Gelişmiş Arama
Ziyaret
19740
Güncellenme Tarihi: 2012/10/09
Soru Özeti
Yüce Allah Kur’an’da Hz. Eyüp’ün (a.s) diliyle şöyle buyurmaktadır: “Gerçekten de şeytan beni yordu ve azaba uğrattı.” Soru şudur: Şeytan nasıl peygamberlere etki edebilmekte ve onlara hâkim olabilmektedir?
Soru
Yüce Allah Sad suresinin 41. ayetinde Hz. Eyüp’ün (a.s) diliyle şöyle buyurmaktadır: “Gerçekten de şeytan beni yordu ve azaba uğrattı.” Aynı şekilde bu surenin 82 ve 83. ayetlerinde de şöyle buyurmaktadır: “Şeytan demişti ki yüceliğine ant olsun ki onların hepsini azdıracağım. Ancak içlerinden ihlasa eren kulların müstesnadır.” Bu ayetlere istinaden şeytan halis kullar üzerinde bile sulta kuramazken Hz. Eyüp’ün (a.s) yorgunlu üzerinde nasıl bir etkisi olabilir? Aynı şekilde Hz. Eyüp’ün (a.s) şeytan beni bozguna uğrattı sözünden ne kastedilmektedir.
Kısa Cevap

Kur’an-ı Kerim’de şöyle okumaktayız: “(Ey Muhammed!) Kulumuz Eyyûb’u da an. Hani o, Rabbine, “Şeytan bana bir yorgunluk ve azap dokundurdu” diye seslenmişti.”[1] Ayet-i şerife Hz. Peygambere (s.a.a) hitap etmekte ve Hz. Eyüp’ün (a.s) başına gelen hadiseleri hatırlatmak suretiyle ona teselli vermek istemektedir. Hz. Eyüp (a.s) Allah ile dertleşme ve halini bildirme makamında Ey Allah’ım şeytan ve hileleri bana eziyet etmekte ve zorluk çıkarmaktadır diye buyurmuştur. Burada Hz. Eyüp’ün (a.s) çektiği acı ve eziyet şeytanın hilesine isnat edilmiştir. Hz. Eyüp (a.s) yüce Allah’tan merhamet etmesini ve sorunlarını ortadan kaldırmasını talep etmiştir. Lakin şeytanın bu oyunları ve benzeri hususlar peygamberlere eziyet etmekten başka bir etki göstermez. Bunların peygamberlerin kutsal ruh ve nefislerine egemen olması diye bir şey söz konusu değildir. Çünkü şeytanın peygamberlerin ruh ve batınlarına el koyması ve egemen olması, onların masum olması nedeniyle muhaldir. Peygamberlerin ruh ve özlerinin temizliği asla şeytani ilhamların katılık ve karanlığının etkisi altında kalmaz.[2] Lakin evlatlara ilgi duymak gibi kendilerinin doğal ve normal diğer hususlarının zarar ve tehlikeyle karşılaşması imkan dâhilindedir. Bu ilahi sınamanın gereği ve insanlık doğasının bir gereğidir. Eğer maslahat gerektirirse yüce Allah peygamberlerin de acı çekmesi, üzülmesi ve meşakkate katlanmasının altyapısını hazırlar ve böylece kendilerinin sabır, rıza ve teslim dereceleri sınanmış olur.[3] Buna ek olarak şeytanın yorması ve azaba uğratmasından maksat da Hz. Eyüp’ün (a.s) bir şekilde yorgunluk ve azabı şeytana isnat etmek ve “benim bu problemlerimde şeytan etkilidir” demek istemesidir.[4] Bundan dolayı bahse konu olan ayetin kastettiği şey, şeytanın peygamberlerinin ruhuna hâkim olması değildir. Dolayısıyla bu ayet, peygamberlerinin masum olduğunu ispat eden veya şeytanın Allah’ın ihlasa erdirilmiş kullarını saptıramayacağını belirten ayetler ile bir çelişki arz etmez.[5] Aynı şekilde bu ayet-i şerifeden yüce Allah nezdinde Hz. Eyüp’ün (a.s) yüce makamının “kulumuz” ifadesiyle ne kadar yüce olduğu iyice anlaşılmaktadır.[6]

 


[1] «وَ اذْکُرْ عَبْدَنا أَیُّوبَ إِذْ نادى‏ رَبَّهُ أَنِّی مَسَّنِیَ الشَّیْطانُ بِنُصْبٍ وَ عَذاب»; Sad suresi, 41. ayet.

[2] Tabatabai, Seyit Muhammed Hüseyin, el-Mizan fi Tefsiri’l-Kur’an, c. 3, s. 180, ve c. 17, s. 209 ve 210, Defteri intişaratı İslami, Kum, çapı pencum, 1417 h.k.

[3] Mekarim Şirazi, Nasır, Tefsir-i Numune, c. 19, s. 296, Daru’l-Kütübü’l-İslamiye, Tahran, çapı evvel, 1374 h.ş; Hüseyni, Hamedani, Seyit Muhammed Hüseyin, Envar-ı Dırahşan, c. 14, s. 133 ve 134, Kitapfuruşiyi Lutfi, Tahran, çapı evvel, 1404 h.k.

[4] el-Mizan fi Tefsiri’l-Kur’an, c. 3, s. 180, ve c. 17, s. 209.

[6] Tefsir-i Numune, c. 19, s. 294.                                                                                                                      

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Cenabet guslü alması gereken biri namaz kılabilmek için guslün yanı sıra abdestte alması gerekir mi?
    26159 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/08/11
    Cenabet guslü yerine getirmiş olan kimse normal şartlarda abdesti bozan bir durumla karşılaşmadığı takdirde (tuvalete çıkma, yellenme gibi…)aldığı cenabet guslü ile namaz kılabilir ve namaz için abdest almaması gerekir. Eğer abdesti bozan bir durumla karşılaşmadığı halde gusülden sonra namaz için abdest alırsa haram olan(yapmaması gereken ) bir ...
  • İmam niçin masum olmalıdır ve imamın masum olduğu nasıl belirlenmelidir?
    13092 Eski Kelam İlmi 2008/06/18
    Şia, Ehl-i Sünnet’in aksine, imamın, da masumiyet konusunda peygamberler (s.a.a.) gibi olduğuna inanmaktadır. Bu yüzden İslam Peygamberi ve diğer ilahi peygamberlerin de masum oldukları gibi, imam da hata ve yanlıştan masum olmalıdır.Ama Ehl-i Sünnet, peygamberden sonraki halifeliği, ilahi değil, toplumsal bir makam olarak görmektedirler onlara göre bu makam halk ...
  • Rehberliğin görüşüne göre “bilerek” namazı bozmanın hükmü nedir?
    30111 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    İradi olarak farz namazı bozmak ve kesmek haramdır ama bir kefareti yoktur. Eğer insan namazını doğru kılıp kılmadığına dair şüphe ederse şüphesine itina etmemeli, namazını doğru kıldığına hükmetmeli ve namazı bozmamalıdır. Ama namazını bozarsa bunun bir kefareti yoktur. Elbette farz namazı iradi olarak bozmak haramdır ama ...
  • Eğer namaz kılan bir insan namaz esnasında mescidin necis olduğunu veya olacağını anlarsa ne yapmalıdır?
    6070 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/09/12
    Tevzihü’l-Mesail’de şöyle belirtilmiştir: “Eğer namaz kılan şahıs namaz esnasında mescidin necis olduğunu anlarsa ve namaz vakti dar ise namazın tümünü kılmalıdır. Eğer vakti varsa ve mescidi temizlemek namazı bozmaya neden olmazsa namaz esnasında temizlemeli ve sonra namaz kılmalıdır. Lakin bu namazı bozacaksa, namazı bozmalı, mescidi temizlemeli ve sonra namaz ...
  • Ümmü'l Mü'minin deyimi nasıl ortaya çıktı?
    11752 Tefsir 2009/06/16
    Ümmü'l Mü'minin deyimi ilk olarak Peygamber (s.a.a)'in zamanında Ahzap suresinin 6. ayetinin nazil olmasıyla deyimleşti. Ayet, Peygamber (s.a.a)'in eşlerinin mü'minlere göre durumunu ortaya ...
  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    7032 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Eğer Ayşe müminlerin annesiyse ve Kur’an onun temiz olduğunu ilan etmişse, Cemel savaşında İmam Ali’yle (a.s) nasıl savaştı?
    9578 Eski Kelam İlmi 2011/09/21
    Sorudaki temizlikten kastedilen temizlik, tathir ayetinin içeriği olan tüm yönleriyle ve mutlak temizlikse, tathir ayeti sadece aziz Peygamber (s.a.a), İmam Ali (a.s), Fatıma (a.s), İmam Hasan (a.s) ve İmam Hüseyin ile ilgilidir ve Peygamberin eşlerini kapsamamaktadır. Ama iffet ile çelişen bir ameli yapma ithamından (ifk hadisesi) temizlenmek ise, bu ...
  • Gusül alırken bedenin mutlaka yıkanması gereken yerleri neresidir?
    9969 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/01/17
    Guslün doğru olmasının şartlarından biri suyun bedenin görünen dış yüzünün tümüne ulaşmasıdır. Nitekim Tevzih-ul Mesail’de şöyle yazar: ‘Gusül alırken bedende iğne ucu kadarda yıkanmayan yer kalırsa gusül batıldır. Ama kulak ve burun içi gibi görünmeyen yerlerini yıkamak farz değildir.’
  • Hz. Meryem’in makamının yükselmesine neden olan şey nedir?
    15584 Tefsir 2012/06/26
    Kur’an ve hadislerden anlaşılan şu ki; İmran’ın kızı Meryem, mali bakımından iaşesini idare edebilecek bir güce sahip değil ve böyle fakir bir ailede (zira o doğmadan önce babası vefat etmişti) dünyaya gelmiştir. Bu neden dolayı onun sorumluluğunu Hz. Zekeriya (Meryem’in teyzesinin kocası) üstlenmişti. Bu değerli ...
  • Aceleyi gidermek için ne yapılmalıdır?
    6741 Teorik Ahlak 2012/05/03
    Acele, dinsel öğretilerin men ettiği hususlardandır. Bu, işleri yapmada erken girişimde bulunmak anlamına gelir. Acele etmek hız ve işleri zamanında yapmak ile fark eder. Hız, öncüllerin ve gerekli şartların hazır olmasından sonra insanın fırsatı elden vermemesi ve işi yapmak için girişimde bulunmasıdır. Acelenin karşısında ise soğukkanlılık ve ...

En Çok Okunanlar