Gelişmiş Arama
Ziyaret
17850
Güncellenme Tarihi: 2009/11/29
Soru Özeti
Gönüllerine göre eş bulamayan, evlilik zamanı gelmiş kızların duası hangisidir?
Soru
Gönüllerine göre eş bulamayan evlilik zamanı gelmiş kızlar için, Ayetullah Behcet’ten Cafer-i Tayyar namazı kılması ve namazın ardından da Meclisinin “Zadu’l Mead” adlı kitabında bu durumlarda okunması gereken duayı okumaları ve devamında da secdeye giderek kesinlikle ağlamaya çalışmaları ve azda olsa gözleri yaşarmaya başladığı anda Allah’tan hacetlerini dilemesi, nakledilmiştir. Sorum şudur: “Zadu’l Mead” kitabında Meclisi’den bu durumlarda okunması için zikredilen dua hangisidir?
Kısa Cevap

Saygıdeğer okuyucumuz;

Sizin nazarınızdaki dua Şeyh Abbas Kummi’nin “Mefatihu’l Cinan” kitabında zikredilmiştir ve o dua şöyledir:

Şeyh ve Seyyid, Mufazzal bin Ömer’den şöyle rivayet etmektedir: Bir gün İmam Cefer-i Sadık’ı (a.s) Cafer-i Tayyar namazını kılarken gördüm ve namazı kıldıktan sonra ellerini kaldırarak nefesi tükeninceye kadar şu duayı okudular: “ya Rabbi, ya Rabbi, ya Rabbi” ve yine nefesi tükeninceye kadar “ya Rabbah, ya Rabbah, ya Rabbah” dedi; bir nefes “Rabbi, Rabbi”, bir nefes “ya Allah, ya  Allah”, bir nefes “ya Hayyu, ya Hayyu”, bir nefes, “ya Rahimu, ya Rahimu”, yedi defa “ya Rahmanu, ya Rahmanu” ve yedi defa da “ya Erheme’r Rahimin” dedikten sonra şu duayı okudu:

Allahumme inni eftehul kevle bi hamdike ve entiku bis senai aleyke ve emciduke ve la gayete li medhike ve esna alayke ve men yeblugu gayete senaike ve emiddu mecdeke ve enni li halitekike künhe marifeti mecdike ve eyyu zemenin lem tekun memduhen bi fadlike mevsufen bi bi mecdike ibaden alel müznibine bi hilmike tahlifu sukane ardike an ta’atike fe küntü aleyhim atufen bi cudike cevaden bi fedlike ibaden bi keremike ya la ilahe illa entel mennanu zül celeli vel ikram.[1]

İmam (a.s) daha sonra şöyle buyurdu: “Ey Mufazzal! Zaruri bir hacetin olduğu zaman Cafer-i Tayyar namazını kıl. Ardından bu duayı okuyup Allah’tan hacetlerini iste; İnşallah kabul olacaktır.”[2]

Zahiren Ayetullah Behcet’in tavsiyelerinde şöyle gelmiştir; Evlenmek isteyen  ve gönüllerine göre bir eşin onları istemeye gelmediği kızlar, Cafer-i Tayyar (a.s) namazı kılsınlar ve ardından Meclisi’nin “Zadu’l Mead” kitabında gelen duayı (bu dua Mufazzal bin Ömer vasıtasıyla İmam Cafer-i Sadık’tan (a.s) rivayet edilmiş ve Mefatihu’l Cinan’ın Cafer-i Tayyar namazı bölümünde zikrolunmuştur) okusunlar ve duanın okunmasından sonra secdeye gidip kesinlikle ağlamaya çalışsınlar ve azda olsa gözleri yaşarmaya başladığı anda da Allah’tan hacetini dilesinler. Bu amelleri haceti reva olana kadar devam ettirmelidir. Eğer haceti reva olmazsa bilsin ki ya az kıldığından veyahut kâmil bir itikatla kılmamış olduğundan dolayıdır.[3]

 


[1] “Allah’ım ben sana hamd ederek söze başlıyorum, sana sena ediyorum, seni övüp yüceltiyorum, senin methinin sonu yoktur; sana sena ediyorum; senin övgü ve senanın gayetine kim ulaşabilir, senin yarattığın bir varlık senin övgünün marifetinin künhüne nasıl varabilir? Senin lütfünle methedilmediğin, yücelik ve kerametinle sıfatlanmadığın hangi zaman var? Sen günahkârlara kendi hilmin ile çok ihsanda bulunansın; yeryüzündeki varlıklar her ne kadar senin itaatine muhalefet ettilerse de sen onlara karşı bağışınla şefkatte bulundun, lütfünle ihsanda bulundun, kereminle bağış yaptın. Nimet veren, yücelik ve ikram sahibi olan senden başka ilah yoktur.”   duanın orijinali şöyledir:

"اللَّهُمَّ إِنِّي أَفْتَتِحُ الْقَوْلَ بِحَمْدِکَ وَ أَنْطِقُ بِالثَّنَاءِ عَلَيْکَ وَ أُمَجِّدُکَ وَ لا غَايَةَ لِمَدْحِکَ وَ أُثْنِي عَلَيْکَ وَ مَنْ يَبْلُغُ غَايَةَ ثَنَائِکَ وَ أَمَدَ مَجْدِکَ وَ أَنَّى لِخَلِيقَتِکَ کُنْهُ مَعْرِفَةِ مَجْدِکَ وَ أَيَّ زَمَنٍ لَمْ تَکُنْ مَمْدُوحا بِفَضْلِکَ مَوْصُوفا بِمَجْدِکَ عَوَّادا عَلَى الْمُذْنِبِينَ بِحِلْمِکَ تَخَلَّفَ سُکَّانُ أَرْضِکَ عَنْ طَاعَتِکَ فَکُنْتَ عَلَيْهِمْ عَطُوفا بِجُودِکَ جَوَادا بِفَضْلِکَ عَوَّادا بِکَرَمِکَ يَا لا إِلَهَ إِلا أَنْتَ الْمَنَّانُ ذُو الْجَلالِ وَ الْإِکْرَامِ"

[2] Şeyh Abbas Kummi, “Mefatihu’l Cinan”, s. 95 (Cafer-i Tayyar namazı).

[3] Asımi, Mehdi, “Guherhayi Hekimane”, s. 16.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    6842 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Bu asırda kızları köleliğe çekmek caiz midir?
    6938 Eski Kelam İlmi 2011/10/23
    Her şeyden önce köleliğin İslam dini tarafından temelleri atılan bir kurum olmadığını, bilakis bu fenomenin İslam’ın doğduğu çağda dünyanın tüm bölgelerinde yaygın olan bir realite olduğunu bilmeliyiz. İslam köle sahiplerine ciddi bir zarar vermeksizin ve mevcut toplumsal dengeyi ani ve hızlı bir girişimle ortadan kaldırmaksızın imkânların elverdiği ölçüde ve ...
  • Çocukken bir defa kız kardeşimin sütünü içmiş olan amcakızım ile evlenebilir miyim?
    7868 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Allah gerçekleşmeden önce insan amelini nasıl bilmektedir?
    6359 Eski Kelam İlmi 2011/08/21
    Bizim için böyle bir sorunun meydana gelmesinin sebebi, Allah ile zaman arasındaki bağı doğru anlamamamızdır. Allah ezeli, ebedi ve zaman üstüdür; yani Allah zamanı kuşatmıştır ve onunla sınırlı değildir. Esasen Allah geçmişte gelecek hakkında bilgi sahibidir diye bir şey söylememiz doğru değildir; çünkü Allah için geçmiş ve gelecek diye ...
  • Eğer birisi ramazan ayında tutmamış orucunu bir sonraki ramazan ayına kadar kaza etmezse hükmü nedir?
    6682 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/09/14
    sorunuzun üç sureti var: biz mercii taklitlerin görüşlerini dikkati nazarda tutarak sorununuzun her bir suretini ayrı ayrı cevaplandırırız. Bir: eğer hastalıktan ötürü orucunu tutmamış ve hastalığı bir sonraki ramazana kadar devam etmişse, tutmamış oruçlarının kazası farz değildir ve her gün yerine yaklaşık on sir (750 gram) denkliğinde ...
  • Eğer bir kız ve erkek evlenmeyi kararlaştırırlarsa ve aralarında ilişki olursa, ama erkek ahdine vefa göstermez ve kızı terk ederse günah işlemiş sayılır mı?
    9322 Pratik Ahlak 2011/08/21
    İslam ahit ve anlaşma dini olup ahde vefa göstermeyi müminlerin alamet ve sıfatlarından biri saymaktadır. Peygamber-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyurmaktadır: Müminler şart ve taahhütlerine bağlıdır.[1] Maalesef bazı insanlar bu önemli hususa bağlı değildir ve menfaat, heves ve arzularının ...
  • Ben hastayım ve cep haclığımı da babamdan alıyorum. Bunun dışında param yoktur ki orucumun kefaretini verebileyim, Acaba yine orucumun kefaret üzerimde farz mıdır? Bu senenin kefaret miktarı kaç tümendir?
    6170 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/14
    Fukahanın (fıkıh âlimleri) fetvası esasınca orucunu kasten (amdi olarak) ve her hangi bir mazereti olmaksızın yiyen bir kimse üç çeşit kefaretten birisini seçmek arasında muhayyerdir. Birincisi: Bir köle azat etmek. Günümüz dünyasında köle konusu mevcut olmadığından dolayı bu şık kendiliğinden devre dışı kalıyor.
  • İmam Ca'fer Sadık'a göre Kur'an karisinin özellikleri
    12688 Kur’anî İlimler 2011/07/19
    İmam Cafer Sadık (a.s) Kur'an karisi için bir takım özellikler ve vasıflar zikretmiştir. Bu cümleden şu vasıfları zikredilebilir: Ehl-i Beyt'in velayetini bilmesi, Kur'an'ı doğru okuması, Kur'an'ı okurken ondan etkilenmesi, abdestli olması, doğru bir kimse olması ve yağcılıktan uzak durması, Kur'an'a karşı tevazu ve huşu göstermesi, ilim öğrenmek yolunda çaba göstermesi, ...
  • Hangi surede hay ve kayyum sıfatları yer almaktadır?
    17459 Tefsir 2010/11/08
    Hay ve kayyum Yüce Allah’ın iki zatî sıfatıdır. “Hay” “diri” manasında ve “kayyum” da “zatıyla kaim olan ve başkalarının kendisiyle kaim olduğu varlık” anlamındadır. Bu iki sıfat beraber bir şekilde Kur’an surelerinin üç ayetinde yer almaktadır:1. Bakara suresi 255. ayet: “
  • Dinin afetleri nelerdir?
    12217 Din Felsefesi 2010/08/22
    Din, kendisinde hata, yanlış, hasar ve afetin yer alamayacağı kutsî ve ilahî bir olgudur. Hata ve yanlış yapma beşerî hususlarla ilgilidir. Din ve dindarlığın hasarlarını bilme bahsindeki hasar ve afet, dinin hakikatiyle ilgili değildir. Bilakis insanların dine bakış tarzları, insanın dini anlama ve telaki etme şekli, ...

En Çok Okunanlar