Gelişmiş Arama
Ziyaret
9900
Güncellenme Tarihi: 2010/05/06
Soru Özeti
Kendimizi yetiştirmeye ve nefsimizi arındırmaya nereden başlamalıyız?
Soru
Kendimizi yetiştirmeye ve nefsimizi arındırmaya nereden başlamalıyız?
Kısa Cevap

Tezkiye, nefsi arındırmak ve temizlemek anlamına gelmektedir. Kur’an-ı Kerim’de nefsi arındırmanın önemi hakkında birçok ayet bulunmaktadır. Ama şu bilinmelidir ki; nefsi arındırmaya başlama noktası her insana göre değişir. İslam’ı henüz kabul etmemiş birisinin nefsi temizlemeye başlayacağı ilk aşama, İslam’ı kabul etmesidir. Müminler için ilk basamak, gafletten uyanıp nefsin temizlenmeye ihtiyacı olduğunun bilincinde olmalarıdır. Tabi ki, yaratılışın hedefi,  ve peygamberlerin gönderiliş gayesi hakkında düşünmek, bu uyanışın ve bilginin artmasında etkilidir. Bu aşamadan sonraki aşama, geçmişte yapılan amellerden dolayı tövbe etmek ve ciddi bir iradeyle onları tekrarlamamaya karar vererek onları telafi etmektir. Örneğin; üzerimizde hakları olan insanların ve üzerimizde en büyük hakka sahip olan Allah (c.c)’ın hakkını ödememiz ve telafi etmemiz gerekmektedir. Diğer bir merhale ise bildiğimiz, dayanabildiğimiz ve gücümüz yettiği kadar vacip işleri yapmaya çalışıp Allah (c.c)’ın yasaklarından sakınmaktır. Bu sayede, Allah-u Teâlâ insana yeni ilimler inayet ve nasip eder. Böylece seyr-i sûlûk (Allah’a yakınlaşma hareketi) yolunda ilerlememiz mümkün olur. Allah-u Teâlâ bazı ayetlerinde, kendi yolunda bu şekilde cihat eden kullarını destekleyeceğini vaat etmiştir.

Ayrıntılı Cevap

Nefsi arındırma konusu, Kur’an-ı Kerim’de “tezkiye” ve “tezekki” kavramları altında bahsedilmiştir.[1] Bu kavramlar sözlükte, “kendini kirlerden arındırmak ve temizlemek anlamına gelmektedir. Kur’an-ı Kerim’in birçok ayetinde bu arınmanın önemi, önemle vurgulanmıştır. Örneğin; Şems Suresi’nde şöyle buyurmaktadır: “ …Sonra da iyilik ve kötülüklerini ilham edene yemin ederim ki, nefsini kötülüklerden arındıran kurtuluşa ermiş, onu kötülüklere gömen de ziyan etmiştir.”[2] Ayrıca Fetih Suresi’nin 19.ayetinde, Âla Suresi’nin 14.ayetinde ve 15.ayetinde de bu konu önemle vurgulanmıştır. Bütün bunlardan; nefsi arındırmanın ve kendini yetiştirmenin, Allah (c.c)’ın rızasını kazanmaya vesile olan bir iş olduğu anlaşılmaktadır. Ama şunu da söylemek gerekmektedir ki, nefsi arındırma ve kendini yetiştirme de, başlangıç noktası kişiden kişiye fark etmektedir.

Müslüman olmayan bir kişi için ilk aşama, İslam’ı kabul etmektir.

Birçok ahlak üstadı bu konuyu (yani nefsi arındırma ve kendini yetiştirmedeki basamakları) derecelendirmişlerdir. Onlar şöyle demektedirler: “İlk derece İslam, sonra iman ve üçüncüsü de hicret etmek ve sonra da, bu yolun aslı ve özü olan, Allah yolunda cihat etmektir.[3]

Ama Kur’an ayetleri İslam dinine dâhil olup iman edenlere de hitap ederek şöyle buyurmuştur: “Ey inananlar! Kendinize dikkat edin.[4] Başka bir ayette ise şöyle buyurmuştur: “Ey iman edenler! Allah'a, Peygamberine, Peygamberine indirdiği Kitab'a ve daha önce indirdiği kitaba iman (da sebat) ediniz.”[5]

Kendini yetiştirmenin ilk basamağının, uyanmak olduğunu söylemek mümkündür. Yani nefsin kirlerden arınması gerektiğinin farkına varmaktır. Bu uyanıştan sonra akıllara, “nereden başlamalıyız” sorusu gelmektedir. Bu soruyu soran kişinin ilk aşamayı aştığı söylenebilir. Çünkü akıl ve fikri ile bu âlemin kalıcı olmadığı ve insanın yaratılışı hayvanca bir yaşam sürmesi için olmadığı neticesine ulaşmıştır.[6] Bu aşamadan sonra da sıra, tövbe etmek, yani kaybedilen farzların veya işlenilen günahların telafisini etmek gelmektedir. Örneğin; üzerimizde hakları olan insanların, en büyük hakka sahip olan Allah (c.c)’ın hakkını ödememiz ve telafi etmemiz gerekmektedir.

Elbette bu tövbe azimle birlikte olmalıdır. Tövbe, işlediğimiz işlerden dolayı af dilemek ve azim ise, gelecekte yapmamız gereken şeyler konusunda iradeli olmaktır. Bu yüzden bazı ahlak üstatları, ikinci aşamayı tövbe olarak[7]; bazıları ise, azim olarak[8] bilmektedirler.

İmam Humeyni (r.a) bu aşamaya uygun olan azim hakkında şöyle buyurmaktadır: “Bu aşama için uygun olan azim; günahı terk edip, vacipleri yerine getirerek ve elden gidenleri telafi edip, insanın dış görünümünü ve yüzünü akla ve şeriata uygun bir biçime sokacağına azim etmesidir.”[9]

Meb’as (Hz. Muhammed (s.a.a)’in peygamberliğe seçildiği gün) gününde okunan dua da şöyle geçmektedir: “ Bildim ki sana ulaşmada, salih insanın yanına alacağı en iyi azık azim ve iradedir. Öyle bir azim ve irade ki, sadece seni seçer.”[10]

Diğer bir aşama ise günahı terk edip, vacipleri yerine getirmektir. Hz. Ayetullah Behçet (r.a) “Seyr-i sûlûk yapmak istiyorum, ne yapmalıyım?” diye sorulduğunda şöyle buyurmuştur: “Günahı terk etmen, senin bütün ömrün için yeterlidir. Hatta 1000 yıl yaşasan bile!”[11] Öyleyse bu aşamada bildiğimiz her Allah’ın farzını yerine getirip ve yine bildiğimiz yasaklarından sakınmalıyız. Bu durum, Allah (c.c)’ın bize yeni ilimler kazandırmasına sebep olur ve böylece seyr-i sûlûk yolumuzda gelişmiş ve ilerlemiş oluruz. Biz bildiğimiz kadarına amel edersek, Allah-u Teâlâ da bilmediklerimizi bize öğretir ve bu süreç, biz vazifemizi yerine getirdiğimiz müddetçe böyle dönüp gider. Peygamber (s.a.a) şöyle buyurmaktadır: “Her kim bildiğine amel ederse, Allah-u Teâlâ meçhul olan şeyleri (bilinmeyenleri) ona açıklayıp anlatır.”[12] Bu rivayet, Kur’an ayeti ile de mutabıktır. Ayette şu şekilde buyrulmaktadır: “Bizim uğrumuzda cihat edenlere gelince, elbette Biz onlara (Bize ulaştıran) yollarımızı gösteririz. Şüphesiz ki Allah, her zaman iyi davrananlarla beraberdir.”[13]

Şu bir gerçektir ki; insan yaşadığı müddetçe hiçbir zaman durmaz, hep nura (hidayete) doğru ya da karanlığa (sapıklığa) doğru hareket etmektedir. Burada önemli olan, nura doğru hareket etmektir.

Bu konu hakkında daha fazla bilgi edinmek için, Seyyit Muhammed Hüseyin Tahrani’nin lubbul lubab adlı eserine bakın. ( c. 1 s. 87)

Son olarak şu noktayı hatırlatalım ki sizin sorunuz, genel bir seviyede cevaplandırılmıştır. Eğer daha ayrıntılı ve yüksek derecede bir cevap istiyorsanız, öğrenim durumunuzu belirterek, bize tekrar yazabilirsiniz.



[1] El-Tezkiye El-Tethir min el-Ahlak El-Zemime, Mecme el-Bahreyn, c: 1, s: 203

[2] Şems Suresi, 8. ayet, “فَأَلْهَمَهَا فُجُورَهَا وَتَقْوَاهَاقَدْ أَفْلَحَ مَن زَکَّاهَاوَقَدْ خَابَ مَن دَسَّاهَا

[3] Hüseyin Tahrani, Seyyit Muhammed Hüseyin, Risale-i Lubbul lubab, s: 55

[4] Mâide Suresi, 105. ayet, “یَا أَیُّهَا الَّذِینَ آمَنُواْ عَلَیْکُمْ أَنفُسَکُمْ

[5] Nisa Suresi, 136. ayet, “یَا أَیُّهَا الَّذِینَ آمَنُواْ آمِنُواْ بِاللّهِ وَرَسُولِهِ وَالْکِتَابِ الَّذِی نَزَّلَ عَلَى رَسُولِهِ وَالْکِتَابِ الَّذِیَ أَنزَلَ مِن قَبْلُ

[6] İmam Humeyni, Kırk Hadis Şerhi, s: 76

[7] Meleki, Tebrizi, Mirza Cevad, Risale-i Likaullah, s: 52

[8] İmam Humeyni, Kırk Hadis Şerhi, s: 7

[9] Aynı kaynak, s: 7

[10] Mefatih’ul Cinan, Meb’as Günü Duası; İkbal bil Amal’ul Hasene, s: 277

[11] Be Suy-i Mehbub (Hz.Ayetullah Behçet’in buyrukları ve gösterdiği ve tavsiye ettiği yollar), s: 58

[12] El-Mehçet el Beyza, c: 6, s: 24; Bihar’ul Envar, c: 89, s: 172 ve El-Heraic, c: 3, s: 1058

[13] Ankebut Suresi, 69. ayet, “وَالَّذِینَ جَاهَدُوا فِینَا لَنَهْدِیَنَّهُمْ سُبُلَنَا وَإِنَّ اللَّهَ لَمَعَ الْمُحْسِنِینَ

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Kur’an’da kötümserliğin anlamı nedir?
    11372 Pratik Ahlak 2011/11/12
    Kötümserlik, içsel bir halet olup çok kötü bir sıfattır ve çeşitli açılardan incelenebilir. Zira bireysel, toplumsal, ruhi, cismi, uhrevi ve dünyevi birçok menfi etkileri vardır. İslam kaynaklarında kötümserliğin etki ve sebeplerinin açıklanmasının yanı sıra, bu hastalığın tedavi yolları da zikredilmiştir. ...
  • Tehdit amaçlı intihar girişiminde bulunmak da ilahi kaza ve kadere göre midir?
    9209 Eski Kelam İlmi 2009/04/18
    Konunun daha iyi anlaşılması için öncelikle; "Kaza", "Kader", "Takdir" ve "İlahi kaza" gibi kavramların bilinmesi gerekmektedir. Sözlük anlamı itibariyle; kader, ölçü/ölçme, takdir ise ölçülendirme anlamına gelmektedir. Kaza ise, hüküm verme ve sonuçlandırma demektir. Buna göre ilahi takdirin manası şudur: Yüce Allah, çeşitli sebeplerin sonucunda ortaya çıkacak her olayın sınırını belirlemiştir ...
  • Kuran’a göre gençlerin toplumdaki rolü nedir?
    2250 Tefsir 2020/01/20
  • Neden Fatiha suresi (Hamd) Seb’i Mesani olarak adlandırıldı?
    16048 Tefsir 2011/08/14
    Tefsirlere ve rivayet kaynaklarına müracaat ettiğimizde bu konuda –“Seb’i Mesani” ve “Kuran’ı Azim”den maksat nedir?” farklı görüşlerin mevcut olduğunu görürüz:Bazıları bu iki terimden maksadın Kuran ve ayetleri olduğu ...
  • Yahudilerin Hz. İsa’nın dönmesi veya vaat edilen Mesih’in gelmesine yönelik inanç ve imanı nedir?
    10170 Eski Kelam İlmi 2011/12/19
    Yahudiler de kavim ve mezheplerin çoğu gibi, kesin bir şekilde, son zamanda bir kurtarıcının geleceğine inanmaktadır. Mevcut Tevrat kitabında dünya kurtarıcısının geleceği ve zuhur edeceği hakkında birçok müjde mevcuttur. Bugün Yahudiler tarafından İsrail adında bir Yahudi devletinin kurulması, bu Yahudi ülküsünden kötü şekilde istifade edilerek gerçekleşmiştir. Hem Yahudiler ve ...
  • Bizim Allah’a ettiğimiz dua ve isteklerimizin maslahatımıza uygun olup olmadığını nasıl anlayabiliriz?
    22773 Pratik Ahlak 2009/12/20
    Ayet ve rivayetlere göre, dua bir ibadettir ve kendine özel hükümleri, şartları ve kuralları vardır. Örneğin; duanın hükümlerinden birisi haram olan ve diğerlerinin zararına olan şeyleri istememektir.Aynı şekilde rivayet ve ayetlerde önerilen dua, ...
  • Eğer bir kimse eşini öldürür ve eşinin tek varisi annesi ve katilin oğlu olursa acaba oğlun babasını kısas etmeye hakkı var mı?
    4730 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/07/23
    İmam Humeyni (r.a) Tehriru'l-vasile'de şöyle buyurur: Çocuğun babasını kısas etmeğe hakkı yoktur.[1][1] Tehruru'l-vesile, c. 2 s. 522; Mesele 5; Bu ...
  • Tuvalet yerini mescide dönüştürmek mümkün müdür?
    7677 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/12/18
    Eğer tuvaletin bulunduğu arsa tuvalet hizmetini karşılamak hedefiyle vakfedilmemişse, onu mescide eklemek mümkündür. Ama tuvalet hizmeti doğrultusunda kullanılmak üzere vakfedilmişse, onu mescide dönüştürmek olanaksızdır. Lakin orada namaz kılmanın bir sakıncası olmaz. Merhum Ayetullah Uzma Gülpaygani (r.a)’dan şöyle bir soru sorulmuştur: “Mescidin genişletilmesi neticesinde onun eski tuvaleti mescidin hayatına eklenmiş, ...
  • Nazardan korunmak nasıl mümkündür?
    10039 Tefsir 2011/05/09
    Nazar, nefsin oluşturduğu tesirlerindendir ve onun inkar etmeğe bir delil yoktur. Hatta bazı hadiseler nazarın varlığına delil sayılır. Merhum Şeyh Abbas Kummi, nazardan korunmanın yolları hakkında Kalem Suresi'inin 51. ayetini okumayı tavsiye etmiştir. Bu ayetin nüzul sebebine bakıldığında onun nazara karşı etkili olduğu ...
  • Neden Şia geçici evliliği (muta) caiz bilmektedir?
    25447 متعه 2013/04/23
    Başlangıçta bu meselenin fıkhi konulardan olduğuna ve özel bir alan ve ortamda ilgili uzmanlar tarafından incelenmesi gerektiğine dikkat etmeliyiz. Burada kısaca konuları beyan edecek ve konunun detaylarını ayrıntılı cevaba bırakacağız. 1. Geçici evlilik, hiçbir evlilik engeli taşımayan, iki tarafın rızasıyla ve belirli bir zamana kadar belirlenmiş bir ...

En Çok Okunanlar