Gelişmiş Arama
Ziyaret
10541
Güncellenme Tarihi: 2011/07/18
Soru Özeti
Teşehhütteki “eşhedü en la ilahe ilah” kelimesinde var olan “en” deki “n” harfini bir sonraki “l” harfine dağım etmek gerekiyor mu?
Soru
Teşehhütteki “eşhedü en la ilahe ilah” kelimesinde var olan “en” deki “n” harfini bir sonraki “l” harfine dağım ederek “eşhedü en la”nın yerine “eşhedü el-la” demek vacip midir?
Kısa Cevap

Arapça kelimeler, Fatiha, diğer sureler ve başka kuransal zikirlerin doğru bir şekilde okunması vaciptir. Ama harflerin mahreçleri tecvit âlimlerinin görüşlerine uygun bir şekilde okunması vacip değildir. Ölçü Arapların örfüdür. Telaffuz edilen kelime Arapların örfünde doğru telaffuz edildiğine sıdk edilmesi gerekir. Dolayısıyla kendi kıraatini doğru görmeyen bir kimse kıraatini doğru okuyabilecek şekilde öğrenmelidir. Öğrenmeye kadir değilse mazurdur.[1]

İmam Humeyni tahrirul vesile adlı eserinde şöyle buyuruyor: Kıraatteki sahih olma ölçüsü bütün harfler kendi mahreçlerinden (o dili konuşanların eda ettikleri şekilde) eda edilmelidir.

İhtiyat gereğince kelimenin şeklinde etkili olan önemli hareketler ve hakeza irap ve binanın hareket ve sükûnları de Arap lügatçilerinin dedikleri kurallara riayet edilmelidir. Örneğin “el” ve “ihdina” daki vasl hamzasının hazf edilsin ve “enamte”deki kat hamzası isbat edilmelidir.

Ama harflerin mahreçleri bağlamında tecvit âlimlerinin göstermiş oldukları dikkate riayet etmek gerekli değildir. Hakeza şiddet ve rahvet (gevşeklik), kalın ve ince, ist’ila ve benzer şekilde harflerin sıfatlarına dönük olan şeylere ve hareketli harfi (sükun etikten sonra) bir sonraki benzer harfte dağım etmek; örneğin: “yalemu ma beyne eydihim” cümlesinin “yalemu” deki “m”yi “ma” daki “m”de dağım etmek veya mahreçleri birbirine yakın ve her iki harf de bir kelimede olursa, “yerzuqukum” ve “zuhzihe ani’n-nar” örneklerinde olduğu gibi ki birincisinde “ق” harfi “ک” harfine, ikincisinde “ح” harfi “ع” harfine değim etmesi gibi idğami kebir kaidesine riayet etmek gerekli olmadığı gibi, hata ihtiyat gereğince bu gibi şeylere riayet edilmemesi daha iyidir. Özellikle mahreçleri birbirine yakın olan harflerde bu amelin yapılmaması daha iyidir. Hatta bazı “idğami sagir”e bile riayet emek gerekli değildir. Asıl itibariyle sakin olanı kendisine yakın olan harfe dağım edilmesi, “min rabbike” cümlesinde “n” harfini “r” harfine dağım etme örneğinde olduğu gibi idğama riayet etmesi lazım değildir. Ama “meddi lazım” denilen kurala ihtiyat gereğince riayet edelmeli. “Meddi lazım” şöyledir: Med harfı iki sebebiyle birlikte tek kelimede bulunmalarıdır. “جاء Ca’e”, “سوء su'un”, “جِی‏ءَ cii’e”, “دَابَّة dabbeh”, “ق kaf”, ve “ص sad” gibi. Hakeze harekeli olanın üzerinde durmayı (vakfı) terk etme, sükûn ile vasıl yapma, tenvin ve sakin olan nun’u “yermelune=y-r-m-l-n” harflerine dağim etme kuralına riayet etmek vacip ve farz olmamakla birlikte riayet edilmesi dahi iyidir.[2]

Buna binaen nakil edilen fetvalar gereğince namazda idağami bilagunne (y-r-m-l-n) gibi bazı tecvid kurarlarına vacip ve gerekli olmasa bile riayet edilmesi daha iyi ve güzeldir.



[1] İmam HUMEYNİ, “tevziü’l-mesail (el-muhaşi)”, c. 1, s. 608.

[2] İmam HUMEYNİ, “tahriru’l-vesile”, c. 1, s. 167, mesele no: 13.

Ayrıntılı Cevap
Cette question n'a pas une réponse brève. Pour une réponse détaillée veuillez cliquer
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Cenabet guslü alması gereken biri namaz kılabilmek için guslün yanı sıra abdestte alması gerekir mi?
    26159 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/08/11
    Cenabet guslü yerine getirmiş olan kimse normal şartlarda abdesti bozan bir durumla karşılaşmadığı takdirde (tuvalete çıkma, yellenme gibi…)aldığı cenabet guslü ile namaz kılabilir ve namaz için abdest almaması gerekir. Eğer abdesti bozan bir durumla karşılaşmadığı halde gusülden sonra namaz için abdest alırsa haram olan(yapmaması gereken ) bir ...
  • İmam niçin masum olmalıdır ve imamın masum olduğu nasıl belirlenmelidir?
    13092 Eski Kelam İlmi 2008/06/18
    Şia, Ehl-i Sünnet’in aksine, imamın, da masumiyet konusunda peygamberler (s.a.a.) gibi olduğuna inanmaktadır. Bu yüzden İslam Peygamberi ve diğer ilahi peygamberlerin de masum oldukları gibi, imam da hata ve yanlıştan masum olmalıdır.Ama Ehl-i Sünnet, peygamberden sonraki halifeliği, ilahi değil, toplumsal bir makam olarak görmektedirler onlara göre bu makam halk ...
  • Rehberliğin görüşüne göre “bilerek” namazı bozmanın hükmü nedir?
    30111 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    İradi olarak farz namazı bozmak ve kesmek haramdır ama bir kefareti yoktur. Eğer insan namazını doğru kılıp kılmadığına dair şüphe ederse şüphesine itina etmemeli, namazını doğru kıldığına hükmetmeli ve namazı bozmamalıdır. Ama namazını bozarsa bunun bir kefareti yoktur. Elbette farz namazı iradi olarak bozmak haramdır ama ...
  • Eğer namaz kılan bir insan namaz esnasında mescidin necis olduğunu veya olacağını anlarsa ne yapmalıdır?
    6070 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/09/12
    Tevzihü’l-Mesail’de şöyle belirtilmiştir: “Eğer namaz kılan şahıs namaz esnasında mescidin necis olduğunu anlarsa ve namaz vakti dar ise namazın tümünü kılmalıdır. Eğer vakti varsa ve mescidi temizlemek namazı bozmaya neden olmazsa namaz esnasında temizlemeli ve sonra namaz kılmalıdır. Lakin bu namazı bozacaksa, namazı bozmalı, mescidi temizlemeli ve sonra namaz ...
  • Ümmü'l Mü'minin deyimi nasıl ortaya çıktı?
    11752 Tefsir 2009/06/16
    Ümmü'l Mü'minin deyimi ilk olarak Peygamber (s.a.a)'in zamanında Ahzap suresinin 6. ayetinin nazil olmasıyla deyimleşti. Ayet, Peygamber (s.a.a)'in eşlerinin mü'minlere göre durumunu ortaya ...
  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    7032 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Eğer Ayşe müminlerin annesiyse ve Kur’an onun temiz olduğunu ilan etmişse, Cemel savaşında İmam Ali’yle (a.s) nasıl savaştı?
    9578 Eski Kelam İlmi 2011/09/21
    Sorudaki temizlikten kastedilen temizlik, tathir ayetinin içeriği olan tüm yönleriyle ve mutlak temizlikse, tathir ayeti sadece aziz Peygamber (s.a.a), İmam Ali (a.s), Fatıma (a.s), İmam Hasan (a.s) ve İmam Hüseyin ile ilgilidir ve Peygamberin eşlerini kapsamamaktadır. Ama iffet ile çelişen bir ameli yapma ithamından (ifk hadisesi) temizlenmek ise, bu ...
  • Gusül alırken bedenin mutlaka yıkanması gereken yerleri neresidir?
    9969 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/01/17
    Guslün doğru olmasının şartlarından biri suyun bedenin görünen dış yüzünün tümüne ulaşmasıdır. Nitekim Tevzih-ul Mesail’de şöyle yazar: ‘Gusül alırken bedende iğne ucu kadarda yıkanmayan yer kalırsa gusül batıldır. Ama kulak ve burun içi gibi görünmeyen yerlerini yıkamak farz değildir.’
  • Hz. Meryem’in makamının yükselmesine neden olan şey nedir?
    15584 Tefsir 2012/06/26
    Kur’an ve hadislerden anlaşılan şu ki; İmran’ın kızı Meryem, mali bakımından iaşesini idare edebilecek bir güce sahip değil ve böyle fakir bir ailede (zira o doğmadan önce babası vefat etmişti) dünyaya gelmiştir. Bu neden dolayı onun sorumluluğunu Hz. Zekeriya (Meryem’in teyzesinin kocası) üstlenmişti. Bu değerli ...
  • Aceleyi gidermek için ne yapılmalıdır?
    6741 Teorik Ahlak 2012/05/03
    Acele, dinsel öğretilerin men ettiği hususlardandır. Bu, işleri yapmada erken girişimde bulunmak anlamına gelir. Acele etmek hız ve işleri zamanında yapmak ile fark eder. Hız, öncüllerin ve gerekli şartların hazır olmasından sonra insanın fırsatı elden vermemesi ve işi yapmak için girişimde bulunmasıdır. Acelenin karşısında ise soğukkanlılık ve ...

En Çok Okunanlar