Gelişmiş Arama
Ziyaret
8972
Güncellenme Tarihi: 2011/10/22
Soru Özeti
Neden Kur’an sizler kadınlarınızı dövebilirsiniz diye buyurmaktadır?
Soru
Neden Kur’an sizler kadınlarınızı dövebilirsiniz diye buyurmaktadır?
Kısa Cevap

Kur’an’da tavsiye edilmiş üçüncü taktik (öğüt verme ve yataktan uzaklaştırmadan sonra) hakkında, ilk bakışta insan, istediği şekilde kadına davranması ve yumruk, tokat ve tekmeyle onu teslim alması için İslam’ın erkeğe imkan tanımak istediği sanısına kapılabilir. Oysaki durum asla bundan ibaret değildir. Kadınların isyan etmesi, vazife ve sorumluluklarına sırt çevirmede haddi aşması, aynı şekilde kanun çiğneme yolunda inatçılık ve diretmeyle adım atması, öğütlerin etki etmemesi, yataktan ayrılma ve itinasızlığın fayda vermemesi, “fiilin sertliği” dışında bir yol kalmaması ve yükümlülükleri ve sorumluluklarını yerine getirmesi için şiddet ve fiilin sertliğinden başka bir çare kalmaması durumunda, erkeklere “üçüncü taktik” yoluyla vazifelerini yerine getirmek için onları mecbur kılmaya izin verilmiştir.

Ayrıntılı Cevap

Kur’an’da konuyla ilgili bir ayet mevcuttur ve ilkönce ayetin manasını zikrediyoruz: “Dürüst ve erdemli kadınlar, gerçekten Allahın koru(nmasını buyur)duğu mahremiyeti koruyan sadık ve itaatkâr kadınlardır. Kötü niyetlerinden korktuğunuz kadınlara gelince, onlara (önce) nasihat edin; sonra yatakta yalnız bırakın; sonra dövün ve bundan sonra itaat ederlerse onları incitmekten kaçının. Allah gerçekten yücedir, büyüktür.”[1] Burada İslam kadınların dövülmesini caiz mi saymıştır diye bir eleştiri akla gelebilir. Bu eleştirinin cevabı ayetin manası, onu açıklayan nakledilen rivayetler, fıkıh kitaplarında yapılan ilgili izahlar ve aynı şekilde bugünkü psikologların yapmış olduğu açıklamalara bakmayla pek girift değildir. Vurmaktan maksat, güç gösterisi ve kadının nahif cismini ve latif bedenini dağıtmak değildir. Kur’an’da tavsiye edilmiş üçüncü taktik (öğüt verme ve yataktan uzaklaştırmadan sonra) hakkında, ilk bakışta insan, istediği şekilde kadına davranması ve yumruk, tokat ve tekmeyle onu teslim alması için İslam’ın erkeğe imkan tanımak istediği sanısına kapılabilir. Oysaki durum asla bundan ibaret değildir. Vurmanın mertebeleri olduğu apaçıktır. Çok normal ve acı ve eziyet vermeyen bir ense tokadından şahsın hareketten düşüp ama ölmeyeceği dereceye kadar dövülmesine değin her şey vurmak sayılır. Artı, vurma neticesinde insanın kalbi durur ve bedeni çalışamaz hale gelirse, artık buna vurmak denmez, öldürmek denir! Önemli olan nokta vurmanın haddinin kim tarafından belirleneceğidir. Erkeğin kendi vuruşunun had ve ölçüsünü belirleme ve İslam’ın yaratılış reyhanı ve varlık bahçesinin güzel ve taravetli gülü olarak değerlendirdiği mazlum kadının nahif bedenini bitkin, güçsüz ve bitap kılacak derecede kırbaç, yumruk, tekme ve tokat darbelerinin altında bırakma hakkı var mıdır? Vurma nerede caiz görülmüştür ve caiz görüldüğü yerde nasıl bir vurma kastedilmiştir? Bunun haddini kim tayin etmelidir? Koca mı yoksa başka bir makam mı? Kadının kocasına itaat etmesinin ve Kur’an’ın deyimiyle konutun farz oluşu, sadece cinsel ilişkiyle ilgilidir ve kocanın onu süpürmeye, eskiyi ağartmaya, aşçılığa, elbise yıkamaya ve bu tür işlere mecbur kılma hakkı yoktur. Bunlar anlayış, samimiyet, işbirliği, hemfikirlik, özveri ve fedakârlık yoluyla karı ve koca tarafından hal edilmelidir. Bu nedenle, bu gibi hususlarda hatta kadını hesaba çekmeye bile kocanın hakkı yoktur ve kabadayılık yapıp vurup yaralamayla ona kendi iradesini dayatması ise asla tasavvur edilemez. Erkek eve külfet ve keniz değil, bilakis eş, meslektaş, hemfikir, yar ve yardımcı getirdiğini ve ondan sadece konut ve koruma beklentisi içinde olabileceğini bilmelidir. Bu nedenle, üç taktik kadının (evlilik yükümlülüklerini reddederek) başkaldırması ve itaat etmeyi terk etmesi alanına özgüdür ve genellikle aile ortamında kadının işbirliği, hemfikirlilik ve gönüldeşlik için yaptığı iş ve hususlarla ilgili değildir.[2] Kadınların isyan etmesi, vazife ve sorumluluklarına sırt çevirmede haddi aşması, aynı şekilde kanun çiğneme yolunda inatçılık ve diretmeyle adım atması, öğütlerin etki etmemesi, yataktan ayrılma ve itinasızlığın fayda vermemesi, “fiilin sertliği” dışında bir yol kalmaması ve yükümlülükleri ve sorumluluklarını yerine getirmesi için şiddet ve fiilin sertliğinden başka bir çare kalmaması durumunda, erkeklere “üçüncü taktik” yoluyla vazifelerini yerine getirmek için onları mecbur kılmaya izin verilmiştir. Buradaki bedensel tembih “fıkıh kitaplarında belirtildiği gibi- mülayim ve hafif olmalı ve bedende kırılmaya, yaralanmaya ve morarmaya neden olmamalıdır.[3] Hatta vurmanın açıklaması hakkındaki bazı rivayetlerde İmam (a.s) şöyle buyuruyor: Kastedilen, misvak çubuğuyla vurmaktır.[4] Evet, bedensel tembihin hedefi, evlilik ilişkisinin sürmesi ve aile kurumunu sıcak tutmaktır. Öte taraftan ayet-i kerime bir hastalığı tedavi etme gayesinde olabilir. Bugünkü psikanalizler, bir grup kadının “mazoşizm” adında bir hal taşıdığına ve bu halin onlarda artması durumunda kendilerinin tek huzur bulma yolunun bedensel tembih olduğuna inanmaktadır.[5] Biz bu görüşü kesin bir şekilde Kur’an’a isnat etmemekteyiz ve bir grup da bu görüşe katılmamaktadır.[6]             



[1] Nisa, 34.

[2] Dr. Ahmed Beheşti’nin Hanivade Der Kur’an kitabı, s. 111’den yararlanılmıştır.

[3] Tefsir-i Numune, c. 3, s. 41. Bkz: 1433. Sayılı (site: 990) sorunun yanıtı (İzribuhunne’nin Manası).

[4] Tefsir-i Nuru’l-Sakaleyn, c. 1, s. 478.

[5] Tefsir-i Numune, c. 3, s. 415.

[6] Hanivade Der Kur’an, s. 111 ve sonrası.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Bedensel esenlik sırrını nasıl araştırabiliriz?
    7666 Yeni Kelam İlmi 2011/08/21
    Allah tarafından konulan tabiat kanunları bu dünyada hiçbir insanın baki kalmamasını ve değişik nedenlerle ve bu cümleden olmak üzere bedensel esenliği kaybederek dünyayı terk edip ebedi âleme geçmesini muayyen kılmıştır. Öte taraftan her ne kadar peygamberler ve imamlar (a.s) bir takım özel durumlarda Allah’ın izniyle hastalara (sadece Allah’ın evliyalarının ...
  • Bahailik konusu ve onların tarihi hakkında bilgi verebilir misiniz?
    11742 Eski Kelam İlmi 2008/02/16
    Bahailik fırkasının kurucusu, Mirza Hüseyin Ali Nuri’dir. O, Muhammed Bab’ın, Molla Hüseyin Beşruyeyi’nin tebliği vesilesiyle ortaya çıkmasından sonra Muhammed Bab’ın anlayışına yönelerek onun görüşlerini kabul etmiştir. Muhammed Bab’ın ölümünden ve onun yerine geçen kardeşi Yahya Subh-u Ezel’i kabul etmemesinden sonra Muhammed Bab’ın, zuhurunu vaat ettiği kimsenin (Men ...
  • Acaba iki yıldır süt veren bir kadına emzirme kefaretinin yanı sıra geciktirme kefareti de farz mıdır?
    12992 Orucun Kazası Ve Kefaretleri 2013/01/14
    Ayetullahe'l-uzma SİSTANİ’NİN (Allah yüce gölgesini devam ettirsin) defteri: Bebek emziren kadının sütü az olduğunda, eğer oruç tutması emzirdiği bebeğe zarar verecek olursa, oruç tutmak ona farz değildir. ister bu kadın bebeğin öz annesi olsun, isterse dadısı olsun veya ücretle süt veren bir kadın olsun, fark etmez. Ancak ...
  • Eğer Ehlibeyt (a.s) «خُزّان العلم» ilmin madeni iseler neden kumeyl duasını Hz. Hızır İmam Ali (a.s)’a öğretmiştir?
    6875 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2019/04/07
    Kumeyl duası Şeyh Tusi’nin “Misbah’ul-Muteheccid”[1] ve Seyit ibn. Tavus’un “İkbal’ul-Emal” adlı eserlerinde nakledilmiştir. Seyit ibn. Tavus bu duayı eserinde naklederken şöyle açıklama yapmaktadır: Şeyh Tusi’nin naklettiği rivayetten başka bir rivayette gördüm ki Kumeyl ibn. Ziyad Neğei diyor ki: Basra mescidinde İmam Ali (a.s)’ın yanında ...
  • Zatı âlinizin Kur’an’ın tahrif edildiği hadisler konusundaki görüşünüz nedir?
    6158 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/10
    Hz. Ayetullah Mehdi Hadevi Tahrani’nin bu bağlamdaki görüşü şöyledir: Kur’an’ın tahrif edildiğini söyleyen hadisler ya senet bakımından zayıftırlar ya da sadır olma cihetinden hüccet değildirler veya delaletleri kabul edilebilinir durumda değildir. Kur’an-ı Kerim hiçbir zaman tahrif olmamış ve olmayacaktır. Kur’anın tahrif ...
  • Cenabet olan kimse gusül almadan banyodan çıkarsa bütün bedeni necis sayılır mı?
    29968 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/06/12
    Sorunun cevabını vermeden önce şu noktayı hatırlamamız gerekir: Cenabetten maksat necasetle bütün bedenin necis olması değildir. Cenabet gerçekte manevi necasettir. Meni bedenin tümünü değil yanlızca bedenin değdiği yeri necis eder, yıkamakla ve necasetin gidermesiyle değdiği yer pak olur. Örneğin cenabet olan ...
  • Peygamber (s.a.a) ve Ehlibeyt (a.s) diri midirler? Eğer diriyseler bunun manası nedir?
    9429 دانش، مقام و توانایی های معصومان 2012/07/24
    Hz. Peygamber (s.a.a) ve Ehlibeyt’inin (a.s) diri olması, hakiki hayat konusunda Kur’an’daki anlamı içerir ve özellikle şehitler hakkında buna vurguda bulunulmuştur: "وَ لا تَحْسَبَنَّ الَّذينَ قُتِلُوا في‏ سَبيلِ اللَّهِ أَمْواتاً بَلْ أَحْياءٌ عِنْدَ رَبِّهِمْ يُرْزَقُونَ". Aynı şekilde birçok rivayette de imamların diri oluşu hakkında bu anlama ...
  • Nahiye-i mukaddese ziyareti Şia'da muteber kabul edilir mi? Bunu teyit eden delil ve akide nedir?
    11085 Pratik Ahlak 2011/09/27
    Nahiye-i Mukaddese ziyareti mutlak ziyaretnameler türündendir. Yani onu her zaman (Aşura günü ve diğer günlerde) ve her yerde okuyarak Hz. Hüseyin (a.s)'ı ziyaret etmek mümkündür. Bu ziyaret peygamberlere, din önderlerine ve pak İmamlara selam ile başlar, sonra Hz. Hüseyin ve onun vefalı yaranlarına selamlamakla devam eder, daha sonra Hz. ...
  • İlime hakiki anlamda iştiyak kazanmanın yolu nedir?
    7859 Pratik Ahlak 2011/07/23
    Ayetullah Hadevi Tehrani'nin bu konuyla ilgili görüşü şöyledir:İlime duyulan iştiyak ilahi bir lütuftur. Ancak bu hissi bazı yollardan güçlendirmek mümkündür:1- Sırayı gözeterek ve düzenli bir şekilde ders okuma. Bu tür ders alma insanda öğrenme ve ilime ilgi hissini güçlendirir ...
  • İnsan kıyamette bu dünyada sevdiği ve ilgi duyduğu insanlarla mı haşır olacak?
    3293 Hadis 2020/01/20

En Çok Okunanlar