Gelişmiş Arama
Ziyaret
5178
Güncellenme Tarihi: 2011/08/17
Soru Özeti
Cabir b. Efleh kimdir?
Soru
Cabir b. Efleh kimdir?
Kısa Cevap

Cabir b. Efleh-i İsmailî beş ve altıncı asırdaki İspanyalı gökbilimcilerinden olup “Kitabu’l-Hayat Fi Islahi’l-Mucesta” kitabının yazarıdır. O, muhtemelen Sivil’de (İşbiliye) dünyaya gelmiştir; zira bazı yazarlar ve özellikle de Cabir’in oğluyla tanışık olduğunu belirten Musa b.Meymun (529-600) ve Betruci onu İşbilî olarak adlandırmışlardır. Bazen Cabir b. Efleh’in adı başka şahıslar ile karıştırılmıştır; takriben çağdaşı olan Bağdatlı şair Ebu’l-Kasım Ali b. Efleh, muhtemelen yedinci ve sekizinci asırda yaşamış Ebu Efleh Serekosti, meşhur gökbilimci Muhammed b. Cabir Battani ve kimya bilimcisi ve Latince adı Geber olan Cabir b. Hayyan bu şahıslardandır. O, kendi kitabında Batlimus düzenini eleştirmiş, ama hiçbir ıslah boyutunu seçmemiştir. Onun “et-Tebsire Fi’l-Hendese”[1] adlı bir kitabının olduğu da belirtilmiştir.

Daha fazla bilgi edinmek için şu kaynaklara müracaat edebilirsiniz:

1. Zındiginame-i Rıyazidanan-ı Devre-i İslamî Ez Sede-i Sevvom Ta Sede-i Yazdehom-ı Hicri, neveşte-i Ebu’l-Kasım Kurbani, İntişarat-ı Merkez-i Neşr-i Daneşgahi

2. Tarih-i Temeddun-i İslam, Dr. Ali Asğer Halebi, s. 298.  

3. Daneşname-i Cihan İslam, Morse Kumos.



[1] ez-Zou’l-Lamı’, c. 2, s. 452.

Ayrıntılı Cevap
Bu sorunun ayrıntılı cevabı yoktur.
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Rastgele Sorular

  • Niçin İslami düşünceyi açıklamak için her yönlü kamil bir sistematik teoriye ihtiyaç vardır?
    6836 Yeni Kelam İlmi 2007/08/23
    Şimdiye kadar din bilginleri, evrensel ve belli dönemlere ait unsurları içeren İslami öğretiler karşısında tikelci bir yöntem kullanmışlardır. Böyle bir yöntem ve yaklaşım İslami araştırmaların sistematik bir yapıya sahip olmasını önlemiştir. İslami düşünceyi oluşturan öğeler birbirleriyle aralarında bir düzene tabii tutulmadan bir araya toplanmıştır. Bu bir araya ...
  • . Süleyman’ın Allah’a itaatsizlik etmesi gibi Tevrat’ta zikredilen kıssalar ne kadar doğrudur?
    17942 Eski Kelam İlmi 2012/01/18
    Sorunuzu aşağıdaki kısımlara ayırabiliriz:1. Tevrat’ın metin ve muhtevası ve özellikle de kıssaları doğru mudur yoksa tahrif mi edilmiştir?2. Peygamberler ve özellikle de Hz. Süleyman Allah’a itaatsizlik etmiş midir?3. Tevrat’ın Hahamenişler padişahları hakkındaki kıssasının itibarı nedir?Birinci soru hakkında şunları söylemek gerekir: Her ne kadar Yahudi ...
  • Karidesin helal, ıstakozun haram olmasının felsefesi nedir? Oysa ikiside aynı cinstendir?
    15920 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2011/01/17
    Bütün hükümler fayda ve zarar esası üzerinedir ve her hükmün bir felsefe ve nedeni vardır; ama bu nedenlerin ayrıntılarını bilmek çok zordur. En fazla hükümler için genel kaideler söylenebilir. Ancak buradaki genellik istisnaları olan çoğunluk manasına gelmektedir. Karidesin yenmesinin caiz olması konusunda bazı rivayetlerde onun balık cinsinden (pullu) ...
  • Neden Şia geçici evliliği (muta) caiz bilmektedir?
    26568 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2013/04/23
    Başlangıçta bu meselenin fıkhi konulardan olduğuna ve özel bir alan ve ortamda ilgili uzmanlar tarafından incelenmesi gerektiğine dikkat etmeliyiz. Burada kısaca konuları beyan edecek ve konunun detaylarını ayrıntılı cevaba bırakacağız. 1. Geçici evlilik, hiçbir evlilik engeli taşımayan, iki tarafın rızasıyla ve belirli bir zamana kadar belirlenmiş bir ...
  • Ne yapalım ki Kabrin sıkıştırma şeklindeki azabını görmeyelim?
    9802 Pratik Ahlak 2012/08/16
    Kabirden maksat bireylerin içinde gömüldüğü zahiri kabir değildir. Zira meyyitin defnedileceği yerde hiçbir değişiklik meydana gelmiyor. Bunun yanı sıra bazı kimselerin bedenleri aradan gidecek bir şekilde ölürler veya hiçbir şekilde defin edilmiyorlar ki bedenleri ardan gitmiş olsun. Rivayetlerde kabrin sıkıştırma şeklindeki azabını aradan götüren farklı faktörler beyan ...
  • Acaba oruçlu iken büyük boy abdesti (gusül) alınır mı?
    80794 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/10
    Ramazan ayında cünüp olan bir kimse iki durumdan birisine sahip olabilir. Ya sabah azanından önce cünüp olmuş ya sabah azanından sonra ve gün boyunca cünüp olmuştur. (Elbette oruçlu iken cima (cinsel ilişkiyle) veya istimnan (cinsel ilişki dışında her hangi bir yolla kendinden meni çıkartmak) vesilesiyle cünüp edilmemelidir. ...
  • Acaba kuranın satırlarına abdestsiz dokunmanın işkâllı var mıdır? Ve sehven dokunulsa hükmü nedir?
    5547 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/07/18
    Kuran satırlarına dokunmak yani abdesti olmayan bir kimse için bedeninin her hangi bir tarafını kuranın satırlarına dokundurması haramdır. Ama eğer kuranı kerim Farsçaya veya başka herhangi bir dile tercüme edilmişse tercümesine dokunmasının sakıncası yoktur.[1]Hakeza abdesti olmayan bir kimse Allahın ...
  • acaba Bedir ve Tebük savaşlarında peygamber (s.a.a) evlayı mı terk etti ya maslahatı mı?
    7139 Eski Kelam İlmi 2010/11/08
    Bir grup Müslüman düşünürlerin inancına göre her hangi bir konuyla alakalı gerçekleşen bir olay hakkında peygambere (s.a.a) vahiy gelmemişse, hz. Resul (s.a.a) o olay hakkında karar alıyordu. Elbette Onun (s.a.a) aldığı karar evlaya veya maslahata ters gelebilirdi. Bu iki olaya bağlı olarak ...
  • İbn-i Meysem Bahrani’nin kişiliği ve yaşamı hakkında bilgi verebilir misiniz?
    7440 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2013/04/23
    HK. 697-699’da vefat eden ve İbn-i Meysem diye meşhur olan Kemaleddin Meysem b. Ali b. Meysem Bahrani, 7. yüzyılın başlarında Bahreyn’de dünyaya gelmiştir. İlim ve fakihliğin beşiğinde, köklü ve meşhur bir ailede yetişmiştir. İlim tahsiline kendi ülkesinde başladı. Sonra daha yüksek tahsil için Bağdat’a gitti. İbn-i Meysem ...
  • Zamanın sahibi kimdir? Eğer Hz. Mehdi ise bu şirk değil midir? Çünkü yer ve zamanın sahibi Allah’tır.
    16376 Eski Kelam İlmi 2012/01/18
    Sahip Arapça dilinde yoldaş, arkadaş, dost ve çağdaş demektir, Farsçada zihne gelen malik anlamında değildir. Bu nedenle zamanın sahibinin manası, zamanla yoldaş olan, bu asır ve zamanda yaşayan demektir. Bu kavramın bu anlam ve yorumu şirk değildir. Bu iddianın delili Kur’an ayetidir:

En Çok Okunanlar