Gelişmiş Arama
Ziyaret
12981
Güncellenme Tarihi: 2011/09/21
Soru Özeti
İnsan kendi çocuğuna Muhammed Mehdi ismini takabilir mi?
Soru
İmam-ı Zaman’ın (a.f.) ismini ve ismini aleni yapılmaması hakkında var olan düsturu dikkate alarak insan kendi çocuğuna Muhammed Mehdi ismini takabiliyor mu?
Kısa Cevap

Bu soruyu cevaplandırmak için iki noktaya dikkat etmek gerek:

1-   Hadislerimiz bizi İmam-ı Zamanı (a.f.) Muhammed ismiyle zikir etmekten men ediyor; ama bu yasaklık hiçbir halette Muhammed ismini kollanamazsınız, hatta kendi çocuklarınız için isim olarak seçemezsiniz anlamında değildir.

2-   Şia âlimleri arasında takkiye ve korku olmadığı bizim dönemimizde de İmam-ı Zamanı (a.f.) kendi ismiyle (Muhammed Mehdi) yâd etmek işkâllı mıdır değil midir noktasında alimlerimiz ihtilaf var olmakta. Bazı âlimler hadislerde var olan yasaklık küçük gaybet (gaybeti sugra) dönemine hatır ki o dönemde, Şialar takkiye yapmakla mükellef idiler diyorlar.

Ayrıntılı Cevap

Sorunuzu cevaplandırmak için iki önemli noktaya dikkat edilmesi lazım:

Bir: İlkin bu bağlamda var olan rivayetleri incelemeliyiz:

1-   Bir rivayette İmam Cafer Sadık’tan (a.s.) şöyle nakledilmiş: “Kâfir dışında hiç kimse emir sahibi olanının (sahibe’l-emr) ismini dile getirmez”.[1]

2-   Sahibe’z-Zaman hazretlerinin (a.f.) kendi imzasıyla teyit edilmiş yazıların (tevki’at) birisinde şöyle yazılmakta: “ismimi toplum arasında zikredenler mel’undur, mel’undur (lanet edilmiştir)”.[2]

3-   Şia’nın kaynak kitaplarında bu türden rivayetler var olmaktadır. Öyle ki Allame Meclisi “biharul-envar” adlı eserinde bu bağlamda bir başlık atmış.[3]

Hal böyle olunca önemli nokta şu: Rivayetlerde İmam-ı Zamanın ismini dile getirilmemesine tekitle vurgu yapılmış olmasının nedenini öğrenmektir. Yani neden bu ismin dile getirilmesi yasaklanmış?

“Peygamber efendimizden (s.a.a.) nakledilen rivayetlerin birisinde şöyle denilmektedir: “Mehdi benim çocuklarımdandır, onun ismi benim ismimdir, onun künyesi de benim künyemdir”.[4]

Bu son rivayeti dikkate aldığımızda Hz. Mehdinin (a.f.) isminin Muhammed ve ilk iki rivayetleri dikkate aldığımızda da onun bu isimle çağırmasının caiz olmadığını anlıyoruz.

Dolayısıyla yukarıdaki konularda biraz dikkat ettiğimizde Hz. Mehdi’nin (a.f.) asıl ismini dile alarak onu çağırmak caiz olmadığını anlıyoruz. Ama bu, Muhammed ismini mutlak bir şekilde dile alamayız veya bu ismi kendi çocuklarımız için seçemeyiz şeklinde bir şey anlaşılmamaktadır. Bilakis kesin olarak anlaşılan mana şu: Hz. Mehdi (a.f.), yâd edilmek istendiği her zaman Onun asıl isminin (Muhammed) kullanılmaması gerekir.

İki: İmame’l-Asr’ın (Asrın imam (a.f.)) değerli ismini yâd etmek birkaç şekilde mümkündür: 1- Kitaplarda; 2- Kinaye şeklinde, örneğin; Onun ismi Peygamberin ismi gibidir denmesi, 3- imam’ın kendisi için veya ismini yâd eden kimsenin kendi canı için zarar getireceği mümkün olduğu durumlarda; gaybeti suğra döneminde olduğu gibi, 4- Takkiyenin gerekli ve korkunun olmadığı durumlarda; günümüz dünyasında olduğu gibi.

Birinci ve ikinci durumlarda ittifakla imamın ismini zikretmek işkâlsız ve her hangi bir sakıncası yok. Zira Şia âlimlerinin bütünü (icma) bunun caiz olduğuna ittifak etmemiştir.[5] Üçüncü halette Şia âlimlerinin bütünü işkâllı ve haram olduğunu söylemişlerdir.[6] Dördüncü halet hakkında ise ihtilaf var. Şia âlimlerinin bir kısmı işkâllı olduğunu söylerken bir diğer kısım da işkâlsız olduğuna inanıyor. Örneğin; Allame Meclisi İmam-ı Zamanı (a.f.) Muhammed ismiyle zikretmek her halükarda; ister gaybeti sugra döneminde ister gaybeti kubra döneminde olsun her iki halette de işkâllıdır.[7] Bunun tam karşısında yer alan Ali b. İsa Erbili ki Şia’nın büyük fakihlerindendir Mehdi (a.f.) ismini dile getirmenin yasaklığı sadece takkiyeden dolayı idi. Günümüzde ise bu takkiye söz konusu olmadığı için bu yasaklık bertaraf olmuştur.[8]

Buna binaen konuyu şu şekilde özetleyip düzenlemek mümkündür: İlkin: Rivayetlerde yasaklanan şey İmam-ı Zamanı, Muhammed ismiyle yâd etmektir. Bu yasaklık mutlak bir şekilde Muhammed ismini zikretmek hatta kendi çocuklarımız için bu ismi isim olarak seçemeyiz şeklinde değildir. İkinci olarak: Korku ve takkiyenin söz konusu olmadığı günümüz dünyasında İmam-ı Zamanı (a.f.) Muhammed ismiyle yâd etmek işkâllı mıdır işkâlsız mıdır noktasında Şia âlimleri arasında ihtilaf var olmakta. Bir kısmı işkâllı olduğunu savunurken büyük fakihlerinden olan bazı âlimler de günümüz dünyasında bunun her hangi bir sakıncası yoktur, zira rivayetlerde zikredilen yasaklık gaybeti sugra (küçük gaybet) dönemine hastır ki bu dönemde Şia takkiye yapmakla mükellef kılındığı bir dönemdir, günümüz dünyasında ise bu durum söz konusu değildir diyorlar.



[1] KURANİ, Ali, “el-mucemu el-medui li ahadisi’l-imam el-mehdi”, b. 1, naşiri şahsi, s. 890.  

[2] A.g.e.

[3] Allame MECLİSİ, “biharu’l-envar”, Tahran: darul kitabu’l-islamiye, 1362, c. 51, s. 31-33.

[4] KURANİ, Ali, “el-mucemu el-medui li ahadisi’l-imam el-mehdi”, s. 176.

[5] TUNE’İ, Muçteba, “mevud name”, b. 1, intişarat-i meşhur, s. 101.

[6] A.g.e., s. 102.

[7] Allame MECLİSİ, “biharu’l-envar”, c. 51, s. 32.

[8] TUNE’İ, Muçteba, “mevud name”, s. 102.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Neden felsefî ikinci makuller tür ve ayıraca sahip değildir? Mantıkî ikinci makuller de böyle midir?
    10086 İslam Felsefesi 2011/10/23
    Makul, felsefî bir terim olup zihne gelen şey anlamındadır ve hissedilenin yani hisle duyumsananın karşısında yer alır. Makul terimi bazen aklî suretler için, bazen dışarıda bir varlığı olmayan hususlar için ve bazen de hissedilmeyen ve soyut olan şeyler için kullanılır ki bu durumda makulden kasıt akıldır. Bizim konumuzda makulden ...
  • Bozgunculuğun bahsedildiği Kur’an ayetleri hangileridir?
    13595 Tefsir 2011/01/20
    Bozgunculuk ıslah karşısında olup her tahripkâr işe denir. Bundan dolayı noksanlık ve tahrip cihetinde yer alan her iş veya bireysel ve toplumsal meselelerdeki ifrat ve tefrit bozgunculuk sıfatıyla anılır. Kur’an-ı Kerim’in hedef ve misyonu insanları her türlü bozgunculuktan kurtarmaktır. Bu yüzden Kur’an-ı Kerim’in birçok ...
  • Hayız kanın özelliklerini görmedim diye kendi adet dönemimin içinde namaz kılabilir miyim?
    49297 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/05/19
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Masum olmayan bir kimse Allah’ın halifeliğinin örneği olabilir mi?
    7124 Eski Kelam İlmi 2011/01/20
    Allah’ın halifeliğinin örneklerine değinmeden önce Allah’ın halifesinin kim ve vasıflarının ne olduğunu açıklamak gerekir. Hilafet ve halifelik kavramının batınında halife kılanın halifede zuhur etmesi manası saklıdır ve halife ise halife kılan özneye kimliği bağlı olan kimsedir. Halifenin ondan ayrı bir mana ve hakikati yoktur. ...
  • Bir insanın mürtet olmasının hükmü şeriat hâkiminin hükmüne gerek duyar mı?
    8484 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/12
    Sorunuz büyük taklit mercilerinin bürolarından soruldu ve alınan cevapları aşağıda aktarıyoruz: Hz. Ayetullah Uzma Hamaney (ömrü uzun olsun): Mürtetlik şeriat hâkiminin hükmüne gerek duymaz. Eğer dinin gereklerinden birini inkâr etmek peygamberliği veya aziz İslam Peygamberini inkâr etmeyle veyahut şeriata bir noksanlıkta bulunmayla sonuçlanırsa, ...
  • İyi ve kötülerin birbirlerine karşı olan sevgi ve kini nasıldır?
    6393 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2011/11/12
    Sorunun açıklığa kavuşması için İmam Askeri’nin (a.s) hadisinin metnini hatırlatacağız. İmam Hasan Askeri (a.s) şöyle buyurmuşlardır: “İyilerin, iyilerle dostluğu, iyiler için sevaptır, kötülerin, iyilere muhabbeti, iyiler için büyüklüktür; kötülerin, iyilerle düşmanlığı, iyiler için süstür (ziynettir) ve iyilerin, kötülerle düşmanlığı, kütüler için rüsvalıktır.”[1] Buna ...
  • Zırar mescidinin anlamı nedir? Onun inşa edilme hikâyesi nedir?
    12235 tarihi Yerler 2012/03/12
    “Zırar” Arapçada mufaale babından olup bilerek[1] zarar verme[2] anlamına gelir. Kur’an-ı Kerim’de Tövbe suresinde Zırar mescidi macerasına işaret edilmiştir. Zırar mescidinin bu adla adlandırılmasının nedeni, bir grup münafığın İslam ve Müslümanlar aleyhine olan kendi kirli emellerini hayata geçirmek ve Hz. Peygamber ...
  • Melekler Âdem’in yaratılmasından önce Âdem’in bozgunculuk çıkaracağını nerden bilmekteydiler?
    12817 Tefsir 2011/06/20
    Meleklerin Âdem’in yaratılmasından önce Âdem’in bozgunculuk çıkaracağını nerden bildiği hususunda bir takım ihtimaller beyan edilmiştir:1. Lavh-i Mahfuz kanalıyla Âdem’in zürriyetinin yeryüzünde bozgunculuk çıkaracağı ve kan akıtacağı öğrenilmiştir. 2. İlahi haberler yoluyla öğrenilmiştir.3. Bu konu gerçekte meleklerin öngörüsüydü; çünkü onlar insanın bir takım tabii çelişkiler taşıyan toprak ...
  • Kur’an’ın nüzulu hangi yılda tamamlandı?
    15341 Kur’anî İlimler 2011/04/28
    Peygambere nazil olan son ayet ve son sure hakkındaki rivayetler farklıdır. Bazı rivayetlerde Peygambere (s.a.a) nazil olan son surenin Nasr suresi olduğunu söylenirken bazılarında da Beraet suresinin son sure olduğunu söylenmektedir. Yine bazı rivayetlerde Bakara suresinin 281. ayetinin son ayet olduğunu söylenirken bazılarında da ‘Bugün dininizi size ikmale ...
  • Bir mercii taklit etmede kendisinin rızası gerekli midir?
    5648 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/30
    Hz. Ayetullah Mehdi Hadevi Tahrani’nin bu husustaki görüşü şudur:Eğer şerî muteber yollardan (açık delil, şöhret ve vicdanî ilim) bir şahsın taklit için salahiyeti olduğu tespit edilirse, onu taklit etmek caiz olur ve kendisinin onayına gerek duyulmaz. Daha fazla bilgi edinmek için aşağıdaki adrese müracaat ediniz:

En Çok Okunanlar