etsinler diye yarattım.’ İbadet nedir? İbadet yani Allah’a kulluk etmektir. Yani yaptığımız bütün işler, hatta yemek içmek gibi günlük ve çok normal işlerimiz bile ilahi ve ibadi ...
  • Acaba Şia mezhebinden Sünni mezhebine geçmek caiz mi?
    4784 Diğer Konular 2018/12/08
    Esasen din ve inanç insanın akıl ve mantık yoluyla hakikati araştırması ve araması sonucu kendi seçimiyledir. İnsan temel inançlarında araştırma yapmalı ve hakikate ulaştıktan sonra onu seçmelidir. Din ve mezhep insana büyüklerinden miras kalmaz. Buna binaen dinin temel inançlarında taklit caiz değildir.[1] Zira din, ...
  • Rivayetlere göre iyi bir ortağın taşıması gereken özellikler nelerdir?
    3561 Şirket 2020/01/20
  • Anne (kadınlar) yoluyla da seyitli intikal eder mi?
    16105 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/06/20
    Hz. Zehra’nın (a.s) tüm evlatlarının Peygamberin (s.a.a) evlatları olduğu hususunda hiçbir şüphe yoktur. Ama Allah Resulü’nün (s.a.a) evladı olmak sıfatı ile seyit ve Haşimi olmak sıfatı arasında fark bulunduğuna dikkat etmek gerekir. Soyu Fatıma Zehra’ya (a.s) ulaşan herkes İslam Peygamberinin (s.a.a) neslindendir, ama seyitlerden değildir; zira seyit ve Haşimî ...
  • Bilal-i Habeşî Ve Hilafet Meselesi
    9683 تاريخ بزرگان 2011/08/03
    Tarihten anlaşıldığı kadarıyla Bilal-i Habeşî halifeler biat etmemiş, bazı yerlerde onlara itiraz etmiş ve hilafet sistemi için ezan okumaktan uzak durmuştur. Bu yüzden Şam’a sürgüne gönderilmiş ve orada vefat etmiştir. ...
  • “Farz” ve “vacip” hangi manaya gelmektedir? Bu iki kelime arasındaki fark nedir?
    10232 مبانی فقهی و اصولی 2014/01/21
    Farz ve vacip eğer değişik durumlarda ve özellikle ayrı (birlikte değil) bir şekilde kullanılırsa, kesinlik ve belirleme anlamına gelir[1] ve ıstılahtaki manası ise mütealliklerinin zorunlu olmasıdır. Ama bu iki kelime arasında bir farkın olduğu bazı lügat kitaplarında zikredilmiştir. Farz ve vacip arasındaki fark, farzın ...

En Çok Okunanlar