Gelişmiş Arama
Ziyaret
47255
Güncellenme Tarihi: 2010/05/19
Soru Özeti
Hayız kanın özelliklerini görmedim diye kendi adet dönemimin içinde namaz kılabilir miyim?
Soru
Âdetim çok düzensizdir. Gün içinde bazen geliyor, bazen gidiyor. Eğer kan görmezsem namaz kılmalı mıyım? Hatta bir iki saat sonra göreceğimi bilsemde mi? Yoksa adet dönemimin tamamen bittiğinden emin olmak için gün bitimine kadar beklemem mi gerekiyor?
Aslında şunu öğrenmek istiyorum: Eğer hayızın özelliklerini görmezsem adet dönemimin içinde namaz kılabilir miyim?
Kısa Cevap

Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız.

Ayrıntılı Cevap

Aşağıda değindiğimiz konular sorunuzun cevabını almakta size yardımcı olacaktır:

Hayız gören kadınlar birkaç kısıma ayrılırlar:

-İlk kez âdet gören kadın: Buna "mübtedia" denir.[1]

-Kendisine âdet edinememiş kadın: Bir kaç ay âdet görmüş, ama kendisine belli bir âdet edinemeyen veya âdeti değişmiş ve yeni bir âdet yerleşmemiş olan kadındır. Buna "muztaribe" denir.[2]

-Âdetini unutan kadın: Böyle birine ‘nâsiye’[3] denir.[4]

-Hamilelik ve çocuğa süt vermekten dolayı önceki âdetinden iki yıldan fazla geçtiğinden adetini unutma olasılığı çok olan kadın: Böyle birine ‘farziye’ denir

-Belli zaman ve sayıda âdet gören: Zamanı ve âdet gördüğü günlerin miktarı da aynı olan kadındır.

- Belli zamanda âdet gören: Her ay aynı zamanda âdet gören, ama gördüğü âdet günlerinin miktarı değişik olan kadındır.

-Belli sayıda âdet gören: Her ay âdet gördüğü günlerin sayısı eşit olan, ama kan görme zamanları değişik olan kadındır.

 

Hayızın bittiğini şu şekilde anlayabiliriz- burada kanın on günde durduğu farzedilmektedir-: Kan on güne kadar kesilirse tümü hayızdır ve hayızın altı kısmı arasında hüküm yönünden fark yoktur. Ancak (amelde) belli adetleri olan ve gördükleri kan, adet günlerini geçen kadınlar, bunun onu günü geçip geçmeyeceğini bilmiyorlarsa görevleri istihzardır.[5]

 

İstihzar, kadının kendisini hayız görmesi ve hayızın ahkâmına amel etmesidir. Yani durumu belli oluncaya kadar ibadet etmemeli ve hayızlı kadına haram olan şeylerden kaçınmalıdır. Ama âdeti düzenli olan ve âdet gördüğü günlerin miktarı hiç değişmeyen kadın için bu hüküm geçerli değildir.[6]

 

İstihzar hakkında başka görüşlerde var ki daha fazla bilgi için ilgili kitaplara başvurulabilir.[7]

 

Hayız olan kadının adet döneminde kanı kesildikten sonra, on günden önce vazifesi şöyle açıklanabilir:

Hayız kanı on günden önce kesilirse bu durumda çeşitli kısımlara ayrılır ki, aşağıda her birinin hükmünü ayrıntılı olarak getiriyoruz:[8]

1- Temizlendiğini biliyor ve içeride de kan yoktur (bunun dört kısmı vardır):

a) On gün dolmadan önce yeniden kan göreceğini biliyor. Hz. İmam Humeyni (r.a), Hz. Ayetullah Hoi (r.a), Hz. Ayetullah Eraki (r.a) ve Hz. Ayetullah Fazıl (r.a) gibi kimi fakihler ‘Arada temizlendiği günlerde de hayızdır’ derken, Hz. Ayetullah Gulpaygani (r.a), Hz. Ayetullah Sistani ve Hz. Ayetullah Mekarim ‘Arada temizlendiği günlerde ihtiyat etmelidir’ görüşündedirler.

b) On gün dolmadan önce yeniden kan görmeyeceğini biliyor. Bu durumda gusül almalı ve namaz kılmalıdır.

c) On gün dolmadan önce yeniden kan göreceği ihtimalini vermektedir. Bu durumda da gusletmeli ve namaz kılmalıdır.

d) On gün dolmadan önce her zaman yeniden kan görüyor. İmam Humeyni (r.a) gibi bazı fakihler bu konuda şöyle buyuruyorlar: ‘Farz ihtiyata göre temizlenmiş kimsenin amelleri ile hayız gören kadına haram olan işleri terketmeyi beraber yapmalıdır.’ Ayetullah Sistani: ‘Bu yeniden kan görme ilim veya itminana neden olursa temizlenmiş kimsenin amelleri ile hayızın terk etmesi gereken işleri beraber yapmalıdır.’ derken Ayetullah Hoi (r.a) ve Ayetullah Eraki (r.a) gibi kimi fakihlerde ‘Bu yeniden kan görme ilim veya itminana neden olursa hayızlı kimsenin amellerini yerine getirmelidir’ diye buyurmaktadırlar.

2- Temizlendiğini bilmiyor. Bu durumda kendisini kontrol etmelidir. Kontroldan sonra iki hal ortaya çıkar:

a) Temiz olduğunu görür (önceki şıkta olduğu gibidir).

b) Temizlenmediğini görür (bununda iki kısmı vardır):

I) Belli âdeti vardır; bu durumda da üç kısmı ayrılır:

a) On güne kadar mutlaka kesileceğini biliyorsa kan kesilinceye kadar beklemelidir.

b) On günü geçeceğini biliyorsa adet günlerinden fazlasını istihaze saymalıdır.

c) On günü geçip geçmeyeceğinde emin değilse, bu durumda istihzar etmelidir.

II) Belli bir adeti yoktur. O zaman (on güne kadar) kanın kesilmesini beklemelidir.

 

Bu aşamada önemiden dolayı iki meseleye dikkat çekiyoruz:

Mesele-1: Kontrol etmek şu şekilde olmalıdır: Kan kesildikten sonra fercine bir miktar pamuk sokup biraz bekledikten sonra çıkarmalıdır. Eğer pamuk temiz ise temizlenmiş kimsenin hükmünü uygular.[9]

Mesele-2: Kontrol etmez ve namaz kılarsa namazı batıldır, hatta sonradan temizlendiğini bilse bile. Ancak her ne kadar vazifesini yerine getirmemişse de kurbet kastı etmiş idiyse o zaman (temiz halde) kıldığı namaz geçerlidir.[10]

 

Daha fazla bilgi için bk:

-Tevzih-ul Mesail-i Meraci, c.1, s.252-295

-Ahkam-ı Banuvan (Kadınların Hükümleri). Muhammed Vahidi, s.67-90



[1] -Tevzih-ul Mesail-i Meraci’, Mesele:496

[2] -a.g.e. Mesele: 478 ve 494

[3] - Nasiye’ye mutahayyire ve muztaribe’de denir. Bu durumda ‘mübtedia’nın genel manasını almış ve iki kısıma ayırmışlardır:

a) Kadının ilk defa kan görmesi.

b) Kendisine belli bir âdet edinemeyen kadın (muztaribe’nin ilk manası), el-Urvet-ul Vuska, c.1, Fi’l Hayz, Mesele:8

[4] -Tevzih-ul Mesail-i Meraci’, Mesele:499

[5] - el-Urvet-ul Vuska, c.1, Fi’l Hayz, Mesele:17, 20 ve 23

[6] -Tevzih-ul Mesail-i Meraci’, Mesele:480

[7] - a.g.e. Mesele: 480 ve 506; el-Urvet-ul Vuska, c.1, Fi’l Hayz, Mesele:23

[8] - el-Urvet-ul Vuska, c.1, Fi’l Hayz, Mesele:23, 24 ve 25; Tevzih-ul Mesail-i Meraci’, Mesele:505-506

[9] - a.g.e. mesele:23; Tahrir-ul Vesile, c.1, Fi’l Hayz, Mesele:18; Tevzih-ul Mesail-i Meraci’, Mesele:506

[10] - el-Urvet-ul Vuska, c.1, Fi’l Hayz, Mesele:157.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Rastgele Sorular

  • Hz. Peygamber-i Ekrem (s.a.a) ve temiz imamların (a.s) önemli ve sahih hadis kaynakları özel olarak nelerdir?
    8969 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2013/04/23
    Şiaların inancına göre imamların (a.s) rivayetleri, Hz. Peygamberin (s.a.a) rivayetleri gibi delil teşkil eder ve onlara uyulması gerekir. Bu açıdan bu rivayetler arasında herhangi bir fark yoktur. Bu nedenle dört hadis kitabı (Usul-u Kâfi, Tehzib, Men la Yehzeruhu’l-Fakih ve İstibsar) Şia’nın asıl hadis kaynakları olarak Hz. Peygamberin ...
  • Nikâh sözünün felsefesini açıklar mısınız?
    6111 Ahlak 2010/07/24
    İslam açısından evlilik aile ve ardınca toplum teşkil etmek için kutsal bir sözleşme olup cinsel güdüyü gidermek, nesli çoğaltmak ve korumak, insanın tekâmülü, huzur ve sükûnet, iffet ve edep, duyguların pekişmesi ve birçok başka güzel özellik gibi eser ve neticeler taşır. Bu kutsal sözleşmenin sağlanması sadece ...
  • İkamet ettiğimiz evimizin dışında iki parça da arsamız var. Sattıktan sonra onların humusunu vermemiz gerekir mi?
    5093 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/07/10
    Ayetullah el-Uzma Hamanei’nin Bürosu: Elde edilen kazançtan ticaret yapmak ve değerinin yükselmesi için satın alınmışsa satıldıktan sonra humusunun verilmesi gerekir. Ayetullah el-Uzma Mekarim Şirazi’nin Bürosu: Şimdi de humusunu verebilirsiniz, ama sıkıntıdaysanız sattıktan hemen sonra da verebilirsiniz. Ayetullah el-Uzma Hadevi Tahrani’nin Cevabı: Arsa sahibi ...
  • Dövme yaptırmak haram mıdır?
    6637 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/02/22
    Ayetullah el-Uzma Hadevi Tahrani’nin cevabı:Bedene zararı yoksa, müstehcen şekiller olmazsa ve insanın şahsiyetini düşürmezse sakıncasızdır. ...
  • Eğer ücretli ücretini hak ettiği zamandan bir yıl geçtikten sonra alırsa, onun humusunu aralıksız hemen ödemeli midir?
    5213 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/07/05
    Dikkatinizi taklit mercilerinin ofislerinden alınan yanıtlara çekiyoruz.Hz. Ayetullah Uzma Sistani (Allah ömrünü uzatsın):Evet, onun humusunu hemen vermelidir. Hz. Ayetullah Uzma Hameney (Allah ömrünü ...
  • Hermonotik nedir ve onun görecelikle ne gibi bağlantısı vardır?
    13813 Yeni Kelam İlmi 2010/12/28
    Hermonotik teriminin iki manası vardır:a) Geniş Mana: Bu kelime bu manada, bir metnin yorumu hakkındaki her türlü araştırmadır. Bu yüzden hermonotik, bu alanda bütün dinleri, hatta ilm-i usul’un lafızlar bölümünü dahi kapsamaktadır. b) Dar Mana: Bu kelimenin bu manasıyla ...
  • Namahrem bir erkeğe örtülü fotoğraf vermenin hükmü nedir?
    5928 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/09/22
    Büyük taklit mercilerinin bürolarından aşağıdaki cevaplar elde edilmiştir. Dikkatinizi bu cevaplara çekiyoruz.Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (Ömrü uzun olsun) Bürosu: Zatı itibariyle sakıncasızdır. Hz. Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi’nin (Ömrü uzun olsun) Bürosu: ...
  • Rivayetlerde kabir azabına neden olan sebeplerden bir tanesi idrar sayılmaktadır; konuyla ilgili daha fazla açıklama yapabilir misiniz?
    10248 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/02/14
    Hadis kaynaklarında bu konuya işaret eden/değinen rivayetler vardır; Peygamber Efendimiz (s.a.a) şöyle buyurmaktadır: “İdrardan sakının ve kendinizi ondan temizleyin, çünkü kabir azaplarının çoğu ondan kaynaklanmaktadır.”[1]İmam Sadık’da (a.s) şöyle buyurmaktadır: “Kabir azaplarının ...
  • Alkol kullanmaktan nasıl uzak kalınabilir ve bundan tövbe etmenin yolu nedir?
    21725 Teorik Ahlak 2011/10/23
    Her günahtan tövbe etmenin dayanağı, şahsın gerçekten kabul ettiği inanç ve değerlerdir. Eğer insan Allah’a ve diriliş gününe iman ederse, diğer bir dünyada amellerinin neticesini göreceğini bilirse ve kendisini gafletten kurtarmak gerektiğine kanaat getirirse, rahatlıkla günahlardan el çekebilir. Eğer insan haram işlerin kendisini nasıl bir bedbahtlığa ve ...
  • Kur’an’ın her ayeti ilaç hükmü taşır mı?
    7836 Tefsir 2012/04/15
    Yüce Allah değişik ayetlerde Kur’an-ı Kerim’i mümin fertlerin şifa vesilesi olarak tanıtmıştır.[1] Ayetlerin zahirinden, bazı rivayetler ve tefsirlerden anlaşıldığı kadarıyla şifadan maksat, ahlakî kötülüklerin yok olması ve maneviyat ve Allah’a yakınlaşma yolunda hareket etmektir.[2] Ama cismani hastalıkların da Kur’an vesilesiyle tedavi ...

En Çok Okunanlar